Amon Dini

Umut Ataseven, Independent Türkçe için yazdı

Mısır hanedanlık dönemlerinin en uzun yaşayan dinidir, Amon dini… Bu dinin temelinde Osiris dini yatmakla birlikte yeni inanışlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Amon dini en çok gözyaşı ve kanın dökülmesine neden olan bir dindir. Bu din ilerleyen dönemlerde Mısırlıların ata dini olarak kabul görecektir. Bu dinle birlikte ortaya bir ruhban sınıfı çıkacaktır. Bu sınıf zamanla güçlenmiş ve saray ile savaş halinde kalmıştır.

İnsanları en çok etkileyen ve kararlarını vermekte güç duruma bırakan tek bir olgu vardır ve bu dinlerdir. Mısırlılar da karar verme gücü Amon dininin sağladığı koşullar ile paraleldir. Neyin günah neyin sevap olduğu yine bu dinin kuralları neticesinde ortaya konmuştur. Amon dininin ana tasviri Amon heykelidir. Merkez tapınakta bulunur ve orada ancak onun huzurunda ibadet edilebilirdi. Hemen hemen her Mısırlının evinde küçük Amon heykelciği bulunurdu. Kadın ve erkek cinsel birleşimi sırasında bu heykelciğin onları izlediğini düşünür ve Amon heykelinin yüzü kapatılırdı. Mısırlıların dinlerin özgürce yaşamalarına olanak sağlanmazdı. Çünkü herkes Amon’a inanmak ve saygı duymak zorundaydı.

 

Ana Amon Heykelinin bulunduğu tapınak, aynı zamanda ruhban sınıfının iskân ettiği yerdir. Ruhban sınıfının üyeleri genellikle kâhinler olurlardı. Kâhinler, Amon dini vasıtasıyla tapınaklara bir takım özel kapitülasyonlar almışlardır. Bu durum onların ilerleyen dönemlerde güçlenmelerine neden olacaktır.

Amon dininin emrettiği kurallara Firavun da itaat etmek zorundaydı. Çünkü tahta ancak bu meşruiyetle oturabilirdi. Amon dini bir bakıma topluma baskı altına alan ve denetleyen bir dindir. Uygulamaları bakımında oldukça ağır getirileri vardır. Bütün Mısırlılar, buna Firavun da dâhil herkes Amon’a hizmet etmek mecburiyetindeydi. Çünkü topraklar Amon’a, tasarruf hakkı ise firavuna aitti. Firavunun bu toprakları ise halkın ekip biçmesi için tevcih ederdi. Rahipler Amon adına Mısır topraklarına el koyma hakkına sahipti. Bu durum Mısır devletinin hem iç hem de dış yönden oldukça etkilemekteydi. Çünkü Rahipler bu uygulamayı Amon adına yaptıklarını söyleseler de, keyfi hareket etme ortamı buluyorlardı. Şehir düzenin bozulmasının ana sebebi ise yine Ruhban sınıfın halka zulüm etmesinden kaynaklanmaktaydı.

Krallar öldüklerinde Amon ile birleşir ve tanrı olarak karşımıza çıkarlardı. Bu dönemde Amon’a ortak bir tanrı çıktığını görmekteyiz. Bu tanrı Ra’dan başkası değildi. Bazı kaynaklarda Amon’un yanında Ra’yı da görmek mümkündür. Böylelikle Amon artık Ra ile anılacak ve Amon-Ra olacaktır.

Amon-Ra dini, Mısırların asla terk etmeyeceği veya terk etmekte çok zorlandığı bir dindir. Yine bu dönemlerde kaynağı ilahi olan bir takım dinler de ortaya çıkmaya başlayacaktır. Bu çıkışın asıl sebebi tam olarak da Amon-Ra dininin mevcut varlığı ve getirdiği inanışlardır. Tek tanrılı dinler olarak adlandırılan bu dinler; Peygamber, elçi ya da seçilmiş kişi adı verilen kişiler tarafından tebliği ile başlayacaktır.

 

Mısırlıların dinlerini derinden sarsan bahsettiğimiz tek tanrılı dinler, Ruhban sınıfı için bir tehdit unsuru idi. Çünkü ruhban sınıfı Amon-Ra dini üzerinden zenginleşmiş ve halkın dini duyguları ile güzel bir yaşam sürmekteydiler. Tek tanrıların adının dahi anılması onlar için savaş çanlarının çalmasıydı.

Krallar, ruhban sınıfında olanların yaptıkları kötü davranışlar sonucunda Amon-Ra dininden oldukça soğumuşlardır. Onlar da bu dinden uzaklaşıp Tek tanrılı dinlere yönelmişlerdir. Bu yöneliş ilerleyen dönemlerde ilahi kaynaklı dinlerin ortaya çıkmasını da zemin hazırlayacaktır.

Kralların yine bu yönelişleri artık tahtının meşruiyetini ruhban sınıfından almadığının bir göstergesidir. Ruhban sınıfı bu neticeler sonucunda saray ile bir savaş içerisine girmeye başlamıştır. Ancak ne vakittir ki, tek tanrılı dine merak salan Firavun Akhen, sarayını tapınaklardan uzak bir yere taşıma kararı almıştır.

İyiden iyiye kan kaybeden ruhban sınıfı, halktan da beklediği desteği görmeyince bir takım yeniliklere imza atmıştır. Bu yenilikler neticesinde artık halktan Amon adına vergi alınmayacaktı. Mallara ve mülklere el konulmayacak ve saray kendi içinde bir bağımsız bir hale gelecekti. Ancak halkta karşılığı olmayan bu yenilikler, tek tanrılı dinlerin yayılmasına engel olamayacaktır. Aslında halkın tek tanrılı dine yönelmeleri yine rahiplerin ağır zulüm ve işkenceleriydi. Keza Mısırlının Amon dinini terk etmesi gibi bir durum söz konusu olamazdı.

Eski modasını kaybeden Amon-Ra dini buna rağmen varlığını sürdürmüştür. Halkın birçoğu da hala bu dine inanmaktaydı. Ama bazı Mısırlılar, çoktan tek tanrıya inanmaya başlamışlardı.

Eski Mısır’da Tek Tanrıcılığa Geçiş ve Süreçleri

a. Akhen ’in Akheneton Oluşu

Mısır’ın ilk tek tanrılı inanç sistemini ortaya koyan Firavun Akhen olmuştur. Akhen gerçekten Mısır’da büyük bir devrim yapmış ve Mısır’ın bütün dini inançlarını alt üst etmiştir. Tek bir tanrıya inandığını dile getiren bu kral, bu devrimini tapınaklardan uzak bir şekilde yapmıştır. Çünkü rahiplerin olduğu bir merkezde tek tanrıya iman etmesi büyük bir savaşa neden olabilirdi. Bunun farkına varan Akhen, Amon dininden uzak bir inanç sistemi oluşturmak niyetindeydi. Hatta adının yanına Aton kelimesini ekleyerek Mısır’ın ilk tek tanrılı inanç sistemini ortaya koyan Firavun Akhen olmuştur. Akhen gerçekten Mısır’da büyük bir devrim yapmış ve Mısır’ın bütün dini inançlarını alt üst etmiştir. Tek bir tanrıya inandığını dile getiren bu kral, bu devrimini tapınaklardan uzak bir şekilde yapmıştır. Çünkü rahiplerin olduğu bir merkezde tek tanrıya iman etmesi büyük bir savaşa neden olabilirdi. Bunun farkına varan Akhen, Amon dininden uzak bir inanç sistemi oluşturmak niyetindeydi. Hatta adının yanına Aton kelimesini ekleyerek Akheneton adıyla anılmaya başlandı.  Bu kral inandığı tek tanrısına aşağıda verilen şiiri yazmıştır: 

 

Tanrı, uludur, birdir, tektir.
Ondan başkası yoktur.
Bir tanedir,
O’dur her varlığı yaratan.
Bir ruhtur Tanrı, görünmeyen bir ruh…
Ta başlangıçta vardı Tanrı.
Tek varlıktı o.
Hiçbir şey yokken o vardı.
Her şeyi o yarattı…
Ezelden beri gelen varlığı,
Ebediyete kadar sürecek.
Gizlidir Tanrı, kimse görmemiştir onu.
İnsanlara ve yarattıklarına sır kalır her zaman…

Bu şiir Akhenaton’un tek ve biricik tanrısı Aton’a yazdığı dizelerdir. Akheneton, tek tanrı olarak Güneş’e inanmıştır.

Erkek çocuklarının sünnet edildiği bilinmektedir. Duvar resimlerinde de görmek mümkündür. Tabi olarak sünnet uygulamasının bir dini ayinle ilgili olup olmadığı bilinmemektedir. Ancak sağlık konusunda oldukça titiz davranan Mısırlılar sünneti sağlık için yaptıkları düşünülebilir.

 

Tanrıya ibadet ederken secde edilerek yapılırdı. Bu husus oldukça önemlidir. Çünkü Amon-Ra dininde mekân hususu oldukça önemliydi. Aton dininde ise her yerde tanrıya ibadet edilebiliyor, mekân ve zaman kaygısı güdülmüyordu.

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU