Babacan: Erdoğan, parlamenter sistem için bir "U" dönüşü yapabilir ama bizim için yetmez

Kürt sorununa ilişkin değerlendirmelerde bulunan Babacan, "Kürt sorununu herkesle konuşuruz, kimseyle konuşmaktan çekinmeyiz" dedi

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan (solda), Independent Türkçe Genel Yayın Yönetmeni Nevzat Çiçek (sağda) / Fotoğraf: Independent Türkçe

Esenyurt’ta bir pazar sabahı.

Saat 12.00’de DEVA Partisi Esenyurt ilçe binasının açılışı için geldiğim alanda hava kapalı ve erken saat olmasına karşın sahnede halk müziği sanatçısı Aynur Güneş’in Türkçe ve Kürtçe ezgileri gelen kitleyi coşturuyor.

Güneş’ten sonra sahne alan folklor ekibi de Türkiye renklerini sahneliyordu.

Açılışa gelenler arasında herkesi görmek mümkündü. 

Bu renkliliği daha önce AK Parti’nin ve Has Parti’nin miting ve açılışlarında görmüştüm. 

Alanda bulunan DEVA yetkilileri açılışlarında Türkiye’nin bütün renklerini gördüklerinde ve sahada en rahat çalışan parti olduklarını ifade ettiler. 

DEVA lideri Babacan da bir gün önce Küçükçekmece ilçe başkanının, “Başkanım, o kadar rahat çalışıyoruz ki herkese her kesime her esnafa çok rahat ulaşabiliyoruz” dediklerini aktardı. 

"İnsanlar onları buraya getiren gücün Babacan zamanında ekonominin iyi olmasına bağlıyor" 

Babacan, alana gelene kadar gözlem yapmaya çalışıyoruz.

Konuştuğumuz insanların bir kısmı Babacan’ı ilk defa dinleyeceklerini ifade ederken onları buraya getiren gücün Babacan zamanında ekonominin iyi olmasına bağlıyorlar.

Gelenlerin bir kısmı Babacan’ın esnaflıktan geldiğini ve durumlarını anladıklarını, bir kısmı Kürt meselesindeki cesur tavrının kendilerini etkilediğini, bir kısmı da Tayyip Erdoğan’dan kurtulmak için doğru adres olduğuna inandıkları için geldiklerini belirtiyorlar.

Kalabalık arasında “keşke kalsaydı orada mücadele etseydi” diyenleri de duymak mümkün.

Alanda en belirgin gözlem Ali Babacan’ın isminin DEVA’dan daha çok bilindiği gerçeği.

Babacan da yaptığımız görüşmede bunun böyle olduğunu teyit ederken, partinin daha çok tanıtılması gerektiğini ifade etti.

Ali Babacan açılışa eşi Zeynep Babacan’la geldi.

Zeynep Hanım şartlar elverdiği ölçüde eşini yalnız bırakmamaya çalışıyor. Hem bir eş hem bir partili hem arkadaş gibi davranıp fikrini söylemekten asla kaçınmıyor.

Partinin seçim müzikleri arasında Türkçe ve Kürtçe parçalar göze çarpıyor.

Alan oldukça güzel hazırlanmış. Hem sahne hem süsleme hem de diğer organizasyonlar oldukça profesyonel hazırlanmış.

Ankara parti genel merkezinin bu işler için bir standart koyduğu ifade ediliyor.

Gerek genel merkez yetkilileri gerek İstanbul il teşkilatı ve gerekse de genç gönüllülerin aktifliği sahada kendisini gösteriyor.

Parti kongrelerini takip etmem için sürekli bana telkinde bulunan değerli arkadaşım, hemşehrim İstanbul il yönetim kurulu üyesi Cihan Doğan gibi birçok avukatında DEVA saflarında olduğunu öğreniyorum.

Öyle ki DEVA yetkilileri partimizde o kadar çok avukat var ki yeni bir baro kurabiliriz esprisi yapmaktan çekinmiyorlar...

"Babacan’ın Kürtçe ile ilgili söylemleri çok ciddi alkış aldı"

Esenyurt, son dönemlerde özellikle Suriyeliler ve yabancılarla gündeme gelse de ağırlıklı olarak Vanlılardan ve Ardahanlılardan oluşuyor.

Resmi 970 bin gayri resmi 1 milyon 300 bin nüfusuyla 43 mahalleden oluşan Esenyurt’ta Kars ve Ağrılıların da ciddi ağırlığı bulunuyor. Geçmiş dönemde AK Parti’den Beylikdüzü belediye başkan aday adayı olan şimdiki ilçe başkanı Halis Kahriman’ın hem Ağrılı oluşu hem de ilçede tanınır bir kişi olması DEVA’nın işini Esenyurt’ta bayağı kolaylaştırıyor. 

Kahriman, hem hayırseverliği hem mütevaziliği hem de uzun süredir Esenyurt ve çevresinde ticaretle uğraştığı için ikili ilişkileri nedeniyle çok seviliyor. 

Kahriman’ın "Hazreti İbrahim’i sevdiğimiz gibi bu ülkeyi seviyoruz” söylemi ilk defa duyduğum bir söylemdi. 

Duvar internet sitesinden Ferhat Yaşar da açılıştaki gözlemlerine dayanarak “Alanda konuştuğumuz 100 kişiden 93'ü eski AK Partili olduğunu dile getirdi, 5 kişi MHP, bir kişi CHP'li olarak kendini tanımlarken, bir kişi ise daha önce herhangi bir partiye oy vermediğini belirtti. Ayrıca bu kişilerden 17'si Kürt olduğunu, diğerleri Türk olduklarını söyledi. 13 kişi, 18 ile 35 yaş arasındaydı” diyor.

Ferhat Yaşar’ın bu gözlemi benim de sahada şahit olduğum gözlemdi. Nitekim, gelen misafirler arasında en çok alkışı HDP ilçe başkanının alması, ilçe başkanı Halis Kahriman’ın Kürtçe selamlama konuşması ve Ali Babacan’ın Kürtçe ile ilgili söylemleri çok ciddi alkış aldı.

Babacan'dan "Kürt sorunu" vurgusu

Genel Başkan Ali Babacan, konuşmasını ekonomi ve Kürt sorununa ayırdı. Babacan, Tarım Kredi Kooperatifleri projesinin bizatihi Erdoğan’ın kendi projesi olduğunu, Erdoğan’ın Türkiye Varlık Fonu Başkanlığı gibi Merkez Bankası Başkanlığı’na da kendisini atayabileceğini ifade etti.

TBMM'de Kürtçe için "Bilinmeyen bir dil" ifadesinin kullanıldığından, HDP'ye verilen altı milyon oyun yok sayıldığından ve "Sorun var ise herkesle görüşülmesi gerektiğinden" söz ederken kırmızı çizgilerinin ise meşru siyaset zemini olduğunu ifade etti.

Babacan’ın Esenyurt ilçe açılışındaki konuşmasında en çok dikkatimi çekenler:

Halkımız her türlü zorlukla boğuşurken, bakıyoruz ülkenin cumhurbaşkanı hiç oralı olmuyor.

Yoksulluktan bahsedene ne diyor? Geçen gördünüz “evime ekmek götüremiyorum” dedi “abartma!” dedi “al keyif çayı iç” dedi. Bunu yaptı. 

Sayın Erdoğan artık uydurulmuş bir gerçeklik içinde yaşıyor, uydurulmuş bir gerçeklik. 

Parti üyeliklerine bağlı verilen yardımları sona erdireceğiz. Kimin ihtiyacı varsa biz bulacağız, biz ayağına gideceğiz. Hangi partiye üye olursa olsun bu ülkenin vatandaşıysa sosyal yardımlar alacak hakkı.

Taraflı Cumhurbaşkanı olduğunuz ülkede, bir yandan lüks otomobil satışları rekor kırarken, diğer yandan emekliliğe ayrılmış vatandaşlarımız, emeğiyle çalışanlar işçilerimiz, ikinci bir el otomobil almayı artık hayatı boyunca mümkün olarak görmüyor. 

Kürtçe milyonlarca Kürt’ün dilidir. Şunun adını koyun artık. Şu dili bir tanıyın.

Biz, bu ırkçı, ayrımcı zihniyetin mutlaka değişmesi gerektiğini söylüyoruz.

Altı milyon vatandaşımızın oyları yok sayılıyorsa bir mesele var demektir.

Bu mesele, herkesi ilgilendiren bir meseledir. Tüm vatandaşlarımızı ilgilendiren bir meseledir. Biz açıkça şunu ifade edeyim kandan, gözyaşından beslenen hiç kimseye geçit vermedik, vermeyeceğiz.

Devleti çözümün bir parçası haline getireceğiz. Şu anda devlet burada sorunun bir parçası. Sorunun kaynağı. Devletin bu sorunu çözümü için çalışması lazım. Çözümün parçası olması lazım. 

Babacan: Bizim için başarı mücadele ettiğimiz değerlerin Türkiye’de hâkim olmasıdır

Ali Babacan eşi Zeynep Babacan’la geldiği açılıştan sonra aralarında İsmail Saymaz, Gürkan Zengin, Ali Tarakçı’nın da olduğu gazetecilerle beraber sorularımızı yanıtladı: 

Babacan, daha önce siyasete zorla ikna edildiğini ve zamanı bırakıp geldiğinde gittiği ile ilgili olarak kendisine yapılan hatırlatma üzerine, DEVA’da yeni bir yola çıktıklarını ve tüzüklerinde genel başkanlık için 10 yıllık bir süre konduğunu ifade ederek, “Bir yere gitmiyoruz, bizim için başarı mücadele ettiğimiz değerlerin Türkiye’de hâkim olmasıdır" dedi 
 

WhatsApp Image 2021-10-11 at 15.51.04 (1).jpeg
Ali Babacan eşi Zeynep Babacan’la geldiği açılıştan sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı / Fotoğraf: Independent Türkçe


-Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın söylediği gibi Tarım Kredi Kooperatifleri'ne bağlı marketler açmak hayat pahalılığını çözer mi? 

Daha önce tanzim satış mağazalarını devreye soktular. Ne oldu? Bir tane kaldı mı? Sonuç koca bir sıfır. Yine işe yaramayacak. Fiyatları regüle etmek (ayarlamak) için 500-1000 şubeyle bu iş olmaz. Fiyatları aşağıya çekme gayreti varsa Tarım Kredi Kooperatifi mağazalarına zarar ettirmeleri lazım. Piyasanın yüzde 10-20 altında sattıracak ki regüle etsin. Ona da mal yetişmez. Zaten uzatma dakikaları şu anda. Maç çoktan bitti, uzatma dakikaları var. Uzatmaları dört dakika daha uzattırabilir miyiz; bunun çabası içindeler. Beyhude bir çaba. Asla sonuç vermez. 

-Cumhurbaşkanı ABD'de benzinin tükendiğini, Almanya ve Fransa'da kuyruklar olduğunu iddia etti. Gerçekten böyle mi düşünüyor? 

Buna 'uydurulmuş gerçeklik' diyoruz. Biliyor da farklı konuşuyorsa uydurmuş oluyor. Bilmiyorsa, hayal alemindeyse 'paralel dünya' diyebiliriz. İkisi de muhtemel. Bütün yetki ve kararlar tek kişide biriktiği anda gerçeklerden kopmak mukadderdir. O kadar bilgiye ulaşması, konuların derinine inmesi, meseleyi anlaması ve doğru karar vermesi kolay değil. Birileri böyle şeyler anlatıyor, o da inanıyor olabilir.

Zaten kaybolmuş bir kitle var. Onların dönmesi mümkün değil. "Kalanlara öyle şeyler söyleyeyim ki, inansın inanmasın, argüman lazım." (diyor) Gördüğümüz tablo şu: AK Parti seçmeni argüman bulamıyor. Bize sahada "Sizi seviyorduk, niye ayrıldınız?" diyorlar. Bu bir duygusal bağ. İşin içinde dini inançlarla ilgili kısım var. Sadece siyasi tercih olarak görmeyin. Seçmenin bir kısmı bunu (AK Parti'ye oy vermeyi) dinimizin gereği olarak değerlendirebiliyor. O kitleye argüman gerekiyor. Bunların hiçbiri kayışı durduramıyor. 

"Erdoğan, yüksek faizden memnun değilse düşürebilir, MB başkanı olarak kendisini görevlendirebilir"

 

-Merkez Bankası (MB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu'nun görevden alınacağı iddiası doğru mu?

Hiç bilmiyorum. Ama mevcut arkadaşın Tayyip Bey'in iradesi dışında adım atacak birisi olduğunu zannetmiyorum. Ne derse yapar.

-Faizi düşürmediği için rahatsızlık oluştuğu söyleniyor. 

Erdoğan, yüksek faizden memnun değilse düşürebilir. Nasıl Varlık Fonu başkanı olarak kendisini görevlendirdi; MB başkanı olarak kendisini görevlendirebilir. Kendisi başına geçsin para politikasının, kararı alsın. Onun iradesi olmadan MB'nin adım atmasını mümkün görmüyorum. Para politikası üyelerini ona göre oluşturdu. Ama ne oldu? Faizi bir puan indirdi. Hazine'nin borçlanma faizi 1,5 puan arttı. Faizin zamansız inişi enflasyon beklentisini yükselti. İşe yaramadı. Diyeceksiniz ki yüzde 18 faiz yüksek değil mi? Yüksek ama faizi düşürmenin yolu, MB faizini düşürmek değil, güven, istikrar ve döviz girmesidir. Döviz ne kadar çok bollaşırsa kuru rahatlatır ve faiz düşer. Niye bir puan indiriyorlar, faiz sebep, enflasyon sonuçsa? Beş puan-on puan indirsin. Ya da itikadi bir mesele ise faizi sıfırlasın. 

-Dini bakış etkili midir? 

Bence etkili. Ama çözümü bu değil. 

"Cumhur İttifakı'na dahil olmayız"

 

-Millet İttifakı'na dahil olacak mısınız? 

Bugün için bir kararımız yok. İleride olabilir de olmayabilir de. Parlamenter sistemde diyelim uzlaştık. Geçiş süreci nasıl işleyecek? İttifakı o çalışmaların seyri belli eder. 

-İki ittifaka eşit mesafede misiniz? 

Cumhur İttifakı'nda yer almayız. Onlar başkanlık sistemi istiyor. 

-Erdoğan, parlamenter sisteme geçmek istiyoruz gelin yeni ittifak kuralım derse kabul eder misiniz? 

Sert bir 'U' dönüşü yapması lazım. Yapar mı? Yapabilir. Onun için bizler ne diyoruz? Sadece sistem değişikliği yetmez. Ülkeyi yöneten zihniyetin değişmesi lazım. Topyekûn bir iktidar değişikliği lazım. 

“Hayırlı olsun”a geldiklerinde bu riski Kılıçdaroğlu ve Akşener'e söyledim. "Erdoğan bakıyor ki parlamenter sistem kazanıyor. 'Niye 50+1 peşinde koşalım? Gelin, parlamenter sistemi konuşalım' diyebilir. Böyle bir ihtimale hazır olalım." (dedim.) 

2018'den önceki dönemi düşünelim. Parlamenter sistem varken Tayyip Bey'in isteyip yapamadığı bir şey var mıydı? Meclis'e talimat verip çıkartamayacağı kanun var mıydı? Eski sistemde başkanlık sistemini de facto yürütüyordu. Anayasa değişikliğiyle, yaptığına hukuk kılıfı geçirildi. Hukuk kılıfına uyuyor mu? Canı istemezse gene uymuyor. Sistem değişmeli, ama bu iktidar mutlaka değişmeli. Çünkü bu şekilde yönetmeye alışmış, bürokrasiyi kendisine sadık insanlarla donatmış bir zihniyet var. İstediğiniz kadar sistemin adını değiştirin, şeklini değiştirin, adam aynı adam, kadro aynı kadro. 

"Kürt sorununu herkesle konuşuruz, kimseyle konuşmaktan çekinmeyiz"

 

-Kürt sorununda çözümü kastederek, şöyle dediniz: "Sorun varsa ilgili herkes ile görüşülmesi gerektiğini biliyoruz" dediniz. 'İlgili herkes' derken kimleri kastediyorsunuz? 

Kim varsa. Adres olarak meşru demokratik siyaset zeminini işaret ettim. Bu zeminde siyasi partiler var. Siyasi parti olmayan aktörler, bu işe kafa yormuş kuruluşlar, dernekler, düşünce kuruluşları ve düşünürler var. Herkesle konuşuruz. Kimseyle konuşmaktan çekinmeyiz. 

-Kırmızı çizginiz var mı? 

Meşru siyaset zemininde kırmızı çizgi yok. 

-PKK ve İmralı'yı hariç tutuyorsunuz

Kürt sorunu ile PKK'yı aynı torbaya koyduğumuzda iş yürümüyor. Çözüm Süreci ile ilgili bir değerlendirme yapmamız gerekirse en önemli konu, vatandaşların temel hakları ile terör örgütünün yaptıklarını ve yapmayacaklarını aynı müzakere masasında al-ver meselesi haline getirmekti. 

-Bu hataydı. 

Bu hataydı tabi. Olmadı, yürümedi. Terör örgütüyle mücadeleyi ayırmamız gerekiyor. Tabi ki, elinde silah varsa, sizin de elinizde silah olacak. Ama diplomasi önemli. Siyasi diyalog önemli. Bölgeyle diyalog önemli. PKK sadece Türkiye'de yok ki. İran, Irak ve Suriye'de var. Bu ülkelerle görüşüyor olmak lazım. Her ne ise iddiaları, iddialarının varlık sebebi neyse ortadan kaldırmak lazım. 

 

 

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU