Emma Raducanu'nun, şubatta Dubai Tenis Şampiyonası'nda Karolina Muchova'ya karşı oynadığı maçı duymuş olabilirsiniz ama yanlış nedenlerden dolayı.
Birleşik Krallık'ın iki numarası Raducanu, bu hafta gazetecilere, seyirciler arasında kendini ısrarla takip eden bir adamı gördüğünde ne kadar şoke olduğunu ve siniri bozulduğunu anlattı:
Gerçekten de gözyaşlarımdan topu göremedim. Zar zor nefes alabildim.
Raducanu, adamı gördükten sonra gözyaşları içinde hakem sandalyesinin arkasına saklandı.
Güvenlik çağrıldı ve Muchova’yla hakem, Raducanu'yu teselli ederken adam stadyumdan çıkarıldı. O sırada insanlar şaşkında fakat kamera, Raducanu'nun yüzüne yaklaştığında korkusu açıkça görülüyordu. Birçok kadın bu bakışı tanıdı; bu, her şeye rağmen güvende olmayabileceğinizi anladığınız andır.
Maçın ardından Kadınlar Tenis Birliği (WTA) tarafından yapılan açıklamada şöyle dendi:
Pazartesi günü Emma Raducanu’ya kamusal alanda saplantılı davranışlar sergileyen bir erkek yaklaştı. Aynı kişinin salı günü Dubai Duty Free Tenis Şampiyonası'nda Emma'nın maçı esnasında öndeki birkaç sırada oturduğu tespit edildi ve ardından dışarı atıldı. Bu kişi, tehdit değerlendirmesi yapılana dek tüm WTA etkinliklerinden men edilecektir.
Bu “saplantılı davranış” ısrarlı takipte bulunan kişiye ait ve daha sonra bu adam hakkında uzaklaştırma kararı verildi. Ancak Raducanu'nun başına ilk kez böyle bir şey gelmiyor. Üç yıl önce de başka bir adam hakkında, Raducanu'yu evine kadar takip ettiği ve babasının ayakkabısını çaldığı için uzaklaştırma kararı verilmişti. Bir dizi rahatsız edici olayda Raducanu'ya hediyeler bıraktığı, ön bahçesindeki ağaçları süslediği ve evine kadar olan yaklaşık 27 kilometrelik yürüyüşünün haritasını çizdiği görülen adam, nihayetinde tutuklanmış ve ısrarlı takipten suçlu bulunmuştu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Dolayısıyla, kendisine zarar verebilecek başka bir adamın yüzünü tanıdığında, Raducanu'nun yoğun tepki vermesi anlaşılabilir. Kamusal alanda olabilir, etrafı insanlarla çevrili olabilir fakat güvenliği teknik açıdan garanti altında değil.
Tenis yıldızı Monica Seles'in, rakibi Stefi Graff'ın bir hayranı tarafından kortta sırtından bıçaklandığı 1993’te Hamburg'da oynanan Citizen Cup maçının haberlerini izlediğimi hatırlıyorum. Seles iyileşmesine rağmen 1995’te tenise dönmeden önce depresyon ve yeme bozukluğundan muzdarip olmuştu.
Bu olay benim (ve eminim pek çok başka kadının) aklından çıkmadı zira kendimi, kadınların işyerinde güvenliğini sağlamak için varsa hangi protokollerin uygulandığını merak ederken bulmuştum. Yıllar sonra aynı soruyu kendime tekrar soruyorum. Kadınlar barda, eve yürürken, takside ya da işte, çoğu yerde ihtiyatlı davranır. Ve ısrarlı takipte bulunan biri, kameralar ve medya mensuplarıyla dolu, televizyondan yayımlanan bir etkinliğe kendinden emin şekilde katılıyorsa, benim gibi birinin güvende olma ihtimali nedir?
20'li yaşlarımın çoğunu ve 30'lu yaşlarımın bir kısmını, birçok kez yüksek riskli durumlarla karşılaştığım barlarda veya pub’larda çalışarak geçirdim. Müdavimler tarafından eve kadar takip edildim, sarhoşlar tarafından cinsel tacize uğradım ve dükkanı kapatmaya çalışırken ırkçı saldırılara maruz kaldım. “[Vardiyadaki en yapılı erkek iş arkadaşının] sizinle birlikte mekanı kapattığından emin olun” denmesi dışında hiçbir güvenlik önlemi alınmadı ve çoğu zaman tehlikeli durumlarda yalnız bırakıldık.
Yaşlandıkça hizmet sektöründen uzaklaştım; bir yazar ve dergi editörü olarak “giderek daha fazla çevrimiçi” biri haline geldim fakat güvenliğimin hâlâ tehlikede olduğunu fark ettim. Birinin gerçekten istemesi halinde nerede yaşadığımı bulabileceğinden endişeleniyordum. Bunlar yersiz endişeler de değildi: Bir defasında bir adam bana, tüm cihazlarının ekranlarında yüzümün yer aldığı masa düzeninin bir fotoğrafını göndermişti. Onu ne kadar sık engellersem engelleyeyim, beni ısrarla takip etmek için yeni profiller açıyordu. Nihayetinde hayatımdan çıktı ama ne ondan korkum ne de onun bilgisayar ekranındaki yüzümün beynime kazınmış görüntüsü kayboldu.
Kadınların işlerini güvenli şekilde yapmalarını engelleyen ve çoğu erkeğin karşılaşmayacağı önemli toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri var: Örneğin, benim bir barda sarhoşlar tarafından fiziksel tacize uğrama deneyimim gibi. Adil ve eşitlikçi bir işgücü elde etmek istiyorsak, kadınlara daha iyi destek sistemleri sunulması gerekiyor. Erkeklerin, etraflarının insanlarla çevrili olduğu etkinliklerde kadınları ısrarla takip etme ve korkutma cesareti bulduğu bir dünyada yaşıyorsak, onları ofisinize, spor salonunuza veya evinize gelmekten ne alıkoyacak?
Kadına şiddet her gün yaşanıyor ve kadınların geçim kaynakları hakkında ciddi bir tavır sergilememiz gerekiyor. Bu da farkındalık yaratmakla, kadınların endişelerini dinlemekle, ciddiye almakla ve onlarla dayanışma kurmakla başlar. Uygun güvenlik önlemleri alınana kadar Raducanu gibi kadınlar korku içinde yaşamaya devam edecek.
https://www.independent.co.uk/voices
Independent Türkçe için çeviren: Yasin Sofuoğlu
© The Independent