Demokratik Parti Ulusal Kongresi (DNC) için kafa karıştırıcı bir dönem. Bir sonraki başkan olmayacağı için rahatladıkları adamı dinledikten sonra, dün gece hâlâ başkan olmasını diledikleri adamı ve dünyanın çoğunun başkan olmasını istediği kadını dinlediler.
Sonuncusu Kamala Harris değil, Michelle Obama. "Umut geri dönüyor" diyerek kongreye hitap eden Michelle, tüm doğal zarafetini, zekasını ve nüktedanlığını sergiledi ki bu nitelikler onu otomatik olarak mevcut başkanlık yarışının dışında bırakıyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Kendisini "Michelle Obama'dan sonra konuşacak kadar aptal olan tek kişi" diye tanımlayarak kendini alaya alan eşi de ondan sonra kürsüye çıktı. Saçları artık ağarmış olsa da iletişim becerisi, tutku ve iki başkan adayının da ancak hayal edebileceği şekilde kalabalığı sürükleme yeteneğiyle başka pek bir şey değişmemiş gibi görünüyor.
Hatırlanacağı üzere Barack Obama, Kamala Harris'i desteklemeyi ağırdan almış, taç giydirme yerine adaylık için bir yarışı tercih etmişti. Ve konuşması için tedirgin bir bekleyiş vardı. Artık tam destek veriyor muydu?
Dün gece Joe Biden'ı nasıl öveceğini kesinlikle biliyordu. Onu başkan yardımcısı olarak atamak "ilk büyük kararımdı" ve "en iyi kararlarımdan biriydi. Ona başkanım demekten gurur duyuyorum ve arkadaşım demekten daha da gurur duyuyorum".
Sonra Kamala'nın başkan yardımcısı adayı Tim Walz'a karşı gerçek bir sevgi vardı.
Size bir şey söyleyeyim, bu adamı seviyorum.
Biden ve Walz'a gösterdiği kişisel sevgi ve ilgiyi asıl adaya göstermedi. Bununla birlikte, konut, sağlık ve diğer pek çok konudaki politikalarını, savcı olarak sicilini, daha az varlıklı olanları savunmasını överek ona büyük bir destek verdi. Ve yıllar önceki kendi kampanya sloganını cömertçe ona ödünç vererek kongreye şöyle söyledi:
Evet yapabilir!
Ayrıca, tipik tarzıyla, Trump'ı zahmetsizce akılda kalan cümlelerle yıkmayı başardı:
4 yıl daha kuru gürültü, beceriksizlik ve kaosa ihtiyacımız yok. Biz bu filmi daha önce gördük.
Tüm bunlara rağmen Obama, bu yarışın sonucunun belli olmadığını bildiğini birden fazla kez ima etti. Dinleyicileri Trump'tan söz edildiğinde yuhalayınca onları hemen azarladı. "Yuhalamayın. Oy verin!" dedi ve daha sonra şunları söyledi:
Adayımızı desteklemeye henüz hazır olmayanları kazanmamız gerekiyorsa, onların endişelerini dinlememiz gerekir.
Barack Obama ayrıca bu başkanlık yarışında dikkat çekici bir şekilde eksik olan bir şeyi de ortaya koydu: Felsefe. "Kafa karışıklığı ve hınç dolu bir zamanda yaşıyoruz" dedi. "Paraya, şöhrete, statüye, beğenilere... Prim veren bir kültürden" söz etti.
Telefonlarımızda yabancıların onayını kovalıyoruz.
Kongre, Obama'nın Harris'i övmesi karşısında ne kadar rahatladıysa, yarışmada eksik olan pek çok şeyi ortaya koyan konuşmacının artık seçilmeye uygun olmamasına da bir o kadar üzülmüştür.
Yine de konuşmacılardan biri adaya su katılmamış bir sevgi ve ilgi gösterdi, adayın eşi. Sanırım DNC, Cumhuriyetçi adayın eşinden böyle bir konuşma gelmeyeceği gerçeğiyle rahatlayabilir.
Kamala Harris'in eşi Doug Emhoff, eşinin cesaretine, mizahına, üvey anne olmayı kucaklayışına ve en önemlisi tartışmalı kahkahasına duygusal bir övgüde bulundu. Trump ona "Kıkırdayan Kamala" lakabını takmıştı ama Emhoff, "Bu kahkahayı seviyorum" dedi. Ayrıca 10 yıldan uzun süre önce onları bir araya getiren tanışma randevusunu da anlattı.
Ne yazık ki (bazen bir koca, eşine bağlılığını gösterdiğinde olabileceği gibi) Kamala aslında orada değildi ve bunları duymadı. Dışarıda kampanya yürütüyordu.
Independent Türkçe için çeviren: Çağatay Koparal
© The Independent