Rusya’nın başı koronasız da ağrıyor

Prof. Dr. Nadir Devlet Independent Türkçe için yazdı

SARS-COV2 veya diğer adı ile Kovid-19 genel olarak ise Korona(virüs) bilinen salgın, dünya gündemine oturmuş bulunuyor.

Basın organlarında liderler, başbakanlar, bakanlar, tıp uzmanları, ilaç fabrikası sahipleri, ekonomistler, uzaktan yakından bu konu ile alakalı olanlar ve bir sürü de konunun uzmanı olmayan, kendini önemli addedenlerin bu konudaki sözleri manşetlere yansıyor. 

Rusya Federasyonu’nda ölü sayısı ürkülecek kadar değil, ancak hastalığa yakalanma oranında dünyada ikinci sırada.

Dünyanın her ülkesinde olduğu gibi liderler, burada Putin, devamlı talimat veriyor. Talimatları devamlı değişiyor, ancak çözüme çare bulunamıyor.

Kendi kabinesinden dördüncü bakan da Kovid-19’a yakalandı. Kendi bakanlarını koruyamayan bir sistemden mi bahsediyoruz? 

Bütün bunlara rağmen bir hayli ülke dünyaya yönelik PR (halkla ilişkiler) çalışmalarına önem veriyor. Bunların bir örneğini ise Rusya Federasyonu teşkil ediyor.

ABC News Report’un haberine göre, Rusya, ABD’ye 15 bin solunum cihazı, 4 bin M-95 maskesi, 30 bin ameliyat eldiveni ve 400 bin koruyucu tulum yollamış. 

ABD’deki Rusya Federasyonun Büyükelçisi Anatoli Antanov, Zamanı gelince ABD de bize yardım eder. Biz bunu siyasete bulaştırmadan kabul ederiz” diyerek, Amerika’ya yardım ettiklerini ima etmişti. 

Başkan Trump da 2 Nisan’da “Ben Rusya’dan ve propaganda efektinden rahatsız değilim” diyerek bu imanın altında kalmamaya çalıştı. 

Ancak bu tıbbi malzemenin hibe olmadığı, satıldığı anlaşıldı. Rusya Dış İşleri Bakanlığı sözcüsü Maria Zaharova, "Moskova ile Washington masrafları paylaştılar" diyerek bu durumu teyit etmişti.

Neticede 1 Mayıs’ta Moskova’dan yollanan faturada 600 bin dolar talep edildi. 

7 Mayıs’ta iki başkanın telefon görüşmesinden sonra Kremlin, tıbbi malzeme yollama teklifinde bulunduğunu ilan etti.

Beyaz Saray ise bu haberin tersini beyan etti. Trump, Putin’e “ABD, Rusya dahil ihtiyacı olan bütün ülkelere yardıma hazır” demiş.

Bu talepten saatler önce ise Aventa-M marka solunum cihazının St. Petersburg ve Moskova’daki iki hastanede yangına sebep olduğu anlaşıldı. 

Rusya, 1 Nisan 2020’den sonra imal edilen bu solunum cihazlarını kullanmayı 13 Mayıs’ta yasakladı.

Amerika’da bu solunum cihazlarının 45’i hiç kullanılmamış. Diğerleri ise edilebilirse iade edilecek.  

Bu dış ülkelere yardım konusu propagandadan başka bir şey değil. Böylece liderler geçmişte yaptıklarını unutturup, dünya kamuoyunda prestij kazanma gayretindeler.

Geçen hafta Rusya’nın yüzünü kızartan bir olay daha cereyan etti.

Ruslar 9 Mayıs’ta onların tabiri ile Büyük Vatan Savaşı, yani İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinin 75'nci yılını kutladılar. Koronavirüs yüzünden büyük askeri gösteriler yapılamadı.

Batı ise bu olayı 8 Mayıs’ta kutladı. Hatta Trump’ın, yaptığı 75'nci yıl konuşmasında Sovyetler Birliği'ni anmaması, arların hala bozuk olduğuna işaretti.  

İlginç olanı Türkiye’nin dini bayram günleri konusunda Arap ülkeleri ile anlaşamaması gibi, Batı ile eski Sovyet cumhuriyetleri de İkinci Dünya Savaşı'nın bitiş tarihi konusunda anlaşamıyorlar.

Batıya göre 8 Mayıs, Rusya’ya göre 9 Mayıs.

Ne büyük sorunlar bunlar, değil mi?
 

Leevi Halonen-f.jpg
Fotoğraf: SA-Kuva​​​​​​​


Rusya Federasyonun 22 cumhuriyetinden biri olan Komi Cumhuriyetinin Usinsk adlı şehrinde 9 Mayıs şerefine elinde silah ve bir geyiğin boynuzunu tutan bir askerin duvar boyu kocaman fotoğrafı bez pankartla asılmıştı.

Ancak Fin kökenli halk, bir müddet sonra bu şahsın bir Fin askeri olduğu şüphesine kapıldı.

Soruşturuldu ve İkinci Dünya Savaşı esnasında Sovyetlere karşı mücadele eden Fin ordusu mensubu Klemet Jouni Jeremias Halonen olduğu anlaşıldı. 
 

Leevi Halonen.jpg
Klemet Jouni Jeremias Halonen'in oğlu Johnny Halonen gazetecilere, babasının fotoğrafını gösterdi / Fotoğraf: Leevi Halonen - is.fi/kotimaa


Sovyetler, 30 Kasım 1939’da henüz 1918’de bağımsızlığını kazanan Finlandiya’ya saldırmıştı. 4,5 ay sonra Moskova Antlaşması yapıldı.

Bu “Kış Savaşında” Sovyetler 322 bin, Finliler 70 bin kayıp verdiler.

Finli Mareşal Mannerheim, bütün becerisini kullanan dev bir düşmana karşı dövüşmüştü.

Buna rağmen Karelya’yı kaybetti, ancak kendi bağımsızlığını koruyabildi.

1945’te ise bütün Baltık ülkeleri Sovyetlerin eline geçmişti. Finli askerin posterinin zafer kutlaması gününde asılması kaderin bir cilvesi olsa gerek.
 

Leevi Halonen-.jpg
Fotoğraf: SA-Kuva


Geçen hafta bir mahkûmun karısı, uzun uğraşlar sonucunda hapisteki kocasının başına gelenler hakkında bir muğlak cevap alabilmesi, Batı basının dikkatini çekti.

Olay şöyle:

9 Nisan’da Moskova’dan 5 bin kilometre uzaklıkta Moğolistan sınırına yakın Angarsk mevkiinde 200 mahkûmun yaşadığı bu maksimum güvenlikli 15 No'lu Islah Kolonisi'nde, söylenildiğine göre, gardiyanların kötü muamelesini protesto etmek için isyan çıkmıştı.
 

r1.jpg
Fotoğraf: saratov.kp.ru


Rusya Federasyonu'nun özel birlikleri iki günde bu isyanı bastırdı. Ancak ölü ve yaralı sayısı hakkında bilgi verilmemişti.  

İnsan hakları aktivistlerinin verdiği bilgiye göre, en azından 100 kişi 54 yakını hakkında bilgi istiyor.
 

rr.jpg
Fotoğraf: saratov.kp.ru​​​​​​​


Rusya’da her şeyi gizleme geleneği olduğu için insanlar yakınlarının kaderi hakkında bilgi alamamanın sıkıntı ve üzüntüsünü yaşıyorlar.

Her bir bilgi kırıntısı için mücadele etmek zorunda kalıyorlar. 

Rusya’da iktidar yegâne sorunun salgın olduğu intibaını uyandırmak için büyük çaba harcıyorsa da esas meselenin halkı doğru şekilde bilgilendirmemek olduğu anlaşılıyor.

Halk şaşkın. İktidar ise gerçekleri halktan gizleyerek gücünü muhafaza edeceğini sanırken aslında toplumun yönetime güveni gittikçe azalıyor.

Bu ise Rusya’nın başını daha da ağrıtacağa benziyor. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.  

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU