Trump, Amerika'nın istediği başkan değil ama hak ettiği başkan

Şu sıralar siyasi yelpazenin her noktasından Amerikalılar çarpık bir "bağımsızlık" duygusu besliyor gibi görünüyor

Başkan Trump, koronavirüsle mücadeledeki başdanışmanı Dr. Fauci'nin (sağda) önerilerine kulak asmamakla da itham ediliyor (The Independent)

Sevgili Amerika, büyük şeyler yapma kabiliyetinizi yitirdiniz.

Bunu biliyorum çünkü nispeten kolay şeyleri yapmakta isteksizsiniz, sonra, ortak zeminler ve sağduyulu çözümler aramak yerine birbirinizi şeytanlaştırıyorsunuz.

Kolay şeylerden bahsetmişken bu dizüstü bilgisayarın arkasında oturup ülkenin büyük ve kolay şeyler yapma becerilerinin sönümlenmeye “Washington'da başladığına” dair 800 kelime dökmek de basit olurdu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ama bu bir saçmalık olurdu. Saçmalıklardan kaçınalım.

Fakat, net olmak gerekirse, Washington ABD'nin ırktan maske takmaya, koronavirüsün gerçekten ciddi bir şey olup olmadığından ihanetin tanımına kadar her konuda bu kadar bölünmüş olmasının nedenlerinden biri. (Lise yurttaşlık bilgisi dersi öğretmenime dayanarak, bunu çok uzun zaman önce çözmüş olduğumuzu gerçekten düşünüyordum. Yanılmışım.)

Sorunları çözmek için öncelikle bir sorun olduğunu kabul etmeli, bu esnada  isteksiz ortaklarımızın güdülerine güvenmeliyiz ve, en azından ABD 4, 6 veya 26 otonom ülkeye bölünene kadar, Cumhuriyetçiler ve Demokratların birbirlerine katlanmak zorunda olduğunu kabul etmeliyiz. Şu anda, karşı taraftaki kişi başka bir kabileye mensup o halde şüpheciliği ve küçümsenmeyi hak ediyor.

Cumhuriyetçi başkan ekonomi hakkında meşru endişeleri olsa bile benim hastalanmama kayıtsız kalıyor. Ve Demokrat vali insanların hastalanmasını önlemek istiyorsa üzerimde tiranlık kuruyor.

Çoğu konunun, ufak şeylerin bile, bir ton nüansla dolu olduğunu daha yeni unutmuş da değiliz. Kırmızı, beyaz ve maviyi unutun. Biz sadece siyah ve beyaz düşünen bir ülkeyiz.

Bu haftadan iki an, bu satırların yazarını bir konuda can evinden vurdu: Amerika'nın işleri halletme ruhunun sağlığını yitirmekte oluşu.

Birincisi, ABD anakarasında Washington'dan mümkün olan en uzak noktada cereyan etti.

Kaliforniya'da bir CNN muhabiri, bir restoranın avlusunda oturan iki erkekle röportaj yapıyordu. Onlara Demokrat Vali Gavin Newsom'un kendi yeniden açılış planını askıya alma kararı ve Bağımsızlık Günü'nü takip eden hafta sonu boyunca plajların kapalı olmasının nasıl hissettirdiği soruldu.

İkisi de ya 20'lerinin sonunda ya da 30'larının başında olan erkeklerden biri "Sahile gitmek istiyorum" dedi. Diğeri devlet yetkililerinin “bize ne yapamayacağımızı söylemesine” izin verilmemesi gerektiğini söyledi.

Birkaç ay evde kalmak sinir bozucu, ama zor değil. Bir koşu eczaneye gideceğiniz zaman yüzünüzü 15 dakikalığına, ya da markete uğradığınızda 40 dakika boyunca kapatmak sinir bozucu, ama zor değil.

Siyasi yelpazenin her kesiminden Amerikalılar çarpık bir bağımsızlık duygusu besliyor gibi görünüyor. Kovid-19 pandemisi burada kaç kişinin bulduğu ilk fırsatta barları, plajları ve restoranları dolduracağını gösterdi, çoğu zaman sosyal mesafe önlemlerini ve maske takmanın ardındaki bilimi ve verileri umursamaksızın.

Bağımsızlık herkesin burada yaşarken ne yapmak isterse onu yapacağı anlamına gelmez.
 

 

Eksiksiz açıklama: Bu satırların yazarı geçen ay iki defa favori mekanına gitti, hastalık takip çabalarına yardımcı olmak için iletişim bilgilerini sundu, dışarıda ve diğer insanlardan mümkün olduğunca uzağa oturdu. Tuvalet molaları vesaire sırasında maske taktı. Yine de, yüzümün önündeki o kaşıntı yapan şey sinir bozucu; ama takmak zor değil. Hürriyetim ve özgürlüğüm hala yerinde.

Geçtiğimiz haftalarda bu bar ziyaretleri, Donald Trump'ı her gün sabahtan akşama kadar bu denli yakından takip ettikten sonra bir gereklilikti. Bir başkanın söylediği her söz ve öfkeyle yazdığı her tweet'le çözüldüğünü izliyoruz.

Büyük şeyler yapma konusunda erozyona uğrayan umutlarımızın ikinci örneğini sunan kişi son olarak kendi uzmanlarını dinlemeyi reddeden Trump oldu.

Rusya'nın Afganistan'daki ABD askerlerinin kellesine ödül koyduğunu aktaran ABD istihbarat raporlarına ilişkin bir New York Times haberine tepki göstermişti. Gazeteye göre Taliban kuvvetleri ve Taliban bağlantılı milisler Amerikan askerlerini öldürdüklerinde Sovyet dönemi KGB'sinin halefi olan Rus GRU'sundan ödeme aldı.

Trump başta sessiz kalmıştı, Beyaz Saray personeli de patronlarının onlara yol göstermesini beklerken çok az şey söyledi. Sonunda konuştu, bütün mevzuyu medyanın ve Demokratların kendisini ve diğer Cumhuriyetçileri “kötü göstermek" için yarattıkları bir “aldatmaca” olarak nitelendirdi.

Sayın Başkan, istihbarat böyle çalışmaz, özellikle de sahadaki memurların ve Langley'deki analistlerin büyük bir düşmanın Amerikan askerlerini ve Deniz Piyadelerini ortadan kaldırmak için vekalet ödediğine inanmalarının bir sebebi varsa.

Bu ciddi potansiyel jeopolitik sonuçları olan ciddi bir mevzu. Trump'ın vereceği tepki kolay olmalıydı: Derhal istihbarat raporlarına dair bir brifing emredip sonra Moskova'ya Afganistan'daki maskaralıklarını kesmesi için açık bir mesaj göndermek, zira çok deneyimli bazı ABD'li istihbarat yetkilileri, eldeki kanıtların haberlerin doğruluğunu gösterdiğine inanıyordu.

Başkomutanın kelle başına konan ödülleri çok daha ciddi bir şekilde ele alması gerekirdi, özellikle de Amerikan askerlerini önceki bütün Amerikan başkanlarından daha fazla önemsediğini iddia ederken. Fakat, görünüşe bakılırsa, bu bir New York Times haberinin konusu olduğunda öyle olmuyor.

Bir ülke, usulüne uygun seçilmiş lideri bir gazetenin bastığı ya da basacağı her şeyi yalnızca editöryal sayfasına katılmadığı ve kapak sayfasındaki profesyonel habercilik başına bela olduğu için gözden çıkarmakta ısrarcıyken, nasıl büyük şeyler başarabilir? Ya da dünya görüşüne veya siyasi umutlarına ters düşen raporlar getiriyor diye istihbarat uzmanlarını reddediyorsa? Bir ülke, başkanı başkomutan olmaktan ziyade yalnızca nasıl baş-karşı çıkan olabileceğine vakıfken, basit şeyleri bile nasıl başarabilir ki?

Bir ülke bir portakalın rengi üzerinde anlaşamazken veya insanlık tarihinin herhangi bir döneminden daha fazla konfora sahipken dahi evinde kalamıyorsa, büyük problemlerle nasıl başa çıkabilir?

Şimdiye kadar tüm kanıtlar gösteriyor ki, bu ülke bunu yapamaz. Koronavirüs vakaları 20'den fazla eyalette hızla yükseliyor ve Rusya, Washington'dan durması için en hafifinden de olsa kamuya açık herhangi bir uyarı bile almadı.

Peşi sıra yapılan anketler, Trump'ın artık Birleşik Devletler'in istediği başkan olmayabileceğine işaret ediyor. Ama kendi can sıkıntılarının ortaya çıkardığı koronavirüsün yeniden canlanması, bir kez daha ülkenin hak ettiği başkan olduğunu gösteriyor.

O Amerika. Onun aykırı, başına buyruk giden ruhu yeni Amerikan ruhu.



John T. Bennet'in tasarımdan kaynaklanan nedenlerle kısalttığımız başlığının tamamı şöyledir: Anketler Trump'ın Amerika'nın istediği başkan olmadığını ortaya koyuyor. Ama fırlayan koronavirüs rakamları hak ettiğimiz başkan olduğunu gösteriyor.

https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Noyan Öztürk

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU