Tuzla deride anaerobik çamur reaktörünün çökme nedenleri

Prof. Dr. Mustafa Öztürk Independent Türkçe için yazdı

Tuzla deri anaerobik reaktörü ile ilgili videolar incelendiği zaman olayın gaz patlaması olmadığı görülüyor.

Gaz basıncından kaynaklı üstünde gaz balonu bulunan reaktörlerin duvarı yırtılmaz.

Bu tür anaerobik reaktörlerin üstündeki gaz balonunun emniyet (safety) valfleri fazla gazı atar.

Eğer atamazsa da balon yırtılır. Genel olarak bu balonlar 10 mbar üzeri basınçlara kadar dayanırlar ve bu basıncın üzerinde balon yırtılarak gazın çıkışını sağlar.

Ayrıca anaerobik reaktörün üzerinde bulunan balonlarda tahminen 1000-1200 metreküp civarında biyogazı geçici olarak depolayabilir.  


Eski yapılar yeni kullanıma uygun mu?

Eski statik çamur yoğunlaştırma havuzlarının anaerobik çamur çürütme reaktörüne dönüştürülüp dönüştürülmediği mutlaka incelemeli.

Tuzla derideki anaerobik reaktör zayıf bir yapı gibi görünmektedir (malzeme yaşlanma faktörü yanı sıra, korrozif H2S gazı yoğunluğu etkisine maruz kalmış ve ajitasyona bağlı titreşimler sorunu daha da kötüleşmiş olabilir).


Bir yapı yorgun düştüğünde sinyal verir mi?

Diğer yandan korozyon ve yapısal bakımı yapılmamış malzemelerin dayanıklılığını yitirmesine bağlı en zayıf noktadaki perforasyona bağlı ani akımın, potansiyel olarak bulunan kütlesel ivme ve basınç ile duvarları yırtılmışa benziyor. 

Anaerobik reaktör aslında oldukça sağlam yapıda olsa da tasarım hatası, yanlış seçilen malzeme, malzemenin et kalınlığı ve ilaveten reaktördeki karıştırma hızı buna sebep olmuş olabilir.


Anaerobik reaktörlerin yaşlanma ömrü neden önemli?

Ayrıca anaerobik reaktörlerin yaşlanma ömrü de oldukça önemlidir.

Bu tip çelik reaktörlerde dış yalıtım sacı belirli zamanlarda açılarak, izolasyon malzemesinin altında herhangi bir deformasyon ve kaçak var mı yok mu, yapısal bir bozulma gözlemleniyor mu incelenmesi gerekir.

Çelik reaktör gövdesinin üzerinde bulunan yalıtım malzemesi (muhtemelen cam veya taş yünü) ve onu kapatan gri renkli yalıtım sacı bu tip deformasyonların görülmesini engellemiş olabilir.


Korozyon bakımı neden hayati bir öneme sahip?

Doğru malzeme ile korozyon bakımı ülkemizde maalesef ciddiye alınmıyor. Özellikle anaerobik reaktörlerde olmazsa olmaz şarttır. 

Videolardaki görüntülerine göre anaerobik reaktör yüzeyinde yırtılma veya yarılma meydana gelmiş olabilir.

Bu yüzden tabandan çökmeye başlayan reaktör malzemeleri mutlaka incelenmeli. 


Çatlama ve çökmeye neden olan faktörler neler olabilir?

Diğer yandan 2011 yılında yapıldığı iddia edilen anaerobik reaktörde oluşan korrozif hidrojen sülfür (H2S) gazı aşındırmasından, metal (malzeme) yorgunluğundan ve kaynak noktasındaki zamanla büyüyen küsurlardan dolayı çatlarlar ve çökme olmuş olabilir.

Bu tür yaşlı tesisler periyodik olarak incelenmeli ve raporlara işlenmelidir. 

Ayrıca anaerobik çamur çürütme reaktörü gövdesi malzemesini taşıma özelliğini yitirmesinden dolayı akışkan kıvamındaki çamurun ağırlığına ve basıncına dayanamayan malzemenin yırtılması sonucu oluştuğu görünmektedir. 


Deprem reaktör üzerinde nasıl bir etki yaratmış olabilir?

Diğer yandan 23 Nisan 2025 tarihinde İstanbul'da meydana gelen 6,2 şiddetindeki deprem sırasında salınımlardan dolayı taban bağlantı noktaları zayıflamış, zayıf noktalar kopmuş olabilir. Deprem etkisini incelemek gerekir.

Deprem reaktörde var olan zayıf noktaları hızlandırmış olabilir.

Burulma ve burkulma ile malzeme zayıflamış, zayıf olan malzemeler yırtılmış olabilir.


Reaktörün montajı ve sabitlenmesinde hata var mıydı?

Bu reaktör, galvaniz içi PVC membran kaplı ve dışında da izolasyon var.

Bu tip depolarda zemine Ankraj yapılmaz ise deprem sonrası patlaması kaçınılmaz.

Göründüğü kadarıyla da yere sabitlemeler yapılmamış olduğu anlaşılıyor.

Mutlaka incelenmesi gerekir. Benzer diğer tesisler de incelemeye alınmalıdır. 


Basınç ve gaz birikimi etkili olmuş olabilir mi?

Anaerobik reaktörde aşırı gaz birikimi ve gaz birikiminden dolayı reaktör duvarlarında ve bağlantı elamanlarında sızıntı yırtılmalarının olup olmadığı incelenmeli. 

Hammaddelerin yüzen tabakası, devre dışı bırakılmış seviye göstergesi ve PRV'ler, basınç artışından dolayı sindirici reaktörün yırtılmasına neden olup olmadığı incelenmeli. 

Basınç valflerinin çalışıp çalışmadığı incelenmeli.


Anaerobik arıtmada hangi bileşikler oluşur ve ne gibi sorunlara yol açar?

Anaerobik arıtma esnasında iki önemli bileşik oluşur.

Bunlar, siloksan bileşenleri diğeri magnezyum amonyum fosfat (MAP), diğer adıyla struvitdir (MgNH4PO4.6H2O).

Normalin üzerinde oluşan MAP veya struvit çökelmesi sonucu, anaerobik reaktör çıkış borularında ve bağlantılarında daralmalara ve tıkanmalara yol açar.

Diğer yandan struvit doğru yönetilirse ve geri kazanılırsa önemli bir gübredir. 


Siloksanlar biyogaz sistemlerinde neden tehlikeli?

Siloksanlar genellikle biyogazlarda bulunur.

Siloksanlar, sıvı ve uçucu bileşiklerdir ve gaz motorlarına ciddi zararlar verir.

Siloksan bileşenleri, gaz motorlarının iç parçalarını aşındırarak zarar verir ve kullanım ömürlerini kısaltır.

Her makine üreticisi kendi sınırlarını belirlemesine rağmen, üretim motorlarının düzgün çalışması için izin verilen siloksan konsantrasyonu genel olarak <5 mg/Nm3 olmalıdır. 


Reaktöre yapılan çamur yüklemesi güvenli sınırları aşmış olabilir mi?

Anaerobik reaktöre son 24 saatte aşırı çamur yüklemesi yapılıp yapılmadığı incelenmeli.

Reaktörün çökmesi öncesi reaktörde aşırı köpüklenme olup olmadığı incelenmeli.

Köpüklenmenin kendisi, sindiricinin aktif hacminin yüzde 30'una kadarını kapatarak azaltabilir ve organik yükleme oranını (OLR) daha da artırabilir.

Anaerobik reaktörde pH düştüğünde, karbondioksitin çözünürlüğü azalır, bu da çözeltide daha fazla gaza ve köpüklenme olasılığının artmasına yol açar.


Güç kesintileri reaktör güvenliğini nasıl etkiler?

Reaktörde kaza öncesi güç kesintisi olup olmadığı incelenmeli.

Güç kesintisi, güvenlik açısından kritik bileşenlerin çalışmaması anlamına gelir. 

Reaktörde kaynak bölümlerinde aşınma yada korozyon ile beraber basınca bağlı olarak yarılma, yırtılma oluşup olmadığı yırtılan reaktör malzemeleri incelenerek anlaşılabilir, incelenmesi gerekir.

Anaerobik reaktörün statik hesaplarında (deprem yükü vs.) sorun olup olmadığı mutlaka incelenmeli. 

Anaerobik reaktörlerde yeterli ve periyodik bakım ve onarımın yapılıp yapılmadığı incelenmeli.


Kazanın nedeni kimyasal patlama mı yoksa mekanik yırtılma mı?

Video incelendiği zaman reaktörün klasik bir kimyasal patlamadan ziyade, reaktörün iç basınç altında yapısal zayıf noktasından çözülmesi sonucu oluşan bir mekanik yırtılma gibi görünüyor.

Bu tür yarılmalar genellikle reaktörün alt konik bölgesindeki kaynak yerlerinde, yani hem statik hem de dinamik yüklerin birleştiği stres noktalarında meydana gelmiş gibi görülüyor.


Emniyet sistemlerinin ihmal edilmesi nelere yol açar?

Gaz üretimi devam ederken emniyet ventillerinin çalışmaması, basınç transmitterlerinin kalibrasyonlarının yapılmamış olması veya hidrojen sülfür (H₂S) gibi korozyon etkili gazların metal yapıyı zamanla zayıflatması, bu tarz kazalara zemin hazırlar.

Deri sanayi anaerobik reaktörün H2S seviyesi 50 bin ppm aralığı gibi çok yüksek seviyede olduğu iddia ediliyor.

Çelik reaktörlerin 14 senelik olduğu tahmin ediliyor.

Tesisin etrafı tabanında çökmelerin senelerdir olduğu iddia ediliyor.

H2S gazı çok koroziftir. Bu durum deprem hasarını tetiklemiş olabilir.

Yüksek hidrojen sülfür (H2S) gazı reaktör malzemesini zayıflatmış olabilir.

Valfler de problem olsa membranlarda da patlama olması ve yırtılması muhtemeldir.

Sorun reaktörün çok eski ve tesisin çok yıpranmış olmasıdır.


Reaktör membranları ve proses güvenliği nasıl sağlanmalı?

Reaktördeki membranlar 20 mbar basınca dayanıklı özel bir ürün ama anaerobik reaktör (digester) çok eski olduğu iddia edilmektedir.

Proses güvenliği sadece ekipman yerleşimiyle değil, aynı zamanda bakım mühendisliği ile de sağlanır.

Emniyet valflerinin periyodik testleri, gaz detektörlerinin doğrulanması, reaktör cidarlarının ultrasonik kalınlık ölçümleri gibi işlemler yapılmamışsa, bu gibi kazalar sadece zaman meselesidir.


Gaz tahliyesinin engellenmesi ne tür yapısal riskler doğurur?

Ayrıca anaerobik reaktörlerde gaz tahliyesinin kontrolsüz bir şekilde engellenmesi, kısa sürede yapısal deformasyon ve ani çökme riskini beraberinde getirir.

Bu olay, bakımın sadece arıza sonrası değil, proaktif bir güvenlik stratejisi olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.


Türkiye'deki eski reaktörler için nasıl önlemler alınmalı?

Türkiye'de 10-15 yaş üzeri tüm anaerobik reaktörlerin çelik yapıları mutlaka kontrol edilmeli.

Ülkemizde bu tür yetkinlikleri artırmak gerekir.

Anaerobik reaktörün çökmesi sonucu kirlilik yükü çok yüksek çamur çevreye yayılmış ve ciddi koku kirliliği oluşmuş ve koku kirliliğinin sınır değerlerini aşmış olması kuvvetle muhtemeldir. 

H2S kirliliği bu tür tesislerin çevresinde ve kirliliğin maksimum olduğu mesafede online ölçülmeli ve ölçüm sonuçları kamuoyu ile paylaşılmalı.

Bu tür riskli tesisler için rehber izleme, takip ve kontrol dokümanları hazırlanmalı.
   

Resim 1. Tuzla deride anaerobik reaktörler
Resim 1. Tuzla deride anaerobik reaktörler

 

 

Kaynaklar:

  1. https://x.com/ozturk_mustafa/status/1915686519857180729
  2. https://x.com/ozturk_mustafa/status/1915440184683810882

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU