19 Kasım'da, Rusya'nın en kuzeybatısındaki St. Petersburg'un derinliklerinde üretilen 330 tonluk bir basınç kabı, Mısır'ın kuzeybatısındaki aynı adlı kasabada bulunan ilk nükleer santrali olan el-Dabaa Nükleer Santrali'nin dört ünitesinden birine indirilirken sıcak bir rüzgar esiyordu.
Mısır Devlet Başkanı Abdulfettah es-Sisi ile Rus mevkidaşı Vladimir Putin, kameraların üzerlerinde olduğunun tamamen farkında olan kişilerin gülümsemeleriyle, yüzlerinde sakin ve ölçülü bir ifadeyle bu sahneyi video konferans aracılığıyla izliyorlardı.
Arka planda, mavi şapkalı Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı müfettişleri notlar alırken, Çinli mühendisler telefonlarıyla fotoğraf çekiyor ve Mısır ordusundan subaylar çadırların gölgesinde bu sahneyi izliyorlardı.
Kahire, 1979'da Mısır-İsrail barış anlaşmasının imzalanmasından bu yana kendisine tahsis edilen yıllık 1,3 milyar dolarlık ABD askeri yardım paketini kuruşu kuruşuna korudu
Bunlar tamamen törensel anlardı, ancak yıllar süren diplomasi ve titiz hesapların doruk noktasını temsil ediyorlardı.
Santral ve kalbine indirilen kap Rus yapımı ve 30 milyar dolarlık projenin maliyetinin yüzde 85'ini karşılayan kredi de Rusya'dan geldi.
Projenin silah amaçlı kullanılmamasını garanti eden müfettişler Batılı. Kahire de dahil olmak üzere Mısır şehirlerine elektrik iletecek şebeke ise Çinli ellerle kuruluyor.
Tahran, bu sahnede herhangi bir yetkilisi bulunmamasına rağmen, uranyum zenginleştirme faaliyetleriyle ilgili çıkmazında arabuluculuk yapmaya çalışan ve son aylarda Gazze'deki çatışmaları durdurma çabalarını defalarca övdüğü Kahire'ye minnettarlık duyuyor olmalı.
O televizyonda yayınlanan tek anda, Mısır, herhangi bir konuşma yapmadan, artık taraf seçmediğini, aksine her tarafın kendisini seçmesini sağladığını deklare ediyordu.
Devrimci lider Cemal Abdunnasır, ulusal bağımsızlık ve Arap milliyetçiliği hakkındaki büyük konuşmalarına inanan kalabalıkların tezahüratları arasında, balkonlardan emperyalizme karşı haykırırdı.
Süveyş Kanalı'nı millileştirdi, Sovyet füzelerini kabul etti ve Kahire'yi üçüncü dünyanın başkenti haline getirdi. Bağlantısızlık politikası romantik ve ideolojikti, ancak trajik bir şekilde sona erdi.
1967'ye gelindiğinde, politikaları ve ideolojisi, İsrail ile Altı Gün Savaşı'nın yıkıntıları arasında çökmüştü.
Sonraki 60 yıl boyunca Mısır, Amerikan yardımına ve diğer ülkelerden ve uluslararası kredi kuruluşlarından gelen mali desteğe bağlı kaldı.
Sisi'nin tarafsızlık anlayışı ise daha soğukkanlı, daha akıllı ve ölçülemeyecek kadar daha kârlı. Nasır, Washington ve Moskova arasında seçim yapmak zorunda kalırken, Sisi basitçe seçim yapmayı reddediyor.
Mısır, Ocak 2024'te Rusya, Çin, İran ve BAE ile birlikte BRICS grubuna katıldı. Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında milyarlarca dolar değerinde yeni anlaşmalar imzaladı.
Mısır, 2014 ortalarında Sisi iktidara geldiğinden beri Körfez ülkeleri ve Çin'den on milyarlarca dolarlık taahhüt aldı.
Buna rağmen Kahire, 1979’da Mısır-İsrail barış anlaşmasının imzalanmasından bu yana kendisine tahsis edilen yıllık 1,3 milyar dolarlık ABD askeri yardım paketini kuruşu kuruşuna korumaya devam etti.
Ayrıca son 10 yılda ABD silah anlaşmalarından milyarlarca dolar daha elde etti.
Sisi'nin tarafsızlık anlayışı ise daha soğukkanlı, daha akıllı ve ölçülemeyecek kadar daha kârlı. Nasır, Washington ve Moskova arasında seçim yapmak zorunda kalırken, Sisi basitçe seçim yapmayı reddediyor
Nasır'ın eski tarafsızlığı gurura dayalıyken, Sisi'nin tasarlayıp yönettiği çoklu denge hayatta kalmaya ve siyasi nüfuz elde etmeye dayanıyor.
Mısır'ın mevcut Cumhurbaşkanı’nın bu yaklaşımı izlerken pek fazla seçeneği kalmamış gibi görünüyor.
Zira Kızıldeniz'de gemilere yönelik saldırılar Süveyş Kanalı gelirlerini yaklaşık yüzde 60 oranında azalttı ve enflasyon ancak yakın zamanda yüzde 12'nin altına düştü.
Mısır'ın kapısında, Gazze, Sudan ve Libya'da savaşlar sürüyor. Etiyopya ile Nil Nehri sularıyla ilgili anlaşmazlık ise alttan alta kaynamaya devam ediyor.
Donald Trump bugün Beyaz Saray'a, İran'a karşı “azami baskı” politikasıyla ve Gazze'yi Kızıldeniz sahilindeki bir tatil beldesine dönüştürmeye yönelik doğaçlama fikirlerle geri döndü.
Ardından, daha geniş kapsamlı bir bölgesel barış projesinin parçası olarak, savaşı sona erdirmek ve Filistinliler ile İsrailliler arasında barışı sağlamak için yirmi maddelik bir plan hazırladı.
Başka herhangi bir on yılda, bu krizler varoluşsal tehditler olarak görülebilirdi. Ancak 2025'te pazarlık konusu haline geldiler ve Kahire bunları tüm potansiyeliyle kullanıyor.
5 ortaklık
Washington, bu bölgedeki en önemli güvenlik garantörü olmaya devam ediyor.
Gazze savaşı, Gazze Şeridi'ne komşu olan Refah şehrini Mısır'ın en büyük jeopolitik kredisi haline getirerek Kahire'ye Filistin topraklarına geçişi kontrol etme, açlık çeken halkına yardım akışını organize etme, silah kaçakçılığını önleme, militanları İsrail ve Gazze sınırında bulunan ve Süveyş Kanalı'na nazır bir Mısır toprağı olan Sina'dan uzak tutma fırsatı verdi.
Washington bunun gayet farkında ve bu yüzden Kongre askeri yardıma bağlı şartlardan feragat etmeye devam ederken, Pentagon özellikle F-16 savaş uçakları için hayati önem taşıyan yedek parçaların teslimatını hızlandırıyor.
Trump, Filistinlilerin Sina'ya nakledilmesi hakkında tweet atmış olabilir, ancak bu yılın nisan ayında Mısır tankları sınırda belirir belirmez, bu öneri Beyaz Saray'ın gündeminden sessizce silindi.
Bu arada Moskova, Mısır'ın enerji geleceğini inşa ediyor. Dabaa nükleer santrali artık uzak bir hayal değil.
19 Kasım'da basınç kabının indirildiği ilk reaktörün 2028'de yakıt ikmali yapılması ve 2030 yılına kadar tam faaliyete geçmesi planlanıyor.
Tesiste 25 binden fazla işçi çalışıyor ve bunların yüzde 80'i Mısırlı. Rus devlet nükleer enerji şirketi Rosatom, 1.700 Mısırlı nükleer uzmanını eğitiyor.
Projede sözleşmelerin yüzde 55'i Mısırlı şirketler ile imzalandı.
Yaptırımlar Rosatom'u her gün tehdit ediyor, ancak nükleer santralin inşası Kahire'nin projeyi Moskova'nın vazgeçemeyeceği kadar stratejik hale getirmesi, Washington'un projeyi durdurmasını engelleyen Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın güvenlik önlemleriyle çevrili olması nedeniyle ilerlemeye devam ediyor.
Bu arada Pekin, Süveyş Kanalı Ekonomik Bölgesi'ni Kuşak ve Yol Girişimi'nin batı ayağı haline getirmek için sessizce çalışıyor. Milyarlarca dolarlık Çin yatırımı, Mısır limanlarına, sanayi bölgelerine ve ülkenin geniş alanlarını kapsayan yüksek hızlı tren hatlarına akıyor.
Yuan ile ödeme artık ikili ticaretin önemli bir bölümünü oluşturuyor ve Mısır'ı dolar sıkıntısından koruyor.
Bu yılın nisan ayındaki ortak hava tatbikatları, Kahire ve Pekin arasındaki ortaklığın kredilerin ötesine, askeri alana da yayıldığının en açık göstergesiydi.
Mısır ayrıca, BAE ile 35 milyar dolarlık Ras el-Hikme kıyı projesi de dahil olmak üzere Körfez ülkeleriyle önemli anlaşmalar imzaladı. Bu anlaşma, Mısır para biriminin çöküşünü önemli ölçüde önlemeye yardımcı oldu.
Buna karşılık Kahire, Yemen konusunda Körfez ülkeleriyle aynı çizgide yer aldı, Sudan konusunda koordinasyon sağladı ve en önemlisi, 53 milyar dolarlık Gazze’nin yeniden inşası projesinin yönetim sorumluluğunu tüm Arap ülkeleri adına üstlendi.
Mart 2025'te Kahire'de düzenlenen Arap Zirvesi, Arap planını onayladı ve Gazze ateşkes planının ikinci aşaması başladığında, sözleşmeler büyük olasılıkla Mısır şirketleri aracılığıyla imzalanırken, Gazze-Sina geçişi Mısır kontrolünde kalacak.
Tahran bile bu yörüngeye katıldı. Kahire ve Tahran henüz büyükelçi atamamış olsa da, iki başkent arasındaki ilişkilerin iyileşmesi Kahire ile hem Hamas'ın hem de Yemen'deki Husi milislerinin hamisi olan ülke arasında doğrudan bir bağlantı sağladı.
Nasır'ın tarafsızlığı,1967'nin yıkıntıları ve on yıllarca süren Amerikan buğday sevkiyatlarına aşağılayıcı bağımlılıkla sona ererken, Sisi'nin çok yönlü yaklaşımı şimdiye kadar yüzde 4'ü aşan bir büyüme sağladı.
Enerji güvenliği giderek önem kazanıyor ve Mısır, tek bir savaşa girişmeden veya ideolojik kampanyalar yürütmeden her önemli masada kendine yer buluyor.
Mısır, bugün Ortadoğu'nun yarım asırdır gördüğü en karmaşık diplomatik oyunda kazanan taraflardan biri olmaya çalışıyor.
Çok kutuplu fırtınanın ortasında ayakta kalmakla yetinmiyor, rüzgarlarından nasıl faydalanacağını da öğreniyor.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Bu makale Independent Türkçe için Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.