CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bugün İstanbul’da, Üsküdar Belediyesi tarafından yapılan Kadın ve Çocuk Yaşam Merkezi ile Psikoterapi Merkezi’nin açılış törenine katıldı. CHP Lideri Özel, törende yaptığı konuşmada, şunları söyledi:
Bugün burada Sinem Dedetaş'ın daveti üzerine, hem de çok gecikmiş bir ziyareti de gerçekleştirdikten sonra bu açılışa katılıyoruz. Sinem Hanım İstanbul'da aday gösterdiğimiz kadın Belediye Başkanlarımızdan bir tanesiydi. Geçmişinde güçlü bir profesyonel geçmiş, mesleki başarı ve deneyim, meslek odasında yapılmış hizmetler; adeta Üsküdar, Sinem Dedetaş'ı çağırıyordu. Ekrem Başkanımızla, Özgür Başkanımızla birlikte yaptığımız çalışmalar, analizler, anketler Sinem Hanım'ın Üsküdar gibi sembolik değeri çok önemli, hizmet bekleyen, sosyal belediyecilikle tanışmasının partimiz açısından çok önemli olacağı referans bir ilçede belediyeyi kazanmamızın önemini biliyorduk. İstanbul'da -maalesef hiç yeterli değil, bunu övünerek değil, bir öz eleştiri yaparak söylüyorum- 26 belediyemizin sadece üç tanesi kadın belediye başkanları tarafından yönetiliyor. Ama bir yandan da hem Bakırköy'de hem Maltepe'de hem Üsküdar'daki kadın belediye başkanlarımız bugüne kadar yapmış oldukları hizmetlerle bundan sonra yerel yönetimlerde kadın siyasetçilerin önünü açacak bir başarı çizgisini yakaladılar.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
“İktidarın bu hizmetlere engel olmaya çalıştığını biliyoruz”
Benim önümde 19 aydır durmaksızın çalışarak yapmış olduğu işler listesi var. Belediyeyi ziyaret ettiğimde bugün, ‘Şöyle bir Sinem Hanım neler yapmış diye baktık’ dedim ve gülüştük. Sadece onları okusam burada zaten konuşma süresinin önemli bir kısmını harcamış olurum. Ama görüyorum ki Üsküdar'dan kadınlara, çocuklara, engellilere, dezavantajlı gruplara yönelik CHP’nin sosyal belediyecilik anlayışının en iyi örnekleri, bütün maddi imkansızlıklara rağmen hem belediyenin maddi durumu hem de belediyelerde gösterdiğimiz başarının bizi iktidara taşımakta olduğunun bilincinde olan iktidarın ve Sayın Erdoğan'ın bizzat canlı yayınlar önünde, ‘Bu belediyeleri biraz silkeleyelim’ talimatıyla vergi borçlarını geçmişten kalan hepsini bir seferde faiziyle bizden keserek, SGK borçlarını geçmişten kalan hepsini bir seferde faiziyle bizden keserek bu hizmetlere engel olmaya çalıştıklarını biliyoruz. Bu kadar zorlukların içinde, bu kadar önemli işlerin yapılıyor olması gerçekten her türlü övgünün, takdirin üzerindedir. Ben sizler adına ve partim adına Sinem Dedetaş ve ekibini yürekten kutluyorum.
“Kreş yapmak politik bir tercih”
Bugün kadın ve çocuk yaşam merkezi ve psikoterapi merkezi açıyoruz. Bu iki katlı kadın ve çocuk yaşam merkezinde, çocuk yuvasına bağışçı Esra Nimet Özdemir'in adı verilmiş, kendisine yürekten teşekkür ediyoruz. 75 kapasiteli bu yuva, 2021’de faaliyete geçen kadın dayanışma merkezi de yeni yüzü, modern alanlarıyla Üsküdarlıların hizmetinde olacak. Benim açılışını yapmaktan en büyük keyif duyduğum iki hizmet binası kreşler ve öğrenci yurtları. Bugüne kadar örneğin 2019’da Ekrem İmamoğlu, İBB Başkanı olduğunda, ‘Kaç tane kreşimiz İBB'de? Kaç tane öğrenci yurdumuz vardı’ diye sorsam hepimiz mütabinde bulunuruz ama hepimiz yanılırız. Çünkü hiç yoktu. Sayı söyleyen herkes yanılır. Hiç yoktu, sıfırdı rakam. Bu tesadüfen böyle olmuyor. Büyük bir açıklıkla ifade etmeliyim ki bu bir politik tercih. Neden kreş yapmazsınız? Çünkü kreş iki yönüyle önemli bir hizmettir. Bir tanesi çocuğu okul öncesi, küçük yaşlarda profesyonellerle tanıştırır. El becerilerinin gelişmesi, zihin kapasitesinin gelişmesi, varsa diğer çocuklardan bir farkı, birtakım eksiklikler varsa; örneğin bugünkü psikoterapi merkezinin yapacağı işlerden bir tanesi küçük yaştaki telaffuz bozukluklarının giderilmesi mesela. Erken yaşta ileri zekalı bir öğrenciyi fark etmezseniz, doğru sınıflara yönlendirmezseniz büyük fırsatlar kaçabiliyor ya da çocuk diğerlerinden farklı olmasının bir eksiklik olarak algılanıyor ve psikolojik sorunları gelişebiliyor. Diğer yandan çocuğunu buraya yollayan kadın sosyal hayata katılabiliyor, istihdama katılabiliyor, ülkesi için, ailesi için, kendisi için, verimliliği kendi istediği, kendi belirlediği düzeyde gerçekleşiyor. O yüzden kreş yapmak politik bir tercih.
“İmamoğlu cumhurbaşkanı olduğunda ilk talimatı, ‘Cumhuriyet Yurtları’nı bitirin’ olacak”
Yani TOKİ lüks evler yapıyorken, sosyal konutlar yapıyorken, yap işlet devretlerle her türlü işler yapılıyorken bir tek kreşin yapılmaması, politik bir tercih olduğunun, kadının nerede konumlandığının, çocuğun gelişimiyle ilgili nasıl bir vizyon eksikliğinin olduğunun göstergesi. Yurt niye olmaz? Her şey yapılır da yurt niye yapılmaz? O da politik bir tercih. Diyor ki ‘Eğer öğrenci yoksulsa, barınma sorunu varsa bunu belediye eliyle, devlet eliyle çözmeyelim. Cemaatler ve tarikatlar o alanı doldursun.’ Sonra, sonrası 15 Temmuz. Siz devlet olarak bütün öğrencilere ücretsiz, ayrımsız bir barınma imkanı sunmaz da onları bazı tarikatlara, cemaatlerin yurtlarına yollarsanız onlar orada kalırlar. Bazıları o cemaat tarafından etki altına alınırlar. Sonra kimi orduya girer, kimi polis olur, kimi hukuk fakültesine girer, hakim, savcı olur. Günü gelince devlete aidiyet, devlete sadakat yerine bir cemaate aidiyet, bir tarikat liderine sadakat hissettiği için gün gelir, devletin de karşısına geçer. Bu yüzden CHP’nin iktidarında, vizyonuyla belediye başkanlarımıza önderlik eden, bugüne kadar İstanbul'a dünya kadar hizmeti olan ve içeride olmasına rağmen İstanbul'un hem muhafızlığını, koruyuculuğunu hem hizmetkarlığını sürdüren Ekrem İmamoğlu; o sandığı bulduğumuzda, o sandık geldiğinde, milletimizin takdiriyle cumhurbaşkanı olduğunda, makamına oturduğunda ilk bağlatacağı telefon TOKİ’ye olacak. Ve ilk talimatı, ‘Ne yapın edin, bir yıl içinde ihtiyacı olan her öğrencinin barınma sorununu çözecek Cumhuriyet Yurtları’nı bitirin’ olacak.
“Kreş sayısında hedefimizin yüzde 77’sindeyiz”
Bizim, partimizin üzerinde ortaklaştığı bu bakış açısını yerel yönetimlerde bir hedefleme olarak ortaya koymuştuk. Ve demiştik ki ‘Bu dönem bitmeden Türkiye'de bin kreş ve 100 öğrenci yurdu yapacağız.’ Bugün İstanbul'daki rakamın 180’in üzerine çıktığını, 250’yi aşacağını kreş açısından Nuri Aslan müjdeliyor. 16’ncı öğrenci yurdunu açacağımızı biraz önce söyledim. Türkiye’deki rakamlarda kreş sayımız 770 oldu. Yani hedefin yüzde 77’sindeyiz, daha önümüzde üç buçuk yılımız var. Öğrenci yurdu sayımız 75 oldu. Koyduğumuz hedefin yüzde 75’indeyiz. Bir buçuk yıl, 19 ay geçti, daha önümüzde üç buçuk yılımız var. Öyle anlaşılıyor ki biz bu bin kreş ve 100 öğrenci yurdu hedefimizi hızlı bir şekilde tamamlayıp önümüze belki yeni hedefler; 150 yurt, bin 500 kreş gibi hedefimizi güncellemek durumuna geleceğiz. Kent lokantaları Ekrem Başkan’ın yine doğru bir projesi olarak ortaya koyduğu, ilk 10’unu İstanbul’u açtığı, ardından Türkiye’ye yayılan kent lokantalarında da Türkiye’de sayımız 153. Hedefimiz 200’dü, burada da yüzde 75 noktasında bir başarıyı kaydetmiş noktadayız. Bu açıdan da ben hem İstanbul’daki bütün belediye başkanlarımıza hem Türkiye’deki bütün belediye başkanlarımıza yürekten teşekkür ediyorum.
“Gelecek dönemde kaç erkek belediye başkanımız varsa o kadar kadın belediye başkanı da olacak”
Bundan sonraki süreçte Cumhuriyet nasıl başardıysa öyle başarmaya kararlı olan, onu örnek alan, model alan bir yönetim anlayışımız var. Böyle söyleyince düşünülebilir ki ‘100 yıl önceki yönetim anlayışı mı model?’ 100 yıl önce öyle bir yönetim anlayışı konulmuş ki bugün de o model. İzmir’de Cumhuriyet tarihi boyunca toplam altı kadın belediye başkanı olmuş. Biz dokuz aday gösterdik, sekizini seçtirdik. Cumhuriyet tarihindeki altının üzerine sekizi ilave ettik. İstanbul’da harika işler yaptık ama en eksik yanımız kadın belediye başkanı sayımızın üç olmasıdır. Bunun en az üç katı olması gerekiyordu. Ümit ediyorum, gelecek dönemlerde kaç erkek belediye başkanımız varsa o kadar kadın belediye başkanı da olacak. Onun için de Bakırköy, Maltepe ve Üsküdar’ın kadın belediye başkanlarının bu samimi, gayretli emekleri ve sizin takdirleriniz bunun en büyük güvencesi olacak. Ben Sinem Başkan’ın şahsında tüm kadın belediye başkanlarımızı, kadın siyasetçilerimizi bir kez daha yürekten alkışlıyorum. Bundan sonra sizin için çalışmaya, Üsküdar için çalışmaya, İstanbul için çalışmaya devam edeceğiz. Sizlerin desteğiyle bu kadrolar Türkiye’yi yönetecek, Türkiye’nin de yüzü gülecek.
ANKA