Türkiye Perakendeciler Federasyonu, "süpermarketlerde çalıştırılacak personel bulamamanın yarattığı darboğazdan çıkış için, marketlerin pazar günü kapatılması" çağrısında bulundu.
Gerekçe ne enerji tasarrufu, ne rekabet sözün özü Türkiye'nin işle ilgili bir derdi var. Zir aynı dönemde 15-24 yaş arasında genç işsizlik yüzde 16,2 erkeklerde yüzde 11,3 kadınlarda yüzde 21,7 düzeyinde.
"Aile Yılı"na pazar günü hediyesi
TPF Başkanı Ömer Düzgün, "Pazar günleri marketlerin kapalı olması aile yapısını güçlendirecek, sektörde sürdürülebilir istihdamı destekleyecek ve küçük esnafı kalkındıracak" dedi.
Düzgün, "Birbirinden uzaklaşmış hayatlar aile bağlarını zayıflatıyor, sosyal yorgunluk yaratıyor. Bu durum sürdürülebilir istihdamı da olumsuz etkiliyor" diyerek durumun vahametini ortaya koyuyor.
MÜSİAD'da çok iş var
MÜSİAD da "Aile Yılı" kapsamında "Aile Dostu İş Yeri Projesi" ile "300 bin çalışana evlilik ve çocuk desteği sağlayacağını" duyurdu.
MÜSİAD üyesi işverenler, evlenecek çalışanlarına 3 net asgari ücret, çocuk sahibi olanlara 2 net asgari ücret tutarında maddi destek sağlayacak. Destekler, gelir vergisi ve SGK priminden muaf tutulacak.
MÜSİAD Başkanı Burhan Özdemir, "Aileye yapılan yatırım geleceğe yapılan en büyük yatırımdır" diyerek "1025 firmanın programa destek verdiğini" ifade etti.
BM 2026 Uluslararası "Çoban Yılı"nda gençler çoban olmak istemiyor
STK'lar ardı ardına işsizlik problemlerin çözmeye dönük projeler açıklarken, Fao, dünyanın en geniş meralarına sahip Moğolistan'ın öncülüğünde, "çoban ve meraların önemine dikkat çekmek" amacıyla "2026 yılını mera ve çoban yılı" ilan etti. Meralara milyonlarca çoban lazım talibi yok.
Afganlar olmasa kuzular kurda emanet
Türkiye'de 47 bin sertifikalı çoban "sürü yöneticisi" var. Eğitimler 2013'den beri "Aktif İş gücü Piyasası Programları" kapsamında düzenleniyor. İşletmelere 81 bin TL çoban desteği var. Hayvancılık Genel Müdürlüğü binlerce işletmeye çoban desteği ödemesi yapıyor. Tüm bu destek, eğitimlere rağmen Türk çoban sayısı çok nadir, göndermeye can attığımız Afganlar olmasa kuzular kurda yem olur.
Çoban yıldızı Afganların
Çobanlar, tarımın pastoral yüzü gibi görünmekle beraber tarımın en zorlu alanı. Sosyal hayattan izole çalışma koşulları aile kurmaya namüsait. İspanya'da pek havalı çoban okulu var. Kepenek giyip poz vermesi hoş olsa da gerçekte kimse çobana âşık olmuyor. Mülteciler pis işlerde bizim gençler çarşıda pazarda, sosyal medya kütüphanelerinde. Yakında yönetilecekler farkında değiller.
Her gençten biri işsiz ama süpermarketlerde çalışacak kimse yok
Türkiye'de nüfusun yüzde 10'u üniversite öğrencisiyken AB'de bu oran yüzde 2'lerde. İşsizlik oranı eğitim seviyesi düştükçe azalıyor, bilgisi soğuk duş etkisi yaratmaktan öte Türkiye'nin eğitimli işsiz ordularının gerçeği. İrili ufaklı Anadolu üniversitelerinden kepini savuran milyonlarca ana kuzusu kasiyerliği, çobanlığı kendilerine layık görmüyor, ODTÜ'LÜ abilerinin koltuklarına göz dikiyor.
Gençler "NEET" işsiz, nerede oldukları belli değil
TÜİK'e göre, Türkiye'de 15-24 yaş arasındaki üniversite mezunlarının yüzde 24,9'u işsiz, dünya ortalaması yüzde 13,6'larda. Eurostat'a göre Almanya'da genç işsizliği yüzde 5. ILO'ya göre tüm dünyada 15-24 yaş arasındaki gençlerin yüzde 20,4'ü "NEET" yanı ne işte ne okulda, evde bilgisayar başında kafede, sokakta, orada burada direk tüketici. TÜİK'e göre Türkiye'deki NEET gençlerin oranı yüzde 22,9 OECD ülkeleri arasında lider. ABD'de genç işsizlik yüzde 8,7 NEET oranı yüzde 11 çalışmayana ekmek yok. Küresel NEET oranı kadınlarda erkeklerin iki katı. Sahra Altı Afrika'da genç işsizliği yüzde 22 ancak nedeni iş beğenmemek değil yatırım eksikliği.
Gençler hem yoksul hem işsiz, hem isteksiz
İstanbul Ticaret Odası araştırmasına göre gençlerin yüzde 18,6'sı İstanbul'un tam göbeğinde "hayatın dışında." 16 yaşındaki bir Alman torna başındayken Türk mevkidaşları "senin işin sadece ders çalışmak" diyen annelerin dizinin dibinde. ABD'de 10 yaşında gazete dağıtıp hayata hazırlanan çocuklar, Starbucks'ta Harvard'a hazırlanan gençler, bizde babasının maaş bordrosuna, araba anahtarına talip havalı ergenler.
Cam fanusta beslenen çocuklar çalışma hayatının dışında kalıyor
Türkiye'de gençler "üç kuruş için çalışma ben sana veririm" öğüdüyle büyütülüyor. Türkiye'nin gençleri bir nevi cam fanusta yetişen akvaryum balıklarına benziyor. Kepi atınca okyanusa dalıyor, çoğu ilk dalgada boğuluyor. Özel sektörde kan, ter ve gözyaşı gereken işler hep boş kalıyor.
Uzmanlara göre, helikopter ebeveynlerin çocuklarının hayat bağışıklıkları düşük, "cam fanus kaldırıldığında gençler çıplak kalıyor, zorluklar karşısında vazgeçiyorlar."
ITO'nun yaptığı araştırmaya katılan gençlerin "ailede biraz daha sorumluluk almaya yönlendirilseydim iş hayatına daha kolay adapte olurdum" türünden görüşleri ailelerin gençlerin çalışma hayatına etkilerini gözler önüne seriyor.
Yatırımlar kırsala kaydıkça işsizlik azalıyor
McKinsey Ekonomik Hareketlilik Enstitüsü Analizine göre, ABD'deki yatırımların yüzde 63'ü kırsala yakın yerlere yapıldıkça öğrencilerin mesleki gelişimleri yükseliyor, verim artıyor, memnuniyet yükseliyor, işsizlik azalıyor. ABD son yıllarda yatırımları kırsala taşıyor. Yatırım kırsalı seçtikçe, hem genç işsizliği düşüyor hem de üretimin sigortası güçleniyor. Kırsal kalkınma artık sadece tarlayı değil, gençlerin geleceğini de besliyor.
Türkiye destek cenneti ama gençler hâlâ işsiz
TKDK'nin projeleri, Tarım Orman Bakanlığı'nın gençlere yönelik çalışmaları, kooperatiflere verilen destekler, Kalkınma Ajanslarının dağıttıkları toplayınca Türkiye destek cenneti ancak gençler hâlâ işsiz.
Yuvayı yapan dişi kuşlara, bekâr annelere de destek verilsin
Aile Bakanı Mahinur Özdemir'in, "Aile dostu ekosistem Türkiye'nin teminatıdır" açıklamasına istinaden "yuvayı yapan dişi kuşlar, bekâr anneler için de keşke bir destek olsa." Polonya boşanmış veya bekâr annelere pek çok yardımda bulunuyor. Boşanmaların bu kadar arttığı, kadınların erkeklerden iki kat daha işsiz olduğu bir dönemde, çocukların maddi manevi yükünü taşımakla sorumlu annelere yapılacak destekleri de unutmamak lazım.
Meryem Uzerli'nin "tükenmişlik sendromu"ndan sonra sırada "sessiz çıtırdama" var
Bir tarafta derin işsizlik, derin yoksulluk diğer taraftan "arpası fazla gelmiş" dedirtecek cinsten işle ilgili memnuniyetsizlik. Bir dönem Meryem Uzerli'nin "tükenmişlik sendromu" tartışılıyordu. Şimdi sahnede "Quiet Cracking", yani "sessiz çıtırdama" kavramı var. Ne işten tamamen ayrılıyorlar ne de üretken kalıyorlar. Marangozdan tornacıya, plazadan atölyeye kadar mutsuzluk sessizce yayılıyor. Düşük moral verimi azaltıyor, inovasyonu öldürüyor, ülke kaynaklarını eritiyor, milyarlarca dolarlık kayıplara yol açıyor.
Japonya'da çalışmayan gençlere "Parasite Single" mobingi
Biz ana kuzularına iş beğendiremezken, Japonya'da çalışmayan gençler "parazit genç" damgası yiyor, aile evinden dışlanıyor.
Liseden işe
Almanya "Dual System" denen çıraklık sistemiyle lisede öğrencileri hem okula hem işe yolluyor yüzde 90'ı mezun olunca iş sahibi. Kore'de üniversite öğrencilerini yüzde 70'i yarı zamanlı çalışıyor, amacı hayat disiplini. Hollanda'da Kraliyet mensupları bile kütüphanede, kafede çalışıyor, genç işsizlik yüzde 7'nin altında. Bizde gençlik gezme tozma zamanı.
Gençlere iş yok, gençlik depremi yaşanıyor
Afrika'da yeterli sayıda, insana yaraşır iş olmamasından kaynaklanan "gençlik depremi" nedeniyle sosyal adaletsizlik artıyor. Dünyanın dört bir tarafında çocuklar küçük yaştan itibaren "işin ne kadar değerli olduğuna" inandırılarak büyütülüyor. Biz "işi bileceksin işe gitmeyeceksin" türünden atasözleriyle gençleri iş disiplini ve iş kıymetinden uzaklaştırılıyoruz. Koç Grubu vaktiyle "Meslek Lisesi Memleket Meselesi" deyip mevzuya el atmış, meslek liseleri açmıştı.
"Üç kuruşa kimsenin ağız kokusunu çekme"
Velhasıl, bir tarafta çalıştıracak personel bulamadığı için pazar günü kapatılsın denilen süpermarketler, bir tarafta zor şartlarda çalışan gençler, diğer yanda STK'ların çözmeye talip olduğu işsizlik, işçi sorunları. İşin özü, eğitimde, ailede, kültürde yapılan yanlış tercihlerin gençleri hayatın dışına itmesinde. Dünyanın birçok ülkesinde gençler liseden itibaren kafede, kütüphanede, laboratuvarda çalışarak kendi finansal sorumluluklarını alırken, biz hâlâ "üç kuruşa değmez, bi tanıdık bulur bi yere sokarız" diyerek gençleri gerçek hayatın en önemli eğitiminden mahrum bırakıyor, sonra da suçu çocuklara yüklüyoruz.
*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish