Önde gelen iklim bilimcisi geleceğimize dair nasıl umutlu kalabildiğini anlattı

Atmosfer bilimci Katharine Hayhoe, iklime dair endişe veren haberler karşısında umutlu kalma uzmanı oldu. Bu konudaki tüyolarını iklim muhabiri Daisy Dunne'la paylaştı

(AFP)

İklim bilimcisi Profesör Katharine Hayhoe, kendi hesaplamalarına göre dünyanın dört bir yanından dinleyicilere yılda ortalama 100 konuşma yapıyor. (Çoğunlukla sanal gerçekleşen) buluşmaların sonunda her zaman aynı soruyla karşılaşıyor: Size ne umut veriyor?

The Independent'a konuşan Prof. Hayhoe, "İster Cambridge'den öğrencilerle, ister bir huzurevindekilere hitap edeyim, bu soru her zaman insanların aklına gelen ilk şeylerden biri" diyor.

Çaresizce umut etmek istiyoruz. Herhangi bir ana akım medya organını ele alın, manşetler iç karartıcı, korkutucu, endişe dolu, çileden çıkarıcı ve öfke uyandırıyor. Uzun vadede insanlar böyle devam edemez.

Daha güçlü kasırgalar, eriyen buz tabakaları ve çözülen donmuş topraklara dair haberler karşısında, Kanada doğumlu bilim insanı "umudu adet ediniyor." Çin'deki yüzen güneş enerjisi tarlalarını ve Kuzey Kutbu'nun uzak köylerindeki nehir kaynaklı enerjiyi araştırıyor ve bunlar hakkındaki haberleri paylaşıyor. Zamanını iklim krizi konusunda daha büyük adımlar atılması çağrısında bulunan miting ve etkinliklerde konuşarak geçiriyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Saving Us: A Climate Scientist's Case for Hope and Healing in a Divided World (Kendimizi Kurtarmak: Bölünmüş Bir Dünyada Bir İklim Bilimcinin Umut ve Şifa Davası) adlı yeni kitabının tümüne hakim olan ana temaysa umut. Kitap, ABD'den Birleşik Krallık'a iklim krizinin siyasallaşmasını, halk arasında iklime dair kaygının artmasını ve Prof. Hayhoe'nun sunduğu çözümü tartışıyor: Umut bulmak ve karşılıklı konuşmalar başlatmak.

Prof. Hayhoe "Halkın büyük çoğunluğu iklim değişikliği konusunda zaten endişeli" diyor.

ABD'de halkın yüzde 55'i ya panik içinde ya da endişe duyuyor. Eğer 'temkinlileri' de eklerseniz, bu halkın yüzde 75'i demek.

Kitabı sesleri en çok çıkan ve iklim değişikliğinin bir aldatmaca olduğunu söyleyen 'yüzde 7'dekiler' için yazmadım. Geri kalan ve bu konuda çok endişeli olanlarımız için yazdım fakat kendimizi haklarından mahrum bırakılmış, güçsüz ve yılmış hissediyoruz.

Prof. Hayhoe, karşılıklı konuşmalar başlatmaya yabancı değil: Genelde dünyanın en önde gelen iklim iletişimcilerinden biri olarak görülüyor. Kariyerine astrofizik okuyarak başlayan Prof. Hayhoe, nihayetinde Teksas Teknoloji Üniversitesi'nde profesör pozisyonunu kabul etti. Ayrıca önceki aylarda, dünyanın en büyük çevre STK'lerinden biri olan The Nature Conservancy'nin baş bilim insanı oldu.

Bir iklim bilimcisi olmasının yanı sıra Prof. Hayhoe aynı zamanda Evanjelik bir Hıristiyan. Kitabında inancının geleceğe dair umutlu kalma yeteneğini nasıl şekillendirdiğini anlatıyor ve ana akım iklim bilimini reddeden başka Hıristiyanlarla karşılaşmalarına dair deneyimlerini anlatıyor. Bunların arasında Tom adında Britanyalı bir adamla yaşadığı özellikle nahoş bir karşılaşma da var.

Prof. Hayhoe, "Bilim insanlarının iklimin değiştiğini bilebileceği fikri, bu kesinlik kavramı Tom'u çileden çıkarıyordu" diye yazıyor.

Konuşmamız pek iyi bir şekilde başlamadı ve daha da kötüye gitti. Bu durum onu asla görmeyeceğimi içtenlikle ummama yol açtı ve muhtemelen o da aynı şekilde hissetti.

Fakat bir yıl sonra, Hıristiyanlar için düzenlenen bir bilim toplantısında Prof. Hayhoe, Tom'la tekrar karşılaştı. Şaşırtıcı bir şekilde ikinci karşılaşmaları çok daha dostane geçti. Prof. Hayhoe karşılaşmalarını "Gözleri, içinden bir çift örgü şişinin çıktığı çantama takıldı" diye anlatıyor.

Anında yüzü parladı ve 'Örgü mü örüyorsunuz?' diye sordu. 'Ben de örgü örüyorum.'

Kitapta ortak bir ilgi alanı bulmanın, ikiliye sürdürülebilir bir yaşam hakkında daha dostane şekilde konuşmak için zemin sağladığı yazıyor. Bu anekdot, kitap boyunca serpiştirilen ve söz konusu iklim krizi olduğunda başkalarıyla basit sohbetler başlatmanın farklılıklarımızı aşmaya nasıl yardımcı olabileceğini gösteren birkaç kısa hikayeden biri.

Prof. Hayhoe'nun 2019'da London School of Economics'te (LSE) verdiği bir konuşmanın sonunda kendisine yaklaşan Glyn adında bir adamla yaptığı da kitapta bahsedilen görüşmelerden bir diğeri.

Profesör, The Independent'a "LSE'deki amfinin koridorunda yürüyordum ve deri çantalı yaşlı bir adam yanıma geldi" dedi.

Adam, Prof. Hayhoe'nun bir TED konuşmasını çevrimiçi izlediğini ve o zamandan beri de bu konuşmanın ona, Londra'nın güneyinde yaşadığı bölge olan Wandsworth'tekilerle iklim krizi hakkında konuşmak için ilham verdiğini açıklamış. Konuştuğu herkesin bir listesini tuttuğunu da ekleyerek listeyi profesöre göstermeyi teklif etmiş.

Çantasına uzanıp kağıtları çıkardı ve ben bana 80 ya da 90 isim göstereceğini düşünüyordum ama sadece birkaç ay içinde 10 bin isim toplamıştı bile. Üstelik bu daha sadece kendi ilçesindeydi.

Glyn, Wandsworth'un kısa süre önce iklim acil durumu ilan etme kararı aldığını açıklayarak devam etmiş. İki yıl sonra ilçe, fosil yakıtları bırakma ve yenilebilir kaynaklara yatırım yapma kararı aldıklarını ve yeni bir sürdürülebilirlik stratejisi için 20 milyon sterlin (yaklaşık 245 milyon TL) harcayacaklarını da duyurdu.

Prof. Hayhoe "Bu insana gerçekten de konuşmanın değişim yaratmadaki gücünü gösteriyor" diyor.

Ve 'konuşmak' dediğimde kelimenin tam anlamıyla konuşmaktan bahsetmiyorum. Bu yazılı olabilir, verdiğiniz oyla veya emeklilik fonunuz ve yatırımlarınız açısından cüzdanınızla konuşabilirsiniz. Eğer bir öğretmen sendikasının üyesiyseniz fosil yakıtlardan vazgeçilmesi yönünde önerge sunabilirsiniz. Sesinizi protesto etmek için kullanabilirsiniz.

Prof. Hayhoe konuşma başlatmanın sadece "başlangıç noktası" olması gerektiğini de ekliyor.

Bu, elimizdeki her şeyi iklim krizinin etrafımızdaki herkes için neden bu kadar önemli olduğunu iletmek için kullanmakla ilgili.

Toplumsal normlarımız böyle değişiyor ve nihayetinde dünya da böyle değişiyor.

Böyle düşündüğünüzde harekete geçmek kesinlikle umut etmeye sevk ediyor ve umut, daha iyi bir geleceğin garantisi değil; bir gelecek olması için küçük bir şans.

Saving Us: A Climate Scientist’s Case for Hope and Healing in a Divided World kitabı ABD'de satılıyor ve 21 Ekim'de Birleşik Krallık'ta da satışa çıkacak.



https://www.independent.co.uk/climate-change/news

Independent Türkçe için çeviren: İrem Oral

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU