Harvardlı profesör, egzersize dair 10 modern miti değerlendirdi

"Biraz egzersiz bile hiç spor yapmamaktan daha iyidir"

Lieberman, reklamlarla ve birer ilaç haline getirilerek satılan egzersizlerde devamlılığın sağlanamayacağını düşünüyor (Unsplash)

Kovid-19'la birlikte birçok kişinin egzersiz rutini spor salonlarından evlere taşınırken, kimileri de egzersiz düzenlerinden tamamen koptu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Harvard Üniversitesi'nde evrimsel biyoloji profesörü olan Daniel E. Lieberman, avcı toplayıcı atalarımızın hareketle olan ilişkisi üzerinden egzersize dair 10 modern miti yeni bir perspektifle ele aldı.

İşte spora dair en çok söylenen 10 mit ve bunların değerlendirilmesi:  

Mit 1: Egzersiz normaldir

Egzersiz yapmak gayet sıradan ve normal gelse de, aslında epey modern bir alışkanlık. Milyonlarca yıl boyunca insanlar yalnızca iki nedenden ötürü fiziksel aktivite yapıyordu. Bunlardan biri zorunlu ihtiyaçların karşılanması öteki de ödüllendirici yani fayda sağlayan aktiviteler. Zorunlu ihtiyaçlar arasında yemek bulmak ve hayatta kalmak için yapılan fiziksel aktiviteler yer alırken, ödüllendirici aktiviteler arasında eğlenmek ya da bazı yetenekleri geliştirmek için oyun oynamak, dans etmek veya idman yapmak yer alıyor.

Mit 2: Zahmetli olandan kaçınmak tembelliktir

Fiziksel aktivite vücudun kalori harcamasına yol açar. Gıda miktarı sınırlıyken, fiziksel aktivite için harcanan her kalori, vücut fonksiyonlarının devamlılığını sağlama, enerji depolama ve üreme gibi hayati fonksiyonlar için harcanacak kalorilerden çalıyor. Dolayısıyla avcı toplayıcı atalarımız, herhangi bir getirisi olmadığı sürece gereksiz efor sarf etmekten kaçınıyordu.  

Mit 3: Oturmak sağlığa zararlıdır

Aşırı derecede hareketsiz kalmanın sağlık üzerinde olumsuz etkileri olduğu şüphe götürmez bir gerçek. Fakat oturmak yaptığımız en normal hareketlerden biri. Avcı toplayıcılar günde 10 saat oturuyordu. Öte yandan yararlı ve zararlı oturma şekilleri var. Her 10-15 dakikada bir kalkıp yürüyenler metabolizmalarını harekete geçirip uzun vadede sağlıklarını koruyabiliyor. Uzun saatler boyunca hareket etmeden oturanlar içinse aynı şey geçerli değil.

Mit 4: Atalarımız çalışkan, güçlü ve hızlıydı

Sanılanın aksine avcı toplayıcıların çoğu makul derecede zinde olsa bile, ancak orta derecede güçlü ve o kadar da hızlı değildi. Günde ortalama yalnızca iki ila üç saatlerini orta ila ileri derecede fiziksel aktiviteyle geçiriyorlardı. Aşırı zinde ve aşırı güçlü olmak normal ya da gerekli değil.

Mit 5: Yürüyerek kilo verilmez

Aslında diyet yaparak, spora kıyasla, özellikle de haftada 150 dakikalık ortalama seviye bir egzersize göre çok daha hızlı kilo verilebilir. Öte yandan, araştırmalarda uzun süre ve daha fazla yoğunluktaki egzersizlerin kademeli olarak kilo kaybı sağladığı da gözlemlendi. Düzenli egzersiz ayrıca diyetten sonra kilo alınmasını da engeller. Diyet yapanlar egzersizden fayda sağlayabilirler.
 


Mit 6: Koşmak dizleri yıpratır

Dizler, amortisör gibi darbeleri emdikçe eskiyen şeyler değil. Araştırmalar koşma ve yürüme gibi aktivitelerin dizleri sağlıklı tuttuğunu gösteriyor. Araştırmalarda benzer şekilde koşucuların kireçlenmeye daha az yakalandığı da tespit edilmişti.   

Mit 7: Yaşlandıkça hareketliliğimizin azalması normal

Avcı toplayıcılar yaklaşık 70 yıl yaşayabiliyor ve yaşlanmalarına rağmen orta seviyeli bir yoğunlukta fiziksel aktivite yapabiliyorlardı. Torun sahibi olabilecek şekilde evrildik çünkü çocuklarımız ve torunlarımız için yemek bulabilme yeteneğine sahibiz. Vücudu egzersizle diri tutmak, birçok araştırmada gösterildiği gibi bedenimizin yaşlandıkça zinde kalmasını sağlar.

Mit 8: İdeal bir egzersiz miktarı ve türü var

Birçok sağlık yetkilisi, Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) yetişkinler için haftada 150 dakikalık orta seviye ya da 75 dakikalık yoğun seviye egzersiz önerisini takip ediyor. Fakat aslında bu gelişigüzel bir ölçek. Egzersizin yoğunluğu ve türü, zindelik, yaş, sakatlanma geçmişi ve sağlık sorunlarıyla ilişikli olarak değişir. Unutmayın; ne kadar az zinde olursanız olun, biraz egzersiz bile hiç spor yapmamaktan daha iyidir. Haftada 1 saat, yani günde yaklaşık 8 dakika bile fark ettirir.

Mit 9: "Sadece yap" zihniyeti işe yarıyor

Dürüst olalım, çoğu kişi egzersizi sevmiyor ve spor yapmak için birtakım doğal eğilimlerin üstesinden gelmek zorunda kalıyor. Başta da belirtildiği gibi iki temel şey için fiziksel aktivite yapacak şekilde evrildik: zorunlu ihtiyaçların karşılanması ve fayda sağlama. Eğer sporu bu unsurları da kapsayacak şekilde yaparsanız egzersizi bırakma ihtimaliniz de azalır. Bunun en iyi yöntemlerinden biri egzersizi sosyal hale getirmek. Arkadaşlarınızla spor yapmak amacıyla bir araya gelmek için anlaşırsanız, vakti geldiğinde orada bulunma sorumluluğu hissedersiniz ve arkadaşlarınızla olduğunuz için de egzersiz daha eğlenceli hale gelebilir.

Mit 10: Egzersiz şıp diye her şeyi çözer

Egzersizi bir ilaç gibi satmamak gerekiyor. Spor yapmak için evrilmesek bile, fiziksel olarak aktif olabilecek şekilde evrildik. Dolayısıyla bizi çeşitli rahatsızlıklar karşısında zayıflatan şey fiziksel aktivite yapmamak. Fakat spor her şeyi tek başına şıp diye çözemez. Yine de biraz egzersiz yapmak bile yaşlandıkça belirli hastalıklara yakalanmanızı engeller.



Independent Türkçe, Guardian

Derleyen: Yasin Sofuoğlu

DAHA FAZLA HABER OKU