Nixon "altın penceresini" kapatalı 50 yıl olsa da küresel ekonomi yeterince esnek değil

Phil Thornton: Nixon, kazanılması mümkün olmayan bir savaştan kendini kurtarmak, istihdam yaratan bir program oluşturmak ve hükümet harcamalarının seviyesini artırmak istemişti. Bunların hepsi Joe Biden'a tanıdık gelecektir

Richard Nixon, 1973'te basın mensuplarına konuşma yaparken (AP)

15 Ağustos, ABD Başkanı Richard Nixon'ın televizyonda yayımlanan bir konuşmasında "altın penceresini kapattığını" duyurarak küresel ekonomide sebep olduğu şokun 50. yıldönümüydü. Daha basit bir dille söylemek gerekirse Nixon, ABD dolarının hem ons başına 35 dolardan altına konvertibilitesini hem de belli başlı diğer para birimleriyle arasındaki sabit bağlantılarını sona erdiriyordu.

Bu hamle II. Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru, 1944'te devreye sokulmuş ve şimdi ancak 70'lerinde olanların birinci elden tecrübe edebildiği bir dünyaya son verdi. Doların altın değeri, bir onsun 1/35'i olarak sabitlenmiş ve 44 devlet, para birimlerinin, iki tarafta da sadece yüzde 1'lik bir hareket payıyla sabit bir döviz kuru üzerinden dolara çevrilebileceğini taahhüt etmişti.

Trickie Dickie bu bağlantıyı kopardı çünkü küresel ekonomi öylesine hızlı büyümüştü ki ABD yönetimi onu altınla destekleyemiyordu. Bunun da ötesinde, Nixon kendini kazanılması mümkün olmayan bir savaştan (Vietnam) kurtarmak, istihdam yaratan bir program oluşturmak ve hükümet harcamalarının seviyesini artırmak istiyordu. Önceki cümledeki bazı kelimeleri "Afganistan", "Amerikan İstihdam Planı" ve "Amerikan Kurtarma Planı" ile değiştirin, her şey epey tanıdık geliyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu yatırımlar, John Maynard Keynes'in deyimiyle altın standardının "barbarca kalıntısı" içinde pek de mümkün olmazdı. İşte bu yüzden, ABD Merkez Bankası için reddedilen adaylardan Judy Shelton gibi "altın düşkünü" bazı ekonomicilerin hükümet borçlarının artması karşısında sabit bir rejime dönme çağrıları reddedilmelidir.

Yale İşletme Okulu'nun eski dekanlarından Jeffrey E. Garten'ın Three Days at Camp David (Camp David'de Üç Gün) adlı kitabında öne sürdüğü gibi, altından bu şok yaratan kopuş dünyaya 10 yıllık bir enflasyon miras bıraktı ve uluslararası finans sisteminin yegane çapasını ortadan kaldırdı. Ama Camp David'deki hafta sonu boyunca Nixon'ın yönetici kadrosu arasında üç gün süren müzakereler "etkileyici bir başarı" olarak görülebilir.

Dalgalı kurların ABD'ye ve dünyaya sabit kurlardan çok daha fazla yararı dokundu: Ülkeler artık aşırı değerlenmiş kurlarını korumak için ekonomik büyümeden fedakarlık etmek zorunda değildi. Dalgalı kurlar, ülkelerin dünya ekonomisindeki büyük değişimlerle daha rahat ve daha sakin bir şekilde başa çıkmasını sağladı. Ayrıca hükümetler, önce G7 sonra onun dönüştüğü G20 aracılığıyla; ticaret alanında da önce GATT'lar (Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması), sonra da Dünya Ticaret Örgütü aracılığıyla daha fazla işbirliği yapmaya başladı.

Önce küresel çaptaki finansal krizin, ardından da 10 yıl sonraki Kovid-19 salgınının yaşattığı şok, küresel finans sisteminin bilakis hâlâ yeterince esnek olmadığını gösterdi. Modern para teorisi (Modern monetary theory -MMT) destekçilerinin yürüttüğü, çığır açan nitelikteki son akademik araştırmalar, hükümetlerin acı verici kemer sıkma önlemlerini uygulamasına gerek olmadığını; aksine para basarak bütçe açıklarının artmasına izin verebileceğini kanıtlamaya çalıştı.

MMT'nin başlıca savunucularından Profesör Stephanie Kelton'ın belirttiği gibi, federal bütçe üzerinde herhangi bir kısıtlama bulunmuyor. Profesör Kelton, The Deficit Myth (Bütçe Açığı Miti) adlı kitabında "Dolar artık altına bağlı değil. ABD, serbestçe dalganalan 'itibari' bir para birimi basıyor, böylece harcamadan önce vergi toplaması veya borç alması gerekmiyor" diye yazıyor.

Birleşik Krallık da, İngiltere Merkez Bankası'nın doğrudan Majestelerinin Hazinesi'nden tahvil satın almasını zorunlu kılarak MMT'yi faaliyete geçirebilir. Başka bir deyişle, diyelim ki hükümetin uzun vadeli yeşil yatırımı finanse etmek için para toplaması gerekiyorsa, Hazine istediği zaman bir tahvil oluşturabilir ve İngiltere Bankası da özel bankaları dahil bile etmeden doğrudan Hazine'den bu tahvili satın alabilir. Tax Research UK'den Profesör Richard Murphy gibi BK'li destekçilerin savunduğu gibi, Hazine de artık İngiltere Merkez Bankası'ndan fazladan para çekebilir.

Bu yeterince tartışma yaratmıyorsa, toplu bir borç iptali veya gelişmekte olan ve yükselen ekonomileri asla geri ödeyemeyecekleri yüklerden kurtaracak bir "genel afla" başka bir sıfırlama sağlanabilir.

İlk bakışta bu imkansız görünüyor: Küresel borcun tamamı artık ülkelerin ekonomik çıktısının üç katından daha fazla. Fakat buna bakmanın diğer yolu, bu borcun mümkün olan en uzun vadeli zaman dışında geri ödendiğini görmenin zor olduğunu söylemektir. Ama J. Paul Getty'ye ait olduğu farz edilen sözlerdeki gibi:

Bankaya 100 dolar borçluysanız, bu sizin sorununuzdur. Bankaya 100 milyon dolar borçluysanız, bu bankanın sorunudur.

Zengin dünya yoksul ülkelerin borçlarını hafifletmek için G20 ülkelerine olan borçları silerek ve Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) 190 üyesine IMF'nin kendi para biriminden 650 milyar dolara (yaklaşık 5,5 trilyon TL) denk Özel Çekme Hakkı (Special Drawing Rights -SDR) tahsisini onaylayarak bazı girişimlerde bulundu. Bunun yaklaşık 275 milyar doları (yaklaşık 2,3 trilyon TL), düşük gelirli ülkeler de dahil ortaya çıkan pazarlara ve gelişmekte olan ülkelere gidiyor.

215'ten fazla kuruluş, G20 ve IMF'yi küresel rezervlerde 3 trilyon dolar (yaklaşık 25 trilyon TL) tedavüle çıkarmaya çağırdı. Eski BK Başbakanı Gordon Brown ve eski ABD Hazine Bakanı Lawrence Summers gibi önde gelen isimler bile 1 trilyon dolarlık (yaklaşık 8,5 trilyon TL) bir ödenek tahsisi çağrısında bulundu.

Gerçek rakam bu hedeflere ulaşamamış olabilir fakat IMF'nin bilançosunun dünya likiditesini artırmak için kullanılabileceği prensibi oluşturuldu. 2009'da Çin Halk Bankası Başkanı Zhou Xiaochuan, SDR'nin “uluslararası para sisteminin reformu için tüneldeki ışık" vazifesi görecek "süper egemen" bir rezerv para birimi olmasını önermişti.

MMT, toplu borç iptali ve SDR'nin rezerv para birimi olarak ortaya çıkması kulağa çılgınca geliyor. Fakat Başkan Nixon'ın 15 Ağustos 1971'de yaptığı duyuruya kadar altın standardını terk etmek ve para birimlerinin dalgalanmasına izin vermek de ufukta görünmüyordu.

Phil Thornton makroekonomi, dünya ticareti, finans piyasaları ve vergi ve düzenleme dahil işletme ve ekonominin tüm alanlarıyla ilgilenen bir gazeteci ve danışmandır



https://www.independent.co.uk/independentpremium/voices

Independent Türkçe için çeviren: İrem Oral

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU