Kadrajdakiler: İçi dışı bir olan bir oyuncu; Ece Çeşmioğlu

Mehmet Erduğan Independent Türkçe için 'Yıldız Sineması'nda bu hafta Ece Çeşmioğlu'nu ve filmografisini yazdı

Kolaj: Independent Türkçe

Oynadığı her karakterde değişen imajıyla karşımıza çıkan ve her defasında hayranlarını şaşırtan Ece Çeşmioğlu'nun adını şu sıralar sık sık duyuyoruz, duymaya da devam edeceğiz.

Bu vesileyle seyircinin gözü önünde büyüyen, içi dışı bir olan oyuncunun çocukluk, ergenlik ve geçiş dönemlerini bu hafta sizin için kadraja almak istedim.


İçi dışı bir olan bir oyuncu; Ece Çeşmioğlu
 

 

26 Kasım 1990 tarihinde İstanbul'da doğan ve ailesiyle arası çok iyi olan Ece Çeşmioğlu, Ceren adındaki kardeşiyle birlikte mutlu bir çocukluk yaşamış.

Küçükken sorunlu bir çocuk değilmiş ve yaramazlıkları da yokmuş, annesini üzdüğü tek konuysa yemek yemeyle arasının çok iyi olmamasıymış.

Daha çocukken oyuncu olmayı kafasına koyan ve öğretmenleri ona ileride ne olmak istediğini sorduğunda tiyatrocu olmak istediğini söyleyen Ece, o zamanlar sunucuların sundukları programlarda faks okumalarına öykünerek evde tuvalet kağıtlarını alıp yerlere saçar, telaffuz etmekte zorlandığı faks kelimesini "şimdi fakıslarımızı okuyorum" diyerek, giyinip, süslenip pozlar verir, yaptığı taklitlerle ailesini kahkahalara boğarmış.

Onun bu hevesini ve yeteneğini erkenden fark eden ve kamera karşısında da çok rahat hissettiğini gören annesi onu hemen bir ajansa kaydettirmeye karar vermiş.

İlerleyen süreçte dizilerde rol almaya başlayan Ece, zaman geçtikçe oyunculuğu ciddiye almaya ve bu işin okuluna okumaya karar vermiş.

Konservatuar için hazırlık yapmaya başladığında hayali Mimar Sinan Üniversitesi'nde okumakmış.

Yetenek sınavına girdiğinde ise jüri koltuğunda oturan Zaliha Berksoy, Meltem Cumbul, Atilla Şendil ve Bülent Emin Yarar'ın karşısında hayatının en heyecanlı sınavını veren Ece Çeşmioğlu, jüriden geçerli not alıp tiyatro bölümünde okumaya hak kazanmış.
 


2015 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı'ndan mezun olan oyuncu tiyatro bölümünde okuduysa da peş peşe karşısına hep dizi projeleri çıktığı için başlarda tiyatro sahnelerinde boy gösterememiş.

Tiyatroyu çok önemseyen ve para kazanmak ya da hatır gönül projelerinde yer almak yerine oyunculuğunu belli bir yerde tutmak ve geliştirmek üzere kendisini adayabileceği bir alan olarak gören Ece'nin ilk profesyonel tiyatro oyunculuğu ise kendisine ödül getiren Dogville adlı oyun ile olmuş.


Ritüeller

Kararlı, savaşçı ve pes etmeyen bir karaktere sahip olan, mesleğine tutkuyla bağlı olan ve işinde oldukça mükemmeliyetçi olduğu bilinen Ece Çeşmioğlu'nun en büyük hayali hem ekran önünde hem sahnede olmayı başarabilmek, zira bu ikisini başarılı bir şekilde yapabilenlere çok imreniyor.

Kariyerindeki en büyük dezavantajın seyircinin gözünün önünde büyümüş olmak olduğunu söyleyen Ece, onun değiştiğini ve büyüdüğünü kabul edemeyen seyircinin haklı olarak eski zamanlardaki performansları üzerinden yaptıkları kıyaslamaları yenileriyle değiştirmeye çalışıyor.

Kişisel gelişimine de oldukça önem veren Ece kariyerindeki en büyük derdinin kendini nasıl geliştireceği ve daha iyisini nasıl yapabileceği olduğunu söylüyor, genelde rollerine çalışırken karakterlerin bugünü, geçmişi üzerine kafa yoruyor, ona yakın bir performans bulabilir ümidiyle daha önce çekilmiş olası filmleri izliyor.
 


Aynı rollerde yer almanın bir oyuncu için büyük tuzak olduğunu söyleyen ve farklı rollerde olmanın gelişim için büyük bir fırsat olduğunu düşünen Ece Çeşmioğlu oyunculuğun yanı sıra sanatın farklı dallarıyla da ilgilenen biri; her ne kadar pandemi kısıtlamaları nedeniyle bir süre bunlardan bazılarından mahrum kalsa da sergi gezmeyi, fotoğraf çekmeyi, konsere gitmeyi, şarkı söylemeyi ve kitap okumayı çok seviyor.

Daha önce dinlemediği şarkıları, grupları ve şarkıcıları keşfetmekten keyif alan oyuncu Kenny Barron & Dave Holland, Vincent Gallo, The Blaze gibi isimleri müzik listesinden eksik etmiyor, Kings of Convenience grubunun bütün şarkılarını, Türkiye'den de Adamlar grubunun çoğu şarkısını çok beğendiğini söylüyor.

James Joyce'un Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi ile Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar eserleri belli dönemlerde alıp yeniden okuduğu başucu kitapları arasında yer alıyor.

Rahatsız edici derecede yağmıyorsa yağmurda yürümeyi ve ıslanmayı seven, güneşi gördüğünde ise güneş kremini sürüp, güneş gözlüğünü takıp kendini dışarı atan Ece arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi çok seviyor, buluşma lokasyonu olarak da genelde Karaköy'ü tercih ediyor.

Sporla da arası çok iyi olan Ece Çeşmioğlu özellikle pilates ve yoga yapmayı çok seviyor, fırsat buldukça İstiklal Caddesi'nde, Moda'da yürümeye, Caddebostan'da sahil şeridi boyunca bisiklete binmeye çalışıyor.

Köpeği Leo'yla sahilde vakit geçirmek, yeni keşfettiği bir şehrin altını üstüne getirmek ona müthiş bir enerji veriyor.

Ayrıca aşkın da enerjisini her zaman yüksekte tuttuğunu, onu uyuşukluktan kurtardığını ve daha aktif bir insan yaptığını belirtiyor.

Küçükken çok yemek seçen ama artık daha iştahlı biri olan Ece artık yemek seçmiyorsa da daha sağlıklı beslenmeye çalışıyor.
 


Yerine göre giyim stili değişse de her zaman şık bir tarzı olan Ece rahatlığı önemsediği ve kendisini daha iyi hissetmesini sağladığı için daha çok spor giyinmeyi tercih ediyor; gardırobundan salopet, kot mont, ince, bol ve rahat elbiseleri eksik etmiyor, rengarenk bez ayakkabılar ve Converse'leri kıyafetlerini tamamlıyor, elinde olsa her mevsim giyebileceği deri ceketinden hiçbir zaman vazgeçmiyor.

Sinemada film izlemeyi çok seven, özellikle festivalde yalnız başına film izlemeye bayılan Ece yine pandemi nedeniyle bu ritüellerinden uzak kaldıysa da evde geçirmek zorunda kaldığı zamanlarında izleyemediği pek çok filmi ve diziyi izleme fırsatı bulduğunu belirtiyor.

Lars Von Trier en sevdiği yönetmenlerin başında yer alıyor ve onun her filminin ayrı ayrı üzerine tez yazılabilecek kadar incelikli olduğunu düşünüyor.

Nicole Kidman da genel olarak tüm performanslarında başarılı bulduğu oyuncuların başında yer alıyor ve onu çok beğeniyor.


Başka bir dünya

Kovid-19 salgınıyla birlikte bambaşka bir yaşam düzenine geçtiğimiz şu dönemde Ece Çeşmioğlu zaman zaman bir bataklıkta olduğunu hissedip, kafasında kara bulutlar dolansa da o her zaman umutla yıldızlara bakanlardan olmayı tercih ettiğini söylüyor.

Dünyanın her yerinde herkesin ama özellikle de kadınların kendini güvensiz hissettiği bu çağda elinden geldiğinde farkındalık çalışmalarına katılmaya çalışıyor.

Herkes gibi bu dönemde sağlığın, zamanın ve sevdikleriyle vakit geçirebilmenin değerini, doğanın dengesini bozmamamız gerektiğini öğrendiğini belirtiyor ve insanların artık sakin kalmayı ve şükretmeyi de öğrenmiş olmasını umuyor.

Özgürlükçü yanını kaybetmemeye çalışan, her yaptığı seçimin hayatına yön verdiğini düşünen oyuncu, gelecekte oyunculukla ilgili hayallerini gerçekleştirmek, dünyayı gezmek ve daha çok insan tanımak istiyor.
 


Kendisi gibi oyuncu olan, Mucize Doktor dizisinde canlandırdığı Ali Vefa karakteriyle milyonların gönlünde taht kuran Taner Ölmez ile uzun süredir aşk yaşayan Ece Çeşmioğlu'nun sevilen oyuncu ile 28 Haziran 2021'de, koronavirüs salgını nedeniyle az sayıda kişinin katıldığı bir törende, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun kıydığı nikah ile evlendiği biliniyor.


Filmografisi

Şöhret kapısını genç yaşta çalsa da bu süre içinde asla başkalaşmayan ve mütevazılığını koruyan hem kamera önünde hem de gerçek hayatta her zaman doğal ve samimi olmaya gayret eden Ece Çeşmioğlu'nun oyuncu kadrosunda yer aldığı, kimisi festivallerde, kimisi vizyonda ses getiren, kimisi de vizyon için gün sayan filmlerini aşağıda sizin için özetlemeye çalıştım.

 

Ev

Yönetmen: Caner Özyurtlu, Alper Özyurtlu / Oyuncular: Ece Çeşmioğlu, Deniz Celiloğlu, Kerem Atabeyoğlu, Alican Yücesoy, Ahmet Saraçoğlu, Levent Ünsal, Melda Gür, Alpay Kemal Atalan, Şükran Ovalı, İbrahim Ersoylu, Gülçin Santırcıoğlu, Funda Eryiğit, Özgür Özberk, İbrahim Özyurtlu, Okan Bayülgen, Ece Üner, Burak Törün, Aşkın Şenol, Engin Yüksel, Aytek Önal, Kamuran Yazgan, Armağan Gündüz, Ahmet Somers, Şenay Aksoy, Zeynep Aydın, Buket Aslan, Banu Özdemir, Özge Ulusoy, Oğuz Haksever / Süre: 94 dakika
 


Gerilim türündeki bu filmde; on beş yarışmacı, daha önce hiç tanımadıkları/tanışmadıkları kişilerle, reyting canavarı programcıların kontrolünde bir evde, onlara verilen bir format doğrultusunda yarışmaktadır, ta ki eli silahlı bir adam bu yarışmayı basıp, yarışmacıları rehin alıp, evin kontrolünü eline geçirinceye dek…

2000'li yılların başında oldukça popüler olan ve insanları ekran başına kilitleyen; "Biri Bizi Gözetliyor" yarışması konseptli evlerden birinde yarışmacılar, düşlerine kavuşmak ve beklentilerini karşılamak amacıyla 100 gün bir eve tıkılmayı kabul etmişlerdir.
 


Ancak bu ev, her birinin adı numarasıyla anılan ve elemeler sonunda yarışmaya devam eden yedi yarışmacı için sürprizlerle dolu bir süreci tecrübe edecekleri benzersiz bir deneyim yaşatacaktır.

Hayatları boyunca unutamayacakları bir anı, yarışmacıların yaşamlarının da bir parçası haline gelecektir.

Filmin ilk yarım saatinde normal bir yarışmada olduğu gibi evde olan bitenler izleyiciye aktarılır; birbirine hava atanlar, şarkı besteleyenler, kur yapanlar, kavga çıkaranlar, çocuklarını özleyenler yarışmada sözde normal hallerini sürdürürken evde birden beklenmedik bir şey olur.

Bir eleme gecesinde, herkesin ekran başında olduğu bir canlı yayın sırasında silahlı bir adam, karambolde birden bu yarışma evine girer, girer girmez de kapıya bir bomba bağladığını söyler.
 


Birdenbire eve giren ve yarışmacıları rehin alan; ODTÜ mezunu, yüksek lisansını Amerika'da yapmış, yani eğitimli ve medya ile ilgili muhalif bir tavrı olduğu anlaşılan bu silahlı saldırganın amacı bu yarışmanın kurallarını değiştirmektir.

Mesela; yarışmanın final gecesinde birinci olan yarışmacı elemek istediği kişiyi öldürecek ve tüm olanlar canlı yayında ekrana gelecektir.

"Bu evde bir şey olmuyor, hadi biraz gerçekten yarışalım!" diyerek kameraların aslında bir rol yapma oyununu kaydettiği gerçeğini ifşa etmeye çalışan silahlı adam isteklerini açıkladıkça yarışmacılar da içeride ecel terleri dökmeye başlar ve aynı zamanda gerilim yüklü bu saatlere de tüm Türkiye canlı yayından üstelik oylarıyla destekleyerek tanıklık eder.
 


2010 yılında çekilen Ev adlı bu filmde, eve gizlice girip yarışmacıları rehin alan, ilk bakışta psikopat bir manyak gibi görünse de çok akıllı ve medyanın topluma dayattığı çaresizliğe darbe vuran bir zekâ küpü olduğunu ortaya koyan isimsiz kahraman X'in verdiği son bir görevle finalde zor bir kararı vermek zorunda bırakılan Ev'in en küçük yarışmacısı 06 Setenay'a hayat veren Ece Çeşmioğlu, bu ilk filminde, Ahmet Saraçoğlu, Kerem Atabeyoğlu, Levent Ünsal gibi tiyatro sahnelerinin önemli isimleriyle kamera karşısına geçerek sinema kariyerine adım atmıştır.

 

Kuş

Yönetmen: Coşkun Irmak / Oyuncular: Ece Çeşmioğlu, Enes Atış, Oğuzhan Bozali, Fırat Demirağ, Enginay Gültekin, Oğuz Irmak, Uğur Kuyucu, Serhat Özcan, Dine Altıok, Aliye Yılmaz / Süre: 110 dakika
 


Tiyatro oyunu yazarı, yönetmeni ve Öyle Bir Geçer Zaman ki dizisinin senaristi Coşkun Irmak'ın yazıp yönettiği, dünya prömiyerini New York City Independent Film Festivali'nde yapan, 2015 yılına ait, Kuş adlı bu film; yalnızlık duygusuyla baş etmeye çalışan üniversite öğrencisi bir gencin, aşk acısıyla derinleşen zor zamanlarını anlatıyor.

Biraz içine kapanık ve sosyal hayatı zayıf olan Sinan ailesinden uzakta bir üniversite öğrencisidir.
 


Sınıfında âşık olduğu bir kız vardır ama Sinan hep kendisini geri çekmiştir; kızla hiç iletişimi olmamıştır.

Sinan bu iletişimsizlik sonucunda daha çok içine kapanır; kaleme aldığı şiirlerin kendisine deva olacağına inanmaktadır, ama her geçen gün yalnızlığı ve çaresizliği daha da artmaktadır.

Yazdığı şiirleri dünyayı değiştirecek, insanları mutluluğa yönlendirecek bir araç olarak görmekteyse de aslında bu çabasının, yalnızlığını ve çaresizliğini çoğaltmaktan başka bir şeye yaramadığının da farkındadır.
 


Bu yüzden Sinan, bir gün yaşadığı eve Barba adında bir muhabbet kuşu alır; Barba, böylece Sinan'ın yegâne dert ortağı olur.

Ancak Sinan Barba ile olan iletişiminin de bir yanılsama olduğunu fark edince hayata ve kendine bakışı tamamen değişir.
 


Coşkun Irmak'ın 1985 yılında yazdığı ilk tiyatro oyunu olan, aynı yıl Suat Taşer Kısa Oyun Yarışması'nda ödül kazanan ve 2015 yılında Irmak tarafından senaryolaştırarak beyazperdeye uyarlanan Kuş adlı bu filmde Ece Çeşmioğlu Sinan'ın âşık olduğu ama bir türlü iletişim kuramadığı kıza hayat vermiştir.

 

Türkler Geliyor: Adaletin Kılıcı

Yönetmen: Kamil Aydın, Erdem Can / Oyuncular: Ece Çeşmioğlu, Emre Kıvılcım, Levent Özdilek, Ebru Özkan, Serdar Gökhan, Seray Kaya, Ogün Kaptanoğlu, Cemal Hünal, Funda İlhan, Selda Alkor, Eren Vurdem, Sezgin Erdemir, Deniz Can Polat, Tolga Akkaya, Oğuzhan Yarımay, Atilla Güzel, Hakan Bozyiğit, Hakan Örge,  Arda Akyıldız, Oğuzhan Gül, Onurhan Konak, Alican Peker, Ali Eren Sayar, Eda Yılmaz, Mustafa Zeren / Süre: 125 dakika
 


Televizyon tarihinin en başarılı dizi projelerinden olan ve bütün dünyada ses getiren Diriliş Ertuğrul ve Kuruluş Osman'ın yapımcısı Mehmet Bozdağ'ın senaryosunu kaleme alıp yapımcılığını üstlendiği, yönetmen koltuğunda ise Kamil Aydın'ın oturduğu Türkler Geliyor: Adaletin Kılıcı adlı 2019 yılına ait bu film; Balkanlar'da yaşanan zulmü durdurabilmek için Fatih Sultan Mehmet'in akıncılarının Sırbistan Kralı Lazar'a karşı verdiği mücadeleyi konu ediyor.
 


Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'un fethinin ardından rotasını Roma'ya çevirir, ancak dünyanın gördüğü en barbar krallardan biri olan ve tarihe Bogomil (Boşnak) katliamını başlatan Sırp Kralı olarak geçen Lazar bu sırada, Fatih Sultan Mehmet'in Avrupa'daki kararlı ilerleyişinin önüne geçmek ister.

Fatih Sultan Mehmet'e ölümüne bağlı olan Akıncılar ise, Osmanlılara karşı Katolik dünyası ve Papa ile ittifak kuran, Balkan coğrafyasında büyük bir zulme neden olan Lazar'ın bu planını bozmak için harekete geçer.
 


Kan ve gözyaşıyla sulanan topraklarda gücünü kılıçtan değil Hak'tan alan; zorbalığa karşı adalet, köleliğe karşı hürriyetin adı olan Fatih'in Akıncıları böylelikle Balkan coğrafyasında hak ve adaleti sağlamak ve yaşanan zulme dur diyebilmek için yeniden zorlu bir mücadeleye girer.

Bu sırada akıncı Sungur'un gönlünü kaptırdığı Boşnak güzeli Alina, halkını Lazar'ın katliamından kurtarabilmek için bir başka cephede mücadele vermektedir.
 


Alina, halkını katleden Lazar'dan intikamını alıp, kendini sultana adayan bir akıncı beyi ile ömrünün sonuna kadar mutlu bir aşk masalı yaşayabilecek midir, kader bu iki genç aşığa nasıl bir yol çizecektir, filmin olay örgüsü içinde merak unsuru olarak yer alır.

Güçlü oyuncu kadrosu, kostümleri ve görkemli bir prodüksiyonla sinemaya taşınan, uluslararası bir dağıtım ve tanıtım kampanyası ile Avrupa, Latin Amerika, ABD, Orta Doğu ve Asya'da da Türkiye ile aynı anda gösterime giren film, unutulan büyük cihan hakimiyeti ruhuna tanıklık etmek isteyenleri oldukça tatmin etmiş bir yapımdı.
 


Fatih'in Avrupa seferleri ile onun seçkin savaşçı birliği Akıncılar'ı takip eden bu hikâyede özellikle dövüş sahnelerindeki performansıyla dikkat çeken Ece Çeşmioğlu güçlü Boşnak kadını, gözü pek savaşçı Alina'ya hayat vermiştir.
 


Ece Çeşmioğlu projenin hazırlık sürecinde dokuz ay boyunca at binme, kılıç-hançer kullanma ve dövüş sanatları eğitimlerinin yanı sıra Boşnak ve Balkan tarihiyle ilgili de dönemin uzmanlarından teorik dersler almıştır.

 

Bembeyaz

Yönetmen: Necip Çağhan Özdemir / Oyuncular: Ece Çeşmioğlu, Mert Fırat, İnanç Konukçu, Rıza Akın, Kubilay Tuncer, Esra Ergün, Sarp Tanış, Gonca Küçükardalı, Erdem Kaynarca, Kamer Çelenk, Ece Ertez, Koraycan Yanaşık, Arın Kuşaksızoğlu / Süre: 97 dakkia
 


24'üncü Uluslararası Şanghay Film Festivali Ana Yarışması'nda hem dünya prömiyerini yapan hem de Altın Kadeh için yarışan Bembeyaz adlı, zengin ve soğuk bir renk paletinde, uzun tefekkür planlarıyla çekilen bu suç dramasında; Vural, dindar bir ailede, otuzlu yaşlarının ortalarında, konformist bir hayat sürdüren evli ve çocuklu bir adamdır.
 


Ancak bir süre sonra kendisini din ve ahlak konusundaki görüşleri ile yüzleşmeye zorlayacak bir gerçeğin içinde bulduğunda her şey aniden karanlık bir hal alır.

Vural babasıyla birlikte Amerikan Konsolosluğu'nun karşısında bir fotoğrafçı dükkânı işletmektedir.
 


Oğluna her zaman ahlaklı olmanın erdemlerini anlatan ve Allah'ın her şeyi izleyip gördüğüne inanan ama dindar bir aile babası olarak yükümlülükleri ile gizli arzuları arasında sıkışıp kalan Vural'ın herkesten gizlediği bir sırrı vardır.

Birini diğerinin pahasına korumak için üstlenmesi gereken eylemler onu yalan, ihanet ve aldatma yoluna götürür.
 


Bireyin kişisel başarısızlığını inanç ve toplumsal ahlak bağlamında konumlandırdığı dini konulara eleştirel bakış açısıyla yaklaşan ancak Türkiye'de izleyiciyle ne zaman buluşacağı henüz kesinleşmeyen bu filmde Ece Çeşmioğlu ABD'ye vize başvurusunda bulunmak için ihtiyaç duyduğu vesikalık fotoğraf için dükkanına gelen genç bir kadın olan Sonay'a hayat vermiştir.
 


Sonay ayrılmanın ve şansını başka yerde bulmanın hayalini kurmaktadır, ancak süreç içinde hayalleri yıkılır.

Duygusal sıkıntısı içinde Vural'la yüzleşir ve onun karmaşık olmayan yaşamını tehdit etmeye başlar.


Geçen Yaz

Yönetmen: Ozan Açıktan / Oyuncular: Ece Çeşmioğlu, Fatih Berk Şahin, Halit Özgür Sarı, Aslıhan Malbora, Eray Ertüren, Eren Ören, Ozan Kaya Oktu, Merve Nur Bengi, Sümeyye Aydoğan, Vakur Pehlivan, Denizhan Akbaba, Burcu Zeynep Güldoğan, Furkan Akbulut, Kubilay Tunçer, Süreyya Güzel, Can Kocabaş, Taylan Kaya, Mehmet Özbaş, Tarık Özoğul, Mert Tanrıyar, Melisa Gökçe, Melih Alaca, Enver Ceylan / Süre: 101 dakika
 


Türkiye'nin güneyinde geçen bir gençlik filmi olan Geçen Yaz adlı bu film; 90'lı yıllarda yetişkinliğe geçen iki gencin aşkını kadrajına alıyor ve hem boyundan hem de kalbinden büyük bir ilk aşka soyunan Deniz'in büyüme hikayesini anlatıyor.
 


Her yaşta başka türlü geçen yaz aylarının on altı yaşında bir genç olan Deniz için bu yaz diğerlerine göre bambaşkadır, çünkü aşka dair yeni duygular ve yeni deneyimler yaşamak istemektedir.
 


Her yıl ailesinin yazlığına giden Deniz, burada gönlünü Aslı adında genç bir kıza kaptırır.
 


Aslı ile yakınlaşmaya çalışan Deniz, bu sırada aynı mahallenin ortalığı kasıp kavuran, son derece yakışıklı ve sportif genci Burak'ın da Aslı'dan hoşlandığını fark edince bu yazın belki bu defa umduğundan daha güzel geçeceğiyle ilgili düşüncesi yarıda kalır.
 


Rüzgâr, kayalık uçurumlar, sonsuz dalgalar arasında aşk ve yaşamla tanışan, eninde sonunda hüznü de tadacak olan bir grup gencin hikayesinde Ece Çeşmioğlu iki delikanlının da midesinde kelebekler uçuşmasına sebep olan ve iki aşığın arasında kalan Aslı isimli karaktere hayat vermiştir.


Diğer çalışmaları

Setlerle tanıştığında daha henüz on beş yaşında olan Ece Çeşmioğlu, 2002 yılında Çocuklar Duymasın dizisiyle oyunculuk hayatına adım attı.

2006 yılında ise İki Aile dizisindeki Ceren rolüyle geniş kitlelerce tanındı ve meşhur oldu.
Aradan geçen beş yıl sonrasında o küçük kız büyüdü ve Firar adlı televizyon dizisinde başrol oyuncusu oldu, böylelikle çocuk oyunculuk yıllarını da geride bıraktı.

Bu süre içinde yaşıyla beraber kamera önündeki oyunculuğu da gelişen Ece Çeşmioğlu ilk tiyatro oyunu Dogville ile aldığı ödül ile de başarısını perçinledi.

Hep aynı karakterin üzerinde elbise gibi kalmasını sıkıcı bulan ve her proje öncesinde içsel bir yolculuğa çıktığını söyleyen Ece Çeşmioğlu, imajını da sürekli değiştirerek, seyircinin bir önceki karakterden kopmasını sağladığını düşünüyor.

Yer aldığı projelerde Ece'yi geri plana atarak, canlandırdığı karakterle var olmayı seçiyor.
Bundan sonra onu farklı yapımlarda daha sık göreceğimizin sinyallerini de veren Ece Çeşmioğlu'nun sinema dışında bugüne kadar yer aldığı çalışmalar ise şöyle;

  • Çocuklar Duymasın (2002, Televizyon dizisi)
  • Gümüş (2005, Televizyon dizisi)
  • Çocuğun mu Var Derdin Var (2005, Televizyon dizisi)
  • Nehir (2005, Televizyon dizisi)
  • İki Aile (2006-2008, Televizyon dizisi)
  • Eyvah Halam (2008, Televizyon dizisi)
  • Korkuyorum Sevgilim (2009, Tiyatro oyunu)
  • Başlangıç (2011, Kısa film)
  • Firar (2011-2012, Televizyon dizisi)
  • Öyle Bir Geçer Zaman ki (2012-2013, Televizyon dizisi)
  • Yaz'ın Öyküsü (2015, Televizyon dizisi)
  • Kalbim Yangın Yeri (2016, Televizyon dizisi)
  • Muhteşem Yüzyıl: Kösem (2016-2017, Televizyon dizisi)
  • Yüz Yüze (2017, Televizyon dizisi)
  • Dogville (2018, Tiyatro oyunu)
  • Yuvamdaki Düşman (2018, Televizyon dizisi)
  • Söz (2018-2019, Televizyon dizisi)
  • VVestend (2019, Tiyatro oyunu)
  • Tutunamayanlar (2020, Televizyon dizisi)
  • Bir Denizaltı Hikayesi (2021, Televizyon dizisi)
     


Çekimlerine Ege kıyılarında başlanan ve 2021 sonlarına doğru tüm dünyada aynı anda gösterime girmesi planlanan, sekiz bölümden oluşacak bir Netflix orijinal dizisi olan Bir Denizaltı Hikayesi'nin kadrosunda yer alan Ece Çeşmioğlu, Kıvanç Tatlıtuğ ve Özge Özpirinçci gibi başarılı isimlerle birlikte dizinin çekimlerine devam ediyor.

Bir denizaltında araştırma görevine katılmaya hazırlanan, özgür ruhlu dalış eğitmeni ve deniz biyoloğu Arman'ın hikâyesini konu alan, OGM Pictures'ın yapımcılığını üstlendiği, aksiyon macera türündeki dizinin yönetmen koltuğunda ise ödüllü yönetmen Tolga Karaçelik ve Umut Aral oturuyor.

Dizinin yazarlığını ise; Jason George önderliğinde Atasay Koç, Cansu Çoban, Sami Berat Marçalı ve Murat Uyurkulak yapıyor.

Merakla beklenen dizinin konusu; dünyayı vuran bir doğa felaketinin sonucunda, Arman ve bilim ekibinin hayatta kalmak için bir askeri denizaltısına binmesine odaklanıyor.


Ödüller

44. İsmet Küntay Tiyatro Ödülleri: Yılın En Başarılı Genç Oyuncusu Ödülü (Dogville)

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU