Türkiye'de 2021'de teknoloji, e-ticaret ve mavi yaka rollerinde yetenek arayışı artış gösterdi

Canan Duman, Independent Türkçe için Manpower Türkiye CEO'su Feyza Narlı ile Eğitim Uzmanı Salim Ünsal ile konuştu

Görsel: Feriss

Peş peşe yapılan "yüksek maaşa rağmen çalıştıracak işçi bulamıyoruz" açıklamaları bugün Türkiye'de nitelikli personel bulmanın giderek zorlaştığına işaret ediyor. Yüksek vasıflı işgücü açığını azaltmak acil hale geliyor. 

Gerçek şu ki, nitelikli işgücü eksikliği yeni bir sorun değil.  Pandemi öncesinde de, işsiz bireylerden daha fazla nitelikli personel açığı vardı ancak açığın için atılması gereken adımlar atılmadı.  

Yılın sonuna yaklaşırken bu yıl istihdamda en çok hangi mesleklere yönelik yerleştirmede sıkıntılar yaşandığını Manpower Türkiye CEO'su Feyza Narlı ile yetenek açığının kapanması için eğitim sisteminde yapılması gerekenleri Eğitim Uzmanı Salim Ünsal ile konuştuk. 


Dünyada yetenek açığı sürekli artıyor 

15 yıldır küresel çapta hazırladıkları Yetenek Açığı Raporu'nun bu yılki sonuçlarından söz eden ManpowerGroup Türkiye CEO'su Feyza Narlı, her 10 şirketten neredeyse 7'sinin yetenek açığı yaşadığını ya da işe alım yapmakta zorlandığını söyledi.

42 ülkeden 19 binin üzerinde işverenin katılımıyla yapılan araştırmanın sonuçlarına göre küresel çapta yetenek açığı yüzde 69'a ulaşmış durumda.

Narlı, anketin 2021 sonuçlarına göre Türkiye ve dünyada nitelikli insan kaynağı açısından; yapay zeka ve makine öğrenme uzmanları, veri analistleri, dijital pazarlama & strateji uzmanları ve bilgi güvenliği analistleri gibi roller ve alanlarda insan kaynağı açığının arttığını belirtti.  
 

Feyza Narlı.jpg
ManpowerGroup Türkiye CEO'su Feyza Narlı

 

"Yetenek açığına adayların deneyim ve teknik yetenek eksikliği neden oluyor"

E-ticaret sektörünün yükselen talep karşısında yoğun bir şekilde odaklandığı teknoloji rollerinin yanı sıra; online müşteri temsilcisi, kurye, satış destek profesyoneli ve sipariş destek profesyoneli, içerik yöneticisi gibi pozisyonlarda yetenek ihtiyacının arttığını açıklayan Feyza Narlı, Türkiye'nin "nitelikli işçi" açığına da dikkat çekerek; "Nitelikli işçi sadece ülkemiz için değil dünyanın ortak problemi. Bunu da adayların deneyim eksikliği ve adayların teknik yetenek eksikliğine bağlayabiliriz" dedi.  


"Pandemiyle birlikte işsizlik artışından en fazla kadınlar etkilendi"

Hepimizin bildiği gibi toplumda işsizlik var. Ancak örneğin çocuk bakmak gibi değer vermediğimiz bir sürü iş de var. Değer görmeyen işlere yönelik görüşlerini sorduğumuz Narlı, şu ifadeleri kullandı:

Sizin de belirttiğiniz gibi ülkemizde değer görmeyen ve iş olarak algılanmayan ama farklı ülkelerde aslında çok kıymetli olan alanlar da var. Burada yeteneklerin ve yetkinliklerin doğru bir şekilde saptanması çok önemli.


"Tüm sektörlerdeki ara insan kaynağı gerektiren meslek alanlarında yetişmiş gençlere fazlasıyla ihtiyaç var"

Değer görmeyen işlere ilginin artması, ara eleman açığının kapanması noktasında eğitim sisteminde hangi düzenlemeleri yapabileceğimizi sorduğumuz Eğitim Uzmanı Salim Ünsal; "Yaşamımızı sürdürmemizde pek çok meslek alanına ihtiyacımızın olduğunu biliyoruz. Bir hekim yoksa hastalıklarınızı tedavi edemez, bir öğretmen yoksa öğrencilere ders veremez, bir mimarınız yoksa mimari stillere uygun ergonomik, estetik ve dayanıklı evler yapamazsınız. Meslek alanları bu kadar sınırlı değil elbette. Her gün hastaneye yolumuz düşmemesine rağmen örneğin her gün fırından ekmek alıyoruz ve o ekmeğin üretiminde çalışacak meslek elemanına ihtiyacımız var. Her ilacı eczanede sadece eczacılık fakültesinden mezun eczacılar vermiyor bize. Orada eczacılık teknikerleri de bu hizmeti sunabiliyorlar. Evde tesisatımızda bir sorun çıktığında bunu kendi becerimizle yapabilmemiz çok güç" dedi.
 

SALİM ÜNSAL salimunsal.blogspot.com.tr.jpg
Eğitim Uzmanı Salim Ünsal​​​​​​

 

"Gençler popüler birkaç lisans programı dışında başka bir bölüme gitmek istemiyor"

Ünsal, yükseköğretim talebindeki tıkanmışlığı aşmak için mesleki eğitime yeni ve farklı bir vizyonla bakmak gerektiğini, gençlerin neredeyse tamamının popüler birkaç lisans programı dışında başka bir bölüme gitmek istemediğini ekledi. 

Bazı 2 yıllık programların 4 yıllık olanlardan daha kolay istihdam, özlük hakları ve çalışma koşulları sağladığını belirten Ünsal, 1999 yılında sınav ve yerleştirme sisteminde yapılan bir değişikliğin mesleki eğitimin tüm genetik kodlarını bozduğunu, aradan geçen 22 yılın ise bu kodların düzeltilmesi için yeterli olmadığını bildirdi.

Ünsal, "Yapılan uygulamalar da yakın vadede bu sorunu aşabileceğimizi ne yazık ki bize göstermiyor" diye konuştu. 


"Ebeveynler çocuklarını daha çok beyaz yakalı bir işte görmek istiyor"

Bu okulların bozulan algısının hala düzeltilemediğini ve bu okulların birer uygulama eğitim merkezi olmasını sağlamak gerektiğini açıklayan Ünsal, şunları söyledi:

Öğrenciye işin teorisini öğretiyoruz. İş makinenin başına geçince ya da sahaya inince öğrencinin kazandığı teorik bilgileri işine yansıtamadığını görüyoruz. Ayrıca ebeveynler çocuklarını daha çok beyaz yakalı bir işte görmek istiyor. İstihdam aşamasında ise bu okullardan mezun olmayı gerektirecek bir yasal zorunluluk bulunmuyor.

Örneğin işveren, oto tamircisi mektepli birini çalıştırmak yerine alaydan yanında yetişmiş elemanını çalıştırıyor. Bir konfeksiyon veya giyim tasarım atölyesine girişte akademik diploma sorgulanmıyor genelde. Azıcık dili dönen birkaç kursa gidip doğrudan emlakçılık yapabiliyor mesela. İşveren haksız da sayılmaz zira bu okullardan mezun olana sahada sıfırdan eğitim vermek zorunda kalıyorlar.


"Mesleki eğitimi iyileştirip önünü açmalıyız. Bu okulların bozulan algısını düzeltmeliyiz"

Mesleki eğitimin bölgelere ve o bölgelerin değerlerine göre şekillenmesi gerektiğini, sanayinin yaygın olduğu bölgelerdeki okullarda sanayiye ara eleman yetiştirecek programlar olmasını, tarımsal faaliyetlerin yaygın olduğu bölgelerin okullarında ise daha çok tarımsal meslek alanlarının eğitiminin verilmesi gerektiğin belirten Ünsal, sözlerini şöyle tamamladı;

Bugün hemen her alanda yetişmiş ama gerçekten iyi yetişmiş ara insan gücüne fazlasıyla ihtiyaç var. Sağlıkta, turizmde, sanayide, finansta, hizmet sektöründe, teknik ve sosyal bilimlerde…

Dünya üzerinde mesleki eğitim dönüşümünü en iyi sağlamış ülkelerden birisi Almanya. Almanya'nın uyguladığı modellerden de veri almak ve ülkemizdeki mesleki eğitimin onurunu yeniden kurtarmak zorundayız. Aksi halde üniversitelerin önüne yığılan milyonlarca genci sadece bazı lisans dallarının kuyruğuna sokmak ve mezun olduktan sonra da yıllarca atama derdiyle uğraştırmak zorunda kalacağız.

Bizim bu kısır döngüden çıkışımızın yegane yolu mesleki eğitimi iyileştirip önünü açmak olacak. Bu sağlandığı takdirde iş ve istihdamda hem kamunun yükü azalacak hem de pek çok sektöre eğitimini almış genç meslek elemanlarını yerleştireceğiz. Bu da işsizlik sorununu nispeten azaltmaya imkan sunacak.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU