PKK lideri Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı çağrının ardından PKK, 5-7 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirdiği 12'nci kongresinde fesih ve silah bırakma kararı almıştı. Bu karar kapsamında, bir grup örgüt mensubu 11 Temmuz'da Kandil Dağı yakınlarında silahlarını ateşe atarak imha etmişti. Sürecin ikinci aşaması olarak örgütün tüm silahlı unsurlarını Türkiye dışına çekme kararı alması bekleniyordu. Beklenen açıklama bugün sabah saatlerinde Irak'ın kuzeyinde örgütün ana üs bölgesi olarak kullandığı Kandil Dağı eteklerinde KCK Yürütme Konseyi Üyesi Sabri Ok tarafından basın toplantısıyla yapıldı. Ok, PKK'nın tüm silahlı unsurlarının Türkiye sınırları dışına çekilmesi kararı aldığını duyurdu. Açıklamaya, Türkiye’den ayrılarak Kuzey Irak'a geçtiği belirtilen 25 örgüt mensubu da katıldı.
Açıklamayı okuyan KCK Yürütme Konseyi Üyesi Sabri Ok, Orta Doğu’da yaşanan çatışma ve savaşların Türkiye’nin ve Kürtlerin geleceğini ciddi biçimde tehdit eder hale gelmesi üzerine geçen yıl Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Abdullah Öcalan’ın açıklamalarıyla başlayan yeni sürece vurgu yaptı. Bu süreç içerisinde PKK’nın kendini feshettiğini hatırlatan Ok, şöyle konuştu:
Geçen 8 aylık süre içinde Kürt tarafı olarak biz, Barış ve Demokratik Toplum çağrısı temelinde tarihi öneme sahip büyük adımlar attık. Sakin ve rahat bir tartışma ortamı yaratabilmek için, çağrıdan hemen sonra 1 Mart günü ateşkes ilan ettik. Önder Abdullah Öcalan’ın uygun yöntemlerle gerçekleştirdiği yönlendirme temelinde 5-7 Mayıs tarihleri arasında PKK 12. Kongresini toplayarak PKK’nın örgütsel varlığını ve silahlı mücadele stratejisini sona erdirme kararlarını aldık ve bunların ancak Önder Abdullah Öcalan’ın doğrudan yürütmesi ile pratikleşebileceğini de bu kararlara ekledik. İki ay sonra 11 Temmuz günü ise, Önder Abdullah Öcalan’ın görüntülü çağrısı temelinde KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Bese Hozat yönetimindeki 30 kişilik Barış ve Demokratik Toplum Grubu, düzenlenen bir törenle silahlarını yakarak silahlı mücadeleyi sona erdirme kararını uygulamadaki net ve kararlı tutumumuzu ortaya koydu.
"Demokratik siyasete katılabilmek için gerekli özgürlük ve demokratik entegrasyon yasaları gecikmeden çıkarılmalıdır"
Süreç kapsamında bugün yeni bir adım attıklarını, Türkiye sınırları dışına çekilme kararını uygulamaya başladıklarını anlatan Ok, şunları vurguladı:
Yaşanan yetersiz yaklaşımlara rağmen Önder Abdullah Öcalan ve Kürdistan Özgürlük Hareketi, Türkiye ve Kürtler üzerine gittikçe ağırlaşan tehlikeleri bertaraf edebilmek için gelecek yüzyılların özgür, demokratik ve kardeşçe yaşamının temellerini atabilmek için, Barış ve Demokratik Toplum sürecini ikinci bir aşamaya taşıyabilmek amacıyla ön açıcı yeni pratik adımlar atmaya çalışmaktadır. Bu doğrultuda, 12. Kongre kararları temelinde planladığı Türkiye sınırları içinde çatışma riski oluşturan ve olası provokasyonlara açık olan Türkiye’deki tüm güçlerimizi Medya Savunma Alanlarına geri çekme işlemini Önder Abdullah Öcalan’ın da onayı temelinde gerçekleştirmekteyiz. Medya Savunma Alanlarına ulaşan gruplardan bir kısmı şu an burada bulunmakta ve bu açıklamaya bizzat katılmaktadır. Ayrıca sınır alanlarında da çatışma riski oluşturan olası provokasyonlara açık olan mevzilerde de benzer düzeltici tedbirler alınmaktadır.
Kuşkusuz attığımız bu adımların etki düzeyini pratik gösterecektir. Ancak attığımız bu pratik adımlar da PKK’nin 12. Kongre Kararlarını uygulamadaki kararlılığı ve net tutumumuzu bir kez daha ortaya koymaktadır. Çok açık ki biz 12. Kongre Kararlarına bağlıyız ve uygulamakta kararlıyız. Ama bunların pratikleşmesi için de yine PKK 12. Kongresinin aldığı kararlar doğrultusunda sürecin gerektirdiği hukuki ve siyasi yaklaşımlar gecikmeden gösterilmelidir. Bu çerçevede PKK’ye özgü Geçiş Hukuku esas alınmalı, demokratik siyasete katılabilmek için gerekli özgürlük ve demokratik entegrasyon yasaları gecikmeden çıkarılmalıdır.
Son olarak çağrımız, başta kadınlar ve gençler olmak üzere tüm halkımızadır. Süreç birilerinden bir şeyler bekleme değil, özgür ve demokratik yaşamı örgütlü mücadeleyle yaratma ve kazanma sürecidir. O halde kendini bu yaşamın içinde gören herkesin ‘Barış ve Demokratik Toplum Sürecinin’ başarısı için seferberlik düzeyinde mücadele etmesi gerekir. Barış ve Demokratik Toplum Manifestosu mutlaka zafere ulaşacaktır.
Independent Türkçe