Diş eti bakterisi alzaymırın ilerlemesinde önemli bir etken

Son bilimsel araştırmalar, diş etinde görülen ve beyne bağışıklık sistemi ya da kafatası sinirleri yoluyla ulaşan bir bakteri türünün, alzaymırın gelişiminde etkili olabileceğini gösterdi

Bilim insanları, yaygın görülen bir diş eti bakterisinin, alzaymır hastalığının gelişiminde “önemi bir rol oynadığını” açıkladı.

Bulaşıcı bir bakteri olan porphyromonas gingivalis’in, alzaymırın ilerlemesinde yol açtığını gösteren yeni bulgular, bu hastalığın nasıl ele alınması gerektiği konusundaki mevcut bakış açısını değiştirebilir.

İnsanlarda diş eti hastalıklarına ve diş kaybına yol açan başlıca nedenlerden biri olan bakterinin, atardamarlardaki hasarla da ilgili olduğu belirtiliyor.

Daha önceki varsayımlar, söz konusu bakterinin alzaymırda etkili olduğuna işaret ediyordu. Son zamanlarda ABD’li bilim insanlarının yönetiminde yapılan uluslararası bir çalışma ise aradaki bağlantının tereddüde yer bırakmayacak kadar açık olduğunu gösterdi.

Science Advances dergisinde yayımlanan çalışmaya göre araştırmacılar, alzaymır teşhisi konan ya da bu hastalığı taşıma şüphesi bulunan hayattaki insanlardan ve kadavralardan aldıkları beyin dokularını, omurilik sıvılarını ve tükürük örneklerini analiz etti.

Araştırma ekibi yaptıkları deneylerin sonunda, porphyromonas gingivalis’in neden olduğu, “gingipain” olarak bilinen zehirli enzimlerin yanı sıra bakterinin DNA’sına dair bulgulara ulaştı.

Çalışmalar sırasında, söz konusu bakterinin incelenen farelerin ağızlarından beyinlerine yayıldığı da anlaşıldı. Hayvanlar üzerinde yapılan testler, gingipain enzimlerinin beyin sinir hücrelerini yok ettiğini ispatlamış oldu.

Bununla birlikte araştırmadan iyi haberler de geldi. Çalışmaya katılan bilim insanları, gingipain enzimini engelleyen ilaçların, insan beynindeki nöronları etkileyen nörodejeneratif hastalıkları da durdurabildiğini kaydetti.

Deney farelerine yiyecekle birlikte verilen bir ilacın, porphyromonas gingivalis’in neden olduğu beyin enfeksiyonlarını tedavi için etkili olduğu ve hafızaya ait sinir hücrelerinin kaybını önlediği belirtildi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Araştırma ekibi, merkezi sinir sistemine daha iyi nüfuz eden ve alzaymır tedavisinin temelini oluşturabilecek yeni bir ilaç olan COR388'i geliştirdi.

İlacın, yıl sonuna doğru hafif ya da orta seviyede alzaymır hastalarına verilmesini içeren geniş kapsamlı bir klinik çalışma yapılması planlanıyor.

COR388’i geliştiren ABD’li Cortexyme firmasının kurucu ortağı olan Dr. Stephen Dominy, katıldığı araştırmaya dair şu bilgileri paylaştı: “Bulaşıcı etkenlerin alzaymırın gelişiminde ve ilerlemesinde yeri vardı. Nedeni bulmaya dair daha önceki bulgular ikna edici değildi. Şimdi ise ilk kez, hücre içi gram negatif patojenler (porphyromonas gingivalis) ile alzaymır arasındaki bağı gösteren somut bulgulara sahibiz. Sonuçlar aynı zamanda, hastalığın gidişatını değiştirebilecek küçük molekül tedavileri için de fırsat sunuyor.”

Çalışmalar sırasında incelenen 50’den fazla beyin dokusunda, yüzde 96 oranında gingipain enzimi ile yüzde 91 oranında da başka bir enzime rastlandı.

DNA üzerinde yapılan daha ileri testler, ölmüş üç alzaymır hastasının beyninde, porphyromonas gingivalis hmuY bulunduğunu ortaya çıkardı. Bu gene, alzaymır tanısı konmuş, hayattaki 10 hastadan 7’sinin beyin omurilik sıvısında rastlandı.

Alzaymır şüphesi bulunan 10 hastadan alınan tükürük örneklerinde de porphyromonas gingivalis tespit edildi.

Fareler üzerinde yapılan çalışmalar, gingipain enzimlerinin bloke edilmesinin, beynin hafızayla ilgili hayati bir parçası olan hipokampus bölümünü porphyromonas gingivalis’e karşı koruduğunu gösterdi.

Bu sayede alzaymırla ilgili beyin molekülü olan beta-amiloid seviyelerinin düştüğü ve iltihabın da azaldığı belirtildi.

Dergide yer alan yazıda bilim ekibi, “Beyindeki porphyromonas gingivalis ve gingipain’in alzaymırın gelişmesinde merkezi bir role sahip olduğunu işaret eden çalışma bulguları, bu hastalığın tedavisi için yeni bir kavramsal çerçeve sunuyor” ifadelerini kullandı.

Araştırmacılar, söz konusu bakterinin, beyne, bağışıklık sistemi hücrelerine bulaşarak ya da baş ve çeneden geçen kafatası sinirleri yoluyla yayılmış olabileceğini kaydetti.

Laboratuvar testleri ayrıca, gingipain enzimlerinin, alzaymırın neden olduğu zararı artırdığı düşünülen ve sinirler içinde yer alan protein düğümleri olan tau yumaklarına yol açabileceğini gösterdi.

Araştırmanın, peptit beta-amiloid’in, beynin antimikrobiyal savunma sisteminin parçası olduğuna dair tartışmalı görüşü de desteklediği belirtildi.

Porphyromonas gingivalis enfeksiyonunun, sonunda toksik hale gelen yüksek seviyelerde beta-amiloid oluşturduğu düşünülüyordu.

Araştırmaya göre, geleneksel geniş spektrumlu antibiyotiklerin beyinde porphyromonas gingivalis’e karşı muhtemelen etkisiz olduğu ifade edildi. Laboratuvar denemeleri sırasında kullanılan antibiyotiklerin, porphyromonas gingivalis’in neden olduğu hücre ölümünü engellemediği anlaşıldı.

Söz konusu bakteri, geniş spektrumlu antibiyotik moksifloksasine karşı direnç gösterirken, aynı durum COR388 testlerinde yaşanmadı.

Diş eti çekilmesi dahil alzaymırın birçok nedeni olabileceğine dikkati çeken İngiltere Alzaymır Araştırmaları merkezinin başuzmanı Dr. David Reynolds, “Diş sağlığımızı korumak, sağlıklı yaşamın önemli bir parçası. Demans riskini ne kadar artırdığını tam olarak bilemesek de tek bir bakteri türünün, hastalığın tek nedeni olduğunu söyleyemeyiz” dedi.

İngiliz Diş Hekimleri Birliği'ne (BDA) göre diş eti hastalığı, İngiltere nüfusunun yaklaşık yüzde 45'ini etkiliyor. Son araştırmayla ilgili açıklama yapan BDA’nın bilimsel danışmanı Profesör Damien Walmsley, şu uyarılarda bulundu:

“Bu çalışma, ağız sağlığının, sağlık hizmetimiz içinde tercihe bağlı bir durum olarak kalamayacağını hatırlatıyor. Hepimizin hayatı, düzenli kontroller ve iyi bir ağız hijyeni sayesinde geliştirilebilir. Böylece ağızlarımızda zaten var olan bakteriyi, diş çürümesine, diş eti çekilmesine veya diş kaybına yol açmayacak seviyeye kadar azaltabiliriz.”

Alzaymır Toplumu Araştırma Başkanı Dr. James Pickett ise “Laboratuvar çalışması, bu enfeksiyonun beyin hücrelerine zarar verebileceğini gösteriyor. Ancak bunun, insanlarda söz konusu hasara neden olabileceğine veya alzaymır ile sonuçlanabileceğine dair henüz net bir kanıt yok” ifadelerini kullandı.

Geliştirilen yeni ilacın, enfeksiyonun gerçekten alzaymır hastalığında önemli bir rol oynayıp oynamadığını göstermesi bakımından başarılı olduğunu belirten Pickett, “Son 15 yıl içinde demansa karşı yeni bir ilaç geliştirilmemiş olması önemli bir konuydu. Gelecekteki klinik testler, yeni ilacın alzaymır tedavisinde kullanılıp kullanılamayacağını gösteren önemli bir deneme olacaktır” diye ekledi.

Uzmanlara göre, diş eti hastalığına yol açan birçok bakteri türü bulunuyor ve bunlar arasında en önemlisinin porphyromonas gingivalis olduğu belirtiliyor.

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news/health

Independent Türkçe için çeviren: Elvide Demirkol

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU