DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, aralarında İnsan ve Özgürlükler Partisi (PİA), Devrimci Demokrat Kültür Derneği (DDKD), Kürdistan Komünist Partisi (KKP), Azadi Hareketi, Kürdistan Demokrat Partisi-Türkiye (KDP), Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK) bulunduğu parti ve kuruluşların temsilcileriyle bir araya geldi, "Terörsüz Türkiye" sürecine ilişkin görüş alışverişinde bulundu.
Bakırhan, İnsan ve Özgürlükler Partisi ziyareti sırasında gazetecilere yaptığı açıklamada şunları söyledi:
DEM Parti olarak yürüyen mevcut süreçle ilgili aşağı yukarı hem parlamentoda grubu bulunan hem parlamento dışındaki birçok siyasi partiyle görüşmeler yaptık. Şimdi bizim Kürdi partilerle bir araya gelmek, bu süreci tartışmak, başta PİA olmak üzere, partilerimizin eleştirilerini, önerilerini, fikirlerini almak amacıyla bu ziyareti gerçekleştirdik. Sayın Öcalan'ın kendisi de bizim gittiğimiz görüşmede özellikle Kürdi partileri çok önemsediğini, düşüncelerini çok önemsediklerini, bu süreç hakkındaki eleştiri ve önerilerini dikkatle dinlememiz, not almamız ve bir sonraki ziyarette de bu görüşmelerin sonucunda kendisini bilgilendirmemizi istemişti. Biz zaten batıda iki partiyi ziyaretten sonra bu ziyaretlerimize başladık.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Sadece DEM Parti ile AK Parti arasında yürüyen bir süreç değil"
Görüşmelerde, partilerin fikirlerini aldıklarını aktaran Bakırhan, şöyle devam etti:
Bu süreç sadece DEM Parti ile AK Parti arasında yürüyen bir süreç değildir. Demokratik toplum 86 milyonu kapsayan, 86 milyona hitap eden, gerçekleşmesi halinde 86 milyon insanın demokratik bir zeminde eşit yurttaşlar olarak yaşayacakları, rahat nefes alabilecekleri, rahat örgütlenebilecekleri bir anlayışı işaret ettiği için bu mesele hepimizin meselesidir. Kaldı ki PİA da bölgede örgütlü bir parti olarak aslında bu meselenin bir tarafıdır. Yıllarca mağduriyetini de yaşamış, çok önemli, çok değerli, geçmişteki emek çabalarıyla birlikte Kürt meselesinin çözümüne büyük katkılar koymuş bir siyasi partimizdir. Aynı zamanda bizim bir ittifak gücümüzdür. Dolayısıyla bu kadar önemli bir süreç varken ittifak gücümüz olan PİA’nın düşünceleri bizim için esastır, önemdir. Bu amaçla geldik. Görüşeceğiz.
"Sürecin daha ileri gitmesinin çabası içerisindeyiz"
Bir gazetecinin "sürecin ne aşamada olduğu" sorusunu yanıtlayan Bakırkan, “Sürecin çok başındayız. Onun için süreç kötü gidiyor diyemem. Ama sürecin daha ileri gitmesinin çabası içerisindeyiz. Bunun mücadelesini yürütüyoruz. İnşallah önümüzdeki günlerde, yani gelişmeler doğrultusunda sizinle süreçle ilgili daha geniş bir çerçeve paylaşabiliriz” ifadelerini kullandı.
Abdullah Öcalan’ın bazı Kürt liderleriyle yapmak istediği görüşmeye ilişkin de değerlendirmede bulunan Bakırhan, şunları söyledi:
Sayın Öcalan kültür ulusal birliğini çok önemseyen bir siyasi liderdir. Siz de bilirsiniz 90'lardan bugüne kadar Kürt demokratik ulusal birliği için defalarca çağrılar yapmış, ulusal kongre çağrısı yapmış bir siyasi liderden bahsediyoruz. Türkiye'deki süreç aynı zamanda Irak'ı, Suriye'yi, hatta İran'ı da bölgeyi de etkileyebilecek bir süreç olması itibariyle Sayın Mesud Barzani, işte Talabani'ler ve oradaki diğer siyasi parti liderleri ve kanaat liderleriyle görüşmesi gayet doğaldır, normaldir. Bu konuda biz de çeşitli temaslarda bulunacağız. Umarım kısa süre içerisinde Kürt ulusal birliğini önemseyen Sayın Öcalan aynı zamanda Kürt liderlerle de bu yürüyen süreçle ilgili hem görüşür, görüş alışverişinde bulunur, önerilerini alır. Çok kıymetli ve çok değerlidir. Şahsen biz DEM Parti olarak bu görüşmenin bu sürece büyük katkı sunacağını düşünen bir yerde duruyoruz ve olması gerektiğini de tekrar söylüyoruz.
"İran bir an önce kendi meselelerini demokratik yollarla çözmeli"
İsrail’in İran’a yaptığı saldırıya ilişkin gazetecilerin sorusunu yanıtlayan Bakırhan, şöyle konuştu:
Tabii ki İsrail'in saldırgan politikalarının kesinlikle karşısındayız. Gazze'de Filistinlilerin yaşadığı zulüm karşısında da çok doğru bir yerde durduğumuzu zaten kamuoyu çok iyi bilir. Bu konuda nerede durduğumuz net olarak bilinir. İran'ın önünde iki yol bulunuyor. Yani mevcut şu anda bulunduğu zemin tüm müdahalelere aslında davetiye çıkaran bir zemindir. İran'ın da bir an önce kendi iç meselelerini demokratik bir zeminde, doğru bir mekanizmayla, doğru çabalarla sağlaması gerektiğini düşünüyorum. Aksi halde inkarcı, kendi ülkesindeki farklılıkları yok sayan bir anlayış işte bugün İsrail yarın başka hegemonik emperyalist ülkelere davetiye çıkarır. Bu davetiyeyi onların elinden almanın en iyi yolu demokratikleşmektir. İran'a da bir an önce kendi meselelerini demokratik yol, yöntemlerle, müzakereyle çözülmesini belirtmek istiyorum.
ANKA