Gerçek orada bir yerlerde: Hepimiz "casus balonlar" hakkında sakinleşebiliriz

İlk "büyük balon", ona gizli kod adını verelim, pekala biraz tehlikeli görülmüş olabilir fakat en azından Dünya istila edilmiyor

(AP)

Uzaydan gelen üstün ırktan varlıklar tarafından tehdit edilmediğimizi açıklamanın hassas sürecin ilk adımı olabilecek hamlede ABD Başkanı Joe Biden (hep aynı rollerde oynayan ve repliklerini hatırlamakta zorlanan emektar Hollywood aktörüne giderek daha fazla benziyor), büyük balonun Çin'den geldiğini fakat küçüklerin, aslında kimsenin olmadığını söyledi. Ama hiç korkmayın: Eğer yukarıda tanımlanamayan bir hava nesnesi varsa "onu indireceğim".

ABD'nin 45. Başkanı birkaç sene önce Birleşik Krallık Kraliçesi'ni ziyaret etmeye geldiğindeki zamandan bebek bezi giyen şişme Trump balonunu Atlas Okyanusu'nun karşısına göndermek Londra halkından gelen güzel bir jest olurdu, değil mi? İhtiyar Joe ona bizzat birkaç el ateş edebilirdi.

Peki nedir bu uçan hava gizemleri? Başkanın sözcüsü John Kirby önceki gün, belki de bu kötü şöhretli "uzaylı" balonların (pardon "havadaki nesnelerin") Invasion of the Body Snatchers, Kurtuluş Günü (Independence Day) veya E.T.'nin (E.T. The Extra-Terrestrial) gerçek hayat uyarlaması olmadığını, aslında yolundan sapan zararsız sivil hava araçları olduğunu belirtti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Görünüşe göre, ABD Hava Kuvvetleri tarafından hafta sonu gökyüzünden indirilen tanımlanamayan üç uçan nesnenin, iddia edilen Çin casusluğuyla bağlantılı olduğuna dair bir işaret yok. Veya gerçekten uzak bir galaksiden geldiler fakat "ticari işletmelere veya araştırma kuruluşlarına bağlılar, dolayısıyla iyi huylular".

İlk "büyük balon", ona gizli kod adını verelim, pekala biraz tehlikeli görülmüş olabilir fakat en azından Dünya istila edilmiyor. Oh be!

Gerçekten, bu çıkarımlar heyecanlı beklentileri göklerden indiriyor. Kelime oyununu mazur görün. Yakında "Balloongate" olarak adlandırılabilecek olayın birçok eğlenceli yönünden biri, onun gerçek dünya dışı niteliğiydi. Beyaz Saray Sözcüsü Karine Jean-Pierre'in neşeli küçük şakasını yaptığı gibi, gerçek Beyaz Saray çalışanları bir Hollywood senaryosunun açılış sahnelerinden alıntılanabilecek kelimeler kullanıyor. Mark Kermode'un her zaman dediği gibi, işte bir kesit:

Jean-Pierre: Yineliyorum, bu son indirilen objelerde uzaylıların veya dünya [dışı] faaliyetin bir göstergesi yok. Amerikan halkının, hepinizin bunu bildiğinden emin olmak istedim. Ve bu açıklamayı buradan yapmak bizim için önemliydi çünkü bu konuda çok şey duyuyoruz.

Muhabir: Hayal kırıklığına uğradınız mı?

Jean-Pierre: Ben, hayır (kahkahalar).

Muhabir: Gerçekten uzaylılar olsaydı bize söyler miydin?

Jean-Pierre: Ben sadece, bilirsin, E.T. filmine bayılmıştım. Ama gittim, lafı burada bırakacağım. (Gülüşmeler)

*UZAY GEMİSİ SAHNESİNE GEÇİŞ*

E.T. ailesini, Darth Vader ve yanındaki imparatorluk askerlerini, Cadbury'nin Smash robotlarını zararsız bir balona benzemek üzere tasarlanan uzaylı gemisinde hayal edin:

Hâlâ gelmedik mi? Evi şimdi aramalı mıyız? Onları metal kaşıklarımızla parçalayalım mı?

Peki uzaylıların Dünya'ya inmesi durumunda ne olacak? Ya bir sonraki İskoçya Ulusal Partisi veya Muhafazakar Parti konferansının dışına, "bizi liderinize götürün" talebiyle inerlerse? Kaos! İklimi yoğun bir şekilde çöplüğe çevirip, gezegenimizi yaşanmaz hale getiren sözümona akıllı bir yaşam formu olan bizleri ne yaparlar?

Eski bilimkurgu dizilerinde, özellikle John Pertwee'nin Doctor Who'yu oynadığı dönemde hikayeler, bazen kendi gezegenlerindeki hava ve su gibi hayati kaynakları tükenen Sontaranlar veya Deniz Şeytanları gibi uzaylı bir ırkın, Dünya gibi güzel bir gezegene gelmesini içeriyordu. Doktor ve meslektaşları bir şekilde onları püskürtmek zorunda kalıyordu (bunun nedenlerinden biri de o dönemde BBC'nin diğer dünyalara benzeyen setler inşa etmenin maliyetini karşılayamamasıydı). Doctor Who ve Kızıl Gezegen'den Ölümcül Balonlar kolayca görevlendirilebilirdi.

Özellikle ben, Huron Gölü ve başka yerlerden enkazları topladıklarında, bilim insanlarının (Roswell Olayı tarzında) garip bir yaşam formunun kalıntılarını keşfedeceklerini, zihnini okumak için kendi ileri teknolojimizi kullanacağımızı ve ortaya çıkan bilgelikten bir şeyler öğreneceğimizi kesinlikle umuyorum.

Bu bilgelik bizi Twitter'ın bir lağım çukuru olduğu, geriye dönüp bakıldığında fosil yakıtları kullanmanın aptalca bir fikir olduğu ve Boris Johnson'a güvenilmemesi gerektiği çıkarımlarına elbette götürecektir. Gerçek orada bir yerlerde.



https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Deniz Sutaş

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU