Latin Amerika'da ekonomi entübe oluyor

Hüsamettin Aslan Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Reuters

Türkiye'de ve dünyada yaşanan yüksek enflasyon ile beraberinde gelen hayat pahalılığı tartışmaları küresel açıdan gündemin ilk sırasında yer alan konu oldu.

Bu bağlamda enflasyon şokları artık tüm dünyaya acı veriyor. Bizde bu konuyu Latin Amerika perspektifiyle ele almak istedik.

Kovid-19 salgınının Latin Amerika üzerinde yıkıcı bir etkisi oldu.

Dünya nüfusunun yüzde 8,3'üne sahip olan bölge, bugüne kadar 44 milyon vaka kaydetti (dünyadaki vakaların beşte biri) ve yaklaşık 1,5 milyon ölüm yaşandı (dünyada Kovid-19 ölümlerin yaklaşık yüzde 30'u).  

Yüksek enflasyon, Kovid-19 salgınından en çok etkilenen bölgelerden biri olan ve eşitsizliğin yüksek olduğu Latin Amerika ülkelerindeki acıyı daha da artırıyor.

Latin Amerika hükümetlerinin halka verdiği mali destek ABD, Almanya, İngiltere ve Japonya gibi ülkelere kıyasla çok küçük kaldı.

Wall Street bankaları, Latin Amerika'da 2021 ortalama yaşam maliyeti artışının yüzde 10'un üzerinde kapatacağını ve tüketici fiyatları üzerindeki baskının da 2022'nin sonlarına kadar süreceğini tahmin ediyor.

Fiyat artışları, sadece kasım ayında Şili'de yüzde 6; Meksika'da yüzde 6,2; Brezilya'da yüzde 10,7 ve Arjantin'de yüzde 52 gibi yüksek enflasyon rakamları politika yapıcıların ekonomik hedeflerinin şaşmasına neden oluyor.

Dolayısıyla Latin Amerikalılar düşük büyüme ve hızlı enflasyon yüzünden ekonomik bir felaketin arifesini yaşıyor.

Böylelikle düşük yaşam standartları yüzünden beyin göçünden, asayiş sorunlarına kadar bir dizi toplumsal sorunun da doğmasına tetikliyor.

Hatt-ı zatında var olan asayiş problemlerinin ekonomik bir yıkımla bütünleşmesi durumunda telafisi mümkün olmayan eko-politik riskleri de beraberinde taşıyor.

Latin Amerika ekonomileri için 2022 yılında yaklaşık yüzde 2,5 ortalama düşük bir büyüme bekleniyor.

Kovid-19'un sona ermesi uzak bir ihtimal olsa da bölgedeki GSYİH (Gayri Safi Yurt İçi Hasıla) üzerindeki etkisi düşüyor. 

Latin Amerika ülkeleri için başlıca riskler arasında artan yerel enflasyon, sosyal ve siyasi istikrarsızlık, ABD para politikasının beklenenden daha hızlı normalleşmesi ve Çin emlak piyasasındaki bozulmaların sonuçları yer alıyor.

Bölge hükümetleri açısından Kovid-19 varyantları yüzünden uygulanan katı karantinalar, bölgede bir süre daha ekonomilere yük getirmeye devam edecek. 

Buna rağmen Latin Amerika ekonomileri 2021'in ilk yarısında (ocak-haziran) beklenenden daha iyi performans gösterdi.

Hafif bir daralma öngörülmesine rağmen, en büyük altı Latin Amerika ülkesinde (Arjantin, Brezilya, Şili, Kolombiya, Meksika ve Peru) ortalama GSYİH çeyrek bazında yüzde 0,1 büyüdü.  

İhracat da özellikle hammadde ürünlerin satışı iyi performans gösterdi. 

Ancak Latin Amerika ülkeleri, pandemi öncesinde karşılaştığı yapısal ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalmaya devam edecektir.

Dolayısıyla enflasyon, Latin Amerika'ya büyük intikamla geri dönüyor ve Latin Amerika merkez bankaları agresif bir şekilde enflasyon oranlarını yükseltiyor.

Örneğin Brezilya Merkez Bankası, enflasyonun çift haneli rakamlara ulaşmasını önlemek için ciddi mücadele ediyor.

Merkez Bankası Başkanı Roberto Campos Neto, 1 Eylül'de "Brezilya gerçekten çok büyük bir enflasyon şoku yaşadı" diye itiraf etti.

Günler sonra, yıllık enflasyonun ağustos ayında yüzde 9,7 ile son 5 yılın en yüksek seviyesinde olduğunu; mart ayından bu yana da faiz oranını 4 kez yüzde 5,25'e kadar yükseltti ve yatırımcılar yıl sonuna doğru en az 1 puanlık bir artış veya daha fazlasını bekliyor.


Enflasyon, Latin Amerika ülkelerinin kabusu

Enflasyon, 1970 ve 1980'lerden beri uzun süre devam eden fiyat istikrarsızlığı nedeniyle Latin Amerika'da alarm zillerinin çalmasına neden oluyor.

Bölgenin merkez bankaları, geçtiğimiz 20 yılda fiyatları kontrol altına aldı, ancak bölge enflasyonist ortam/aktörlerden hiçbir zaman tamamen kurtulamadı.

Venezuela, 2020'de yüzde 5,500 ile dünyanın en kötü enflasyonuna sahip ülkesidir.

Merkez bankası açığı kapatmak adına para bastığı için Latin Amerika'da eski ve kötü alışkanlık tekrar hortlamış oldu.


Arjantin'de de fiyatlar yılda yüzde 50'den fazla arttı. Ülkede alım gücü her geçen gün düşmeye devam ediyor.

Üstelik Arjantin'de bir devalüasyon bekleniyor.


Meksika'da fiyatlar geçen ay 1999'dan bu yana en yüksek orana yükseldi. Citibank Meksika'da 2021 sonu için yüzde 6,1 enflasyon bekliyor.

Merkez bankası, pandemi sırasında bir şekilde faiz düşürmemiş olsa da, bu yıl para politikasını iki kez sıkılaştırdı.


Aynı hikayeyi "And Dağları ülkeleri" içinde söyleyebiliriz. Mesela Şili'de yıllık enflasyon yüzde 4,8'e ulaşarak şubat ayı seviyesinin iki katına çıktı.

Merkez bankası, geçen ay oranları iki katına çıkardıktan sonra daha da sıkılaştırmaya işaret eden bir enflasyon raporu yayımladı.


Komşu Peru'da enflasyon yüzde 4,95'e ulaştı ve merkez bankası fiyatları sıkılaşmaya başlarken; Kolombiya'da da fiyatlar yılda yüzde 4,4 arttı.

Goldman Sachs Latin Amerika Ekonomisi Başkanı Alberto Ramos, "Enflasyonist baskıların hızla yayılmasıyla tablo gün geçtikçe daha da çirkinleşiyor" dedi ve ekledi:

Enflasyon cinini tekrar lambaya sokmak için muhtemelen önemli miktarda politika sıkılaştırması gerekecek.


Latin Amerika, koronavirüsün sağlık ve ekonomik birleşik etkisinden küresel açıdan diğer bölgelerden daha fazla etkilendi.

Hızla yükselen faiz oranları, hükümet teşvik programlarının yavaşlaması ve hammadde ihracat fiyatlarının dengelenmesi nedeniyle olası toparlanmayı da tehdit ediyor.

JP Morgan, bu yıl bölgede yüzde 6,4'lük büyümenin; gelecek 2022'de yüzde 2,4 yavaşlama bekliyor.

"Bölgedeki merkez bankalarının başka seçeneği olmadığını" söyleyen Citibank Latin Amerika Ekonomisi Başkanı Ernesto Revilla, şu ifadeleri kullandı:

Zayıf bir ekonomiye rağmen para politikasını sıkılaştırmak zorundalar çünkü enflasyon beklentilerinin kaymasına izin veremezler. Bu, yükselen piyasa merkez bankalarının lanettir.


Bank of America Latin Amerika Ekonomisi Başkanı Claudio Irigoyen, "Fed, enflasyonun geçici olduğunu ve aşırı tepki vermeye gerek olmadığını söylemeye devam edebilir" dedi.

Irigoyen, sözlerine şunları ekledi:

Eninde sonunda bir bedel ödeyecek ama gerçek şu ki dünya bunu dolar olarak ödüyor. Latin Amerika merkez bankalarının 'enflasyonda geçici bir değişiklik' deme lüksü yok.


Artan enflasyon tehdidi, önümüzdeki 13 ay içinde Şili, Kolombiya ve Brezilya'da başkanlık seçimlerinin gerçekleşeceği bir seçim döngüsü öncesinde geliyor.

Bu bağlamda Latin seçmenler, sosyo-ekonomik öfkelerini görevdeki hükümetlere karşı bir hesaplaşma olarak görüyor. 

Latin Amerika'ya, biri ABD'den, diğeri Çin'den olmak üzere yurt dışından iki risk geliyor.

ABD, ortaya çıkan yeniden fiyatlandırma, artan marjlar ve yüksek riskli borçlular yüzünden azalan pazar erişimi piyasa oynaklığına neden oluyor; bu da büyüme üzerinde varlık fiyatlarında oynaklığa ve aşağı yönlü ayarlamaya yol açıyor. 

Son olarak, Çinli emlak şirketi Evergrande Group'un karşılaştığı mali sıkıntılar yaygın hale gelirse, bu durum Çin'in Latin Amerika faaliyetlerini de olumsuz etkileyebilir.

Bu varsayım, 3 ayrı kanal üzerinden gerçekleşebilir:

Birincisi, Latin Amerika'da altyapıya yatırım yapan Çinli şirketlerin kredi koşullarını zorlaştırabilir.

İkincisi, emtialar üzerinde olumsuz bir etki yaratarak, Çin'in altyapı yatırımlarının görünümünü azaltabilir;

Ve üçüncüsü, gelişen piyasa varlıklarına yönelik riskten kaçınmayı artırabilir.


Dolayısıyla enflasyon ve yüksek faiz oranları, Latin Amerika'da pandemi sonrası risk faktörleri olarak 2022'de siyasi ve sosyal çatışma potansiyelini artırabilir.

Moody's, "2022 küresel yükselen piyasalar görünümü" raporunda, Moody's Latin Amerika yönetici yardımcısı Mauro Leos, "Arjantin, Meksika ve Panama dışındaki hemen hemen tüm ülkeler için GSYİH pandemi öncesi seviyelere dönecek; Şili, Kolombiya ve Peru'daki üretim zaten 2019'dan daha yüksek" diye belirtti. 

Ayrıca Leos, Meksika ve Orta Amerika'nın 2022'de ABD'den 'artan yönde' güçlü havale akışları görmeye devam edeceklerini söylerken, yüksek emtia fiyatlarının Şili, Peru ve Bolivya'daki toparlanmaları desteklemesi gerektiğini ve "turizme bağımlı Karayip ekonomilerinin ise geride kaldığını" söyledi.

Politik riskle birlikte Leos, Peru ve Şili'deki egemenlere ilişkin kredi görünümünün yeni anayasada hazırlanmasına yönelik taahhütlerinin mali açıdan belirleyici olacağını, Kolombiya ve Brezilya'da ise seçim öncesi siyasi ve politika belirsizliğinin iş ve yatırımcıların güvenini zedeleyerek, güvenlerini sarsabileceğini söyledi.


Latin Amerika'nın 6 büyük ekonomisi yüksek enflasyon tehdidi altında

Arjantin: 2021 GSYİH tahmini olarak  yüzde 6,9'dan yüzde 7,2'ye çıkabilir, ancak 2022 büyüme tahmini yüzde 2,1'de kaldı.  

Bu durum Arjantin ekonomisinin 2022'nin sonuna doğru pandemi öncesi GSYİH seviyesine geri dönerek Kovid-19 krizinden toparlanması en yavaş olan ülkelerden biri olacağı anlamına geliyor.

Ülkede enflasyonun bir süre daha yüzde 50'ye yakın kalması bekleniyor.

Ücret ayarlaması ve ithal malların yüksek maliyeti nedeniyle 2021'den 2022'nin başına kadar; düşük döviz rezervleri ve ağır döviz borç yükü kombinasyonu göz önüne alındığında, döviz kuru baskı altında kalacaktır.

Başkan Alberto Fernandez başkanlığındaki iktidar koalisyonundaki siyasi kriz, kabine değişikliği ve yerel seçimlerde alınan ağır yenilgi politika belirsizliğini artırıyor. 


Brezilya: Ekonomistler, Brezilya'nın 2021 GSYİH büyüme tahminini yüzde 4,7'den yüzde 5,1'e çıkardı.

2022 büyüme tahmini ise, büyük ölçüde daha yüksek enflasyon ve tahmin edilenden daha sıkı para politikası nedeniyle yüzde 2,1'den yüzde 1,8'e düşmüş şekilde öngörülüyor.

Enflasyonun yıllık yüzde 10'a ulaşması; kuraklık ve elektriğe zam yapılması gibi etkenler yüzünden enflasyonun gelecek yıl da yüksek kalması gibi bir riski taşıyor.

Dolayısıyla, hedefin oldukça üzerinde olan enflasyon beklentilerini tutturmak isteyen merkez bankası, faiz oranlarını artırması veya teşvik etmesi muhtemeldir. 

Bu bağlamda Merkez bankası politika faizini geçen yıl yüzde 8 civarında kapattığını ve 2021'deki faiz artışlarında toplam 600 baz puanlık bir artış olduğunu görüyoruz.

Bu durum Brezilya piyasalarını karamsarlığa itiyor. Brezilya'da takas oranları yükseldi ve 2023 yılı için yüzde 12'ye kadar yükselen faiz oranlarını fiyatlıyor.

Dolayısıyla bu durum 2022 yılı büyüme rakamları üzerinde bir engel teşkil edecek.

Son olarak, eski Cumhurbaşkanı Lula da Silva'nın 2022'de genel seçimlere aday olacağı beklentisi yatırım(cı)larda belirsizliğe neden oluyor.


Şili: Ekonomi analistleri, Şili'nin 2021 GSYİH büyüme tahminini yüzde 6,9'dan yüzde 9'a çıkardı.

Şili'nin tüketici fiyatları, kısmen tüketimi artıran; elektronik ve yeni arabalara olan talebi artıran emeklilik maaşlarının erkenden çekilmesi nedeniyle son 12 yılın en yüksek seviyesine sıçradı.

Şili anayasasının yeniden yazılması ve Aralık ayında yapılacak olan genel seçimlerin ikinci tur oylamasına ilişkin belirsizlikler ortadan kalkarsa; yatırım planları da muhtemelen yumuşatacaktır.


Kolombiya: Kolombiya için bu yıl yüzde 8,0 GSYİH büyümesi tahmin ediliyor. Kolombiya'da Duque hükümetine karşı düzenlenen ve ülke çapına yayılan protestoların etkisine rağmen, ekonomi o zamandan bu yana hızlı bir şekilde toparlandı.

Özellikle tüketim, son çeyreklerde beklentilerimizin üzerinde performans gösterdi ve şu anda teşvik önlemlerinin desteğiyle Kovid-19 öncesi seviyesinin yüzde 4,5 üzerinde.  

Ancak Kolombiya için 2022 büyüme tahmini yüzde 3 olarak öngörülüyor. Teşvik önlemlerinin kaldırılması, muhtemelen gelecek yıl tüketimi yavaşlatacak ve daha yavaş GSYİH büyümesinin neden olacaktır.


Meksika: Meksika için 2021 GSYİH büyüme tahminler yüzde 6,2 olarak öngörülüyor. Meksika'daki kısıtlamaların kapsamı sınırlı olduğu için tüketimde devam etti.

Meksika, ihracatı ve işçi dövizleri yoluyla ABD'nin toparlanmasından da yararlanıyor ve bundan yararlanmaya devam edecek, ancak devam eden küresel mikroçip sıkıntısı nedeniyle bazı sektörler zarar gördü.

Buna rağmen ihracat, pandemi öncesi seviyelerinin yaklaşık yüzde 4 üzerinde ve işçi dövizlerinin GSYİH içindeki payı normalden yaklaşık yüzde 1 daha yüksek.

2022 yılında ise yüzde 2,9'luk zayıf bir büyüme öngörülüyor.


Peru: Ülkede 2021'de yüzde 12,0 GSYİH büyüme öngörülüyor. Ancak, 2022 GSYİH büyüme tahmini ise yüzde 3,0 gibi çok düşük bir seviyede düşünülüyor.

Bu yılki yüksek büyüme rakamına rağmen, 2022'nin ikinci yarısında gerçekleşmesini öngörülen ve Peru GSYİH'nın en alt düzey ekonomiler arasında yer almasına neden olacak mesele; düzen karşıtı solcu başkan olan Pedro Castillo'nun seçi kazanarak ülkenin yeni Cumhurbaşkanı olmasından kaynaklanıyor.

Bu durum ülke de belirsizliğin artmasından kaynaklanıyor. 

Latin Amerika'da ekonomik büyüme tahmini: 20 ülke bazında 2022 ortalaması yüzde 3,06 oldu.

En yüksek değer Dominik Cumhuriyeti'nde yüzde 5,5 ve en düşük değer Venezuela'da oldu.


Latin Amerika'da yatırım tahmini: 2022 ortalaması yüzde 21,06 olarak hesaplanıyor. En yüksek değer Panama'da yüzde 34,32; en düşük değer ise Porto Riko'da kaldı. 


Latin Amerika'da enflasyon tahmini: 19 ülke bazında 2022 ortalaması yüzde 108,94 oldu.

En yüksek değer Venezuela'da yüzde 2000 ve en düşük değer ise Kosta Rika'da yüzde 1,5 olarak öngörülüyor.


Latin Amerika'da işsizlik oranı tahmini: 2022 ortalaması yüzde 8,13 olarak öngörülüyor.

En yüksek değer Kosta Rika'da yüzde 14, en düşük değer ise Meksika'da: yüzde 3,74 olarak değerlendiriliyor.


Latin Amerika'da bütçe dengesi tahmini, GSYİH yüzdesi: 13 ülke bazında 2022 ortalaması yüzde -3,54 oldu.

En yüksek değer Dominik Cumhuriyeti'nde yüzde 1,05 ve en düşük değer Brezilya'da: yüzde -7,14 şeklinde hesaplanıyor.


Latin Amerika'da cari hesap dengesi tahmini, GSYİH yüzdesi: 2022 ortalaması yüzde -0,75 oldu.

En yüksek değer Nikaragua'da yüzde 4,03; en düşük değer ise Kolombiya'da: yüzde -4,03 olarak hesaplandı.


Citigroup Inc.'in tahminlerine göre, Latin Amerika'da yıllık enflasyon oranı bu yıl yüzde 10,6'ya ulaşırken, Bloomberg'in anketine katılan ekonomistlerin tahminlerine göre, Latin Amerika'da bu yıl ve gelecek yıl ortalama sırasıyla yüzde 11,9 ve yüzde 10,4 enflasyonunun uzun vadede dünyanın en hızlı fiyat baskısı oluşturacağı şeklinde bir değerlendirmesi oldu.


Sorunlardan biri, küresel nakliye darboğazları ve yüksek emtia maliyetleridir.

Ancak bölgeye özgü bir başka konu da, işlerin daha da kötüye gideceğine dair beklentilerin kendi kendini gerçekleştiren kehaneti, geçmiş yıllarda yaşanan hızlı fiyat artışlarıyla beslenen kuşkucu bir zihniyetin varlığıdır.

Durumun en can sıkıcı kısımlarından biri, faiz oranlarındaki artışların ve ham madde ihracat fiyatlarındaki artışın yerel para birimlerini desteklememesidir.

Bunun yerine, Şili, Kolombiya ve Arjantin'in para birimleri bu yıl en az yüzde 10 düşerken, Meksika pezosu ve Brezilya reali de ciddi bir oranda geriledi.

Bloomberg endeksine göre, Latin Amerika'nın en büyük altı ekonomisi yerel para birimleri cinsinden yapılan ticarette bu yıl yüzde 15 değer kaybetti.

Hem Şili'de hem de Peru'da merkez bankası yerel finansal sisteme önemli miktarda likidite sağladı.

Şili'de, merkez bankası bankalar tarafından ihraç edilen tahvilleri satın alırken, bankalar devlet tahvilleri satın aldı ve önemli bir kamu sektörü garanti planıyla desteklenen finansal olmayan özel sektöre kredi verdi.

Peru'da merkez bankası bankalara repo açtı ve firmalara teminat olarak hareket etmeleri için garantili banka kredilerine izin verdi. 


IMF tarafından yayımlanan Latin Amerika ve Karayipler (LAC) Bölgesel Ekonomik Görünümün Ekim 2021 sayısına göre, bölgenin ekonomik performans 2021'in ilk çeyreğinde güçlüydü.

LAC için reel GSYİH'nın 2021'de yüzde 6,3 iken, 2022'de yüzde 3'lük daha ılımlı bir büyüme bekleniyor.

Özellikle, Karayipler'deki turizme bağımlı ekonomilerin 2021'de yüzde 2,3 ve 2022'de yüzde 4,1 büyümesi planlanıyor.

Bölge'deki emtia ihraç eden ekonomilerin ise 2021'de yüzde 5,6 büyümesi, ancak 2022'de daha yukarı çıkması bekleniyor.


Yüksek enflasyon, sosyal ve siyasi baskı yaratıyor

Latin Amerika ülkelerinde yaşanan toplumsal hoşnutsuzluk, artan enflasyon ve siyasi kutuplaşma, vatandaşların karşılanabilir endişelerini karşılayabilecek politika riskini de artırdı.

Bu durum, yatırımcının güvenini sarsıyor ve sermaye yoğun altyapı projelerinin gelişimini engelliyor.


Latin Amerika ülkelerinde yükselen enflasyona tepki olarak bölge genelinde devam eden faiz oranlarındaki normalleşmenin 2022'de iç talebi yumuşatması muhtemel değerlendiriliyor.

Ancak bölge genelinde enflasyon, merkez bankası hedeflerinin üzerinde seyrediyor. 2021 ve 2022 beklentileri de bu seviyelerin üzerinde. 


Enerji fiyatlarındaki hızlı artış, arz yönlü aksaklıklar ve zayıf döviz kurlarının ithal mal fiyatlarına yansıması gibi geçici faktörler elbette önemli rol oynarken, çekirdek enflasyon da hızla yükseliyor.

Bölgedeki çekirdek enflasyon, salgın öncesi seviyeden ortalama iki puan daha yüksek ve hizmet sektörleri kademeli olarak açıldıkça yukarı yönlü baskılar muhtemelen devam edecek.


Latin Amerika ekonomilerinde en kötü performans gösteren üç sektör, Meksika'nın eğlence sektörü, Meksika'nın otel ve restoran sektörü ve Kolombiya'nın inşaat sektörüdür.

Bu sektörlerdeki üretim, pandemi öncesi düzeyin ortalama yüzde 32 altındadır, ancak ilgili ekonomilerinin ortalama GSYİH'sinin yalnızca yüzde 3'üne tekabül etmektedir.

Bölgedeki her ülke için en kötü performans gösteren ilk üç sektöre bakarsak, ortalama olarak üretim, pandemi öncesi seviyenin yüzde 17 altında kaldı.

Mali görünüm ne olursa olsun, Latin Amerika'daki ana ekonomilerin hiçbiri bu yıl enflasyon hedefine ulaşamayacak.

Bölgenin en büyük ekonomiler olan Brezilya ve Meksika, 2021'i muhtemelen hedeflerinin iki katı enflasyonla kapatacak.

Brezilya, dünyanın en büyük faiz artışı için Mart ayından bu yana borçlanma maliyetlerini 5,75 yüzde puan artırdı.

Şili temmuz ayında sıkılaştırmaya başladı, ancak oranını 225 baz puan daha yükseltti.

Kolombiya, gösterge değerine 75 baz puan ekledi ve Meksika 100 baz puan arttırdı.

Goldman Sachs ekonomistlerine göre, "Latin Amerika'daki enflasyon krizi, önümüzdeki yıllarda büyüme ve yoksulluğun azaltılması karşı büyük bir engel oluşturacaktır."

Pandemiden sonra sosyal görünüm kötüleşirken "eski düşmanlar, düşük büyüme ve yüksek enflasyon geri dönüş yapıyor" diye yazdılar.


Morgan Stanley Latin Amerika baş ekonomisti Andre Loes, "Arz şokları para politikasıyla gerçekten savaşabileceğiniz bir şey değil" dedi.

Loes, "Latin Amerika'nın enflasyonla ilgili çoğundan daha uzun bir geçmişi var ve bunun beklentiler üzerinde anlamlı bir etkisi var. İnsanların o yıllara dair bir anısı var" ifadelerini kullandı.


Sonuç olarak, Latin Amerika merkez bankalarının 2021'in sonundan, 2022'ye kadar faiz oranlarını artırmaya devam edeceklerini görüyoruz.

Latin Amerika ülkeleri, Kovid-19 mali teşvik faturasını ödemek için yeni vergiler getireceğinden, maliye politikası da 2022'de büyüme üzerinde bir engel olacaktır.

Yüksek sosyal hoşnutsuzluk, yüksek enflasyon ve yüksek işsizlik ortamında teşvik tedbirlerini kaldırmak politik açıdan zorlu bir görev olacaktır. 


Son olarak, pandemi nedeniyle bölgedeki politika daha az öngörülebilir hale geldi ve yatırım üzerinde olumsuz etkileri oldu.

Pandemiden en çok orta ve düşük gelirli haneler etkilendi ve bazı durumlarda sokaklara döküldü.

Sonuçta, bölge ülkelerinde daha az tanınan siyasi liderler giderek daha popüler hale geldi ve bazıları önemli seçimleri kazandı.

Birçok Latin Amerika ekonomisi, 2021'in sonu ile 2022 arasında önemli seçim döngülerine sahip olacak.

Daha az bilinen siyasi figürlerin yükselişi gelecekteki politikaların gidişatı üzerindeki öngörüyü azaltıyor.

Bu durum, daha fazla politika görünürlük sağlanana kadar bazı yatırım kararlarını geciktirecektir…

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU