Volkswagen'in büyük çıkmazı: İşten çıkarmalar kârı kurtarmadı

Canan Duman Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AFP

Volkswagen, 2023 sonunda başlattığı maliyet azaltma girişimi kapsamında operasyonel harcamalarını düşürmeyi planladı.

Ancak, işten çıkarmaların fabrika maliyetlerini aşağı çekmesine rağmen, şirketin genel finansal performansı beklentilerin gerisinde kaldı.

Avrupa'nın en büyük otomobil üreticisi, yılın ilk çeyreğinde net kârında yüzde 40,6'lık bir düşüş yaşadı ve 2,19 milyar avroya geriledi.

Ayrıca, gelir yeni modellere olan talep sayesinde yüzde 3 artışla 77,56 milyar avroya yükselse de, düzenleyici para cezaları, yeniden yapılandırma masrafları ve artan üretim maliyetleri Volkswagen'in kârlılığını ciddi şekilde sarstı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İşten çıkarmalar bir çözüm mü? Türkiye'den bakınca

Volkswagen'in durumu, Türkiye'deki otomotiv sektörü için de önemli dersler içeriyor.

Türkiye'de birçok büyük şirket ekonomik dalgalanmalar karşısında maliyetleri düşürmek adına işten çıkarmalara yöneldi, ancak bunun uzun vadede verimliliği artırmadığını ve hatta zarar verdiğini görüyoruz.

Kapsamlı iş gücü azaltmaları, kısa vadeli tasarruf sağlarken inovasyonu, üretim kalitesini ve müşteri memnuniyetini olumsuz etkiliyor.

Türkiye'de işgücü kaybının en büyük etkisi otomotiv yan sanayisinde görülüyor.

Yedek parça ve servis hizmetlerindeki maliyet artışı, sektörün büyümesini sekteye uğratıyor.

2020'de Türkiye'deki otomobil parkı 24,2 milyondu, bugün bu rakam 28,5 milyona ulaştı.

Bu büyüme, özellikle elektrikli ve hibrit araçların yaygınlaşmasıyla yedek parça sektörüne ek yük bindiriyor.

Volkswagen'in başarısız maliyet azaltma hamlesi, Türkiye'deki üreticilere verimlilik stratejilerini gözden geçirmeleri gerektiğini hatırlatıyor.


Dünya otomotiv pazarında belirsizlik

Volkswagen'in finansal çıkmazı, aslında küresel otomotiv pazarındaki daha büyük bir belirsizliğin parçası.

  • ABD'de otomobil tarifeleri: Volkswagen, ABD'de ithal ettiği araçlara yüzde 25'e varan ek vergilerle karşı karşıya. Şirketin Tennessee'de üretim tesisi olmasına rağmen, ABD'de satılan Volkswagen araçlarının büyük bir kısmı Avrupa'dan geliyor. Bu vergi artışı, şirketin maliyetlerini yükselterek pazardaki rekabet gücünü düşürüyor.
     
  • Çin'de zayıflayan talep: Çin'deki araç talebinin beklenenden daha düşük olması, Alman üreticinin Asya pazarındaki etkisini azalttı. Volkswagen'in Çin'deki büyümesi sekteye uğrarken, Çinli üreticiler Avrupa ve Türkiye'de güçlü yatırımlar yapmaya başladı.
     
  • Elektrikli araçların kırılganlığı: Elektrikli araçlara geçiş küresel pazarda hala belirsizliğini koruyor. Talep bazı bölgelerde hızla artarken, yüksek üretim maliyetleri ve yetersiz şarj altyapısı geçiş sürecini yavaşlatıyor. Volkswagen'in lüks yan kuruluşu Porsche AG de elektrikli araçların ticaret gerilimleriyle birleşen zorlukları nedeniyle kâr beklentisini aşağı çekti.


Türkiye'de otomotiv sektörünün geleceği

Türkiye'de elektrikli araç satışları rekor seviyeye ulaştı.

Mart ayında 12 bin 704 adet elektrikli araç satışı yapıldı ve bu, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 115'lik bir büyüme gösteriyor.

Ancak yedek parça ve servis hizmetlerindeki fiyat artışı, elektrikli araç sahiplerini de zorluyor.

Batarya değişim maliyetleri yüzde 30 arttı ve ithal edilen parçaların fiyatı döviz kuru nedeniyle yükseldi.

Bununla birlikte, Çinli otomobil üreticileri Türkiye'yi bir üretim merkezi olarak değerlendirmeye başladı.

BYD, Chery ve SWM Motor gibi markalar Türkiye'de büyük yatırımlar yapıyor ve bu, Avrupa pazarına açılmalarını kolaylaştırıyor.

Yerli üreticiler ise bu rekabete nasıl karşılık vereceklerini planlamak zorunda.


Sonuç: Volkswagen'in hatası Türkiye için bir uyarı mı?

Volkswagen'in finansal çıkmazı, aslında Türkiye'deki otomotiv sektörüne önemli dersler sunuyor.

İşten çıkarmalar yalnızca kısa vadeli bir önlem olabilir, ancak sürdürülebilir büyümeyi sağlamak için inovasyona yatırım yapmak ve kalifiye iş gücünü korumak şart.

Türkiye'deki otomobil üreticileri ve yan sanayi firmaları, Volkswagen'in hatalarından öğrenerek daha uzun vadeli stratejiler benimsemeli.

Peki, küresel otomotiv devleri bu belirsizliklerle mücadele ederken, Türkiye bu süreci nasıl avantaja çevirebilir?

Önümüzdeki yıllarda elektrikli araçların ve yeni üretim modellerinin nasıl şekilleneceği, Türkiye'nin otomotiv sektörü açısından kritik olacak.

 

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU