Arda Güler ve kontrolsüz heyecan rüzgârı

Okan Can Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Milliyet

Hemen hemen her gün onun adı, onun resmi ya da onla ilgili bir konu spor medyası ve spor kamuoyunun gündeminde artık.

Bir çocuğun sırtına orantısız yüklenen bir beklenti hali, onu daha şimdiden bir yıldız haline getirdi bile.

Oynadığı değil, oynayacağı maçları fiyatlıyor spor kamuoyu belki de.

Çünkü yeteneği, potansiyeli ve yarattığı umut, çoktan onu aştı bile.


Kendi taraftarı, tribünleri, sosyal medyası milli takım teknik direktörü, yorumcusu, yöneticisi, muhabiri için sürekli gündemde artık Arda Güler.

Hatta son Konyaspor maçında tribünler, kurtarıcı olarak oyuna girmesi için onun adına tezahürat bile yaptılar.

Bazı yorumcuların onun ilk 11'de başlaması gerektiğini söylemesi, milli takım tercihlerinde onun adının sorgulanması, geçen haftanın taze gündemi oldu mesela.

Öyle ki A Milli Takım Teknik Direktörü Stefan Kuntz bile açıklama yapmak zorunda kaldı.

Kısacası Arda Güler üzerinden yapılan kontrolsüz heyecan hali artık Arda Güler'in üzerinde bir gölge yaratıyor.


Türkiye'deki spor kültürü ve bakış açısı, genç futbolcuların yetişmesinden daha çok, tüketilmesine zemin hazırlıyor genellikle. Özellikle de futbol sistemi, kendi genç yıldızlarına ve onların doğal gelişimine katkılar sunmadı bugüne kadar.

Bununla beraber bir camiaya ait olma durumu ve genç yıldızların o camia tarafından sahiplenilerek kontrolsüz beklenti yaratılması, çocuk yaştaki oyuncular üzerinde, negatif etki yaratıyor çoğu zaman.

Bu durum yıllardır genç oyuncu açlığı çeken, yıldız üretme sorunu yaşayan kulüplerin ve dolayısı ile taraftarların, oyuncuya daha fazla anlam yüklemesine de sebep oluyor.

Ve oyuncu, kontrolsüz egolar etrafında yürüyor genç yaşta. Böyle yıldızlaşan oyuncuların, milli takımlarda prim pazarlığı yaptıkları ya da takımları üzerinde kontrolsüz güç sahibi oldukları da unutulmamalı.

Sonuç olarak, oyuncuların değişen sosyal çevreleri ile beraber, spor medyasının spot ışıkları altında kalıyor gencecik yıldız adayları.
 

2aa.jpg
Fotoğraf: AA

 

Türk futbolunun tükettiği çok sayıda yıldız adayları var

Sık aralıklarla çıkmıyor Arda Güler gibi yıldız adayları. Özellikle büyük camiaların üretim hattından nadir çıkınca da sürekli gündem oluyor bu oyuncular.

Fakat geçmişe bakıldığında üzücü tecrübeleri ve kendi gençlerine çok da iyi davranmamış Türk futbolu var.

Mesela Arda Turan'ın yükselişi ve onun üzerine kimlik inşa eden spor kamuoyunun, oyuncuyu nasıl tükettiği unutulmamalı. Barcelona'ya kadar yükselişi ile beraber sınırlı yarattığı sadelikten uzak olması ve kariyerinin düzenli olarak düşüş yaşaması, sadece Arda Turan'ın başarısızlığı değil aslında.

Ya da Salih Uçan'ın yarattığı büyük beklenti ile İtalya'ya gitmesi ama o beklentilerden uzak kalması.

Fenerbahçe'de yeni Alex diye lanse edilen Recep Niyaz'ın, klasik sondan kurtulamaması.

Yine büyük beklentiler yaratan Sercan Yıldırım'ın, futbol sahası yerine bir TV programında rekabet etmesi.

Ya da Gökdeniz Karadeniz'in adeta kaçarcasına Rusya'ya transfer olması ve potansiyelinin altında bir kariyer sürmesi.
 

1.jpg
Kolaj: Independent Türkçe

 

Çok sayıdaki benzer örneklerden bazıları.

Doğal akışında gelişmesine izin verilmeyen yıldız adaylarına, doğru davranmıyor futbol kamuoyu. Sürekli gereğinden fazla umut ve beklenti yükleyerek, değersiz rekabette kaybolmalarına sebep olunuyor çoğu zaman. 

Mesela sürekli bir fiyat bile biçiliyor.

Kendinize 20-25 milyon euro değer biçilse, ne hissedersiniz mesela.

Yani satıldığınızda 20 milyon eurosunuz, hem de 17 yaşında.

Arda Güler'in kariyer vadisinde çok fazla heyecan rüzgârı var

Bu yerel rekabet ortamı ve futbol kaosundan sıyrılan oyuncular da var tabi ki. Yusuf Yazıcı, Çağlar Söyüncü, Cengiz Ünder, Ozan Kabak kendilerini erkenden Avrupa'ya attılar ve buradaki hızlı tüketimden kendilerini korudular bu şekilde.

Sonuç olarak Arda Güler, gencecik bir çocuk ve önünde kocaman bir kariyer vadisi var. Ve kocaman da bir umut yaratıyor milyonlar için.

Ama bu kariyer vadisinde, doğal akışında normal adımlarla yürümesi gerekiyor koşturmadan.

Ve yerel futbol kültürü tarafından, daha önce tüketilen birçok genç oyuncu gibi tüketilmemesi gerekiyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU