Kılıçdaroğlu, Suriye sorunu için 5 öneride bulundu

Partisinin düzenlediği Uluslararası Suriye Konferansı'na katılan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 5 öneride bulundu. Kılıçdaroğlu, ‘Terörle mücadelenin Şam yönetimiyle ilişki kurularak sürdürülmesinin en doğru yol olduğu inancındayız’ dedi

Fotoğraf: AA

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisi tarafından düzenlenen Uluslararası Suriye Konferansı'na katıldı.

‘Suriye'de Barışa Açılan Kapı’ teması ile gerçekleştirilen konferansın açılış konuşmasını yapan Kılıçdaroğlu, Mustafa Kemal Atatürk'ün "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesine sahip çıktıklarını vurguladı.

‘Yanlış Suriye politikası komşudaki yangını büyüttü’

Suriye’deki iç savaşın insani felakete dönüştüğünü belirten CHP lideri şunları söyledi:

Türkiye, bölgemizdeki bu yangını söndürebilecek kapasiteye sahip, güçlü ve itibarlı bir bölge ülkesi iken uygulanan yanlış Suriye politikası nedeniyle komşumuzdaki yangının büyümesine sebep oldu. Ve bu yangın hiç tereddütsüz doğrudan Türkiye'yi de etkiledi. İşte bu konferans, bölgemizdeki yangını söndürme istek ve niyetimizin, Türkiye ve Suriye halkları arasındaki tarihsel bağlara ve kardeşliğe verdiğimiz önemin, bölgemizin huzur ve refahına katkı yapma çabamızın ve her şeyden önemlisi, Türkiye'nin dış politikasının yeniden barışçıl temeller üzerinde yükselmesine yönelik özlemimizin bir çabasıdır.

‘Uluslararası meşruiyetin tek kaynağı BM Güvenlik Konseyi'nin kararlarıdır’

Amaçlarının Orta Doğu'da kanı durdurmak ve bölge halklarının eşitlik ve kardeşlik içinde yaşamalarını sağlamak olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:

Şimdi komşularımız 'Türkiye bize neden düşman?' diye soruyorlar. Şu hususun altını kuvvetle çizmek isterim. Biz uluslararası hukuktan yanayız. Silahlı müdahaleler bakımından uluslararası meşruiyetin tek kaynağı hala BM Güvenlik Konseyi'nin kararlarıdır. Uluslararası hukuka ve sağduyulu bir dış politikaya saygı göstererek hareket etmek zorundayız. 2011 yılından bu yana yaşadıklarımız ve bugün geldiğimiz nokta, CHP'nin konuya ilişkin tutumunun ne kadar isabetli olduğunu ortaya koymaktadır. Bu nedenle doğru bildiğimiz yolda, yürümeye devam edeceğiz.

‘Suriye’nin geleceğine Suriyeliler karar vermeli’

Kılıçdaroğlu, Suriye için yeni Anayasa Komitesi girişimi için ise şunları söyledi:

Anayasa Komitesi hepimizin bildiği gibi Suriye yönetiminin, Suriye muhalefet temsilcilerinin ve sivil toplum kuruluşlarının belirledikleri 50'şer isimden oluşan 150 kişilik bir listedir. Bu komitenin dış müdahalelerden uzak bir şekilde, Suriye halkının ortak çıkarları zemininde mutabakat sağlamaya odaklanması beklenir. Aynı şekilde, Suriye'nin farklı dil, din, mezhep ve etnik aidiyetlerinin oluşturduğu çoğulcu ve seküler toplum yapısının korunmasına da özen gösterilmesi büyük önem taşımaktadır. Biz hep savunageldik, bugün de aynı kararlılıkla savunuyoruz. Suriye'nin geleceğine Suriye halkının karar vermesi demokrasinin, egemenliğin ve bağımsızlığın olmazsa olmazıdır.

‘En doğru yol, terörle mücadelenin Şam yönetimiyle ilişki kurularak sürdürülmesi’

İdlib'deki gelişmelerin son derece kaygı verici olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, El Kaide ve benzeri örgütlere mensup, on binlerce teröristin Türkiye'ye sızma olasılığının ciddi bir tehlike olduğunu ifade etti:

Türkiye çok uzun süredir terör örgütlerinin hedefi altındadır. Ülkemiz içinde teröre karşı sürdürülen mücadelenin, sınırlarımızın ötesinde sürmesi ise uluslararası anlaşmaların ve angajmanların sağladığı bir haktır. Bu bağlamda, Türkiye'nin kendi güvenliğini sağlamak amacıyla Suriye toprakları üzerinde sürdürdüğü terörle mücadelenin meşruluğuna inanıyoruz. Ancak terörle mücadelenin Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygı gösterilerek ve doğrudan Şam yönetimiyle ilişki kurularak sürdürülmesinin en doğru yol olduğu inancındayız.

Önerilerini sıraladı

Kılıçdaroğlu, konuşmasını beş öneri ile tamamladı:

1) Ankara ile Şam arasındaki yolun barışa giden en kestirme yol olduğunu ve Suriye’nin geleceğine ancak Suriye halkının karar verebileceğini hiç unutmamalıyız.

2) ABD ve Rusya’nın çıkarları arasında savrulmamak için, toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlık, egemenlik ve iyi komşuluk ilişkileri ilkelerine dayanan, bütünlüklü ve uyumlu tek bir Suriye politikası izlemeliyiz. 

3) Suriye yönetimi başta olmak üzere, uluslararası hukuka ve ilişkilere dayalı, meşruluğu olan bütün aktörlerle, tıpkı burada olduğu gibi konuşarak diplomasiyi etkin kılmalıyız.

4) Bugüne kadar, uluslararası hukuk ve meşruiyete aykırı bütün hamlelerimizi yeniden gözden geçirmeliyiz.

5) Suriye yeniden güvenli ülke olduktan sonra ülkemizdeki sığınmacıların gönüllü geri dönüşlerini teşvik etmeli ve bu amaca uygun politikalar geliştirmeliyiz.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU