İran nükleer tesisindeki gizemli patlamada İsrail'in parmağı olduğu düşünülüyor

İran kritik öneme sahip Natanz'daki tesise yönelik herhangi bir saldırıya karşılık vermek zorunda kalabilir

Natanz uranyum zenginleştirme tesisinde çıkan yangın sonucu hasar gören bina (AP)

Geçen hafta yaşanan şüpheli bir patlama, İran'ın nükleer programındaki en hassas ve en değerli alanlardan birinde ağır hasara yol açtı. Şimdiyse kimin ya da neyin buna sebep olduğu ve İran'ın ne yanıt verebileceği konusunda spekülasyonlar yapılmaya başladı.

Saldırı iddialarının odağında, geçmişte İran topraklarında gizli operasyonlar yürüterek İran nükleer programına dair belgelerle dosyaları ele geçirmiş ve Tahran'ın nükleer teknoloji geliştirme sürecini yavaşlatma amacı taşıyan İsrail yer alıyor.

İsrail'in veya başka bir ülke ya da grubun bu tesiste sabotaj düzenlemesi, İran'ın en hassas alanlarından birinde bariz güvenlik yetersizliklerinin bulunduğu ve düşmanların sızma ihtimalinin olduğu anlamına gelecektir.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Perşembe günü meydana gelen patlama İran'ın merkezinde yer alan Natanz şehri yakınlarındaki bir atölyede gerçekleşti. Burada bilim insanları ve mühendisler, atom silahı için kullanılabilecek seviyede zenginleştirilmiş uranyumun daha hızlı ve daha etkili bir şekilde üretilmesi için gelişmiş santrifüjler inşa etmeye çalışıyor. Son olay, Tahran dışında yer alan ve 1990'larda nükleer araştırmalar yapmak için kullanıldığı iddia edilen Parçin füze tesisinde 26 Haziran'da yaşanan patlamanın ardından geldi.

İran 2 Temmuz'daki patlamanın “dikkate değer hasara” yol açtığını artık itiraf etmiş olsa da bu hadiseye neyin sebep olduğunu açıklamadı. İsrail'in binaya bir bomba yerleştirdiği iddialarına dair yayımlanmış haberlere hâlâ yanıt vermeyen İran, bu yapının yerine daha büyük bir tesis inşa etmeyi planladıklarında da ısrar ediyor.

İran Atom Enerjisi Kurumu Sözcüsü Behruz Kemalvendi, "Olay neticesinde herhangi bir zayiat yaşanmadı fakat dikkate değer hasar meydana geldi" dedi.

Bu tesiste şu an yok edilmiş veya hasar görmüş bir hale gelen gelişmiş ekipman ve hassas ölçüm cihazları vardı... Olay, muhtemelen orta vadede gelişmiş santrifüj makinelerinin geliştirilmesi ve üretiminde gecikmeye neden olacak.

İran'ın nükleer programını takip eden Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) müfettişlerinin yakından bildiği bir araştırma tesisi olan bu alandan herhangi bir radyasyon sızıntısı bildirilmedi. Santrifüjlerde daha düşük saflık seviyelerinde zenginleştirilen uranyum, barışçıl enerji üretiminde, tıpta ve bilimsel araştırmalarda kullanılabiliyor.

Çekilen uydu görüntüleri, tesiste geniş çaplı hasar meydana geldiğini ve bu olayın İran'ın nükleer araştırma ve geliştirme programını büyük ölçüde sekteye uğratma ihtimalinin bulunduğunu gösteriyor.

Kaliforniya'daki James Martin Silahsızlandırma Çalışmaları Merkezi'nden araştırmacı Fabian Hinz, “Santrifüjler inanılmaz derecede hassastır. Elininizde temel bir tasarım olsa bile onu hayata geçirmek büyük bir başarıdır” diyor.

O kadar delice bir hızda dönüyorlar ki tüm makinanın parçalanmaması için rotorları çok ama çok iyi dengelemeniz lazım, bunun için de cihazları hassas bir şekilde kullanmak gerekiyor ve bunların hepsi o binada yapılmış olabilir.

İran Gayrisafi Yurtiçi Hasıla'sının (GSYH) tahminen yüzde 3 ya da 4'ünü savunma için harcıyor ve hükümet bütçesinin önemli bir bölümünü gitgide daha huzursuz hale gelen 83 milyonluk nüfusa karşı polislik faaliyetlerine, bu insanları gözetlemeye ve kovuşturup hapsetmeye ayırıyor. Buna rağmen en önemli tesislerinden birini yabancı bir gücün sabotajından koruyamadı.

Spekülasyonlar ilk önce muhtemel bir siber saldırı üzerinde yoğunlaşsa da patlamanın boyutu tesise bir çeşit patlayıcı cihazın yerleştirildiği ihtimalini artırdı.

Hinz, “Burada gerçekten ilginç olan soru şu: Bunu nasıl yaptılar?” diyor.

Eğer bu bir siber saldırı olsaydı halihazırda içeride böyle bir patlamaya neden olabilecek bir şeye ihtiyaç duyulurdu. Burası bir füze fabrikası ya da patlayıcı atölyesi olsaydı, kesinlikle. Ancak bir santrifüj montaj atölyesinde? Sanmıyorum.

Gelgelelim İsrail'in ya da ABD'nin İran'ın gelişmiş santrifüj üretme girişimlerine karşı riskli herhangi bir sabotaj operasyonu, İran'ın nükleer programına yönelik politikaların tutarsızlığının da altını çizecektir. İran gelişmiş santrifüj üretme girişimini ancak ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail'in ve Washington'da etkin İsrail yanlısı aktörlerin oluşturduğu küçük bir grubun vesayeti altında 2015 nükleer anlaşmasından çekilmeyi seçmesinin ardından hızlandırdı.
 

Ruhani.jpg
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani pazar günü Tahran'da bir kabine toplantısına başkanlık etti (AFP)


Trump yönetimi ve Ortadoğu'daki tek nükleer güç olan İsrail, İran'ın sivil nükleer program kisvesi altında silah kapasitesine ulaşmaya çalıştığına inanmış durumda.

Fakat ABD'li istihbarat yetkilileri İran'ın gizli nükleer silah programı fikrini 2003'te terk ettiğine birçok kez kanaat getirmişti. Çoğu bağımsız araştırmacı ve uzmansa, İran'ın nükleer silahların yayılmasını önleme anlaşması yükümlülüklerini ihlal edip programını silahlandırmaya çevirme seçeneğini açık bırakmak için bir nükleer silah programının ihtiyaç duyduğu tüm bileşenleri bir araya getirmeye çalıştığını düşünüyor. ABD, Avrupa ülkeleri, Rusya ve Çin'in bir araya gelerek oluşturduğu 2015 Ortak Kapsamlı Eylem Planı (JCPOA) adlı nükleer anlaşma, İran'ın nükleer programını ekonomik ve diplomatik bir teşvik paketiyle sivil amaçlara yönlendirmeyi hedefliyordu.

İsrail, Suriye'deki İranlı müttefiklere yönelik saldırılarda sergilediğinin aksine yakın zamanda meydana gelen patlamalarda herhangi bir rolü olup olmadığı konusunda tamamen sessiz kaldı, ki bunu muhtemelen İran'ı herhangi bir tepki vermeye zorlamaktan kaçınmak için yaptı. İsrail Dışişleri Bakanı Gabi Aşkenazi pazar günü yaptığı açıklamada, "İran'ın nükleer kapasiteye ulaşmasına izin vermemek için birçok hükümet döneminde devam eden uzun vadeli bir politikamız var" dedi.

Anlatılmaması daha iyi olacak eylemler gerçekleştiriyoruz.

İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz ise İran'ın kabarık iş kazaları siciline imada bulundu. Gantz'ın “İran'da meydana gelen her olayın mutlaka bizimle bir ilgisi olması gerekmiyor” dediği aktarıldı.

İran Atom Enerjisi Kurumu Sözcüsü Kemalvendi, İranlı güvenlik yetkililerinin patlama nedenini "güvenlikle ilgili sebeplerden" dolayı açıklayamayacağını belirtti. Natanz tesisinin açılış töreni 2013'te yapılmıştı ancak İran 2015'te nükleer faaliyetlerini azaltmayı kabul ettiği sırada tamamen bitmemiş haldeydi.

İran, ABD'de Trump'ın devrilmesi ve Joe Biden başkanlığında nükleer anlaşmanın yeniden canlanması ihtimalini barındıran kasım seçimlerini bekliyor olsa da yerli ve uluslararası dinamikler İran'ı bu patlamaya bir şekilde yanıt vermeye zorlayabilir.

İran'daki İsfahan Üniversitesi'nden uluslararası ilişkiler profesörü Ali Omidi, “İran'ın ilk şüphelendiği isim İsrail” diyor.

İsrailli yetkililerinin Natanz'da yaşanan olayla ilgili kamuoyu karşısında açıkça sorumluluk almaması göz önünde bulundurulursa İran'ın bir siber saldırıyla karşılık vereceğini düşünüyorum. İsrailli yetkililer sorumluluk alırsa bence İran çok daha açık bir şekilde saldıracaktır.

Ortadoğu'da silahlı çatışmayı önlemeye istekli JCPOA imzacılarının nasihatlarına rağmen bu hadiseye yanıt verilmesi yönündeki baskı artabilir. Yaygaracı muhafazakarların hakim olduğu İran meclisi kısa süre önce yemin ederek görevine başladı ve kendilerini kanıtlayıp Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin pragmatist yönetimini aşağılamaya hevesli görünüyorlar. İranlı bir yetkili, pazar günü Devrim Muhafızları'nın Basra Körfezi'ne doğrultulmuş yeraltı füzesi bataryaları konuşlandırmasıyla övünüyordu.

Chatham House'tan İran uzmanı Sanam Vakil, "İsrail ve Körfez ülkelerine karşı söylemleri hızlandıracaklar" dedi.

Ülke içinde seçmenlerine herhangi bir zayıflık göstermek isteyeceklerini sanmıyorum. İsraillilere ya da başka bir hükümete işaret eden çok açık kanıtlar olmadığı sürece verecekleri karşılık retorik bir yanıt olacaktır.

 

 

https://www.independent.co.uk/news

Independent Türkçe için çeviren: Noyan Öztürk

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU