Mahkeme kararıyla CHP İstanbul İl Başkanlığı görevine getirilen Gürsel Tekin, Özgür Çelik'in kendisini karşılaması konusunda anlaştıklarını ancak daha sonra bu karardan vazgeçildiğini öne sürdü. Özel; kayyum olmadıklarını belirterek "Biz çağrı heyetiyiz" diye konuştu.
Gürsel Tekin'in Taksim Meydanı programında gazeteci Gürkan Hacır'ın sorularına verdiği yanıtlar özetle şöyle:
Sevgili il başkanımız Özgür Çelik şöyle bir açıklama yapacaktı: "Yarın bizim partimizin kuruluş yıldönümü. Çarşamba günü Gürsel abimizi kapıda karşılayacağız" diyecekti. Burada mutabık kaldık. Olmadı. Oraya girmek istemiyorum. 7 gün canhıraş mücadele ettik. Çünkü biz bir ailenin neferleriyiz. Kol kola vereceğiz sıkıntı varsa elbirliğiyle çözeceğiz.
Dikkat edersiniz biz orada tekrar minibüse bindik. Barikat sonradan oluştu. İçişleri Bakanı’nı 3 kez aradım. Sayın Bakan da haklı olarak bazı çağrıların olduğunu söyledi. Ben kendi babamın evine polisle girmek ister miydim? Damarlarımı kesseniz CHP’lilik akar. Takdir beklerken 3. günden sonra olağanüstü duruma döndü. İftiralar, yalanlar, aklınıza gelebilecek ne varsa söylendi. Söylediklerinizin biri doğruysa özür dileyeceğim.
Davanın tarafları CHP'li yöneticiler. Tartışmalar 1,5 yıldır vardı özellikle son 8 ayda parti yöneticileri buna müdahale etmedi. Günün sonunda iptal için başvuran kişiler tarafsız isim listesi bildirdi. Biz bunu kabul etmesek kayyum gelirdi. Biz kayyum değiliz çağrı heyetiyiz.
Tekin, CHP'li Ensar Aytekin'le yaşadıkları gerilimi de şöyle anlattı:
Biz müzakere ederken gizli kayıt almış. Arkadaşlarımız planlı gelmişler. Üç tane kıymetli arkadaşımız gelmiş. Biz müzakere edeceğiz diye gelmişiz. Ama biri hayatı boyunca bana hiç saygısızlık yapmamış bir arkadaşım elini masaya vuruyor. Öbür hanımefendi çekiyor. Ben orada öfkeleneceğim, kötü bir laf etmemi beklemişler. Bunlar klasik, pis tuzaklar.
"Ben CHP'ye polis istemedim"
CHP’ye polis isteyen ben değilim. Su atan kardeşlerimizi il binasına davet edeceğim. Kimse benim CHP’liliğimi sorgulayamaz. Yüzde 90'ının CHP'li olmadığını biliyorum. Sayın Sözen döneminde minik bir İSKİ olayı oldu. Sayın Sözen suç duyurusunda bulundu ama bizim mahalledekiler infaz etti. Bizim mahallede 'gazeteciyim" diyenler Sözen'i infaz ettiler. Yine bir bakanımızın babasının cenazesinde çelenk bakanlıktan ödendiği için istifa etmek zorunda kaldı. Cumhuriyet Halk Partisi'ne bakın eskiden dedikoduya bile tahammül edemezler.
"İtirafçıları partiden atsınlar"
Sayın Genel Başkanı çok severim. Uzun süre mesaimiz oldu. Sayın Genel Başkan televizyona çıktı 'onu attım' dedi. CHP'yi benim kalbimden kimse atamaz. Nevrim döndü. Siz atamazsınız beni. Ben beklerdim ki sayın Genel Başkanımızdan, şu anda 305 arkadaşımız tutuklu. İçinde il başkanlarımız var, parti meclis üyelerimiz var, bir sürü parti yöneticileri var. Tutuklu olmalarının sebebi 73 tane itirafçı var. Sonra bir döndüm, bunların 24'ü CHP üyesi. Şimdi el insaf edin. Arkadaşlarımızın tutukluluğuna sebep olmuş bu itirafçılarla ilgili bir dava yok. CHP beni değil itirafçıları atsın.
Dava açan kim CHP'liler, delileri veren CHP'liler, ses kayıtlarını veren CHP'liler. Sizin arkadaşınız itirafçılar. Benim hiç bunlarla bir temasım yok. Siz bunlarla niye arkadaşlık yaptınız. Tuhaf bir dönem yaşıyoruz. Onlarca yüzlerce arkadaşımız tutuklu bununla uğraşmak gerekirken beni infaz ediyorlar. Beni infaz etmeleri gerekiyorsa beni infaz edin kendimi kurban ederim. Beni infaz etmek CHP'yi kurtarmaz. Belediye başkanı arkadaşım beni aramaya korkuyor.
İstanbul'a arkadaşlarımız harıl harıl geldi. 81 kişi. Ne diye ihraç ediyorsunuz? Tamam bir kısmını sosyal medya da bulmuşsunuz. Benimle fotoğraf çekti diye insanları disipline veriyorsunuz tedbirli. Bu hiç hoş değil. Mesela ben bu disiplin kurulu başkanı arkadaşımızla ilgili çok büyük iddialar var. O arkadaşımız, 1999'da göz yaşı dökmüş partide ilçe başkanlığı yapmış arkadaşlarımıza bunu göndereceğine onun ismini zikreden o itirafçılara, bir dilekçe yazacak 'bunlar itirafçıdır' diye onları mahkemeye verecek.
"Haddinizi bileceksiniz"
Ey CHP Genel Merkez yöneticileri, milletvekili avukatlar, bana karşı konuşuyorsunuz ama karşıma gelince esas duruşta duruyorsunuz. Öyle ekranlara çıkıp konuşmak yok. Bir tuhaflaşmışsınız, haddinizi bileceksiniz. Kiminle muhatap olduğunuzu bileceksiniz. Size de çağrı yapıyorum. Gelin tüzüğümüze alalım, mahkeme dosyasını alalım. Ben hukukçu değilim kararı siz verin altına imza atayım. Daha ne istiyorsunuz. Cumhuriyet Halk Partisi vesayet kabul etmez. Aklınızı başınıza toplayın. Gelin bir an önce. Ben ve arkadaşlarım da bu meseleyi derleyip toparlayıp partiyi emanet etmek istiyoruz.
Gürsel Tekin'den iddilar:
— Independent Turkish (@TurkishIndy) September 20, 2025
Parti yönetimiyle müzakere yapmış, Özgür Çelik'in beni karşılaması konusunda anlaşmıştık
CHP’ye polis isteyen ben değilim
CHP beni değil itirafçıları partiden atsınhttps://t.co/RBlICE7KSF pic.twitter.com/tf3xHMM6vb
TGRT TV, Independent Türkçe