Trump yönetiminin bir diğer sert adımı olarak Washington 29 Eylül itibarıyla Hindistan'ın Chabahar limanını geliştirmesine izin veren yaptırım muafiyetini iptal edeceğini duyurdu.
Bu 2018'de Delhi'ye verilen özel muafiyetin sona ermesi anlamına geliyor.
Delhi için Chabahar yalnızca bir altyapı ürünü değil, aynı zamanda stratejik bir hat: Pakistan'ı bypass ederek Hindistan'a Afganistan ve Orta Asya'ya doğrudan erişim sağlıyor ve Hint Okyanusu'nu Rusya ve Avrupa'ya bağlayan Uluslararası Kuzey Güney Ulaştırma Koridoru'nun temelini oluşturuyor.
Yani, İran'daki Chabahar limanı, Hindistan'ın Hint Okyanusu'nda Çin'e yanıtıydı.
Ancak Amerikan yaptırımları artık Orta Doğu'daki bu hayati Hint varlığını tehdit ediyor.
Bu en az 10 yıldır limanı geliştirmeye çalışan Hindistan'ın Pakistan'ı bypass ederek Afganistan ve Orta Asya'ya kargo göndermek için alternatif bir ticaret yolu anlamına gelen Chabahar limanındaki Shahid Beheshti terminalini geliştirme planlarını etkileyecektir.
Delhi Chabahar'ı sürdürülebilir kılmak için finansal, diplomatik ve politik olarak büyük yatırımlar yaptı.
2024 yılında 10 yıllık bir işletme sözleşmesi imzalandı ve Hint operatörler 2018'den bu yana kargo hacimlerinde ve gemi seferlerinde istikrarlı bir büyümeye öncülük etti.
Liman Afganistan'ın en çalkantılı dönemlerinde gıda ve ilaç ulaştırarak insani bir koridor görevi dahi gördü.
Bu çabanın Washington'ın yaptırım mantığı tarafından aniden tehdit edilmesi ticari bir aksaklıktan çok daha fazlası.
Washington'ın hamlesi yalnızca Hindistan'ı hedef almıyor, esasen Trump'ın İran'ı izole etmek için uyguladığı azami baskı stratejisinin bir parçası olsa da Delhi için de sonuçları var, çünkü başka hiçbir ülke Chabahar'ın geleceğinde bu kadar derin bir paya sahip değil.
Peki, Hindistan için Chabahar neden bu kadar önemli?
Hindistan için Chabahar üç temel açıdan önemli: ekonomik, konum ve Çin-Pakistan faktörü.
Delhi, İran'ın güneydoğusunda Pakistan sınırına yakın bir konumda yer alan Chabahar limanını önemli bir ticaret merkezi haline getirmeyi amaçlıyordu.
Buradaki temel işleyiş mantığı malların gemi ile Hindistan'dan ayrılıp Chabahar'a ulaşması ve Afganistan üzerinden Orta Asya'ya ulaşmasıydı.
Bu Hindistan'ın Pakistan'ı pas geçmesine ve Orta Asya, Afganistan ve hatta Avrupa'daki önemli pazarlara bağımsız bir ticaret yolu oluşturmasına olanak tanıyacak; ayrıca Hindistan'ın mineral ve hammadde ithal etmesine de olanak tanıyacak.
Ve konum itibarıyla Chabahar, Hint Okyanusu'nda stratejik bir geçit noktası olan Hürmüz Boğazı'nın ötesinde yer alıyor.
Kİ Orta Doğu'da bir çatışma durumunda Boğazın kapatılacağı inancı veya kapatılabilme ihtimali dikkate alınınca, diğer birçok limanın aksine Chabahar Boğaz ötesinde yer alıyor.
Ve yine konum itibarıyla Chabahar Çin ve Pakistan tarafından geliştirilen Gwadar limanına yalnızca 72 km uzaklıkta yer alıyor.
Ki burada da Çin-Pakistan faktörü devreye giriyor.
Çin'in Orta Doğu ve Pakistan'daki ekonomik yatırımları Hint Okyanusu'ndaki nüfuzunu artırdı Kİ Bu durum Delhi'de Chabahar'ın Çin'e karşı stratejik bir varlık olarak geliştirilmesi çağrılarına yol açtı.
Delhi'nin 2003 yılında İran'a Chabahar'ın geliştirilmesi için yardım teklifinde bulunmasının ardından iki taraf proje hakkında uzun süre görüştüler ancak ilk etapta bir sonuca varamadılar.
Ve bu Batılı ülkelerin İran nükleer anlaşmasının bir parçası olarak Tahran'a yönelik bazı önemli yaptırımları kaldırdığı yıla kadar yani 2015 yılına kadar sürdü.
Ve 2015'te Modi'nin İran ziyareti sırasında Delhi ve Tahran projeyi hayata geçirme konusunda anlaştılar.
İki ülke ayrıca 2016 yılında Afganistan ile Chabahar'ı Afgan ekonomisinin gelişmesine yardımcı olabilecek bir geçiş merkezi olarak geliştirmek için de bir anlaşma imzaladı.
Delhi limanın iki terminalinden biri olan Shahid Behesti Terminali'nin geliştirilmesi için 85 milyon dolar taahhüt etti.
2018 yılında Trump yönetimi İran nükleer anlaşmasını bozmuş ve Tahran'a yaptırımları yeniden uygulamaya koymuş olsa da Washington'dan Chabahar'ı geliştirmesi için Delhi'ye yaptırım muafiyeti geldi Kİ Bunun asıl nedeni limanın Amerikan destekli hükümet tarafından yönetilen Afganistan ekonomisinin gelişmesine yardımcı olması bekleniyordu.
Ancak muafiyete karşın Tahran'a uygulanan yaptırımlar Hindistan'ın limanı uygun şekilde donatmasını zorlaştırırken İranlı yetkililer de ayrıca Chabahar'daki çalışmaların çok yavaş olduğundan şikayet ediyordu.
Ancak yine de projede bazı ilerlemeler görülüyordu: Delhi ve Tahran limanı geliştirmek için 2024 yılında 10 yıllık bir sözleşme imzalamıştı, Delhi limanı Afganistan'a milyonlarca ton buğday ve bakliyat göndermek için kullandı ve limanın kapasitesinin ve çevresindeki altyapının genişletilmesine yönelik görüşmeler de devam ediyordu.
Ancak 29 Eylül'den itibaren söz konusu olacak yaptırımlar Delhi için bu hayati projeye yönelik hedefleri azaltmak zorunda kalabileceği anlamına gelebilir.
Her şeyden önce Chabahar'a yönelik yaptırımlar -Delhi'nin Mayıs 2024'te 10 yıllık bir kira sözleşmesi imzaladığı da dikkate alınınca- İran limanına yaptığı yatırım açısından Hindistan'a maliyet çıkaracak.
Ayrıca yaptırımlar dolayısıyla daha fazla nakliyeci, sigortacı ve ekipman tedarikçisinin limandan uzak durması nedeni ile limandaki operasyonları da sekteye uğratabilir.
Ve ayrıca Hindistan-İran ilişkilerine de zarar verebilir Kİ Delhi'nin Chabahar limanını aktif tutması önemli çünkü bu liman olmadan Delhi-Tahran ilişkisi bir anlamda en temel noktasına indirgenmiş olur.
Delhi'nin Washington'ın Chabahar'daki operasyonlarını sonlandırma talebine boyun eğmesi bir yandan İran ile bağlarına itibar ve stratejik açıdan zarar vermesi anlamına geleceği gibi, bir yandan da Chabahar'ın Rusya'ya uzanan Uluslararası Kuzey Güney Ulaştırma Koridoru'na bağlanması nedeni ile Hindistan'ın bölgedeki bağlantı planlarını da bozacağı anlamına geliyor.
Ancak Delhi'nin de stratejik seçenekleri yok değil: Öncelikle mevcut genel istisnalar kapsamında insani yardım sevkiyatlarını sürdürebilir ve böylece limanın operasyonel kalmasını sağlayabilir.
Ayrıca Chabahar sözleşmesini prensipte sürdürürken Kuzey Güney Ulaştırma Koridoru'nun diğer bölümlerini güçlendirerek tedarik zincirlerini çeşitlendirebilir.
Ancak daha acil izleyebileceği bir yol olarak muhtemelen Delhi, Afganistan'ın istikrara kavuşturulması ve Orta Asya'ya Çin veya Pakistan'ın hakim olduğu rotalara alternatif sunulmasında limanın benzersiz rolünü kabul eden yenilenmiş ve dar kapsamlı bir muafiyet için Washington ile müzakere etme arayışına girebilir.
Ki bu noktada güçlü bir iddiaya sahip olduğunu düşünüyor: Chabahar olmadan Afganistan'a insani yardım ulaştırmak daha zor olacak ve Orta Asya'nın bağlantı seçenekleri azalacak.
Herhangi bir kampa bağlı kalmadan çıkarlarını özgürce takip edebilmeyi gözeten Hindistan dış politikası prizmasından bakılınca, Chabahar kararı Delhi'nin kararlılığına bir sınama daha, ancak bu gidişatı rayından çıkarması çok güçlü bir olasılık değil.
Rus petrolü ve ikili ticaretteki tarife kaynaklı engeller dikkate alınınca da Delhi'nin işi zor gözüküyor Kİ Asıl sınav Chabahar yaptırımlarının ikili ticaret görüşmelerini zorlaştırıp zorlaştırmayacağında saklı.
Chabahar'ın gümrük vergisi müzakerelerini gölgelemesi son derece olası gözükse de liman muafiyetinin iptali Delhi için bir aksilik, ancak henüz büyük bir kriz değil.
Şu an acil ticaret gündemi açık: -Amerika açısından- endüstriyel mallardaki gümrük engellerinin düşürülmesi, Washington'ın Delhi'nin dijital hizmet vergisi konusundaki kaygılarının giderilmesi, Hint tarım ürünlerine pazar erişiminin genişletilmesi ve -Hindistan açısından- Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi avantajlarının yeniden tesis edilmesi için baskı oluşturulması.
Önceki yazımı şu cümle ile noktalamıştım ki buraya da uygun: Hindistan Trump'a tamamen boyun eğecek kadar zayıf değil, ancak Amerikan zorbalığına karşı inandırıcı bir kaldıraç gücüne sahip olacak kadar da güçlü değil...
*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish