Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski'nin ABD'ye götürdüğü "zafer planı"nı kimin veya kimlerin hazırlamasına ilişkin sorular, geziden önce çok tartışılan konuların başında geliyordu.
Yani "Arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim" deyiminin "zafer planı'nın yazarını bana söyle, içeriğini sana söyleyeyim" şeklinde dönüşmesi gibi: Ukrayna'nın geleceğini belirleyecek belgenin ruhu ve lafzı, onun müellifinin kimliğinden belli olacaktı.
Ukrayna çerçevesinde buraya kadarki tecrübe (ve Ukrayna'dan önceki birçok diğer deneyim) Batı'nın net bir karar yerine muğlak bir yaklaşım sergilediğini hafızalara kazıdığı için duygusal davranmayan yorumcular, Zelenski'nin bu defaki Washington temaslarından radikal destek kararları beklemiyordu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Volodimir Zelenski, daha Kiev'dayken ABD eski Başkanı, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in yakın dostu Donald Trump, durumu kendi tüccar çerçevesinden değerlendirerek "Zelenski iyi pazarlamacı, Washington'a her gelişinde 60 milyar dolarla geri dönüyor" şeklinde bir görüş beyan etmişti.
Danışmanları mı tavsiye etti yoksa Volodimir Zelenski'nin kendisi mi böyle uygun gördü, bilinmiyor; ancak Ukrayna Cumhurbaşkanı Zeleski'nin ABD'deyken Trump ve Vance aleyhinde verdiği röportaj, Trump'ın ve Vance'in aynı sertlikle yanıt vermesine neden oldu.
Yani "sandığı açıp pamuğu döken" Zelenski'ye karşı Trump ve Vance'in ortaya koyduğu pozisyon, 5 Kasım'dan sonra ABD'nin Ukrayna politikasında cereyan edecek iki gelişmeden birini belirgin hale getirdi:
Seçilmesi durumunda Trump, Ukrayna'nın "koşulsuz kapitülasyona" imza atması için ABD'nin devlet çıkarlarına tükürmeye hazır olacak.
İşte bu konuda Volodimir Zelenski'yi eleştirenlerin sayısının az olmadığı gibi, Ukrayna Cumhurbaşkanı'nı haklı bulanlar da tam azınlıkta sayılmamalıdır.
O azınlığın içinden birisi olarak, Ukrayna Cumhurbaşkanı'nın ABD'deyken Trump'ın ve Vance'in aleyhinde, tabir caizse "ana-avrat düz gidişi" bilinçli şekilde yaptığına inanıyorum.
Yani, zaten Volodimir Zelenski'nin "Trump'ın da sepetine yumurta yığması" söz konusu olamazdı.
Rusya saldırısı, Demokrat Başkan Biden'ın döneminde başlar başlamaz, ABD eski Başkanı gibi değil, Kremlin'in kadrolu memuru gibi bir pozisyon ortaya koyan Donald Trump'ın o yörüngeden çıkması imkânsızdı ve kuşkusuz bunu Zelenski de çok iyi biliyor.
Onun için Zelenski'nin eski Başkan ve günümüz adayı Trump ile Başkan Yardımcısı adayı Vance karşıtı mülakatının esas amacı, Demokrat Parti'nin Ukrayna'nın mücadelesini destekleyen seçmen kitlesini mevcut Başkan Yardımcısı ve Başkan adayı Kamala Harris'in etrafında daha sıkı biçimde konsolide etmek olup, mücadelenin 5 Kasım seçimi öncesinde atılmış doğru taktik adımlarından biri sayılabilir.
İşte Volodimir Zelenski'nin Washington'da aradığı ve resmen açıklanmasını beklediği "Batının temin edeceği silahlarla Rusya'nın iç bölgelerinin vurulmasına izin verilmesi" konusunda hiçbir açıklamanın yapılmaması, hesap kitapların tamamının 5 Kasım seçimlerine, ardından ise 2024 yılı sonuna endekslendiğini ortaya koyuyor.
5 Kasım'da Demokratların adayı ve mevcut Başkan Yardımcısı Kamala Harris'in seçilmesi durumunda Başkan Biden'ın görevi 20 Ocak 2025'te devretmesine kadar Ukrayna'ya yardım konularında düşündüğü birçok şeyi büyük ölçüde yapacağını tahmin etme ihtimalini güçlendirirken, gerek Başkanlığı döneminde gerekse Ocak 2021'den bu yana Rusya aleyhinde tek kelime etmek, az daha kadrolu Vladimir Putin propagandisti olmuş bir insandan destek beklemek, fantezi edebiyatının günümüz örneklerinden birini teşkil edecektir.
Volodimir Zelenski'nin ithamlarını yanıtlayan Trump, zaten seçilir-seçilmez bu konudaki pozisyonunu tereddütsüz hayata geçireceğini ifade etti.
Onun için 5 Kasım'a giden yolda Zelenski-Trump ilişkilerinde kağıtların tamamı açık biçimde masanın üzerine konulmuş ve Ukrayna Cumhurbaşkanı 5 Kasım'da Başkan seçilebilecek Trump ile köprüleri baştan yakma yolunu seçmiştir.
Geçen ağustos ayında Demokrat Parti'nin mevcut Başkanı Joe Biden'ı adaylıktan çekilmeye zorlayarak Başkan Yardımcısı Kamala Harris'i aday göstermesi, savaşta Ukrayna'nın ümitsizliğini önemli ölçüde ümide tahvil ederken son kamuoyu araştırmaları, Kamala Harris ile Donald Trump arasındaki reyting farkını yüzde 54'e-yüzde 46 olarak gösteriyor.
Ancak bu fark asla Başkanlığın Harris için çantada keklik olduğu anlamını taşımıyor. Bunu Volodimir Zelenski de bildiği için 2016'da Hillary Clinton'a karşı Donald Trump'ı destekleyen Rusya'nın tam da seçim arifesinde yeni manipülasyonlara el atabileceğinden endişeleniyor.
ABD'den 8 milyar dolar ve silah desteğiyle dönen Volodimir Zelenski'yi zora sokan esas konu, savaşacak canlı insan gücünün seferber edilmesi olacak.
Ancak sıkıntı doğuran bu durumun yanı sıra AB ülkeleri ve NATO'nun Ekim ayında Ramstein çerçevesinde yeniden bir araya gelecek olmaları, yardımların kesintiye uğramayacağına işaret ediyor ve haliyle Kiev'i bu veya diğer ölçüde morallendiriyor.
Siyasi yorumcular, ne Washington'un ne de Brüksel'in bu sene sonuna kadar Rusya-Ukrayna savaşının gidişatını sert biçimde etkileyecek adımlar atmaktan sakınacağına, özellikle ABD seçimlerinin sonuçlarının da belli olmasından sonra önümüzdeki yılın hemen başında tüm verilerin masaya yatırılarak "Ne yapılabilir ve ne yapılmalı?" sorularına yanıt aranacağına ve çok da uzun sürmeyecek bir zaman diliminde belirli kararlar alınacağına dikkati çekiyor ve masa arkasına geçmeden önce Ukrayna'nın elinin mümkün mertebe güçlü olmasına çalışılacağını ifade ediyorlar.
Ancak burada Rusya'nın da boş durmayacağını herkes görüyor ve görecektir. Devlet Başkanı Vladimir Putin, bir yandan "nükleer denemeler" alanındaki kısıtlamaları kaldırarak bunu elindeki en güçlü silah kılmaya çalışırken, öte yandan önümüzdeki senenin bütçesinde savunmaya ve silahlanmaya 152 milyar dolar ayrılacak olması, Ukrayna'nın yanı sıra Batı'nın da işini bir hayli zorlaştıracaktır.
Zelenski'yle buluşmasında Başkan Biden'ın "ABD sonuna kadar Ukrayna'nın arkasında olacaktır" sözlerini bir kez daha tekrarlaması, Rusya'nın ortaya koymaya çalıştığı iradeyi kırmaya yetecek mi?
Ümitler ve ümitsizlikler 5 Kasım ABD seçimlerine endekslenmişken "işkembe-i kübradan sallama"nın hiçbir anlamı olmayacağı için beklemek en mantıklı yol olacak.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.