İstihbarat mensupları Trump'ın Rus ödüllerine verdiği tepkiden çok rahatsız

"Görünüşe bakılırsa Beyaz Saray'dan hiçbir yanıt gelmiyor ve açıkça söylemek gerekirse bu konuda endişelenmiyorlar da"

Beyaz Saray, çıkan haberlerin ardından Trump'ın söz konusu istihbaratla ilgili bilgilendirildiğini duyurmuştu (AFP)

ABD, dönemin İran hükümetine 1970'lerin sonunda satılan ancak hiç teslim edilmeyen askeri teçhizat için zamanında alınmış 400 milyon dolar (bugünün değeriyle yaklaşık 2,75 milyar TL), artı 1,3 milyar dolar'lık faizle birlikte toplamda 1,7 milyar dolar'ı bulan 36 yıllık borcunu İran İslam Cumhuriyeti'ne geri ödeme konusunda 2015'te anlaşmaya varmıştı.

1979 rehine krizi sonrası kurulan İran-ABD İddiaları Hakem Mahkemesi'nde ABD'ye karşı çok daha büyük bir meblağa karar verilmesi ihtimalinin önüne geçen bu uzlaşma, hızla Cumhuriyetçilerin komplo tacirliğinin ve hakaretlerinin hedefi haline gelmişti. Barack Obama yönetiminin Amerikan askerlerinin öldürülmesini görmezden geldiğini savunan bu kesimin içinde dönemin başkan adayı Donald Trump da vardı. Bu komplo tacirliği temelde İran'ı Afganistan'da öldürülen her ABD askeri için Taliban'a bin dolar ödül vermekle suçlayan eski haberlere dayanıyordu.

Beş yıl sonraysa ABD'nin bir diğer hasmı olan Vladimir Putin'in Rusya'sı, Taliban bağlantılı militanlara Amerikan askerlerini öldürmeleri için tamamen peşin para ödüyor. Hayli şok edici bir ifşaat bu. Ancak yeterince kafa karıştırıcı olan şu ki İran'a eski bir borcun ödenmesi nedeniyle öfkelerini açığa vuran aynı Cumhuriyetçilerin çoğu, her şeyden önce Amerikan askerlerinin öldürülmesi için Rusya'nın ödeme yapması fikrine değil de şimdi bunu Amerikalıların bilmesine daha çok kızmış görünüyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

ABD istihbarat teşkilatlarının Rusya'nın Taliban bağlantılı militanlara Amerikan askerlerini öldürmeleri karşılığında ödeme yaptığını öğrendiği (ve Başkan Trump'ı bu bulgular hakkında bilgilendirdiği) haberlerinin manşete çıkmasından bu yana Beyaz Saray'ın verdiği yanıt, Trump başkanlığının ilk üç yılına aşina olanlar açısından bilindik bir örüntü izliyor.

Başkan konuyla ilgili olarak kamuoyuna ilk açıklamalarını, 27 Haziran'da Virginia'daki golf kulübüne gitmek üzere Gizli Servis cibine binmeden hemen önce Twitter hesabından (başka nereden olabilir) paylaştı.

Yaptığı paylaşımda Trump, "Yalan haberlerin (New York Times'ın) 'isimsiz bir kaynağa' dayanarak haberleştirdiği üzere Rusların Afganistan'daki Amerikan askerlerine yönelik sözümona saldırıları hakkında" Başkan Yardımcısı Mike Pence ya da Beyaz Saray Özel Kalem Müdürü Mark Meadows dahil "hiç kimsenin kendisini bilgilendirmediğini veya bundan bahsetmediğini" iddia etti ve sonra da (geçen yıl 24 Amerikan personelinin öldüğü) Afganistan'da bulunan ABD kuvvetlerine "çok fazla saldırı gerçekleştirilmediği" şeklinde yanlış bir sav ortaya attı. Trump söz konusu haberi "Sahtekar Times'ın tıpkı başarısız Rusya Hilesi gibi bir başka saldırı işi" diye niteleyerek devam etti.

Aynı gün konuya dair bir açıklama yaparak tartışmaya dahil olan Beyaz Saray Basın Sözcüsü Kayleigh McEnany de "sözümona Rus ödülü istihbaratı" olarak tanımladığı meseleyle ilgili gerek Trump'ın gerekse Pence'in bilgilendirilmediğini öne sürdü. Dahası McEnany 29 Haziran'da gazetecilere yönelik konuşmasında, Rusya'nın ödül ödemesi iddialarına dair istihbarat "doğrulanmadığı" için Trump'ın bilgilendirilmediğini öne sürdü ve öncelikle bu bilgiyi yayımladığı gerekçesiyle Times'a saldırdıktan sonra kürsüyü bir hışımla terk etti.

Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O'Brien ve Ulusal İstihbarat Direktörü John Ratcliffe (her ikisinin de bu görevler öncesinde kayda değer istihbarat tecrübesi yoktu) dahil Trump'ın atadığı bazı üst düzey siyasi isimler 29 Haziran akşamı yaptıkları açıklamalarla, bahsi geçen haberleri ABD istihbarat topluluğu içinde üzerinde "fikir birliği" oluşmamış bir meselede "doğrulanmamış ve asılsız istihbarata" dair haksız sızıntılar oldukları gerekçesiyle reddederek Beyaz Saray'ın patinajını tekrarladı.

Ancak son yönetimlerde görev almış eski Ulusal Güvenlik Konseyi (NSC) yetkilileri, Trump yönetiminin ortaya attığı ve topluluk içinde fikir birliği oluşmadığı için Rusya'nın zararlı faaliyetlerine yönelik istihbaratı bir şekilde güvenilmez bulan iddiaların tutarlı bir tarafının olmadığını belirtti.

Daha açık konuşmak için isminin verilmesini istemeyen eski bir NSC çalışanı, "Bu tam bir saçmalık" dedi.

Trump dahil hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat başkanların idaresinde görev alan eski NSC çalışanı, fikir birliği eksikliğinin ya da istihbarat topluluğunun bir başka bölümünden gelen muhalif görüşlerin istihbarat kaynaklarını geçersiz kılamayacağını ve meseleyi Başkan'ın dikkatini geçmeyi gerektirecek kadar önemli olmaktan çıkaramayacağını ifade etti.

"SIGINT (elektronik istihbarat) çalışanları her zaman HUMINT (beşeri istihbarat) kaynaklarına şüpheyle yaklaşır. Dolayısıyla belirli bir olay hakkında elektronik ortamda hiçbir şey yoksa her zaman için bir çeşit muhalefet yaşanır" diyen eski yetkili, işin içinde ölü Amerikalılar varsa fikir ayrılığı yaşanmasının konuyu Başkan'ın dikkatine sunmada engel teşkil etmediğini söyledi.
 


Obama yönetiminde NSC'nin Terörle Mücadeleden Sorumlu Üst Düzey Direktörü olarak hizmet eden Joshua Geltzer, "doğrulanmamış" istihbarata dair McEnany, O'Brien ve Ratcliffe gibi yetkililerden gelen şiddetli inkar ve protestoların Trump'ın neyi ne zaman bildiğine dair medyada yer alan haberlerin doğruluğunu gösterdiğini belirtti.

"Gerçekten de bu protestoları adeta bu konuda istihbarat olduğunun teyidi sayıyorum ve birçok saygın gazetenin bu noktaya kadar yaptığı haberlerle tutarlı olarak görüyorum" diyen Geltzer, Beyaz Saray'ın inkarlarının "orada baskılanan bir şeyler olduğunun neredeyse dolaylı onayı" olduğunu kaydetti.

Geltzer son birkaç günde sayısız gazete tarafından haberleştirilen istihbarat bilgisinin, istihbarat topluluğu içinde konunun güvenilirliğine ilişkin bir fikir birliği olmaması nedeniyle bir şekilde güvenilmez olduğu iddialarını da reddetti.

Geltzer bunu "İstihbarat topluluğunun farklı bölümlerinin güven düzeylerini, hatta istihbarat yorumunu biraz farklı belirlemesi gayet yaygındır" sözleriyle açıkladı.

Bu durum, söz konusu bilginin siyasi karar alıcılara aktarılmamasına gerekçe teşkil etmediği gibi, siyasi karar alıcıları ne yapacaklarını düşünmekten ya da bu istihbarat hakkında bir şeyler yapmaktan alıkoymak için de bir sebep değildir.

Geltzer sözlerinin devamında, görünüşe bakılırsa istihbaratın bizatihi varlığından ziyade sızdırılmasından daha çok kaygı duyduğu gerekçesiyle Beyaz Saray'ı ağır bir dille eleştirdi.

Bu haber doğruysa bizi kaygılandırır ya da haber ne ölçüde doğru, bu meseleyi ele almak için içeride doğru çalışmalar yürütülüyor şeklinde en azından Beyaz Saray'dan hiçbir şey duymadım, bazı bakanlıklara bağlı kurumların açıklamalarında gördüm ama Beyaz Saray tek kelime etmedi.

Bunun yerine haberlere saldırılıyor.

Adalet Bakanlığı Ulusal Güvenlik Birimi'nde çalışmış biriyim. Sızıntıları savunmuyorum. Ama... Beyaz Saray'ın tüm tepkisi, teşkilat üyelerinin ailelerinin şimdi bile sorduğunu gördüğümüz 'Ya esas iddialar ne olacak? Amerika'nın teşkilat mensuplarını korumaya çalışmak için ne yapıyorsunuz?' sorusuna cevap vermekten ziyade 'Bu bilgi neden ortada?' şeklinde oldu. Görünüşe bakılırsa Beyaz Saray'dan hiçbir yanıt gelmiyor ve açıkça söylemek gerekirse bu konuda endişelenmiyorlar da.

Trump yönetiminde çalışmış bir başka eski yetkili ise iyi ya da kötü, Beyaz Saray'ın kaygılarının hedef alınan askerlerle değil de tekrar seçilmesinin engellenmesi için sızıntılar yoluyla yeniden saldırıya uğradığını hisseden bir başkanla ilgili olduğunu söyledi.

Rusya'nın ne yaptığının bilinmesi kadar Rusya'nın ne yaptığını umursamıyorlar.

 

 

https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU