Sevgili Independent Türkçe okuyucuları,
Türkiye ile Singapur arasındaki diplomatik ilişkiler, aslında Yeniden Asya politikası çerçevesinde önemli bir model teşkil ediyor.
Karmaşık küresel jeopolitik konjonktürdeki bu dönemde, Singapur ile ilişkilere dikkatle bakma fırsatını elde ediyoruz.
Singapur, ideallerini kurumsal kültürde şekillendiren, çok kültürlülük, liyakat ve hukukun üstünlüğü değerlerine sıkı sarılan, bölgesel ve küresel ticarette kısa sürede önemli merkezlerden biri haline gelen bir ülke olarak örnek teşkil ediyor.
Bu vesileyle, Türkiye’nin bu dinamik Asya kentiyle kurduğu ilişkiler, Yeniden Asya politikası çerçevesinde bir kez daha düşünmemiz gereken bir zemin sunuyor.
Öncelikle kendi deneyimimden söz etmek isterim.
Singapur’a gittiğimde hayran kalmıştım ve o günden bu yana Türkiye‑Singapur dostluğunun kültürel kalkınmasına katkıda bulunmak istedim.
Singapurlu çok değerli dostlarım da hep Türkiye’ye dostane bir ilgi gösterdiler.
Ekim 2022 tarihinde, Singapur Büyükelçiliği tarafından bana "Singapur Dostluk Ödülü" takdim edildi.
Bu ödül, iki ülkenin hem akademik hem sosyal alışverişini simgeleyen güzel bir semboldü ve beni çok onurlandırdı.
Daha da öncesine dönersek, pandemi döneminde uyguladığımız "Singapur usulü bayram ışıklandırması" tasarımıyla, zor dönemlerde estetiği, paylaşımı ve kültürlerarası duyarlılığı harmanlayan bir bayram kutlaması yaklaşımını hayata geçirmiştik.
O zaman da, Singapur’a gittiğimde de, Singapur’un planlama disiplini ve estetik hassasiyeti beni derinden etkilemişti.
Singapur’a ilk gidişim ise adeta bir aydınlanma deneyimiydi.
Şehir devletindeki sistem, düzen, organizasyon ve kurumsal performans beni hem bireysel olarak şaşırtmış hem de akademik ve kurumsal bağlamda düşünmeme vesile olmuştu.
Gerek ulaşım altyapısı, gerekse sosyal alanlarda liyakate dayanan camia yapısı, hukukun uygulanışı, hem kamu hem özel sektörde verimliliğe odaklanılması, Türkiye için de önemli dersler taşıyor.
Türkiye-Singapur ilişkisi, yüzeyde ticaret, diplomasi ve kültür alışverişinden ibaret olsa da aslında çok daha derin boyutları bulunan, iki ülkenin kurumsal ve toplumsal dönüşüm çerçevesidir.
Gerek Singapur’un tüzel düzenlemeleri gerek kamu politikasındaki işleyişi, Türkiye’nin küresel rekabetçi pozisyonunda karşılaştırmalı avantaj oluşturma arayışlarına önemli fikirler sunuyor.
Özellikle, çok kültürlü bir toplumun barış içinde birbiriyle nasıl uyumlu çalışabileceğini Singapur örneği üzerinden öğrenmek, Türkiye’nin hem iç hem dış dengelerini güçlendirme sürecine ışık tutuyor.
Bu ilişkilerin yıllardır giderek güçleniyor olması, aslında bir düşünsel iş birliği çağrısıdır.
Örneğin dijital ekonomi, eğitim sistemleri ve yeşil dönüşüm alanlarında Singapur’un liyakat esaslı meşruiyet kazanmış mevzuatı, Türkiye’deki reform çabalarına örneklik edebilir.
Dünyada yabancı yatırım çekme konusunda güçlü olan her iki ülke, aynı zamanda hukukun üstünlüğüne inanan altyapı sistemlerini daha sağlamlaştırarak hem sermaye, hem beyin göçü akımlarını daha etkili yönetebilir.
Singapur’un hukukun üstünlüğü konusundaki hassasiyeti, tarafsız yargıya olan güven ve şeffaf kamu yönetimi ile ilişkilidir.
Türkiye gibi büyük ve heterojen toplumlarda, hukukun eksiksiz uygulanması, toplumsal güvenin sağlanmasında -hele uluslararası iş birliği bağlamında- büyük önem arz eder.
1969 yılından bu yana kurulan, bu bağ sayesinde karşılıklı yeni ortak kalite ve vizyon pencereleri açılabilir.
Kültürel misyonlarda da Singapur’dan alınacak dersler bulunuyor.
Örneğin, pandemi döneminde yaptığımız ışıklandırma projesi, bir kültürün estetik değerlerle algısal bir hediyeye dönüştüğü, kurumsallaşmış bir marka imajı oluşturabildiğimiz anlamlı bir örnektir.
Türkiye, zengin kültür mirasını hem korumalı hem de uluslararası platformlarda anlatma kapasitesini artırmalı.
Akademisyen gözümü buraya çevirdiğimde, insana dokunan reformların bazen kurumların duvarlarının ötesine geçerek toplumsal hafızaya kazındığını görüyorum.
Singapur ile kurulan diyalog, Türkiye için modernleşme, kurumların güçlendirilmesi, demokratik reform sinyallerinin, liyakat ve etik standartlarının yeniden gözden geçirilmesi anlamına geliyor.
Bu ilişki iki ülkenin akılcı diplomasi ile jeopolitik strateji ve ekonomik tercihlerini yeniden düşünmesini sağlıyor.
Sonuç olarak, Türkiye‑Singapur ilişkileri bir zihniyet ve kurumsal sistem çağrısıdır.
Çok kültürlü, liyakate dayalı ve hukukun üstünlüğünü merkezine alan Singapur modelinden öğrenebilir, ortak reform, yatırım ve kültür programlarına yeni vizyon kazandırabiliriz.
Dostluk ve kültürel diyalog, iki ülkenin paydaşlık ruhuyla geleceğe yürüdüğünün yansımasıdır.
Bu yazıyla birlikte, Türkiye ile Singapur’un yarına daha güçlü, hukuk temelli ve liyakat odaklı bir diplomasi vizyonuyla yol almaları temennilerimizi yineliyoruz.
Kaynaklar:
https://www.indyturk.com/node/582926/t%C3%BCrki%CC%87yeden-sesler/singapurdan-dostluk-%C3%B6d%C3%BCl%C3%BC-ali-o%C4%9Fuz-dir%C3%B6ze
https://www.indyturk.com/node/549176/t%C3%BCrki%CC%87yeden-sesler/singapurdan-bir-ayd%C4%B1nlanma-deneyimi
https://www.indyturk.com/node/519231/t%C3%BCrki%CC%87yeden-sesler/k%C3%BClt%C3%BCrel-ayd%C4%B1nlanma-i%C5%9F%C4%B1klar%C4%B1
https://www.indyturk.com/node/445636/t%C3%BCrki%CC%87yeden-sesler/salg%C4%B1n-ve-ayd%C4%B1nlanma
https://www.indyturk.com/node/378201/t%C3%BCrki%CC%87yeden-sesler/singapurdan-t%C3%BCrkiyeye-bir-dostluk-hediyesi
https://www.mfa.gov.tr/turkiye-singapur-siyasi-iliskileri.tr.mfa
*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish