Yeni yıla girerken… Bir vefa yazısı!

Celalettin Can Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Aile albümü

Bir dostu yazacağım. Genel kamuoyunun tanımadığı ama İstanbul Avcılar'da yaşayan, Avcılar Belediyesi ile yapı denetimi ve deprem konularıyla bir şekilde ilişkisi olan hemen her yurttaşın tanıdığı bir insanı…

Gültekin Toluay adıyla matuf… Bingöl'ün Kiğı ilçesinden 1956 doğumlu. İlk ve orta öğrenimini Kiğı'da tamamlıyor.

Türkiye'de çok ağır ve çok zorlu gelişmelerin yaşandığı bir süreçte, 1977 yılında Almanya'ya gidiyor. Yükseköğrenimini Hoch Schule-Dortmund'da tamamlıyor.

1984 yılında yüksek mimar mühendis olarak ülkesine dönüyor. Siyasetten uzak durmuyor; döner dönmez CHP'de, daha çok yerel yönetim ve yerel demokrasi alanında çalışıyor.

Çalışkanlığı, dürüstlüğü, özverili oluşu, cömertliği, gibi karakter özellikleri ile kısa sürede dikkati çekiyor. Avcılar Belediye Başkan Yardımcılığı yanı sıra, dört dönem Avcılar Belediyesi Meclis üyeliği, Avcılar İmar Komisyonu Başkanlığı ve Büyükşehir Belediyesi Meclis üyeliği yapıyor.

1995 yılında Kıymet Hanım'la evleniyor. Şimdilerde 20'li yaşlarını yaşayan, Bilgi Üniversitesi'nde siyaset bilimi okuyan, okuduğu bölüm gibi siyasete de ilgi duyan Onur Bertan adında, her babanın imreneceği güzel bir evladı var.
 

Gültekin Toluay (3).jpg
Gültekin Toluay, eşi Kıymet Hanım ve oğlu Onur Bertan ile...


Gültekin, 2009 31 Ağustos'unu 1 Eylül'e bağlayan gece, bir dünya barış gününde hayatını kaybediyor.

Günlerden cumartesi, öğleden sonra… Avcılar'da yalnız olduğu bir sırada kendini kötü hissediyor. … Özel Hastanesi'ne gidiyor. Şikayetini soruyorlar, 'Göğsünden doğru dayanılmaz ağrı duyduğunu' söylüyor. Muayeneye etme yerine, 'ne yediğini', soruyorlar, "Kuru fasulye" deyince, yediklerinden diyor ve geri gönderiyorlar.

Eve dönüyor ama ağrı bitmiyor, aksine daha bir artıyor, gece vakti aynı hastaneye yine gidiyor. Serum bağlıyorlar. Biraz kendini iyi hissediyor, eve gönderiyorlar.  

Eve dönüyor ve o gece hayatını kaybediyor. Ölüm nedeni otopsi kayıtlarına 'Aort damarı yırtılması' olarak geçiyor, ilk ağrıyı hissettiği öğleden sonra 'yırtılma' olmuş. Bu durumlarda kısa sürede ölüm gerçekleşirmiş, uzamasının nedeni 'yırtılmanın' olduğu kısmın yapısı ile ilgiliymiş.

Sonuç; Gültekin'in ölümü kader değil, hastane ve doktor hatası… İlk anda, hatta ikinci gittiğinde bir kardiyoloğa yönlendirilirse hayatta kalabilecek bir insan, meslek bilincinden yoksunluk ve insan hayatı karşısında ciddiyetsizlik gibi nedenlerle hayatını kaybediyor…

 
Yaralı bir ruh taşıyor gibiydi…

Gültekin ile üç yıllık bir tanışıklığım vardı. Başka çeşit bir insandı. Siyasi idi ama klasik bir siyasetçiden çok, sade ve içli bir halk insanıydı. Halk insanı derken öyle 'halka inme' tekerlemeleri üzerinden 'halkçılık' yapan popülist tipte bir insan değildi.

Yoksullara ve yoksunlara yardımlarda bulunduğunda, onlarla dayanıştığında iç dünyası zenginleşen, yaşamını anlamlı olarak duyumsayabilen insanlardandı.

Çeşitli yardımlar yaparken elbette ki halkı koruma ve halka sahip çıkma duygusu vardı; ama onu asıl motive eden, kendine bahşettiği misyonun gereğini yerine getirirken, bunu kendisi için, kendini iyi hissetmek ve kendine saygının gereğini yerine getirmek düşüncesiyle hareket etmesiydi. 

Düşünce insanı olabilecek kadar çok okuyan biriydi, belki de kader bu yanının açığa çıkma şansını ona tanımamıştı. Ne var ki gerçek ve günlük hayatta pratik düşünen, anlayan, hisseden, sorumluluk duyan ve becerikli insanlardandı.

Her insan gibi eksiklikleri de vardı. Bu eksikliklerine rağmen onun yaşamının düşüşe dönüşmesini engelleyen önemli insani özellikleri vardı. O denli sahici, dürüst, yardım isteklerine duyarlı ve dayanışma duygusuyla doluydu ki…

Günlük yaşamda her karşılaşmamızda bana sessiz, sakin ve sorunsuz bir insan izlenimi verirdi; ama ifade ettiğim gibi içliydi, dahası bir yaralı ruh taşıyor gibiydi…
 

Gültekin Toluay (10).jpg
Gültekin Toluay / Fotoğraf: Aile albümünden


Bazı insanlar acılarını ve mutsuzluklarını paylaşmak için kimseyi aramazlar, yaşamın yükü altında ezilmemek için teselliyi kendi ruh dünyalarında ararlar, alışkanlıklarına sığınırlar. Gültekin öyle bir insanlardandı.

Sosyal çevresi ve ilişkileri imrenilecek düzeyde genişti; ama o bütün sevgi, saygı halesine ve başı kalabalık haline karşın yalnız bir insandı, tek başınaydı aslında.

Son zamanlarda üzerinde titrediği sevgili evladı tarafından keşfedilmek ne kadar da iyi geliyordu ona.

Yetmedi, zaman kalmadı, bahtı utansın! …
 

Gültekin Toluay (12).jpg
(Soldan sağa) Feyzullah Ağma, Gültekin Toluay, Avni Sarı, Erhan Bakkal ve Hadi Yurdakul. Dostlukları güçlüydü. Üniversitede beraber okuduğu bir gurup arkadaşıyla her yıl aynı gün buluşurlardı. Bu buluşma, onun ölümünden sonra da oturduğu masaya konulan çiçekler eşliğinde sürüyor / Fotoğraf: Aile albümünden

 
"Deprem öldürmez, bina öldürür" …

Bilindiği gibi, 1999 sonrasında yapı denetim işi zorunlu hale getirildi. 

İnşaatına başlanan her yapının kâğıt üzerinde planlamasından anahtar teslimine kadar her aşaması yapı denetim firmalarınca denetlenir. Yapı üzerinde, yapı denetim firmalarının yetkisi kanun tarafından belirlenmiştir.

İnşaat firması bu şartların asgari gereği yerine getirmemişse, yapı denetim firmasının olumsuz raporuyla yüz yüze kalacak ve inşaat duracaktır. Yok, her şey usulüne uygun yapılmışsa, depreme karşı dayanıklı yıkılmaz bir yapı ortaya çıkacaktır. 

Yapının sağlamlığı yapı denetim firması tarafından da onaylanır, hatta belirli bir süre içinde garanti altına alınır.

Yapı denetimi süreci proje denetimi ile başlayıp, anahtar teslimi ile tamamlanır. Süreçte temelin sağlam atılması, sağlam ve yeter sayıda kolonlar, uygun beton ve demir kullanımı, kat miktarı vb. noktalarda herhangi bir sorun tespit edilirse inşaat durdurulur.

İnşaat firması bunlara dikkat etme durumundadır ama esasen yapı denetim firması elemanları şantiyeye gelerek inşaat firması da dahil, her şeyi sıkı sıkıya denetler.

Gültekin'e gelince... Gördüğü eğitim ve insani değerlere yaklaşımdaki özeniyle tüm bu süreçleri üst düzeyde takip etmekten asla taviz vermezdi.

Her şey bir yana, herhangi bir sorun olması durumunda, yapı denetim firması için sonuçları vardı.
 

deprem (1).jpg
Büyük 1999 depreminde Avcılar


Peki, kanun ve yönetmelikler çerçevesinde sıkı sıkıya denetlendiği iddia olunan inşaat firmalarına ve yapı denetimlere rağmen olan ne?

İşte yakın zamanda gerçekleşen Elâzığ ve İzmir depremlerinin sonuçları…

Temeli çürük atma, fazla kat çıkma, beton ve demiri az kullanmanın yanı sıra kalitesizini kullanma, rüşvet, usulsüzlük gibi tamahkarlıklar sonucu koca koca binalar saman yığını gibi insanların üstüne yığıldı.

"Deprem öldürmez, bina öldürür" sözünün açık kanıtı da oldu bu depremler.

 
"Gültekin Toluay'ın yaptığı binalar"

Gültekin Toluay bütün o yerel yönetim görevleri yanı sıra, büyük 1999 depremi sonrasında kurduğu ve 50 kadar mühendis-mimarla çalıştığı bir yapı denetim firmasında, 2009'da hayatını kaybetme arifesinde 500'ün üzerinde inşaatın yapı denetimi ile ilgiliydi.

Firma, konut, sanayi ve ticari yapılarla ilgili referanslara sahipti. Firmanın merkezi Avcılar'daydı. Arnavutköy, Bağcılar ve Esenler'de şubeleri vardı.

Belediye Meclisi Üyesi, Avcılar Belediyesi İmar Komisyonu Başkanı ve Belediye Başkan Yardımcısı olarak görev yaptığı dönemde Avcılar Belediyesi'nden hiçbir yapı denetim işi almadı. Belediyedeki konumunun istismarı ile ilgili en küçük imanın dahi olmamasına özen gösterdi.
 

Gültekin Toluay (5).jpg
Avcılar Belediye Meclisi'nde İmar Komisyonu Başkanlığı yaptı ve arkasından bir kez bile olumsuz konuşan çıkmadı / Fotoğraf: Aile albümünden


Gültekin Toluay bir idealistti. Çok çalışırdı, saati belli olmaz bir zamanda arabasına atlar, inşaatların kontrollerine giderdi. Kimi şirket müdürleri inşaatların yolunu bilmezken, o kontrol ettiği inşaatların şantiye şefiydi adeta.

Yapı denetiminde, bir noktaya gelen inşaatlarda, kontroller sonucu yeterli görmediği takdirde beton ve demiri söktürerek, demir ve beton miktarını artırarak yeniden başlattığı olağandı.

İlkeliydi. Gerekene göre davranır, boş vermezdi. Mesleğinin en iyileriyle çalışırdı. Numunelere dikkat ederdi, prosedüre projelere, kitaba ve yasaya uygun hareket ederdi.

İnşaat denetimi, beton ve demir kalitesinde kontrol sonuçlarını harfiyen uygulardı. Sıkça etütler yaptırırdı. Soru işareti varsa, kontroller sıklaştırılır, gerektiğinde artan maliyete bakılmaz, proje sil baştan yapılırdı. Şüpheciydi.

Bu ülkede para işlerinin netameli olduğunun çok farkındaydı. Bu konuda bir zaaf, bir sorun hissettiği an ilişkisini anında keser, yeri geldiğinde restleşirdi.

Müteahhitlerin, kolon kesme, basit malzemeler, az ve kalitesiz demir, dayanıksız beton kullanma gibi yollarla insan hayatları pahasına maliyeti düşürmeye dönük tekliflerini her daim şiddetle reddediyordu.

Büyükşehir ve Avcılar Belediyelerinde Meclis üyesi görevlerini yaparken de şehrin ve semtin daha az sorunlu gelişmesi için bina kontrollerine önem verirdi. Sağlıklı bir yapılaşma için birçok kişi ve merci ile tersleşmesi, tanık olan insanlar tarafından övgüyle anlatılır.

Gültekin'in yapılmasına önayak olduğu, denetlediği hiçbir bina büyük 1999 depreminde yıkılmamış. Özellikle Avcılar'da insanlar yıkılmayan binaları gördüğünde, "Gültekin Toluay'ın yaptığı binalar" diyorlar.

1999 depremi olduğunda Avcılar'daymış. Deprem olur olmaz yaptığı ve denetlediği binaları teftişe ve insanlara yardıma koşuyor.

Büyük 1999 depreminden sonra Avcılar'da, başarılı olduklarından dolayı ödül alan iki yapı denetim firmasından biri onun firması.

Büyük depremde yaşanan acıların ardından Avcılar'da büyük çoğunluğun, evlerini, işyerlerini, birçok imar işlerini güçlendirmede projelerinin yapı denetimi ona veriliyordu.

Tutarlıydı, çizgisini hiç bozmadı. Hak yemezdi, herkesin hakkını hukukunu bildi.

Avrupa'da eğitimini tamamlamış olmanın, bu yönlü düşünce ve davranış biçimleriyle ilişkisi olmalıydı. 


'Halk unutmuyor!'

Gültekin Toluay, 2009 31 Ağustos'unu 1 Eylül'e bağlayan gece hayatını kaybetti.

Trajik olan, sağlık sorunu olduğunda sürekli gittiği hastanede son check-up sonrası hayatını kaybetmesiydi…

Hemen aynı gün 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde toprağa verildi.

Hemen aynı gün üç tane cenaze merasimi düzenlendi.

Alevi idi, ilki Yeni Bosna Cem Evi'nde düzenlendi.

İkincisi talep üzerine Avcılar Merkez Camii'nde düzenlendi.

Üçüncüsü hizmet verdiği Avcılar Belediyesi'nde düzenlendi.

Her bir tören ayrı ayrı binlerin katılımı ile gerçekleşti.

Kahramanlar savaşlarda çıkmıyor sadece.

Halk hemen yanı başında kendine aşkla hizmet veren kahramanlarını görüyor, onlara sahip çıkıyor, unutmuyor.

Sevenleri, dostları bir şeyi daha unutmuyor…

Hizmet ettiği Avcılar'da adını yaşatma sözü verilmişti.

Dönemin siyasi temsilcileri bu sözü yerine getirmedi…

Bekliyoruz…

Halk vefalıdır, unutmaz, unutmuyor da!

Yeni yıla girerken… Bu da bir vefa yazısı… 

Saygıyla...
 

Gültekin Toluay (4).jpg
Ebedi istirahat için yola çıktığı Yenibosna Cemevi'nin duvarındaki özlü söz, sanki Toluay'ı anlatır gibiydi; "Bilgin ölü olsa bile diri, bilgisiz diri olsa bile ölü.''  / Fotoğraf: Aile albümünden

 

Gültekin Toluay (8).JPG
Yenibosna'da bulunan cemevinden yakınları ve dostları tarafından alınan Gültekin Toluay talep üzerine Avcılar Merkez Camii’nde yapılacak tören yerine getirildi / Fotoğraf: Aile albümünden

 

Gültekin Toluay (9).JPG
Avcılar Belediyesi'nde düzenlenen cenaze töreni... Yaşadığı süreç sonunda kazandığı sayısız dostluklar ve siyasal alanda yaptığı faaliyetler sonucu acı haberi duyanların ortak sesi ''Seni unutmayacağız'' oldu / Fotoğraf: Aile albümünden

 

Gültekin Toluay (7).jpg
Fotoğraf: Aile albümünden

 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU