Bakan Güler: PKK ve iltisaklı tüm gruplar fesih kararı kapsamında faaliyetlerine son vermeli

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler; TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Milli Savunma Bakanlığı 2026 bütçesi kapsamında açıklamalarda bulundu

Fotoğraf: Milli Savunma Bakanlığı X Hesabı

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, sunumunda, hudutların, Mehmetçiklerin büyük özverisinin yanı sıra sürekli geliştirilen teknoloji yoğunluklu sistemlerle dünya standartlarında korunduğunu belirterek, “Sınırlarımızdaki tedbirler ortaya çıkan tehdit durumu ve gelişmelere göre çok yönlü emniyet ağıyla sürekli geliştirilmektedir. Aldığımız bu tedbirlerin etkinliği sayesinde, geçen yıla oranla, yasa dışı geçişlerde engellenen ve yakalanan şahıs sayılarında düşüş yaşanmıştır” ifadelerini kullandı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Güler, “Terörsüz Türkiye” sürecine ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:

40 yılı aşkın süredir ülkemizin huzurunu ve güvenliğini tehdit eden terör belasından kurtulmak, milletimizin önüne konulan engelleri ortadan kaldırmak ve evlatlarımızın geleceğini teminat altına almak için ‘Terörsüz Türkiye’ hedefine doğru kararlı bir yürüyüş içindeyiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyoner liderliğinde ve Sayın MHP Genel Başkanı’nın güçlü desteği ile başlatılan bu tarihi süreç, kardeşliğimizi pekiştirme, milletimizi güvenli ve müreffeh dolu yarınlara ulaştırma iradesinin en açık göstergesidir.  Şu hususu da özellikle belirtmek isterim ki, bu süreçte atılacak tüm adımlar şehitlerimizin aziz hatırasına asla leke düşürmeyecek, gazilerimizin onuruna, asaletine ve verdikleri emeklere zarar vermeyecektir. Zira, terörle mücadelede elde ettiğimiz başarılarda ve ‘Terörsüz Türkiye’ hedefimize doğru ilerlememizde en büyük pay, başta aziz şehitlerimiz ve kahraman gazilerimiz ile onların fedakar ailelerine aittir. Bu yüzden, şehit ve gazilerimizin kıymetli hatırasına sahip çıkıyor, başta Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız olmak üzere devletimizin tüm kurumlarıyla eşgüdüm içinde şehit ve gazilerimizin emaneti değerli aileleri ile kahraman gazilerimizin yanında olmayı sürdürüyoruz.  Terör örgütünün 26 Ekim’de yaptığı açıklama ile ülkemizden tamamen çekilme kararını önemli bir adım olarak görüyor, sürecin işlerliği ve hızlanması adına memnuniyet verici buluyoruz. Bununla birlikte, sürecin sağlıklı bir şekilde işlemesi ve devam etmesi için PKK ve iltisaklı tüm gruplar, fesih kararı kapsamında başta Suriye olmak üzere bulundukları tüm bölgelerde derhal tüm terör faaliyetlerine son vermeli ve koşulsuz olarak silahlarını teslim etmelidirler. Başta PKK/PYD/YPG/SDG olmak üzere hiçbir terör örgütünün bölgede kök salmasına ve farklı adlar altında faaliyet yürütmesine izin vermeyeceğimizi bir kez daha hatırlatmak isterim.

“Hiçbir terör örgütünün bölgede kök salmasına izin vermeyeceğiz”

Suriye ve SDG arasındaki entegrasyon sürecinin hızlı bir şekilde tamamlanmasının beklendiğini, sahadaki gelişmeleri yakından takip ettiklerini ve tüm tedbirleri aldıklarını dile getiren Bakan Güler, “Bu çerçevede komşumuz Suriye ile de yakın bir diyalog halindeyiz. Terörle mücadele konusunda komşumuz Irak ve Bölgesel Yönetim ile de son dönemde tesis ettiğimiz işbirliğini yakın bir koordinasyon içerisinde sürdürüyoruz. Sonuç olarak ‘Terörsüz Türkiye’ hedeflerimize ulaşmaya yönelik gayretlerimiz sürerken, terörle mücadelemiz ülkemizin güvenliği, bölgemizin huzur ve istikrarı için tavizsiz bir şekilde devam etmektedir” diye konuştu.

Bakan Güler, Suriye ile ilgili de şu değerlendirmeyi yaptı:

Suriye’nin egemenliği ile birlik ve beraberliğine olan desteğimiz çerçevesinde, ülkenin yeniden inşası ve imarı ile Suriyelilerin geri dönüşlerinin sağlanması ve uluslararası arenadaki kısıtlılıkların kaldırılması gibi pek çok başlıkta desteklerimiz devam etmektedir. Güvenlik alanında da yeni yönetim ile yakın bir koordinasyon ve güçlü bir uyum içerisindeyiz. Bu kapsamda evvela Askeri Ataşemizi müteakiben de çalışmalarımızda etkinliğin ve koordinasyonun sağlanması maksadıyla Suriye Koordinasyon Birimi görevlilerimizi Şam’a gönderdik. 

Suriye ile imzaladığımız Ortak Eğitim ve Danışmanlık Mutabakat Muhtırası kapsamında başta terörle mücadele olmak üzere Suriye ordusunun savunma ve güvenlik kapasitesinin geliştirilmesi, modernizasyonu, teşkilatlanması ve personelinin eğitilmesine katkılarda bulunuyoruz. Öte yandan Suriye yönetiminin son dönemde uluslararası arenada yetkin, kararlı ve iş birlikçi yaklaşımıyla bölge ülkeleri ve bölgede etkin olan aktörlerle temaslarının artarak devam ettiğini, memnuniyetle gözlemlerken özellikle ABD, Rusya ve İsrail ile olan temaslarını da yakından takip ediyoruz.

“F-16 ve F-35 tedariki ile ilgili çalışmalar sürdürülmekte”

“Bugün kendi İHA ve SİHA’sını, hava savunma sistemlerini, savaş gemisini ve denizaltılarını geliştirebilen sayılı ülkelerden biriyiz” diyen Güler, savunma sanayi ile ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:

En son geçtiğimiz ay, seri üretimine başlanan yerli ve milli, yeni nesil ana muharebe tankımız Altay’ın da ilk teslimi yapılmıştır. Ulaştığımız bu mümtaz seviyenin daha yükseklere çıkabilmesi ancak kaynaklarımızın ve potansiyelimizin doğru kullanılabilmesi ile mümkündür. Bunun için de çalışmalarımızı tüm paydaşlarımızla tam bir uyum içerisinde ve yoğun bir çabayla sürdürüyoruz. Savunma sanayinde önemli gündem maddelerimizden biri de yerli ve milli savaş uçaklarımız KAAN’ımızdır, Hürjet’imizdir ve Kızılelma’mızdır. Kaan, Hürjet ve Kızılelma’yla ilgili olarak dost ve müttefik ülkelerden yoğun talep gelmektedir. Eurofighter tedariki kapsamında ise Birleşik Krallık ile geçtiğimiz ay, 20 adet yeni uçak ile ekipman ve muhtelif mühimmatın tedarik edilmesine dair sözleşme imzalanmıştır. Ayrıca Katar ve Umman envanterinde bulunan Eurofighter uçaklarının temin çalışmaları devam etmektedir. F-16 ve F-35 tedariki ile ilgili çalışmalar da sürdürülmektedir.

“Çelik Kubbe, bir güvenlik şemsiyesi olacak”

Güler, son üç yıl içerisinde Avrupa’da savunma harcamalarının ciddi oranda artsa da bunun gerçek muharebe kapasitesine aynı hızla yansımadığını belirterek, şunları söyledi:

Bugün birçok Avrupa başkentinde açıkça ifade edilen soru şudur. ‘Tehdit artık yakındır, ancak bu tehdide karşı koyabilecek gerçek bir ordu yapımız var mı?’ Bu sorunun cevabı, Avrupa’nın savunma mimarisinde başta personel yetersizliği ve donanımsal eksiklikler olmak üzere stratejik bir kırılma yaşandığını göstermektedir. Gerçek şu ki, personel eksikliği yalnızca bir sayı problemi değil, aynı zamanda disiplin, tecrübe, muharebe devamlılığı ve komuta-kontrol kültürünün aşınması anlamına da gelmektedir. Avrupa’daki bu tabloya karşı Türkiye ise çevresindeki çatışma alanlarının sürekliliği ve çeşitliliği nedeniyle stratejik kültürünü saha tecrübesiyle besleyen nadir ülkelerden biridir. Bugün kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimiz; Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıklarının yüksek muhariplik seviyesi ve tecrübesi ile üstün harekat etkinliği sayesinde caydırıcılığını her koşulda kararlılıkla ortaya koyan bütünleşik bir güçtür.

Çok katmanlı hava savunma sistemimiz Çelik Kubbe, eş zamanlı tehditler karşısında kahraman ordumuza gök vatanımızı her irtifa ve menzilde kesintisiz koruma kabiliyeti sağlayarak ülkemize mutlak savunma üstünlüğü kazandıracak bir güvenlik şemsiyesi olacaktır. İnsansız hava, kara ve deniz sistemlerinin birlikte çalışabilirliğini sağlayacak ortak komuta-kontrol yazılımları da geliştirilmektedir. Aynı şekilde siber güvenlik, elektronik harp ve uzay tabanlı iletişim kabiliyetlerimiz de genişletilmektedir.

 

ANKA

DAHA FAZLA HABER OKU