BAE, Bahreyn ve İsrail tarihi "barış anlaşmasını" imzaladı

Filistinliler anlaşmaları "sırtından hançerlemek" olarak niteleyerek kınadı

İbrahim Mutabakatı dün Beyaz Saray'da düzenlenen törende imzalandı (AP) 

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn, İsrail'le tarihi bir anlaşma imzalayıp bölgedeki siyasi dinamikleri büyük ölçüde yeniden şekillendirecek bir hamleyle ilişkileri resmi olarak normalleştiren ilk Körfez ülkeleri oldu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

ABD Başkanı Donald Trump salı günü Beyaz Saray'da düzenlenen törene ev sahipliği yaptı, 70 yıllık İsrail-Filistin çatışmasına resmi bir çözüm bulunmamasına rağmen BAE ve Bahreyn'in İsrail'le diplomatik ilişkiler kurmayı kabul etmesinden bu yana geçen zorlu birkaç haftayı geride bıraktı.

ABD'nin aracılık yaptığı ve 700 civarında katılımcının bulunduğu etkinlikte İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Emirlikler'in Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayid el Nehyan ve Bahreyn Dışişleri Bakanı Abdüllatif el Zayani'yle birlikte "İbrahim Mutabakatı'nı" imzaladı.

Kasım ayındaki seçimlerde yeniden seçilmek için aday olan Trump, bu anın "yeni bir Ortadoğu'nun şafağını" temsil ettiğini söyleyerek üç ülkeyi bu "olağanüstü başarıları" için tebrik etti.

Trump, "İbrahim Mutabakatı... kimsenin mümkün olduğuna inanmadığı şeyin, tüm bölge genelinde kapsamlı bir barışın temeli işlevi görecek" dedi.

Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya atıfta bulunarak, "Mutabakat ayrıca Müslümanların İsrail'deki tarihi alanı ziyaret edebilmesine kapı da açacak" diye konuştu. Diğer "5 veya 6" ülkenin de İsrail'le anlaşma imzalamayı değerlendirdiğini belirttiği önceki yorumlarını hatırlatır şekilde diğer ülkelerin de "çok çok yakında" aynı adımı atacağını söyledi.

"Bugün yaptığımız barış kalıcı olacak" diye ekledi.

Abu Dabi'nin güçlü veliaht prensinin erkek kardeşi olan BAE Dışişleri Bakanı, Filistin topraklarının ilhakını "durdurduğu" için Netanyahu'ya teşekkür etti. Bu, anlaşmaya giden süreçteki tartışmalarda çekişmeli bir konuydu. Kürsüye çıktığı sırada İsrail'in güneyinde sirenler çaldı ve İsrail ordusu Gazze'den iki roketin fırlatıldığını duyurdu.

BAE Dışişleri Bakanı, "Bugün Ortadoğu'nun kalbinde umut dolu bir değişime şahitlik ediyoruz, dünyanın geri kalanına umut verecek bir değişim" dedi ve mutabakatın "daha müreffeh ve güvenli bir gelecek" inşa edeceğini sözlerine ekledi.

Bahreyn Dışişleri Bakanı da anlaşmayı, "İsrail-Filistin çatışmasına adil, kapsamlı ve kalıcı bir iki devletli çözüm bulma yolunda önemli bir ilk adım" olarak niteledi.

Mevcut savaşları bitirmeyen ancak ilişkileri tesis eden anlaşmalar, kasımda yeniden seçilmek için aday olan Trump'a İsrail yanlısı evangelist Hristiyan seçmenler arasında kendisine destek sağlayan ciddi bir diplomatik zafer sundu. Amerikan Başkanı, aynı adımı atıp İsrail'le ilişkileri normalleştirmeye hazır "en az 5 veya 6 ülke" daha olduğunu söyleyerek, daha fazla anlaşmanın yolda olduğunu çıtlattı.

Umman'ın Washington büyükelçisinin de etkinliğe katıldığına dair haberler, Netanyahu'yu 2018'de ağırlayan Maskat'ın anlaşma imzalayacak bir sonraki ülke olacağına yönelik spekülasyonları tetikledi.
 


Törende yokluğu fark edilen şey, mutabakatı şiddetle reddeden Filistinlilerden doğru düzgün söz edilmemesiydi.

Bunun yerine ABD Başkanı, Oval Ofis'te gerçekleşen toplantıda imzalar atılmadan önce Filistin yönetimine açık uyarılarda bulundu.

Filistin tarafını ABD ile ilgili "hoş şeyler söylememekle" itham eden Trump, "Eğer bize saygı duymayacaklarsa biz de duruma müdahil olmayız" dedi. Bu tür ifadeler üzerine Filistinlilere giden Amerikan yardımlarına "ödeme yapmayı durdurduğunu" hatırlattı.

Filistin liderliği, İsrail'in normalleşme karşılığında elle tutulur hiçbir söz vermediğini düşündüğü için mutabakatı "sırtından vurma" ve "ihanet" olarak nitelemişti.

Anlaşmanın, İsrail'in ancak Filistinlilerle olan çatışmayı giderirse ve onlara bağımsız bir devlet hakkı verirse Arap dünyası tarafından tümüyle tanınacağını belirten Suudi Arabistan'ın başını çektiği Arap Barış Girişimii'ne dayandığı düşünülüyor. 

Filistin liderliği, anlaşmanın bunu yapmak yerine İsrail'i eylemlerinden dolayı bilfiil ödüllendirdiğini belirtti.

Emirlik, İsrail'in uluslararası hukuka aykırı şekilde geniş Filistin topraklarını ilhak etmeye yönelik eli kulağındaki planın askıya alınmasını garantilediğini söyleyerekk anlaşmayla ilgili bu yorumu reddetti. Bahreyn ise anlaşmanın, krizin iki devletli bir çözüme ulaştırılmasına destek olacağını söyledi.

Mutabakat, imzacılar için avantajlı bir zamanda gerçekleşti.

Netanyahu, özellikle ocakta yolsuzluk suçlamalarıyla aleyhinde açılan davanın ve nisanda başbakanlığını ancak seçimlerdeki rakibiyle sallantılı bir anlaşma yaparak sürdürebilmesinin ardından, anlaşmayı ülkesinde destek kazanmak için kullandı.

BAE ve Bahreyn ise ülkelerinin petrol ekonomisine bağımlılığını ortadan kaldırmak istiyor ve İsrail'le ticaret anlaşmaları yapmanın faydalarından bahsediyor.

ABD'nin BAE'ye F-35 hayalet savaş uçakları satma ihtimali, mutabakatın en çetrefilli konularından biri olmayı sürdürüyor. İsrail, "niteliksel askeri üstünlüğünü” ortadan kaldıracağı gerekçesiyle bu satışı şiddetle reddetmişti.

Trump, imza töreninden hemen önce Washington'ın Abu Dabi'ye gelişmiş savaş uçakları satmakla "bir sorununun olmayacağını" doğruladı, daha sonra da İsrail'le BAE'ye F-35 satışından kaynaklanan fikir ayrılığının "kolaylıkla tatlıya bağlanacağını" söyledi.

 

 

independent.co.uk

Independent Türkçe için çeviren: Şafak Küçüksezer

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU