Taliban'la ortak ilişkilerimizde kadın hakları turnusol testi görevi görmeli

Taliban yeni normali oturtmaya çalışırken uluslararası toplum bir araya gelip neyin gerekli olduğuna dair net davranmalı

Kadınlar, Kabil'deki protestoda Taliban iktidarında haklarını talep etmek için toplandı (Reuters)

Geçmişteki başarısızlıklarımızı tartışır ve geleceğe dair ipuçları ararken, göz önünde bulundurmamız gereken acil bir mesele var. Uluslararası toplum olarak Afganistan'daki kadın haklarını nasıl güvence altına alıp korumaya çalışacağız?

Afgan kadınlar son 20 yıllarını, 1996'dan 2001'e kadar süren Taliban iktidarında gaddarca mahrum bırakıldıkları kamusal alanı geri almak için harcadı. Toplumsal cinsiyet kalıp yargılarına sıklıkla meydan okuyarak vilayetleri ve şehirleri yönettiler, polis teşkilatına katıldılar, Olimpiyatlarda mücadele ettiler, mühendis, doktor ve diplomat oldular. Duyulmayı talep ederken toplumsal değişimi, insan haklarını ve barışı savundular.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bunu Birleşmiş Milletler'in (BM) ve benim organizasyonumun (BM Kadın Birimi) yanı sıra yurt dışındaki kalkınma ortakları ve uluslararası sivil toplumun teşviki, finansmanı ve desteğiyle yaptılar. 2001'den bugüne yüzlerce kadın hakları savunucusunun ve üst düzey kadın liderin katledildiği göz önünde bulundurulursa, yeni bir ülkenin inşasına katkı sağlarken bu esnada tam anlamıyla canlarını da tehlikeye attılar.

Şimdi aynı kadınlar, en iyi ihtimalle (sürgünde ya da eve hapsolmuş şekilde geçecek) belirsiz bir gelecekle veya en ümitsiz senaryoda gerçek hiçbir geleceklerinin olmamasıyla karşı karşıya.

Uluslararası toplumun Taliban'la nasıl ilişki kuracağına dair önümüzdeki günlerde alınacak kararların uzun vadeli etkileri olacak. Bazı devletler Taliban'ın tanınması, dondurulan varlıkların serbest bırakılması ve yaptırımların kaldırılması çağrısında bulunuyor. Diğerleriyse soyutlama politikasının yararlarını tartışıyor.

Buna karşılık, Taliban'ın pozisyonu da (uluslararası meşruiyet mi arayacak, destek için eski müttefiklerine mi dönecek, yoksa kendi içine mi kapanacak) bir o kadar belirsiz. Ağustosun son haftası boyunca 20 yıl önceki Taliban'dan farklı olduklarını vurgulamak konusunda hızlı davranarak hükümet kurma görüşmelerinde, uluslararası meşruiyeti güvence altına almaya yönelik olası ilgiyi ima eden çok sayıda "kapsayıcı hükümet" taahhüdü yer aldı.

Fakat beyanların ötesine bakarsak, alarma geçmek için nedenler var. Taliban, kadınların herhangi bir yönetim yapısının parçası olacağından bahsetmedi ve 24 Ağustos'ta bir Taliban sözcüsü kadınların kendi güvenlikleri için evde kalmasını tavsiye etti.

Radyoda kadın sesi yasaklandı ve medya dünyasında da gözden kayboluyorlar. Ülkenin dört bir yanından kız çocuklarının zorla evlendirildiğine, kadınların çalışmasının engellendiğine, işlerinin erkek aile üyelerine verildiğine ve kadınların güvenli alanlarının yağmalanıp tahrip edildiğine dair haberler yağıyor. Taliban 5 Eylül'de Kabil'de düzinelerce kadının katıldığı eylemi dağıtırken, protestocular göz yaşartıcı gazla hedef alındıklarını söyledi.

Mahkemeler ve hükümetin kontrolündeki Aile Müdahale Birimleri'nden kadın sığınaklarına ve güvenli evlere kadar, şiddete maruz kalan kadınlara hizmet veren tüm destek altyapısı bir gecede çöktü.

Taliban yeni normali oturtmaya çalışırken uluslararası toplum bir araya gelip ortak ilişki kriterlerimizin ne olacağı konusunda net davranmalı. Bu kriterlerden birincisi katılım olmalı. Kadınlar ve kız çocukları okula gidebilmeli, yüksek öğrenime erişebilmeli ve onları kendi seçtikleri geleceğe hazırlayacak bilgiyle becerilerin yanı sıra ülkenin ilerlemesine katkı sağlamak için gereken uzmanlığı edinebilmeli. Taliban, okullar cinsiyete göre ayrılırsa kadınların ve kız çocuklarının eğitimlerini sürdürebileceğini söylese de bina, öğretmen ve ekipman eksikliği nedeniyle ülkenin çoğu bölgesinde okulları tamamen ayırmak mümkün olmayacak.

İkincisi, sağlık hizmetlerine erişim garanti edilmeli. Kadınlar sadece kadın doktorlara görünebilecek ve evlerinden sadece erkek refakatçilerle çıkabilecekse, ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine ulaşmakta zorluk çekecekler.

Üçüncüsü, kadınların istedikleri her alanda çalışabileceği ve kamusal yaşama tam olarak katılacağı kabul edilmeli. Bu, insani yardımların teslimatına dahil olmayı da içeriyor. Ülkede kalacak ve buradaki vahim insani ihtiyaçları karşılayacaksak, ön saflarda kadınlara ulaşacak kadınlara ihtiyacımız var. Son olarak, kadına şiddeti önleme ve bu vakalara müdahale etme hizmetleri devam ettirilmeli ve güçlendirilmeli.

Bu temel güvenceler, Afganistan'la ilişkimizi sürdürmek karşılığında toplu talebimizi oluşturmalı.

Mohammad Naciri, BM Kadın Birimi'nin Asya-Pasifik Bölge Direktörüdür



https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Ata Türkoğlu

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU