Komşudaki seçimler ve Türk-Yunan ilişkilerine bakış

Gülru Gezer Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Louiza Vradi/Reuters

Neredeyse son bir yıldır Ege'nin iki yakasındaki siyasiler seçimlere hazırlanıyordu. Yunanistan seçimleri Türkiye'de fazla akis bulmazken, Türkiye'nin seçim süreci Yunanistan'da yakından takip ediliyor.

6 Şubat depremleri sonrasında iki ülke arasında esen ılımlı rüzgarlar nedeniyle seçim kampanyaları sırasında, birkaç açıklama dışında, taraflar birbirini doğrudan hedef almadı. 

Bu durum, taraflar arasında çözülmesi gereken birçok girift konu bulunsa da halihazırdaki olumlu atmosferin seçimler sonrasında da büyük ölçüde sürdürülebileceğine işaret ediyor.

Zira seçimler sonrasında her iki ülkenin ekonomi başta olmak üzere içerideki meselelere öncelik vermeyi ve dış politikadaki sorunlu konuları asgariye indirmeyi tercih etmeleri muhtemeldir. 


Yunanistan'daki seçimler neticesinde ortaya çıkan tablo 

21 Mayıs 2023 tarihinde Yunanistan'da yapılan parlamento seçimlerinde 9,81 milyon kişi sandık başına gitti.

Gün içerisinde açıklanan sandık çıkış anketi sonuçlarına göre; Başbakan Kiryakos Miçotakis'in Yeni Demokrasi Partisi yüzde 37,5 ila yüzde 41,5 arasında bir oy alarak seçimi birinci sırada tamamladı.

Aynı ankete göre ana muhalefet partisi SYRIZA yüzde 23,5 ila yüzde 27,5 arasında bir oyla seçimi ikinci sırada, PASOK ise yüzde 11,5 ila yüzde 12,5 arasında aldığı oyla seçimi üçüncü sırada bitirdi. 
 

aa.jpg
Yunanistan'da dün düzenlenen genel seçimlerde resmi olmayan sonuçlara göre Başbakan Kiryakos Miçotakis'in liderliğini yaptığı Yeni Demokrasi Partisi yüzde 40'ın üzerinde oy alarak birinci parti oldu / Fotoğraf: AA

 

İçişleri Bakanlığı'nın 21 Mayıs akşamı yaptığı ilk açıklamada ise, Miçotakis'in partisinin oyların yüzde 41'ini alarak parlamentoda 146 sandalyeye, SYRIZA'nın oyların yüzde 20'sini alarak 71 sandalyeye, PASOK'un yüzde 11,7 oyla 42 sandalyeye sahip olacağı tahmininde bulunuldu. Bu verilere göre, 2019 yılına kıyasla Yeni Demokrasi Partisi oylarını artırırken, SYRIZA oy kaybına uğradı.

21 Mayıs'taki parlamento seçimleri hem 17 yaşındaki Yunan vatandaşlarının oy kullandıkları hem de 2016'da kabul edilen yeni seçim yasasının uygulandığı ilk seçim oldu.  

Buna ilaveten, seçimleri birinci sırada bitiren partiye parlamentoda 50 ilave sandalye verilmesi uygulaması 2016'da alınan bir karar doğrultusunda bu seçimlerle ortadan kalktı. 

Bu nedenle, Miçotakis'in 300 sandalyeli parlamentoda hükümeti kurabilmesi için 151 sandalyeye ulaşması gerekecek. Tek başına iktidar olmak isteyen Miçotakis'in koalisyon kurmaması halinde, ikinci sırada gelen SYRIZA'ya hükümet kurma yetkisi verilecek, o da olmaz ise Cumhurbaşkanı PASOK'a yetki verecek. Her lidere hükümeti kurmak için üç günlük süre verilecek.

Tüm bunlar gerçekleşemediği takdirde ise, cumhurbaşkanı geçici hükümetin kurulmasına önderlik edecek ve haziran sonunda ya da Temmuz başında Yunanistan yeniden sandığa gidecek. 


Telekulak skandalı ve ekonomideki kötü gidişata rağmen Miçotakis yine kazandı

Geçen yaz başında Yunanistan istihbarat teşkilatı olan Ulusal İstihbarat Teşkilatı (EYP) tarafından "Predator" adlı casus yazılımla PASOK'un Başkanı Nikos Andrulakis ile gazeteci Tanasis Koukakis'in dinlendiği ortaya çıktı.

Skandal çerçevesinde Dışişleri Bakanı Nikos Dendias da dahil birçok Bakan, siyasi, gazeteci ve bürokratın dinlendiği tespit edildi. 
Miçotakis dinleme skandalı hakkında "Yanlıştı. Bilgim yoktu, eğer olsaydı buna asla izin vermezdim" dedi.

Ana muhalefet partisi SYRIZA'nın talebi üzerine parlamentoda soruşturma başlatıldı, Hükümet hakkında gensoru verildi, ayrıca Miçotakis'in istifası istendi. 

Skandal çerçevesinde EYP Başkanı Panagiotis Kontoleon görevi ihmal, Miçotakis'in yeğeni olan ve Başbakanlık Genel Sekreteri Grigoris Dimitriadis ise sözkonusu yazılımı satan firmayla ilişkileri olduğu gerekçesiyle istifa etti.

Miçotakis ise, tüm bu süreçlerden yara almadan ve halk desteğini ciddi anlamda kaybetmeden sıyrılabildi. 
 

Reuters.jpeg
Yunanistan'da dün düzenlenen genel seçimlerde resmi olmayan sonuçlara göre Başbakan Kiryakos Miçotakis'in liderliğini yaptığı Yeni Demokrasi Partisi yüzde 40'ın üzerinde oy alarak birinci parti oldu / Fotoğraf: Reuters

 

Miçotakis'i seçimlere giden zaman zarfında zorlayan bir diğer husus ise ekonomi oldu. Yunan halkı 2015 seçimlerinde ülkeyi ekonomik buhrandan ve düzlüğe çıkmak için uygulanan kemer sıkma politikalarından kurtarma sözü veren SYRIZA'nın Genel Başkanı Aleksis Çipras'a oy vermiş, ancak Çipras ülkeyi borç sarmalından çıkarmak için katı ekonomi politikalarını uygulamaya devam etmişti.

Çipras'ın verdiği vaatlerin aksine bir politika uygulamasını ya da uygulamak zorunda kalmasını Yunan halkı unutmadı. 2019'da seçilen Miçotakis ise ekonomik reform ve istikrar sözüyle iktidara geldi. Covid-19 pandemisi döneminde alınan tedbirler sayesinde süreci iyi yönetti. Ancak Yunan ekonomisi hala düzlüğe çıkamadı. 

Pandemi ve sonrasında patlak veren Ukrayna krizi karşısında görece sağlam durabilen Yunanistan'da, Avrupa Birliği Komisyonu verilerine göre, işsizlik 2021 yılında yüzde 14,7 iken 2022 yılında yüzde 12,6'ya düştü.

Kamu borcu ise 2021 yılında Gayrı Safi Milli Hasılanın yüzde 194,5'ine tekabül ediyorken, bu oran 2022 yılında yüzde 171,1'e geriledi. Öte yandan, savaşın da etkisiyle enflasyon yüzde 10'un üzerine çıkarak rekor seviyelere ulaştı.

Tüketici ürünlerinin fiyatlarındaki hızlı artış ve maaşların artan fiyatlar karşısında yetersiz kalması nedeniyle Yunanistan'da sık sık sokak gösterilerine tanık olduk. 

Miçotakis seçime giden süreçte ekonomi alanında eksikliklerin farkında olduğunu, sorunların üstesinden ancak kendi partisinin gelebileceği mesajını verdi.

Bu doğrultuda Başbakan enflasyonu yüzde 8'in altına düşürme, ekonomik büyümeyi yüzde 3'ün üstüne çıkarma ve Yunanistan'a daha fazla yabancı yatırım çekme vaadinde bulundu. 

Öte yandan, seçime katılımın düşük kalmasındaki sebeplerden birinin siyasi partilerin halkın sorunlarına çözüm bulmakta yetersiz kaldığı ve halkı umursamadığı algısı oldu. 


Yunanistan zorlu bir sürece giriyor

Yunan parlamentosundaki yeni denklem ve seçimi ilk üç sırada bitiren partilerin kampanya sürecinde birbirleriyle koalisyon yapmak istemedikleri yönündeki açıklamaları nedeniyle Yunanistan'ı zorlu bir süreç bekliyor. 

Yeni Demokrasi Partisi tek başına iktidar olmakta kararlıyken, SYRIZA yüzde 3 eşiğini aşan parlamentodaki sol ya da orta sol eğilimli partilerle bir “ilerici koalisyon” kurabileceğinin sinyallerini veriyor.

İkinci turda ilk gelen partiye yüzde 25'in üzerinde oy alması halinde ilave 20, yüzde 40'in üzerinde oy alması halinde ise 50 sandalye verilecek. 

SYRIZA'nın PASOK'u da yanına alarak geniş bir koalisyonla hükümeti kuramaması halinde ikinci kez seçimlere gidilmesi ve Yeni Demokrasi'nin birinci parti çıkma avantajıyla tek parti iktidarını sürdürmesi ihtimali güçleniyor. 
 

aa2.jpg
Fotoğraf: AA

 

Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde yeni dönem

İki ülke arasındaki ilişkiler düşünüldüğünde ilk akla gelen Ege sorunları oluyor. Ancak tarafların çözüme kavuşturması gereken birçok başka mesele de bulunuyor. 

İkili ilişkiler bağlamında Batı Trakya Müslüman Azınlığı ve bu çerçevede Türk azınlığın etnik kimliğinin tanınması, eğitim ve ibadet hakkı gibi konular, Türkiye'deki Fener Rum Ortodoks Patrikliğin statüsü ve yetkileri ile Heybeliada Ruhban Okulu, Yunanistan'ın Pontus iddiaları, göçmenler meselesi ve Yunanistan'ın geri-itmeleri, Atina'nın terör örgütlerine süregelen desteği gibi konular taraflar arasındaki temel anlaşmazlık başlıkları olarak duruyor.

Bununla birlikte, bu konuların birçoğu hakkında Lozan Antlaşması'nın hükümleri gayet açıkken, Yunanistan bahse konu anlaşmayı farklı yorumlamayı tercih ediyor. 

Kıbrıs meselesi, doğu Akdeniz'deki doğal kaynakların adil paylaşımı, Yunanistan'ın AB ve NATO içerisindeki uzlaşmaz tutumu gibi konular da ikili ilişkileri doğrudan etkileyen meselelerdir.

İki ülke arasındaki münasebetlere olumsuz tesir eden ve göz ardı edilmemesi gereken bir diğer faktör ise ABD ve bazı Avrupa başkentlerindeki Yunan diasporası ve lobisidir. 

Burada hatırda tutulması gereken husus, Yunanistan'la olan ikili sorunlarımızın Batı tarafından da yakından takip ediliyor olmasıdır. AB ve ABD Yunanistan'daki Türk azınlığın meselelerini bilmez ya da görmezden gelirken neredeyse her ikili görüşmede Heybeliada Ruhban Okulu'nun durumunu gündeme getirebilmektedir.  

Bu nedenle, Türkiye'de seçimler sonrasında kurulacak hükümetin Yunanistan'a yönelik olarak mevcut uluslararası anlaşmalar ve uluslararası hukuk temelindeki mevcut politikasını sürdürürken daha kapsamlı bir strateji belirlemesi ve Yunanistan'ın Batı'da oluşturmayı başardığı söylem üstünlüğüne karşı Batı nezdinde karşılık bulacak bir söylemi benimsemesi ilişkilerin yeniden ikili boyuta çekilmesi için yararlı olacaktır.  

Önceki yazılarımda da defaatle vurguladığım üzere, iki ülke arasında çözüm bekleyen birçok konu varken kısa bir süre içerisinde ilişkilerin düzelmesini beklemek gerçekçi değildir.

Ancak iki ülke Dışişleri Bakan Yardımcıları arasında tesis edilen pozitif gündem mekanizması çerçevesinde güven artırıcı önlemler alınabilir, ekonomi ve ticareti ilişkilerin kazan-kazan anlayışıyla geliştirilmesi için ilave adımlar atılabilir. Bilahare eski adıyla istikşafi olarak bilinen istişari görüşmelere başlanabilir. 

Tüm bunların medyadan uzak olması, siyasilerin karşılıklı olarak medya ve sosyal-medya üzerinden birbirlerini hedef almaması yönünde varacakları bir mutabakat da olumlu havanın sürdürülebilirliği açısından önemlidir. 

Yunanistan'da iktidar ve ana muhalefet partisinin Türkiye'ye yönelik tutumunda ciddi bir farklılık olmadığı düşünüldüğünde, Yunanistan'daki seçim süreci sonrasında temasların bırakılan yerden başlaması muhtemeldir.

Her iki ülkenin kendi iç meselelerine odaklanmaları öncelikliyken, gerginliğin tırmandırılmasından kaçınmak şüphesiz her iki tarafın çıkarına olacaktır. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

DAHA FAZLA HABER OKU