"Yangın hep var ama mücadele planımız hiç yok"

Independent Türkçe, son dönemde artan fabrika yangınları, yangına karşı nasıl önlemler alınması gerektiği ve yangın-deprem ilişkisini uzmanlar ile konuştu

Fotoğraf: Reuters

Amerika Birleşik Devletleri'nde her 23 saniyede bir yangın çıkıyor. 

İngiltere’de 2017’de itfaiye olaylarında bir önceki yıla göre yüzde 156 artış var.

Avrupa'da yılda 2 milyon yangın çıkıyor.

Yangınların yüzde 90'ı binalarda meydana geliyor.

Avrupa'daki metropollerin kayıtlarına bakıldığında yangın sayısı İstanbul’a göre daha fazla.  

Bunun nedeni; Avrupa kentlerindeki sigortalı bina sayısının fazla olması. 

Bir başka deyişle her yangın itfaiyeye haber verilmek, rapora işlenmek, resmi kayıda girmek zorunda.

Türkiye'de ise alevler söndürülürse, itfaiyeye haber verilmiyor. 

2018 verilerine göre İstanbul’da son on yılda 403 bin 683 yangın çıktı. 

Bu; sadece İstanbul için ortalama her yıl 40 bin yangın anlamına geliyor. 

Yani her gün ortalama 110 yangın, her saat ortalama 5 yangın çıkıyor. 

En fazla artışın olduğu yer ise endüstriyel tesisler.

Bir başka deyişle fabrika yangınları...

Artış yüzde 14 görünüyor.

Yukarıdaki rakamların büyük kısmı Uluslararası Yangın Önleme ve Söndürme Derneği (CTIF) tarafından derlendi. 

Türkiye ile ilgili veriler ise Prof. Dr. Abdurahman Kılıç'ın akademik çalışmasından, daha çok İstanbul İtfaiyesinin yayımladığı istatistiklerden...

Zira CTIF'in 70 ülkeye yer verdiği listede Türkiye bulunmuyor.

Yangın insanın ve makinenin olduğu her yerde çıkıyor. 

Mühim olan önüne nasıl geçileceği.   

Yani alevlere karşı bilinçlenmek. 

Türkiye'de eksik olan da bu. 

Independent Türkçe, hayatlarını yangın ile mücadeleye adayan, sayısız olay yeri inceleyen, bu konuda akademik araştırmalar yapan uzmanlar ile konuştu. 

Ortak kanı, sadece İstanbul'un değil tüm Türkiye'nin yangınla ile mücadele master planına ihtiyacı olduğu... 

"İstanbul depremi kışın akşam saatlerinde olursa 2 bine yakın büyük yangın çıkabilir" 

Yukarıdaki tespit  Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç'a ait. 

Kılıç, 1987'den bu yana yangın ile ilgili hem sahada hem akademide çalışamalar yapıyor. 
 

a.JPG
Prof. Dr. Abdurranman Kılıç / Fotoğraf: EkoYapı Dergisi


İstanbul Teknik Üniversitesi'nde başlattığı çalışmalarını, Japonya'da yaptığı yangın çalışmalarıyla genişletmiş bir isim. 

Kılıç belki de bu yüzden yangın-deprem ilişkisine dikkat çekiyor.

1995'de 6 binden fazla insanın hayatını kaybettiği 7,2'lik Kobe depreminden yola çıkarak:  

Kobe'deki depremde en büyük zarar yangından olmuştu. Çünkü böyle zamanlarda su bulunamıyor. İtfaiye yoldaki hasarlardan dolayı dışarı çıkamıyor. İtfaiyeler vardiya sistemi ile çalıştığı için deprem olduğunda elamanlar vardiyaya gelemiyor. Bir kısmı kendi derdine düşüyor. Çok sayıda yangın olduğu için o sırada o kadar araç bulunamıyor. Bunun için de zarar çok fazla oluyor. 
 

kobe.jpg
7.2' büyüklüğündeki Kobe depreminin ardından çok sayıda yangın meydana gelmişti / Fotoğraf: Exodus Network


Kılıç'a göre İstanbul'da beklenen deprem kış aylarında ve akşam saatlerinde olursa yaklaşık bin 900 büyük yangın çıkabileceğini söylüyor. 

Türkiye Yangından Korunma ve Eğitim Vakfı (TÜYAK) Başkanı Taner Kaboğlu ise bu sayının daha da çok olabileceği kanaatinde: 

Japonya'da deprem ile ilgili bir simülasyon programının Türkiye'ye uyarlanması sonucu Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç 'İstanbul depreminde yaklaşık bin 900 büyük yangın çıkacak' dedi. Deprem anında daha fazla yangın olabileceğini düşünüyorum. İstanbul'daki bina stoğuyla ilgili çok sağlıklı verilere sahip değiliz. Binaların durumunun genel itibarıyla daha kötü durumda olduğunu düşünüyorum. İstanbul'un her yerinde doğalgaz var. Her ne kadar doğalgaz şirketi bu konuda çok titiz çalışsa da hem toplumsal bilinç düzeyi ortada hem çok sayıda aykırılık söz konusu. 

Hem Kılıç hem Kaboğlu yangının her zaman çıkabileceğini düşünüyor. 

Akdeniz Üniversitesi, Sivil savunma ve itfaiyecilik programı öğretim üyesi Dr. Saadet Alkış da aynı fikirde.

 

saadet.jpg
Dr. Saadet Alkış / Fotoğraf: AA



Yangın araştırmacısı Alkış, yıllardır olay yeri incelemelerine katılıyor, analizler yapıyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Türkiye'ye yangına karşı bilincin çok az olduğunu söylüyor:  

Şu ana kadar yüzlerce yangını resmi olarak inceledim. Güvenlik zafiyeti tavan yapmış vaziyette. 2007'de yaptığım bir araştırmaya göre yangından çıkan fabrikalar sonrasında yeniden hizmete girdiğinde onlara 'Yeniden fabrikanızı inşa ederken yangın güvenlik önlemleri olarak ne aldınız?' diye sordum. İnanın yüzde 90'ı eski önlemler ile yetindiğini söylemişti. Hiçbir akıllanma yok. İyi mühendislerin görev aldığı inşaatlarda biraz daha güvenlik önlemleri ön planda ama çoğunluğun es geçtiğini söylemek mümkün.  

"40 yıldır tehlikeli maddeler ile çalışıp önlem almayan fabrikalar var"

Son dönemde Türkiye'de fabrika yangınları sayısında artış görünüyor. 

Fabrikaların sadece yüzde 40'ı sigortalı. 

O yüzde 40'ın içinde işletmesini olması gerektiği gibi denetleyenlerin yüzde 5'i geçmeyeceğini ifade ediyor Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç. 

Kılıç, denetlemelerin işin ehli kişiler tarafından yapılması gerektiğini söyleyip, yurt dışındaki örnekleri işaret ediyor:

Gelişmiş ülkelerde sadece ve sadece sigorta şirketleri sigorta ettiği fabrikaların durumunu denetler. Diyelim fabrikada otomatik denetleme sistemi var ise bu söndürme sisteminin uygun olup olmadığını kontrol eder. Her 6 ayda bir denetleme yapılır. Eksik varsa, pompa sisteminde, su sisteminde, yangın dolabı sisteminde, riskleri olan tehlikeli maddelerin depolanması hususunda kontroller yapılır. Bunu bizde denetleyecek kimse yok. Sigorta denildiğinde, yanan fabrikaların sadece yüzde 40'ı sigortalı olduğu için; o yüzde 40'ı içinde de doğru düzgün kontrol yaptıranlar yalnızca yüzde 5'ine tekabül ediyor. Fabrikada yangın başladığında tamamen yok olup gidiyor. Aslında sistemler uygun olsa önüne geçilebilir, daha doğrusu olması gereken yöntemler sayesinde yangın ile mücadele edilebilir. Yangının büyümesi normal değil. Yangın eğer büyüyorsa bu eksiklikten kaynaklanan bir sorundur. Tedbirsizlikten kaynaklanan bir husustur. Bundan dolayı deprem zamanlarında riskin daha büyük olduğunu söylüyorum.  

TÜYAK Başkanı Taner Kaboğlu ise Türkiye'nin bir master planı olması gerektiği kanaatinde.
 

taner.jpg
TÜYAK Başkanı Taner Kaboğlu / Fotoğraf: AA


İki yıl önce 72 kişinin ölümüne neden olan İngiltere'nin başkenti Londra'daki yangına ve sonrasındaki sürece işaret ediyor: 

Bir master plan yapılmalı. Yakın geçmişte İngiltere'nin başkenti Londra'da Greenfell Tower'da çıkan yangın sonrası yüze yakın insan hayatını kaybetti. Yangının ardından İngiltere'de bir komisyon kuruldu. Yangının çıkış nedenleri ve ihmaller ile ilgili çok geniş kapsamlı bir değerlendirme yapıldı ve hala üzerine çalışılmaya devam ediyor. İşin hukuki yanı bir tarafa teknik insanlar toplanıp Londra'da aynı özelliklerde kaç bina olduğu, burada alınan tedbirler ne durumda, eksik mi tamam mı sorularına yanıt arandı, eksik olan binalar tespit edildi. Türkiye'de de bu yapılmalı, gerekirse bununla ilgili fon ayrılmalı. Düşünün, Türkiye'de 40 yıldır tehlikeli maddeler ile çalışan ve faaliyet gösteren firmalar var. 40 yıl önceki kanunlara göre yangın önlemi bağlamında yatırım yapılmamış. Firma yatırımların altına girmek istemiyor. Dolayısıyla önce resmi organlar tarafından bir durum tespiti yapılmalı, binalar tek tek kontrol edilmeli.  Nasıl bir zaman aralığı içinde bu çalışmalar yapılacak, maddi yönünü kim karşılayacak?  Uzun vadeli bir planlama yapılmalı bir yol haritası çıkarılmalı. 

 

aaa.JPG
Greenfell Kulesi yangını / Fotoğraf: New York Times

 

Uzmanlara göre denetim devlet kurumları ve bu işin uzmanları eliyle olmalı. 

Herkesin iş yeri, fabrikası ya da yaşadığı bina için denetim yaptırmasının sağlıklı bir sonuç vermeyeceğini belirtiyorlar. 

O yüzden bir master planı şart. 

Rus yangın uzmanı: Master planda her bir eşyaya odaklanıyoruz

Independent Türkçe'ye konuşan Uluslararası Yangın Önleme ve Söndürme Derneği Başkanı Yardımcısı Prof. Dr. Sergey Sokolov, kendi ülkesi Rusya dahil bir çok ülkede fabrika yangınlarının önüne geçmek ve zamanında müdahale edebilmek için bir master plana sahip olunduğunu söylüyor. 

Sokolov, master planında yangınla mücadelede her bir obje ile ilgili ayrı bir bölüm olduğunu belirtiyor.

Rusya'daki fabrika yangınlarının yüzde 2 ila yüzde 3 oranında değişiklik gösterdiğini söyleyen Sokolov, Sivil Savunma Bakanlığı'na bağlı olan Emercom'da öğretim görevlisi. 
 

Prof. Dr. Sergei Sokolov.jpg

Prof. Dr. Sergey Sokolov / Fotoğraf: CTIF


1990'da kurulan Emercom, acil durumlar, yangınlar ve doğal afetler ile ilgili çalışan bir kurum. 

Sokolov da tıpkı Türkiye'deki uzmanlar gibi yangınlar ile depremler arasında direkt bir ilişki olduğunu, bu yüzden denetimlerin hayati anlamda önemli olduğunu düşünüyor.
 

"Türkiye'de söndürme sistemleri gereksiz yük görülüyor"

Dr. Saadet Alkış'ın en çok yakındığı ise fabrikaların söndürme sistemi yatırımlarını yapmaması, yapanların ise bilinçsiz bir yol izlemesi.
 

kopuklu-yangin-sondurme-sistemleri.jpg
Köpüklü yangın söndürme sistemi alevler ile mücadele edilmesindeki yöntemlerden yalnızca biri / Fotoğraf: Eksel Yangın

Alkış'a göre alevler çıktığında en hayati şey ise zaman: 

Fabrikalarda söndürme sistemleri afaki bir yatırım olarak, yük olarak görülüyor. Bu zaten bilinen bir gerçek. Bir iş yeri yandığında inceleme için gittiğimizde 'Ne yapalım?' sorusuyla karşılaşıyoruz. Neler yapılması gerektiğini sıralamamıza rağmen her şey kaldığı yerden devam ediyor. Bir başka yanlış işletmelerde çok gereksiz yangın güvenlik önlemlerinin satın alınması. Bir başka deyişle harcama yanlış yere yapılıyor.  Mesela bol miktarda yangın söndürme tüpü alınıyor ama o tüpün türüne bakılmıyor. Her yangın söndürme tüpü her yangında kullanılmaz. Onların özellikleri ayrı ayrıdır. Yaşanan acılara 20 yıldır tanıklık ediyorum. Çok rahatlıkla söyleyebilirim ki Türkiye'deki önlemler yetersiz. Ne kadar yangın güvenlik alınırsa alınsın, yangın çıkar. Yangın güvenlik önlemlerinin hepsi tahliyeyi kolaylaştıracak zamanı yaratma amaçlı. İlk etapta can kurtarmak önemli. Bir insanın yangın ortamında kalabileceği azami süre 15 dakika. 15 dakika bile ölümlerin gerçekleşmesine neden olabiliyor. Bütün yangın önlemleri yangını bir yeri sıkıştırıp kişinin tahliyesini kolaylaştırmak için alınır. 

Sigortadan para almak için fabrikasını yakan var mı?

Türkiye'deki fabrika yangınlarının güvenlik ve doğal afet boyutu bir yana bir de sigorta ve ekonomik tarafı var.
 

2.jpg
Fotoğraf: AA


Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç, hem her yıl yaklaşık 160 fabrikanın yandığı İstanbul'da hem Türkiye genelindeki fabrikalarda bakım olmadığını, malzemelerin yorulmaya başladığını, taşınması planlanan fabrikaların ise nasıl olsa taşınacağınız düşüncesiyle bakım yapmadığını söylüyor. 

Peki ya kasıtlı yakılan fabrika var mı?

Bu soruya şu yanıtı veriyor:

Bilirkişilerle yaptığım görüşmelere göre fabrikaların yüzde 12'sinin kasıtlı yakıldığını söylemek mümkün. Her ülkede bu durum var. Örneğin Japonya'da fabrikasını sigortadan para almak için kasıtlı olarak yakıyor. Firmanın ekonomik trendine, sigorta yaptırdığı yıla, değişime bakılıyor. Ancak Türkiye'de bunu denetleyen yok, kasıtlı olup olmadığını kontrol edecek bir mekanizma yok. 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU