Herkes Elon Musk ve Twitter'dan bahsediyor ama asıl haber Trump'ın Truth Social'ı

Musk, Twitter'ın en büyük hissedarı haline gelip yönetim kuruluna katıldıktan sonra herkes para kazandı. Yani, eski ABD Başkanı hariç herkes

(Reuters)

Anneciğimin bana öğrettiği bütün kurallara meydan okuyan Elon Musk (çoktandır dünyanın ilgisinin sütünde yüzen bir adam) Twitter Inc.'in hisselerinin yüzde 9,2'sine 3 milyar 700 milyon dolar harcayarak kendine bir inek satın almış oldu. (Yazar süt bedavaysa inek alınmaz sözüne atıfta bulunuyor. -ed.n.)

Siz daha, "Vay arkadaş, boşa harcayacak 3 milyar 700 milyon dolarının olması ne güzel geliyordur" diyemeden pazartesi günü Twitter hisselerinin yüzde 27 değer kazanmasıyla Musk koyduğu parayı ve fazlasını geri aldı bile. Herkes para kazandı! Teknoloji ağırlıklı Nasdaq borsasının ortalaması 250 puandan fazla arttı. Teknoloji hissesi ağırlıklı kendi portföyüm, Twitter'ın yükselişinin Meta Networks (CEO Mark Zuckerberg'e nazaran daha az cyborgvari etkileşimde bulunanlar için Facebook) ve (nedense) Netflix gibi diğer teknoloji isimlerini de yukarı çekmesiyle neredeyse yüzde 2 değer kazandı. Bulut bilişim şirketleri (ki Twitter daha az ya da daha çok kullanıcının ve reklamcının ilgisini çekince bundan bir kâr elde etmiyorlar) bilhassa çıldırdı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Aslına bakılırsa, Amerika'da Twitter haberlerinden para kazanmayı başaramayan belki de bir tek Donald Trump'tı. Twitter'ın sonunu getirmek üzere komplo teorisyenleri için tasarlanan yeni Truth Social (Gerçek Sosyal) ağı, acemice piyasa sürülmesi ve uzmanlara göre Trump'ın ekibinde bu acemiliği düzeltebilecek teknik yeterliliğe sahip yegane kişiler olan iki yöneticinin ayrılmasıyla yüzde 25 değer kaybetti.

Keşke tüm bu para meselesi, önem arz eden şeylerin çoğunu da yansıtıyor olsaydı. Yakın zamanda ilan edildiği üzere Musk'ın Twitter yönetim kuruluna katılması bile muhtemelen büyük kısmını yansıtmıyor.

Gelin teker teker gidelim.

Birincisi, Twitter'ı cuma sabahki değerinden, yani Musk'ın hisselerini açıklamasının öncesinden bariz bir şekilde yüzde 25 daha değerli hale getirecek hiçbir şey yaşanmadı. Twitter'ın sorunu (ki bu pazartesinin haberlerinden önce değerinin Facebook'un yüzde 5'ine tekabül etmesinin de sebebiydi) pek de iyi bir reklam aracı olmaması. Kısalığı vurgulayan formatı, fotoğraf ve videonun nadiren kullanılması ve kullanıcılarının dikkat süresinin bir pireninkiyle eşdeğer olması (ben de suçluyum, özellikle de 180-karakterlik bir iletiden diğerine savrulmayı aldırmadığım zamanlarda) bir araya gelince Twitter, reklam verenlerin yer alabilmeyi isteyeceği kadar kapsamlı bir deneyim değil.

Ayrıca, Alphabet'in Google arama motoruna kıyasla, ki buradan gelen kullanıcı verilerimiz kelimenin tam anlamıyla internette arattığımız her şeyin listesini içeriyor, bu platform kullanıcılarından çok daha az bilgi topluyor. Bu da reklam verenlerin ilgisini, sizin Temsilciler Meclisi'nin Georgialı delisi Marjorie Taylor Greene'le ilgili düşünmeden yazdığınız ve Nike ile Expedia gibilerine herkesin netlikle görebildiği bazı temel meselelerin farkına vardığınızın dışında hiçbir bilgi vermeyen tweetten daha çok çekiyor.

Wall Street'in büyük kısmı bunun farkında. Jefferies'in analisti Brent Thill raporunda hisselerin şu anda aşırı değer kazandığını ve yönetimin 2023 büyüme hedeflerine ulaşabileceğine veya ulaşacağına dair yeni herhangi bir belirti görülmediğini yazdı. Wedbush'tan Dan Ives ise Musk'ın Twitter'ın kontrolünü satın almak için hamle yapabileceğini öne sürdü. Büyük kısmı elektrikli otomobil üreticisi Tesla'daki hisselerine dayanan 288 milyar dolarlık net servetiyle bunu kesinlikle karşılayabilir. Ama ne için? Ives'ın raporu bile hızlıca daha önemli gördüğü soruya yöneliyor: Twitter dikkatini dağıtarak Musk'ın Tesla'da bir şekilde çuvallamasına yol açacak mı? O açmayacağını söylüyor.

Musk şimdilik burada büyük oranda egosu ve platformda pek de doğru olmayan şeyler paylaştığında Twitter yönetimiyle arasındaki dönemsel sürtüşmelere göre hareket ediyor gibi duruyor. Twitter'ın artık Amerika'nın agorasının yöneticisi haline gelmesine karşı Musk internetten cesurca sesini yükseltmiş ve ifade özgürlüğünün, Twitter'ın ona ve diğerlerine istedikleri her an, her türlü tüm saçmalığı söyleme izni vermesini gerektirdiğini ima etmişti. Kendisine karşı çıkanların pedofil olduğunu öne sürdüğü zamanlarda bile. Musk'ın nihayetinde geri aldığını belirtmek dışında bu küçük gaflara dair olgular, burada gözden geçirmeye layık değil.

Açıkçası Musk'ın argümanı, ifade özgürlüğü yasasının gerçek anlamını bütünüyle karman çorman ediyor. Medya eleştirmeni A. J. Liebling'in onlarca yıl önce yazdığı üzere basın özgürlüğü basının mülkiyetini elinde bulunduranlara aittir. Musk basını kontrol etmek istiyorsa, kendine bir tane basın kuruluşu satın alabilir. Söz konusu Twitter ise, Ives'ın da söylediği gibi, belki eninde sonunda alacaktır. Eğer bu olursa, aferin Musk'a. Ama pek bir önemi olmayacak.
 


Amerika kendisini, basının sahibi olanların bunları nasıl kullanması gerektiğiyle ilgili savaşın içinde buluyor. Bir yanda sosyal ağların sahibi olanların sorumlu yayın kuruluşlarının editörleri ve yayımcıları gibi hareket etmesi, bazı kullanıcıların kafasında yer edinen Yahudi uzay lazerleri ve George Soros hakkındaki saçmalıkları denetlemesi, gerekirse de bunları Twitter veya Facebook'ta engellemesi gerektiğini düşünen solcu eleştirmenler var. Sağdaysa (Musk'ın da onlarla aynı hizaya geldiği oldu) Büyük Teknoloji şirketlerindeki kötü niyetli kişilerin, Tanrı korkusuna sahip Konfederasyon yanlısı Amerikalılara karşı komplo kurduğunu düşünen ve Demokratların pizzacıların bodrumlarında çocukları taciz ettiğine inananlar var.

Ortada da fikirler pazarının bu zırvaları ayıklayacağına güvenenler duruyor. Sosyal medya ve kablolu televizyonun yükselişiyle, konuşmasını 5 dakikadan fazla dinleyen herkesin sahne arkasından güldüğü kişilerin sağcı çevrelerdeki nüfuzunun artmasının aynı zamana denk geldiği bir gerçek. Şimdilerde, ABD-Meksika sınırına inşa edilen duvar için para gönderdiğini sanan bağışçıları dolandırmakla suçlanan, Trump'ın zamane danışmanı Steve Bannon'a kulak vermekle, vakti zamanında Trump'ın çektiği ilgiye benzer bir ilgiyi hiçbir şekilde satın alamayan Lyndon LaRouche'un destekçilerini dinlemek arasında çok az fark var.

Ancak kendinize bir sorun: Fox News'un 1996'da kurulmasından bu yana kaç Cumhuriyetçi Parti başkanı halkın oy çoğunluğuyla seçilip bu insanları güçlendirdi? Sıfır. Sonuncusu 1988'de seçilen ilk George Bush'tu.

Başka bir deyişle, Amerikalılar aptal değil ve sosyal medya kendi başının çaresine bakabiliyor. Genelde ne kadar sinir bozucu olsa da.

Hazır başlamışken şunu da sorun. Duvarın parasını güya Meksika'nın ödemesi gerekiyordu ve siz de Bannon'a para gönderen yaşlı bir Trump destekçisisiniz: Bu... sizi... Meksika mı yapıyor? Bağışınız karşılığında İspanyolca dersi aldınız mı?

Şüphesiz, sosyal medya muhafazakarların sesini duyurmakta zorlandığı bir yer değil. Vox'tan Ian Millhiser'ın da belirttiği üzere Facebook, halihazırda muhafazakarların propaganda paylaştığı online platform haline geldi. Talk show sunucusu Dan Scavino ve Daily Wire'ın köşe yazarı Ben Shapiro gibilerin zırvaları neredeyse her gün en çok paylaşılan içerikler arasına giriyor. Çizgi basit, yani Trump neredeyse orası: Bariz yalanları yaymak, 6 Ocak ayaklanması gibi darbe girişimlerine esin kaynağı olmaya çalışmak. Twitter'dan atılmasına yol açan muhafazakar olması değil (Trump bir muhafazakar değil) buydu.

Twitter'ı satın alırsa Musk'ın da yapabileceği gibi Trump, basın özgürlüğünü bir basın kuruluşu satın alarak kullanmayı amaçladı. Fakat onun Truth Social'ı, tutarsız kişilerin yürüttüğü tutarsız iş planına sahip tüm girişimlerde olduğu gibi çatırdıyor. Hatalarla dolup taşan Truth Social'ın iPhone uygulamasını indiren ilk insan dalgası yatışırken, üst düzey iki teknoloji yöneticisi de pazartesi günü işten ayrıldı. Sitenin kendisinin de Ukrayna'daki biyolojik silahlara dair atıp tutan tuhaf tiplerin toplaşmasından ibaret olduğu, başka kimsenin de buraya bakma zahmetine pek girmediği iddia ediliyor.

Barack Obama'nın Healthcare.gov'u başlarda zorluklarla karşılaşırken, bunu onarmak için küresel bir teknoloji şirketinin kurucularından Todd Park'ın devreye girmesi sağlanmıştı. Park zaten Beyaz Saray çalışanları arasındaydı. 6 hafta sürmüştü.

Truth Social'ın sorunlarını düzeltmekle sorumlu olan ve platformun sahibiyse 75 yaşında, bir çocuğun konsantrasyon süresine sahip bir geveze. Genel müdürüyse eski Kongre üyesi Devin Nunes; en çok kendine "Devin Nunes'un İneği" adını veren anonim Twitter kullanıcısını dava etmesiyle tanınıyor.

Sonu iyi olacak.

Ve söylemleri Elon Musk'ın Twitter'a yatırımı kadar değiştirecek.

 

https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU