CHP Genel Başkanı Özel: Trump'a karşı bir dik duruş bekliyorum

“İktidar partisinin İsrail'e kısık sesle küçük harflerle konuşması Trump'a karşı ise suspus olması çok çok üzücü, çok rahatsız edici, çok endişe verici, çok şüphe çekici bir iştir”

CHP'nin, Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'na özgürlük ve erken seçim talebiyle başlattığı "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitinglerinin onuncu adresi Bayburt oldu. CHP Lideri Özgür Özel, Genç Osman Stadı önünde düzenlenen mitingde şöyle konuşt

“Miting yapacağız dedik. "Gitme Bayburt'a. Oraya Gezi gelmedi." dediler. Bayburt AK Parti'nin kalesi" dediler. Dedim ki bu ezberler bitti. Bu eski siyaset bitti. Bugün artık öyle siyasi partilerin kalesi, kale siyaseti bitmiştir. Artık Bayburt ne AK Parti'nin ne Tayyip Bey'in ne başkasının değil Bayburt bir bütün olarak bu milletin kalesidir. Bu milletin kalesidir” diyen Özel özetle şunları söyledi:  

Bayburt'ta gezerken 3 kardeşim 30-35 yaşlarında dediler ki Genel Başkan ya bu Bayburt'a öyle birini belediye başkanı gösterin ki hepimiz oy vereceğiz. Dedim ki nasıl olacak bu iş? Diyorlar ki CHP burada güçsüz. Dediler ki biz bıktık artık dön dolaş aynı isimlerden. Birinin aday yapmadığını öbür partinin aday etmesinden. Oyları alınıp hizmetin aksamasından. Bin türlü şikayetimiz var. Hem çiftçilik yaparız, hem dolmuşçuluk. Hem çiftçilik yaparız, hem işçilik yaparız yine de geçinemeyiz.

"Nasıl biri olsun?" biliyor musun dedi biri. Dedim nasıl biri olsun? Ferdi Zeyrek gibi biri olsun dedi. Büyük bir yastan sonra dün babamın evinden, anamın kucağından canım Manisam'dan ilk kalktım Bayburt'a geldim.

Sezer'e ve Gül'e teşekkür

Buradan sizin şahsınızda tüm siyasi partilere önceki Cumhurbaşkanlarımız Ahmet Necdet Sezer'e, Abdullah Gül'e ve Ferdi için dua eden, üzülen, gözyaşı döken her birinize herkese Türkiye'de yürekten teşekkür ediyorum. Bayburt'un şahsında hepsinden Allah razı olsun.

“Genç çiftçilerin 4'ünden 3'ünün gözü yolda”

Bayburt'un oyunu alanlar iş hizmet etmeye gelince Bayburt'u çantada keklik gördükleri için Bayburt'u unutuyorlar. Seçim günü yüzünü dönenler, seçimden sonra sırtını dönüyorlar Bayburt'a. Baktım sanayi yüzde 2 hizmet sektörü yüzde 23 tarım yüzde 75. Buna rağmen tarımın alanı 5 biri azalmış. yüzde 20 kaybetmiş. Bayburt'ta çiftçinin ortalama yaşı 58'e çıkmış.

Genç çiftçilerin 4'ünden 3'ü seneye gözü yolda. Yani Bayburt'ta doğru yatırımlar yapılmayınca gencin karşısında ya tarlaya ya gurbet kalıyor. Bayburt'u tarlaya ya da gurbete zorlayan bu sisteme inat Bayburt'a yatırım getirmeye fabrikalar kurmaya gençlerimizi bu güzel şehirde tutmaya söz veriyoruz hep beraber.

Bayburt'un oyunu alanlar iş hizmet etmeye gelince Bayburt'u çantada keklik gördükleri için Bayburt'u unutuyorlar. Seçim günü yüzünü dönenler seçimden sonra sırtını dönüyorlar Bayburt'a. Baktım sanayi yüzde 2. Hizmet sektörü yüzde 23 Tarım yüzde 75. Buna rağmen tarımın alanı 5 biri azalmış. Yüzde 20 kaybetmiş.

" Bu sesleri birilerinin duyması lazım"

Bayburt'ta çiftçinin ortalama yaşı 58'e çıkmış. Genç çiftçilerin dördünden üçü seneye gözü yolda. Yani Bayburt'ta doğru yatırımlar yapılmayınca gencin karşısında ya tarla ya gurbet kalıyor. Bayburt'u tarlaya ya da gurbete zorlayan bu sisteme inat Bayburt'a yatırım getirmeye fabrikalar kurmaya gençlerimizi bu güzel şehirde tutmaya söz veriyoruz hep beraber. Bir de verilip de tutulmayan sözler var. Bütün Türkiye donda yandı. Bayburt'ta kışın yoğun kar ve kalkmayan kardan sonra tohumlar çürüdü. Zararın telafisi lazım, destek lazım, kredi borçlarının kapatılması lazım. Bu sesleri birilerinin duyması lazım.

Bu hafta mecliste Bayburt'un bütün sorunları meclis gündeminde olacak. Bayburtlu çiftçi Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde sesini duyuracak. Sadece Bayburt'un değil, ülkenin tamamı büyük sıkıntılar içinde. Söz karar millette olması gerekirken 23 yıldır AK Parti seçimleri kazanmış, biz de ona saygı duymuş, muhalefet görevi yapmışken 31 Mart'ta ilk kez onlar ikinci parti oldular. Cumhuriyet Halk Partisi 47 yıl sonra 1. parti oldu. Bizim 47 yıl gösterdiğimiz anlayışı 47 yıl gösterdiğimiz sabrı 47 yıl gösterdiğimiz millete saygıyı 47 gün göstermediler.

" Meşruiyet krizi ile karşı karşıyayız"

Ve bugün 31 Mart yerel seçimlerinden beri 1. parti olan partimiz oy sıralamasında bütün anketlerde en yakın rakibinin 7 puan önündedir. Ama iktidar buna saygı duymak yerine saldırmaktadır.

Şimdi arkasında milletin desteği olmayanlar sandıktan kaçarak Türkiye'yi vesayetle baskıyla yönetmeye çalıştıkları için ekonomiye de çok zarar veren bir meşruiyet krizi ile karşı karşıyayız. Bu krizi aşamayınca milletin kararıyla inatlaşan iktidar yasama yürütme ve yargıyı şahsileştirmiş, egemenliği altına almış, talimata bağlamış ve Türkiye'ye büyük bir kurumsal çöküş yaşatmaktadır. Sadece bir kişinin bir grubun bir partinin bir grup yöneticisinin onay verdiği ama milletin asla hoş görmediği bir sürecin içindeyiz.

Çünkü onlar kendilerini geleceklerini düşünürken Bayburtlu'yu, milleti düşünmüyorlar ve bedeli maalesef suçu olmayanlar ödüyor. Asgari ücretli 22.000 liraya geçinmeye zorlanıyor. Bugüne kadar asgari ücret zam aldığı andan itibaren 3.300 lira eridi bile TÜİK rakamlarına göre.

“Emekliler AK Parti'nin yaptığını görmek lazım”

AK Parti geldiği gün asgari ücret 7 çeyrek altın alıyordu. Bugün asgari ücret 3 çeyrek altın alabilir duruma geldi. Herkes hesabını yapsın. AK Parti'den önce 7 çeyrek AK Parti gelince 3 çeyrek. Diğer taraftan emekliler en düşük emekli maaşı malum. Biz en düşük emekli maaşının asgari ücret olmasını savunuyoruz. Ama 14.500 lira veriyorlar. AK Parti gelmeden önce en düşük emekli maaşı 8 asgari ücret, şimdi pardon en düşük emekli maaşı 8 çeyrek altın şimdi 2 çeyrek altın alıyor. Emekliler AK Parti'nin yaptığını görmek lazım.

Nasıl her zamda cebinizden biraz biraz alarak nasıl sizi bugünkü hesapla o beğenmedikleri Ecevit'in Bahçeli'nin birlikte koalisyon yaptıkları dönemde o çok eleştirdikleri Bülent Ecevit'in 8 çeyrek altın verdiği bugünkü parayla en düşük emekli maaşı 45-50.000 lira arasında oluyor. Oralardan 14.000 liralara getirdiler. Bunu emekli hak ediyor mu? Bu durumu asgari ücretli hak ediyor mu? O zaman o zaman seçimden önce asgari ücrete 4 kere yılda zam yapacağım deyip bir kuruş zam yapmayanlara emekliyi artık açlığa, sefalete mahkum edenlere karşı Temmuz ayında ya o ara zammı asgari ücretli için emekli için de seyyanen zammı alacağız ya da bu büyük mücadeleyi meydan meydan taşıyacağız.

"Ara zammı söke söke alırız"

Bursa'da o toplanmazlar gelmezler deyip de gelip ta Recep Tayyip Erdoğan bulvarına kadar doldurduğunuz bu meydandan duyması gereken herkes duysun. Ara zam hakkımız söke söke alırız. Bayburt bugün bir tarih yazıyor. Bayburt'ta emekliler ve emekçiler omuz omuza ara zammı almanın söke söke almanın bir şekilde almanın mücadelesini veriyorlar.

350.000 tanesi 350.000'i 6 aydır bekliyor. 250.000'i de 3 aydır bekliyor. Sendikaları Türk İş ve Hak İş 27 Şubat'ta tekliflerini sundu. Bugüne kadar sustular. 2 haftadır hep birlikte dile getiriyoruz. Dediler ki gerçek enflasyona göre değil hedef enflasyona göre zam vereceğiz. Değerli Bayburtlular enflasyon gerçekte biliyorsunuz geçen sene %100'dü. Bu sene de %80 hesaplıyor ENAG. Geçen sene 100 lira olan mal bu sene 180 liraysa enflasyon %80'dir. Ama TÜİK ne demek TÜİK? T Ü İ K Tayyip Bey'i üzmeyen İstatistik Kurumu. Kimi üzüyor? Emekliyi üzüyor. Asgari ücretliyi üzüyor. Şimdi de kamu işçisini üzecek. Ne yaptılar geçen sene hatırlayalım. Gerçek enflasyon %80. TÜİK 45 dedi. 45'i bile vermediler. %30 verip %15 herkesin cebinden çaldılar. Şimdi de kamu işçisine enflasyon TÜİK'e göre 35'ken ilk 6 ay 16 2. 6 ay 8 vereceğiz diyorlar. Sendikada demiş ki bu yaz hareketli geçecek.

Kamu işçisinin arkasındayız

Vallahi zaman zaman sendikaları eleştirdiğimiz oldu. Ama işçi sendikaları “Çıkıp direneceğiz, meydanlardayız mücadele edeceğiz” diyorsa arkanızdayız, arkanızdayız, arkanızdayız. Bayburt'tan bir söz alalım. Bir söz alalım. Kamu işçisi için emekli için emekçi için kim yollara düşerse kim meydanlara koşarsa, kim eyleme çıkarsa sonuna kadar arkasında durmaya var mıyız? Var mıyız? İşte bu sesi Bayburt'tan duyun. Kocaeli Gebze'den değil. Bursa'dan değil. Bayburt'tan sesleniyoruz işçi sınıfına. Kaya gibi arkandayız. Kaya gibi arkandayız. Tabii mağdurlar sadece emekli, asgari ücretli kamu işçisi değil.

Büyük bir kurumsal çöküşün içindeyiz. Geniş tabanlı işsizlik. Bu gençlerde yüzde 38 kadınlarda yüzde 40 son 10 yılın en yüksek rakamı var. Hepiniz biliyorsunuz. Geçen sene 3.2 milyonda 4.7 milyona çıktı ev gençleri. Ne demek ev genci? Ne okulda, ne işte. Ne eğitimde ne istihdamda. Maalesef sobanın dibinde anasının dizinin dibinde. Ev genci 4.7 milyon. Bu gençler bunu hak etmiyorlar. Bu gençler bu haksızlığı hak etmiyorlar. O yüzden işsizlik sorununu çözmek diğer tüm sorunlar kadar kritiktir, önemlidir. 1,5 milyon atanamayan, atanmayan öğretmenimiz var. Staj ve çıraklık mağdurları var.

“Tüm mağdurları da büyük bir dayanışma duygusuyla biz sahipleniyoruz”

Ve özellikle KHK mağdurları var. Adam "17-25 Aralık'tan önce etle tırnaktık. Hep beraberdik. Bankasını ben açtım. Dershanesine ben gittim. Ne istedilerse verdim. Hiç geri çevirmedim" diyor. Gariban memurun çocuğu burslu olarak dershaneye gitmiş hayatını karartıyor. Ya da bir iftira geliyor. Mahkemeden dönüyor memuru iade etmiyor. Yargılanıyor. Beraat ediyor ama birilerinin zihninde beraat edemiyor. KHK mağdurlarını da atanmayan öğretmeni de staj ve çıraklık mağdurlarını da Türkiye'nin dört bir tarafındaki tüm mağdurları da büyük bir dayanışma duygusuyla biz sahipleniyoruz. Halk Partisi sahipleniyor.

“Bir daha kimsenin böyle peşine takılmamak lazım”

Ülkesine vatanına, milletine ihanet edenden altındaki tankı üstüne sürenden F16 ile meclis bombalayandan asla bahsetmiyoruz. Onlar cezalarını sonuna kadar çeksinler. Ama sen bu bankaya kira yatır. Sen bu bursa al. Sen bu sıkıntı içinde şuraya gel deyip de mağdur edilen kardeşlerime söylüyorum.

Bir daha kimsenin böyle peşine takılmamak lazım. Bu ülkede peşine takılanacak iki tane bu topraklarda yolundan izinden gidilecek iki Mustafa var. Bir, peygamberimiz Muhammed Mustafa; bir de bu ülkenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk. Allah kimseyi ne peygamberimizin izinden ne Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün izinden ayırmasın. Onun dışındaki bütün yollar batıldır.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

“Trump'a karşı bir dik duruş bekliyorum”

Yağmur başladı. Doluya çevirdi. Dedim korktum. Bayburtlular buraya kadar geldi ama dağılır mı diye. Doluda bile dağılmayan Bayburt'a helal olsun, selam olsun. Dünyamızın çevresi yangın yeri. Rusya-Ukrayna Savaşı sürüyor. Suriye'deki istikrarsızlık sürüyor. Filistin'e, Filistin'de İsrail'in Gazze'deki, Filistin'deki katliamları sürüyor. Şimdi 50.000'den fazla, 50.000'den fazla Filistinli çoğu kadın ve çocuk katledilmişken buna karşı önce Amerika sessiz kaldı. Sonra da Trump geldi. İyi oldu dedi resmen. Bunları buralardan ötelere götürelim dedi. Burayı güzel bir sahil kenti yapayım. Kumarhane açayım dedi. Birileri Trump'a hiçbir şey demedi.

Bu iktidar partisinin İsrail'e kısık sesle küçük harflerle konuşması Trump'a karşı ise suspus olması çok çok üzücü, çok rahatsız edici, çok endişe verici, çok şüphe çekici bir iştir. Biz iki gündür İsrail'in İran'a yaptığı saldırıları kınıyoruz.

İran'ın misillemeleriyle işin büyümesinden nükleer sızıntıdan yanı başımızda yeni bir savaştan endişe ediyoruz. Bunun için başta Sayın Erdoğan'ı sadece İsrail'e laf söyleyerek değil Trump'a sen buna niye yüz veriyorsun? Niye şımartıyorsun? Niye tepemize bindiriyorsun? Niye Müslüman kanı döküyorsun diye Trump'a karşı bir dik duruş bekliyorum. Trump'a karşı. Biz yarın orada bir Filistin bayrağı sallanıyor. O abimi, o kardeşimizi gösterin.

“Yarın akşamüstü Üsküdar'da toplanıyoruz”

Biz yarın Saadet Partisi'nin davetiyle çok sayıda muhalefet partisi yarın akşamüstü Üsküdar'da toplanıyoruz. Filistin'e sahip çıkıyoruz. İsrail'e meydan okuyoruz. Filistin'le dayanışma gösteriyoruz. Ben bu konuda bütün Türkiye'nin birlikte olması gerektiğini, Filistin meselesinin Türkiye'nin ulusal meselesi, milli meselesi olduğunu hatırlatıyorum. Cumhuriyet Halk Partisi olarak da herkes şunu bilsin ki 3. genel başkanımız Başbakan Bülent Ecevit'le Yaser Arafat'ın ilişkisi neyse bizim Filistin'le olan ilişkimiz odur. Değerli değerli Bayburtlular, 19 Mart darbesinin üstünden tam 87 gün geçti. Cumhurbaşkanı adayımız 15,5 milyon oyla çumhurbaşkanı adayı gösterdiğimiz sevgili Ekrem İmamoğlu tam 87 gündür içeride tutuluyor. Bunun için 60 milyar dolar rezerv sattılar. Borsa çöktü. Yabancı yatırımcı kaçtı. Adalete güven dip seviyelerin de altına ulaştı.

“”ftiralara karşı direniyoruz”

Biz bu kabustan, biz bu kabustan Türkiye'yi çıkarmak için bu darbeye teslim olmamak için esas olanın milli irade olduğunu bir kez daha söylemek için o gündür, bu gündür. Önce Saraçhane'de 7 gün 7 gece. Sonra Maltepe'de 2,5 milyonla. Ardından Samsun'dan yola çıkarak ve tüm Türkiye'yi meydan meydan adım adım gezerek bu haksızlıklara, bu iftiralara karşı direniyoruz. Şunu söyleyelim. Bu iftiraların tamamı. Örneğin ilk gün, daha ilk gün İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden 560 milyar lira çalmışlar dediler. Bunun 6 yıl boyunca İstanbul'un bütçesinin 496 milyon olduğu. Bunun %60'ın, 70'inin sabit ödemelere gittiği...

"Erdoğan'ın siyasi savcısına kimse inanmıyor"

Bütün hizmetlerin buradan yapıldığı, Sayıştay denetiminde 1 kuruşun hesabının verilemediği ortaya çıktı. Bir daha konuşmuyorlar. Ama her gün bir yeni yalan. Doğrusu çıkınca bir daha susuyorlar. Her gün yeni bir iftira atıyorlar. Masum kadınları evlatlarıyla tehdit ediyorlar. İş adamlarının şirketine çöküp buraya bir imza at. Şirketinin başına geç diyorlar.

Eğer bu imzayı atarsan evine gidersin. Yoksa 20 yıl yersin diye insanları itirafçılık adı altında iftiraya zorluyorlar. Ama o günden bugüne ne bir kuruş yolsuzluk, ne bir kuruş rüşvet ne de hesabını veremeyeceğimiz bir tane soru soramadılar. Buradan yiğit Bayburtluların gözünün içine baka baka söylüyorum. Sayın Erdoğan bundan tam 3 ay önce demişti ki, 87 gün önce göreceksiniz bir ay sonra birbirlerinin yüzüne birbirlerinin gözüne ailelerinin yüzüne bakamayacaklar. Ben her siyasi görüşten Bayburtlu'nun olduğunu bildiğim bu meydanda Bayburtluların gözünün içine baka baka söylüyorum ki söylenenlerin tamamı iftiradır, iftiradır, iftiradır. Anketler, anketler. Tayyip Erdoğan'ın atadığı siyasi savcıya inananlar %25. Geri kalan insanlar inanmıyor.

"Mahkemeyi TRT'den yayınlayın”

 Şimdi, bilmiyor musunuz Bayburt'ta AK Parti güçlü. MHP güçlü. Siz de şahitsiniz. Bayburt'ta bu iftiralara inanan var mı? Yok. Var mı? Yok. Namuslu, şerefli insanlara kara çalmak, aileleriyle uğraşmak, çocuklarıyla tehdit etmek, yıllarca emek emek biriktirilmiş olan mal varlıklarına çökmek. Daha sonra da dediğim gibi iftira at al buradan çık demek hukuk değildir. Yapılan iş siyaset de değildir. Bunun için buradan Sayın Erdoğan'a bir kez daha büyük bir özgüvenle sesleniyorum ki sen savcına mı güveniyorsun? Ben arkadaşlarıma güveniyorum. Hadi o zaman iddianameyi hazırlayın. Kanıtları çıkarın, mahkemeyi TRT'den yayınlayın. Hodri Meydan, Hodri Meydan.

Biz Manisa'da, Ege'de, Aydın'da, Denizli'de, Muğla'da keşkek deriz. Siz herse diyorsunuz. Doğru mu? Diyor ki, Başkanım diyor herse kaynatıyorlar diyor. Herse diyor iyi niyetle güzel yaparsan iyi olur. Yanlış yaparsan katran olur diyor. Bu diyor 31 Mart'ta bu siz seçimi kazanıp da birileri hazmedemeyince geldiler diyor bir herse kazanı yaktılar diyor. Altına yalanı kattılar diyor. Altındaki ateş yalan. İçine iftira kattılar diyor. Başına cübbeli bir aşçı getirdiler diyor. Yalanı harlıyor, iftirayı karıştırıyor diyor. Hersenin dibi tuttu katran oldu. Bayburtlu bu yalanı yemez artık diyor. Doğru anlamış mıyım?

“Türkiye sahipsiz değil”

Şu kadarını söyleyeyim. Bu kadar yağmuru yediniz ayrılmadınız. Allah sizden razı olsun. Şurada gördüğünüz yiğit evladınız Ekrem İmamoğlu var ya? Ekrem Başkanı seviyor muyuz? O Cumhurbaşkanı olunca bu ülkede yoksulluğu bitirecek, gelir adaletini getirecek. Haksızlığı bitirecek, mahkeme adaletini getirecek. Eşitsizliği bitirecek, sosyal adaleti getirecek. İmamoğlu gelecek, köylü yeniden milletin efendisi olacak. İşsizin, emeklinin, emekçinin karnı doyacak. Tüm gençler hayallerini dışarıda değil Türkiye'de kuracak, Bayburt'ta kuracak ve bu toplum artık huzur bulacak.

Buradan Cumhurbaşkanı adayımıza bir yürekten alkış alalım. Ekrem Başkan'a bütün arkadaşlarımıza tüm yol arkadaşlarımız olarak Mansur Başkanımızla birlikte hep beraber sahip çıkıyoruz. Türkiye sahipsiz değil. Hep beraber hep beraber bu Türkiye'yi kurtaracağız. Size söz veriyorum.

 

Independent Türkçe, ANKA 

DAHA FAZLA HABER OKU