Dünyada çevre bilinci, sürdürülebilirlik ve döngüsel ekonomi ön plana çıktıkça, tek kullanımlık plastiklerle ilgili önemli adımlar atılmaya başlandı.
Özellikle Avrupa Birliği ülkeleri, bu konuda ciddi yol kat etti.
Türkiye'de de tek kullanımlık plastiklerin kullanımı konusunda benzer bir değişime ihtiyaç var.
Hem çevresel kaygılar hem ekonomik kaygılar hem de AB'ye uyum süreci dikkate alındığında, Türkiye'nin bu dönüşümü hızlandırması gerekmektedir.
Peki, Avrupa Birliği bu başarıyı nasıl elde etti, Türkiye'de mevcut durum ne ve dünyadaki genel eğilimler neler?
Avrupa Birliği ülkelerinde başarı hikâyesi
Avrupa Birliği, tek kullanımlık plastiklerin çevreye verdiği zararı azaltmak için ciddi düzenlemeler getirdi.
2021 yılında yürürlüğe giren direktifle, pipet, çatal-bıçak takımı, karıştırıcılar ve plastik tabak gibi ürünlerin yasaklanması sağlandı.
Bu süreç sadece yasal düzenlemelerle değil, büyük şirketlerin de gönüllü olarak çevre dostu alternatiflere yönelmesiyle hızlandı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Örneğin, Burger King, Starbucks ve McDonald's gibi dev fast food zincirleri, AB ülkelerinde plastik pipetler ve bardak kapaklarını kağıt bazlı alternatiflerle değiştirmeye başladı.
Fransa, İtalya ve İspanya gibi ülkelerde dondurma kapları ve sos kapları da plastik yerine biyolojik olarak parçalanabilen veya geri dönüştürülebilir malzemelerden üretiliyor.
Sadece bardaklar değil, çatal-bıçak takımları, dondurma kaşıkları ve diğer ambalaj malzemeleri de sürdürülebilir hale getirildi.
Bu geçişte AB ülkelerindeki kamuoyu bilinci ve tüketici baskısı büyük rol oynadı.
Aynı zamanda, yeniden kullanılabilir bardak ve kap programları gibi inovatif çözümler, plastik atıkların azaltılmasına katkı sağladı.
Starbucks, İngiltere ve Fransa gibi ülkelerde müşterilerine yeniden kullanılabilir bardaklarla indirimler sunarak, tüketicilerin bu sürece katılımını teşvik etti.
Türkiye'de mevcut durum
Türkiye, 2019 yılında plastik poşetlerin ücretlendirilmesi ile önemli bir adım attı.
Bu düzenleme, poşet kullanımını yüzde 75 oranında azalttı.
Ancak, tek kullanımlık pipet, bardak kapakları, çatal-bıçak gibi diğer plastik ürünlere yönelik henüz bir ulusal yasak bulunmuyor.
Bu konuda TBMM'ye sunmuş olduğum kanun teklifi ise Çevre Komisyonu'nda görüşülmeyi bekliyor. İktidar tarafından ise bu yönde bir hazırlık bulunmuyor.
Bununla birlikte, Türkiye'deki bazı büyük firmalar ve uluslararası markalar, sürdürülebilirlik trendlerine ayak uyduruyor.
Ancak bu tür uygulamalar henüz yaygın değil ve daha geniş kapsamlı bir değişime ihtiyaç var.
Dünyada genel eğilimler
Küresel çapta tek kullanımlık plastiklere karşı bir direniş söz konusu.
Birçok ülke, plastik atıkların azaltılması için yasal düzenlemeler getirdi.
Kanada, Hindistan ve Avustralya gibi ülkeler de plastik poşet ve pipet yasakları uygulamaya başladı.
Özellikle okyanuslarda ve denizlerde biriken plastik atıkların çevreye verdiği zarar konusunda dünya genelinde artan farkındalık, bu yasakların yayılmasına yol açtı.
Birçok global marka, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak adına çevre dostu alternatiflere yöneliyor.
Geri dönüştürülebilir malzemeler, biyolojik olarak parçalanabilen ürünler ve yeniden kullanılabilir kaplar gibi çözümler yaygınlaşıyor.
Ayrıca, tüketici eğilimleri de bu değişimi hızlandırıyor; insanlar çevre dostu ürünleri tercih ederken, markalardan da bu yönde adım atmaları bekleniyor.
Türkiye için ne yapılmalı?
Türkiye'nin çevresel hedeflerine ulaşması, döngüsel ekonomiye geçiş yapması ve dünya standartlarına uyum sağlaması için daha hızlı ve etkili adımlar atılması gerekiyor.
Avrupa Birliği'nde olduğu gibi, Türkiye'de de tek kullanımlık plastiklere karşı kapsamlı bir yasak getirilmeli.
Plastik poşet düzenlemesi bu konuda atılmış bir ilk adımdır, ancak bardak kapakları, pipetler, çatal-bıçaklar gibi diğer ürünlere yönelik daha sert tedbirler alınmalı.
Aynı zamanda, kamuoyunun bu konuda daha fazla bilinçlendirilmesi gerekiyor.
Sürdürülebilir alternatiflerin yaygınlaştırılması, geri dönüşüm altyapısının geliştirilmesi ve yeniden kullanılabilir kapların teşvik edilmesi gibi adımlar, Türkiye'nin çevresel etkisini azaltmasında büyük rol oynayacaktır.
Sonuç olarak, Türkiye'nin tek kullanımlık plastiklere yönelik hızlı bir dönüşüme ihtiyacı var.
Avrupa Birliği'nde bu sürecin nasıl başarıldığına bakarak, Türkiye de benzer düzenlemeleri hayata geçirmeli ve çevre dostu alternatiflere yönelmelidir.
Hem yasal düzenlemeler hem de şirketlerin gönüllü adımları ile plastik atıklar azaltılabilir, doğa korunabilir ve sürdürülebilir bir gelecek inşa edilebilir.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish