Mobbing, birinin ruhuna yapılan bir saldırıdır!

Canan Duman Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AFP

Hep gündemde kalmayı başarıyor. Sistematik olarak her geçen gün artıyor. Maruz kalanı hayatından bezdiriyor.  

Türkçe karşılığı konusunda bir netlik olmasa da "psikolojik taciz, örgütsel yıldırma, ayrımcılık, duygusal şiddet" olarak tarif ediliyor.

Kanıtlanmasının zor olması, kişiden kişiye farklı tanımlanması çözümsüzlüğe yol açıyor. 


Kiminin hayallerinden vazgeçmesine, kiminin de farklı kulvarda yarışa devam etmesine neden oluyor.

En eğitimlisinden en cahiline, en profesyonelinden en amatörüne gücü eline geçiren, altındakini ezmeyi ya marifet sanıyor ya da kendinde hak görüyor.

Mobbing, tüm dünyada çalışanın yakasından düşmüyor. 


Mobbing Türkiye'de tüm meslek gruplarında en çok da sağlık, emniyet, eğitim gibi hem kalitenin hem de maaşın yüksek olması gereken sektörlerde görülüyor. 

Sağlıkçılar mobbing, ucuz işgücü ve yoğun iş yükü altında eziliyor. Görevi dışındaki işleri yaparak risk alıyor, yapmazsa mobbinge uğruyor.  

Çoğu doktor, başkalarına yardım eden işbirlikçi insanlar olsa da, bu özen her zaman stajyerlere, meslektaşlarına ve astlarına uygulanmıyor.

Bazı bölüm başkanları, asistan doktorları uzmanlıklarını vermemekle tehdit ediyor. 


Eğitim durumu da mobbing de etkili oluyor. Lise eğitimi alan sağlık çalışanları, lisans eğitimi alan sağlık çalışanlarına göre daha çok mobbinge maruz kalıyor.

Kültürel ve fiziksel yönden zayıf görülenlerin daha çok üzerine gidiliyor. Özellikle cerrahi bölümlerde aşağılama, diğer meslektaş ve hastaların önünde küçük düşürme yapılıyor.

Kadın hekimler erkek hekimlere kıyasla daha fazla mobbinge uğradığını düşünüyor.

Hemşirelik mesleği genellikle mobbingin yaşandığı bir alan olarak tanımlansa da, bir sağlık kuruluşunun herhangi bir alanında, hatta liderler arasında bile mobbing gerçekleşebiliyor.  


Tıp kültürü, zorbalık davranışlarını uzun süredir hoş görüyor veya görmezden geliyor. Sağlıkta mobbing, adeta resmi tıp müfredatının dışında resmi olmayan bir öğrenme şekli sayılıyor.

Tıp fakültesinde ve uzmanlıkta "gizli müfredat"ın bir parçası olarak adlandırılıyor.  


Mobbing, sağlık çalışanları arasında intihar riskini artırıyor

Kendilerini dinleyecek, çözüm üretecek profesyonellikte yetkili kişi ve makamlara seslerini duyuramayanlar, duyursalar da dışlananlar her gün mobbing altında çalışmaya devam ediyor.

Dayanamadıkları baskı üzerine ya istifa ediyor ya da hayatlarından vazgeçiyor. Mobbing, sağlık çalışanları arasında intihar riskini artırıyor.

Ne var ki, Türkiye'de mobbinge maruz kalan insanlar intihar ettikten sonra mobbing uygulayanlar ya işten çıkarılıyor ya da pasif bir göreve alınıyor.   

Sadece mayıs ayında Alanya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yoğun bakım servisinde 20'ye yakın hemşire ve sağlık çalışanı haksız uygulamalar nedeniyle ya istifasını verdi ya da yerlerinin değişmesini istedi.

Alanya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ndeki hemşireler ve sağlık çalışanları istifa gerekçeleri, mobbing iddiaları için savcılığa başvurdu.

Farklı hastanelerden intihar haberleri basına yansıdı. Sosyalmedyada #sağlıktamobbingehayır hashtag'iyle paylaşımlar başlatıldı. 

Biliyoruz ki mobbing gerek sağlıkta gerek diğer sektörlerde yeni bir sorun değil… Geçmişten bugüne taşındığı gibi, bugünden de geleceğe potansiyelini sürdürecek görünüyor. Bu nedenle ülkeler önlemlerini alıyor.


Mobbing birçok Avrupa ülkesinde suç sayılıyor 

Mobbing bugün birçok Avrupa ülkesinde suç olarak yasalarda yer alıyor ve kanunlar dışında iş sözleşmelerinde de mobbinge yer veriliyor.  

İsveç, mobbinge karşı özel yasal düzenleme yapan ilk Avrupa Birliği ülkesi... İsveç'te intihar vakalarının genellikle mobbing kaynaklı olması nedeniyle yıllar önce yasaklanıyor.

1993 tarihli "İşyerinde Mağduriyet Hakkında Kararname" ile psikolojik tacize karşı özel yasal düzenleme yapan ilk AB ülkesi oluyor. Finlandiya'da 2000 yılından bu yana psikolojik şiddet suç sayılıyor.

2002'deki "Sosyal Modernleşme Yasası" ile Fransa'da, ahlaki tacizi kınayan hem hukuki hem de cezai hükümler yer alıyor. 

Sırbistan, Norveç, Danimarka, Almanya, Belçika, Hollanda ve İsviçre işyerinde zorbalığı yasaklayan diğer Avrupa ülkeleri…  


Türk ceza hukukunda mobbing suçu diye bir suç tipi yok

Türk Hukuk Sistemi'nde direkt olarak mobbingi tanımlayan, ceza ve yaptırımlarını ortaya koyan müstakil bir "Mobbing ile Mücadele Kanunu" bulunmuyor. Yani mobbing, Türk Ceza Kanunu'nda (5237 sayılı Kanun) başlı başına bir suç değil. 

Bu nedenle konu hakkında değerlendirme yaparken İş Kanunu, Medeni Kanun, Borçlar Kanunu, Anayasa, Sendikalar Kanunu, 2822 Sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu ve Türk Ceza Kanunu'nun genel düzenlemelerinin dikkate alınması gerekiyor. 
 

 

Hukuksal düzenlemeler yetersiz 

Çalışan işverene karşı maddi tazminat davası, mobbing'den kaynaklı elde edilen gelirin iadesi talebi, manevi tazminat davası ve ayrımcılık tazminatı gibi maddi konulu davalar da açabiliyor.

Türkiye'de mağdurun lehine sonuçlanan mahkeme kararları bulunsa da hukuksal düzenlemeler yetersiz kalıyor.

Kamu ve özel sektör ayırt etmeksizin tüm çalışanlar, şikâyet ve bilgi almak için 7 gün 24 saat ALO 170 hattına başvurabiliyor. 

Şirket yönetimleri ve insan kaynakları departmanları da problemi çözmek yerine görmezlikten geliyor.

Mobbing mağdurunun uygulamada en çok karşılaştığı sorun, ispat etmek oluyor. Mobbingin bildirilmesine yönelik çalışanın cesaretlendirilmesi gerekiyor.

Bunun için açık ve şeffaf iletişimin, güvenin ve adalet duygusunun şirket kültüründe yer bulması, "psikolojik taciz" politikaları yazılsa da mobbingi engelleme yeteneğinin geliştirilmesi gerekiyor. 

Mobbingle mücadelenin; bireysel, kurumsal, meslek ve sivil toplum örgütleri gibi birçok düzeyde yürütülmesi, duyarlılığın artırılması önem kazanıyor.

Bu sorunun varlığını anlamak ve anlatmak için de hepimize iş düşüyor.  

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU