Afrika'da milli kimliğin bir parçası olarak gat çiğnemek

Afrika'da hiçbir bitki gat kadar politik, tehlikeli ve yaygın olmamıştı. Tuhaf bir şekilde milli kimliğin önemli unsurlarından birisi haline gelerek sembolleşti

Fotoğraf: AFP

Gat (khat) Afrika'da yabani ağaçlarda yetişen bir bitkidir. Etiyopya ve Yemen'de yetiştirilen bu bitki uyuşturucu madde olarak kullanılmaktadır.

Sigara tiryakiliği gibi tüketilen gatın bin yıldan fazladır Afrikalılarca kullanıldığı tahmin edilmektedir. 

Ağza konulan gat yaprakları yavaş yavaş çiğnenerek vücuda etki etmesi sağlanır.  

Gat, ağaçtan toplandıktan sonra en geç otuz altı saat içerisinde çiğnenmek zorundadır. Kahveninkine benzer etkileri vardır; uykusuzluk gibi.

Öte taraftan merkezi sistemi uyarır ve bilinci ciddi anlamda manipüle etmeyi başarma özelliklerine sahiptir.

Bu sebeple uzun yol şoförleri, bekçiler ve uzun saatler çalışmak zorunda olan öğrenciler tarafından yoğun bir gat tüketimi söz konusudur.
 

KAt'a çiğnemek 4.jpg
Fotoğraf: Reuters


Gat tüketen bir kişinin şiddete meyilli olması bu bitkinin belki de en olumsuz yanıdır.

Uganda'da gatın yayıldığı tarihler 1970'ler ve 1980'lerdir. Bu tarihler aynı zamanda bölgede yaşanan şiddet olayların zirveye taşındığı zamanlardır.

Elbette gat tek başına toplumsal şiddetin sebebi değildir; ama yaşanan gerginliklerde yıkıcı bir etkisi olduğu tartışılmaz bir gerçektir.


Milli kimlik ve gat çiğnemek 

Afrika'da özellikle 20'nci yüzyıl etnisiteden kaynaklı birçok gerilim yaşandı. Bu kıtadaki gerilimin kökleri Avrupalı kolonyalistler zamanında atılmış olsa da etkisi ne yazık ki bugün hala kanlı bir şekilde devam etmektedir. 

Sömürgecilik döneminde Avrupalı kolonyalistlerin yalnızca kendi işlerini kolaylaştırmak için kategorize ettiği yerel halk, bugün o kategorizasyon üzerinden geliştirdiği milliyetçilik ile büyük katliamlar gerçekleştirmektedir.
 

KAt'a çiğnemek 1.jpg
Fotoğraf: Twitter

 

1960'lardan itibaren bağımsızlığını gerçek anlamda kazanmaya başlayan Afrika devletleri Beyaz adamın onları etiketlemek için kullandığı tasnifleri kendi ulus inşasında bir kimlik ögesi olarak kullandı ve farklı tasniflere uğramış toplumları ciddi anlamda düşmanlaştırarak benliğini güçlendirme yoluna gitti.

Bu ayrımların suniliğine rağmen hala etkisinin güçlü bir biçimde devam ettiğine dair en güçlü kanıt Ruanda Katliamıdır.

Tutsi ve Hutular arasındaki yeryüzünün en anlamsız rekabet ve gerilimi iki buçuk ayda yaklaşık bir milyon insanın hunharca katledilmesine neden oldu.

Şüphesiz Hutu hükümetinin bu izahı olmayan soykırıma cesaret edebilmesinin yegâne nedeni Fransa'nın Afrika'da bitip tükenmez emelleri ve fantezileri ile yakından ilgiliydi. 

Afrikalı halklar milli kimliklerini inşa ederken gat çiğnemeyi kimliklerinin bir parçası olarak kabul etmişlerdi. Kenyalı, Ugandalı veya Yemenli birçok kimse bu bitkiyi çiğnemeyi toplumsal kabul görmenin bir parçası gibi görüyor.

Bilhassa Yemen'de gat çiğnemek çığırdan çıkmış gibi görünüyor. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre; Yemen'de erkeklerin yüzde 90'ı, kadınların yüzde 50'si ve çocukların en az yüzde 20'siningat çiğnediği düşünülüyor. 

Kansere bağlı vakaların patlama yaptığı yıllar ile gat çiğnemenin yayıldığı tarihler arasındaki korkunç paralellik bu bitkinin yıkıcı etkisini gözler önüne seriyor. 

Son yıllarda Avrupa'da yaşayan Afrikalı kişiler arasında gat çiğnemenin artması ise Afrikalıların son yıllarda uğradığı ayrımcılıkla açıklanması bir hayli tuhaf.

Büyük zorluklar içerisinde yaşayan Afrikalıların Avrupa'da birçok farklı uyuşturucuya erişebilme imkanı varken gat çiğnemeyi tercih etmesi bazı kesimlerce siyasi bir muhalefet olarak değerlendiriliyor.

Avrupa'nın büyük çoğunda gat çiğnemek yasak kabul ediliyor ve ticaretinin önüne geçilmek için önemli adımlar atılıyor. 

Avrupa'da Afrikalılığın imgesine dönüşse de Anakarada bu bitki etnik bir hüviyete sahiptir. Örneğin 1930'lu yıllardan itibaren gat çiğnemek yalnızca Yemen ve Etiyopyalılara has bir alışkanlık olarak kabul edilmekteydi. 

Oysa Afrikalıların bağımsızlığını kazanmaya başladığı 1960'lı yıllar ile dünyanın global bir köye dönüştüğü tarihler örtüşmekteydi.
 

KAt'a çiğnemek 3.jpeg
Fotoğraf: Twitter

 

Dolayısıyla Afrikalılar uluslaşma ve modernleşme sürecini hemen hemen aynı anda yaşamak zorunda kalmışlardı. 

Bu garip denklem içerisinde gat çiğnemek etnik ve dini ayrımların yaşandığı ülkelerde bir siyasi sembol olarak görülmeye başlandı. Bunun en somut olarak görüldüğü yer Uganda'ydı.

Siyasi gerilimin had safhada olduğu Uganda'da kendisini Somali ve Araplara yakın hisseden kesimlerde gat tüketimi büyük bir artış göstermişti. 

Oysa Ugandalılar gatı Yemenlilerden farklı şekilde içmeye başladı. Bu bitkiyi önce esrarla karıştırıyor ve ardından içki ile beraber içiyorlardı.

Gat bu işlemlerden sonra kişiyi acımasız bir robota dönüştürüyordu ki yaşanan acı felaketlerdeki katkısını daha net anlamamızı sağlıyor.


Yetkililerin gata bakışı 

Gata yaklaşım ülkeden ülkeye farklılık gösteriyor. Avrupa'da uyuşturucu etkisinden dolayı yasakken Afrika'da gat politikası farklılık gösteriyor.

Bazı ülkelerde gat ile elle tutulur bir mücadeleden söz edilememektedir; ama Uganda'da yetkililer son dönemde bu bitkiye savaş açmış durumda.

Uganda'nın gat ile olan mücadelesinin temel nedeni ise uyuşturucu bir madde olmasından kaynaklanmıyor. Ugandalı yetkililer, Somali'den ithal edilen bu bitkinin yerli ve milli olmaması nedeniyle sakıncalı bulmaktadır; çünkü gat çiğnemenin siyasi bir sembolü vardır.

Ugandalıların milli kimliğine zarar veren böylesi bir uygulama hoş görülmemektedir. Başka bir deyişle Araplaşma fobisi Ugandalı yetkilileri gata karşı mesafeli durmalarına neden olmaktadır.

KAt'a çiğnemek 6.jpg
Fotoğraf: AFP

 

Yasal olarak gat çiğnemenin serbest olduğu ülkeler Yemen, Somali, Kenya ve Etiyopya'dır. Ruanda gibi pek çok ülkede ise gat çiğnemeye karşı savaş açılmıştır.

Dikkat edilirse Müslüman nüfusun yoğun olduğu ülkelerde gat çiğnemeye daha müsamahalı davranılıyor, çünkü buralarda gat çiğnemek milli kimliğin bir parçası olarak görülüyor.

Ayrıca Müslüman bölgelerde eğitim ve ekonomik refah arttıkça gata olan bakış açısı değişmektedir.

Kenya'nın en önemli şehirlerinden birisi olan Lamu bu anlamda en önemli örnektir. Turizm ve ticaretle ekonomik refahı artan şehirde okullaşma oranı son derece yüksektir.

Elbette 1960'lardaki bağımsızlık rüzgârı beraberinde Lamu'da da ciddi bir gat geleneği yaratmışsa da Lamulular toplumsal bir aydınlanma yaşadıktan sonra bu bitkinin İslamiyet veya milli kimlikleri ile bir bağlantılar olmadığını anladı. 

1990'lı yılların başından itibaren gata karşı Lumalalılar tarafından ciddi bir savaş başlatıldı. Müslüman topluluğun çoğunluğu oluşturduğu Luma'da 2004 yılında gat resmen yasaklandı.
 

afp-.jpg
Fotoğraf: AFP

 

Öte yandan Uganda'da yasal olarak önünde engel olmamasına rağmen yetkililerin gata karşı savaş açmasına karşı da bir mücadele söz konusudur.

Gatın Uganda'da serbest bir biçimde tüketilmesi için lobi yapan kesimler bu bitkinin siyasi simgelere mahkûm edilmesini doğru bulmadıklarını ifade ediyorlar. 


Gat uyuşturucu mu?

Gatın yaygın olduğu birçok ülkede bu bitkinin uyuşturucu olarak tanımlanmasına karşı ciddi itirazlar söz konusudur. 

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Afrika'yı tesiri altına alan bu bitkinin siyasi bağımsızlığın imgesine dönüşmesi onu uyuşturucular arasında farklı bir yerde konumlandırmaktadır.

Kansere neden olduğuna dair ciddi iddialar bulunsa da bunun kesin olarak kanıtlanmamış olması gat destekçilerinin elini güçlendirmektedir.

Yine de gatın yayılması ile kanser vakaları arasındaki paralellik önemli bir delil olsa da tek başına kanıt olarak kabul edilememektedir.

Ayrıca bu bitkiyi tüketenler gatın kahveden bir farkının olmadığını iddia etmektedir. Kahve gibi dikkati topladığı ve yanık kalmaya yardımcı olduğu iddia ediliyor. 
 

KAt'a çiğnemek 5.jpg
Fotoğraf: Twitter

 

Gat çiğnemek dünyanın büyük bir çoğunluğu tarafından uyuşturucu tüketimi olarak kabul edilmektedir. Yemen ve Etiyopya'daki tarihi bin yıldan fazla olmakla beraber bugünkü yaygınlığını Afrikalıların bağımsızlığını elde etmeye başlaması ile sağlamıştır.

Tuhaf bir şekilde milli kimliğin önemli unsurlarından birisi haline gelerek sembolleşti.

Birçok ülkede yasaklanırken bazı ülkelerde de gatı legalleştiren yasalar çıkmaktadır. Tüm bu tartışmaların gölgesinde gat hakkındaki tartışmalar hala sürmektedir.

Afrika'da hiçbir bitki gat kadar politik, tehlikeli ve yaygın olmamıştı. Kahvenin anavatanı olan Afrika'da gatın milli bir nitelik kazanması oldukça sıradışı durmaktadır.

 

 

*Daha ayrıntılı bir okuma için Susan Beckerleg'in “Ethnic Identity and Development: Khat and Social Change in Africa” isimli eseri incelenebilir.

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU