Kulaklıklar ve biz

Deniz Unay Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Brett Jordan/Unsplash

Kulaklıklar neredeyse 140 yıldır hayatımızda önemli bir yere sahip.

Alexander Graham Bell'in telefonu icat etmesi ve yardımcısı Thomas Watson'la 10 Mart 1876'da yaptığı ilk telefon görüşmesinden itibaren insanlar artık birbirlerini duyarken arada bir ses iletim aracı olan hoparlörler ve kulaklıklara erişim sağladılar.
 

Alexander Graham Bell.jpg
Fotoğraf: Chicagology

 

Sonrasında ise 1881 yılında telefon operatörleri tarafından kullanılması için operatörün omuzuna sabitlenen kulaklıklar geliştirildi.
 

1881.jpg
Fotoğraf: coolmaterial.com

 

1895.jpg
Fotoğraf: coolmaterial.com

 

1910 yılında ise mucit Nathaniel Baldwin, günümüzde kullanılan kulaklıklara en yakın tasarım olan kulaklığı icat edip, Amerikan ordusuna sattı.
 

1910.jpg
Fotoğraf: coolmaterial.com

 

1937 yılında ilk bağımsız kulaklıklar üretilirken, 1980 yılından itibaren kulaklıkların tasarımı ve üretimi gelişti.
 

1937.jpg
Fotoğraf: coolmaterial.com

 

Kulaklıkların tarihsel gelişimine baktığımızda insanların gündelik hayatlarını kolaylaştırmakla beraber, daha kaliteli ve yüksek ses iletimini sağlamakla ilgili ciddi bir rekabet oluşmaya başladı. 
 

Howard Bouchevereau Unsplash.jpg
Fotoğraf: Howard Bouchevereau/Unsplash

 

Kulaklık ekonomisi 

Kulaklıkların kablolu ve kablosuz olarak pazar büyüklüğüne baktığımızda ise karşımıza çıkan verilerin dikkat çekici olduğunu görüyoruz.

  • Grand View Research'e göre, 2020'de bir önceki yıla göre 514,5 milyon kulaklık satıldı. Pazar büyüklüğünün ise 35 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. 
     
  • 2027 yılında kulaklık pazarının büyüklüğü 127 milyar dolara ulaşabileceği tahmin ediliyor. 
     
  • 2027 yılında pazardaki kulaklık talebinin 1.335,7 milyon adet olacağı öngörülüyor. Bu rakam dünyada yaşayan her 6 insandan 1'inin kulaklık satın alması demek.
     
  • Kulaklık pazarında uzunca yıllar zirveyi kimseye bırakmayan Sony, artık Apple ve Bose gibi şirketlerin gerisinde kalmış durumda. 
     

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

 

  • Akıllı telefon üreticileri önceden telefonların yanında ücretsiz olarak verdikleri kulaklıkları artık ücretli ve ayrı bir ürün olarak satmaya başladılar. Telefonlarla senkronize olan kulaklıklardaki yüksek ses kalitesi tüketicileri ayrıca kulaklıkları satın almaya teşvik ediyor.
     
  • Kulaklıkların pazardaki büyüklüğünü etkileyen sektörler ise; fitness, oyun, sanal gerçeklik, müzik ve eğlence olarak karşımıza çıkıyor. 
     
  • Kulaklık pazarındaki gelişmeler, akıllı telefonlara uygulama yapan şirketleri de harekete geçirdi. Ses kalitesini ve özelliklerini artıran mobil uygulamalar milyonlarca indirme aldı. 
     
  • Kulaklık pazarının büyümesindeki etkene sadece gelişen teknoloji ve ürün çeşitliliği olarak bakmamak gerek; kulaklıkların hassas ve çabuk bozulması, tamiri güç ve pahalı olması yeniden kulaklık satın almalarının önünü açıyor. 

    İnsanlardaki hijyen kaygısı havayolu şirketleri başta olmak üzere ulaşım ve toplu etkinliklerde dağıtılan kulaklıkların tek kullanımlık olmasını sağladı. Bunlar göz önünde bulundurulduğunda kulaklıkların hızlı ve yeniden satın alınması pazarı her geçen gün büyütmektedir.
     
  • Bölgesel olarak 2019 yılında Kuzey Amerika'da güçlü olan kulaklık pazarı, zaman içerisinde Avrupa ve diğer bölgeleri etkiledi.
Unsplash (1).jpg
Fotoğraf: Unsplash

 

Kulaklık kullanımı sağlıklı mı? 

Kulaklıklar gerek çalışırken gerek müzik dinlerken gerekse yoğun bir şekilde telefon görüşmeleri yaparken hayatımızı kolaylaştırıyor, fakat normal sesleri bir mekanik sese dönüştürüyor ve daha yüksek desibel değerlerinde duymamız bazı sorunlara neden oluyor.

  • Ses desibel (dB) olarak ölçülür ve değerlendirilir. CDC'nin (ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri) verilerine baktığımız zaman; fısıltı ile konuşmak yaklaşık 30 dB, iki insanın kendi aralarında normal konuşması yaklaşık 60 dB ve bir motosiklet motoru yaklaşık 95 dB'dir.
     
  • Uzun bir süre boyunca 70 dB'nin üzerindeki gürültü işitme duyunuza zarar vermeye başlayabilir.
     
  • 120 dB'nin üzerindeki yüksek ses, kulaklarınıza anında zarar verebilir.
  • 10-60 dB arası sesler işitme kaybına neden olmaz.
     
  • Çamaşır, bulaşık makineleri ve elektirikli süpürgeler gibi 70 dB civarındaki sesler, sizi rahatsız ve huzursuz hissettirebilir. 
     
  • Araç içerisinde seyahat ederken oluşan 80-85 dB aralığındaki sesler, sizi sinirli ve gergin hissettirebilir. 
     
  • CDC verilerine göre, 80-85 dB ve üzerine uzun süre maruz kalmak sizi işitme rahatsızlıklarına ve işitme hasarlarına maruz bırakabilir. 
     
  • Müzik dinlemek ve telefon görüşmeleri yapmak için kullanılan kulaklıklar ise 80-85 dB aralığında bir sese sahiptir.

Bu verilere baktığımızda, insanlık modern yaşam ile birlikte mekanik seslerin arasında yaşamını sürdürmek zorunda bırakıldı.

Sese sadece dB değeri olarak bakmamak gerekiyor. Aynı dB değerine sahip bazı sesler ciddi derecede rahatsız edici iken, müzik dinlerken mutlu hissedebiliyoruz. 
 

Pexels.jpg
Fotoğraf: Pexels

 

Yüksek desibel, ekosistemi tehdit ediyor

 Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler seslerin desibel dB seviyelerini düşürmek için çeşitli çalışmalar yapıyorlar.

Yüksek dB değerindeki sesler sadece insanları değil doğal yaşamı da olumsuz etkiliyor. 

  • Hayvanlar türlerine göre farklı frekans aralığında duyma yeteceğine sahipler. Örneğin memelilerde 90 dB üzerindeki seslere maruz kalmak hayvanları olumsuz etkiler. 
     
  • California Polytechnic State Üniversitesi'ndeki bilim insanları tarafından yapılan bir araştırmaya göre, çevresel gürültü kirliliğinin ve oluşan yüksek desibel değerleri ekosistemimizdeki bitki yaşamını ve çeşitliliğini etkiliyor.
     
  • Maryland Üniversitesi'nden Dr. Arthur N. Popper'ın araştırmaları sonucunda, bazı deniz canlılarının oluşan yüksek sesler ve gürültü kirliliği nedeni ile işime kayıpları yaşadığı gözlemlendi.
     
  • Gürültü kirliliğini önlemek için, ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA) ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), gürültüye bağlı işitme kaybını önlemek için çevresel gürültülerin 24 saat boyunca 70 dBA'nın (8 saatte 75 dBA) altında tutulmasını öneriyor. Fakat New York'ta ölçülen ses dB değeri ortalama 85 dB değerinde. İstanbul gibi dünya metropollerinde oluşan gürültü kirliliği ve yüksek desibel değerleri insan sağlığını ve doğayı olumsuz etkilemeye devam ediyor. 
     
Daniel Fontenele Unsplash.jpg
Fotoğraf: Daniel Fontenele/Unsplash

 

Peki ne yapmalı? 

İnsanların kendi geliştirdikleri makineler ve cihazlarla sadece kendi yaşamlarını değil, doğal ekosistemi nasıl olumsuz etkilediğini ve etkilemeye devam ettiğini görüyoruz.

Ses kirliliği ve yüksek desibel dB değerleri için bazı yaptırımlar oluşsa bile, henüz istenilen refah seviyesine yaklaşamadık.

Çünkü belirli alanlarda eski makineler, trenler, kamyonlar, elektrikli ev aletleri ve iş makineleri kullanıyoruz.

Gürültülü rahatsız edici çevresel seslerden kaçınabilmek için yüksek sesli müzikler dinliyoruz. Aslında yağmurdan kaçarken doluya tutuluyoruz. 

  • Daha kısık seslerde müzik dinlemeliyiz. Özellikle akıllı telefonların bazılarında maruz kaldığımız dB değeri anlık olarak görülebiliyor, bu değerleri dikkate almalıyız. 
     
  • Kulaklık seçimi yaparken çevresel sesleri alıp almadığını kontrol etmeliyiz, çünkü müzik dinlerken çevresel sesleri duyuyorsak sesi daha fazla açıyoruz ve bu durum bizi daha fazla desibele maruz bırakıyor. 
     
  • Eğer kucağımızda uğultu ve çınlamalar hissediyorsak mutlaka bir uzmana görülmeliyiz. 
     
  • Kulaklık hijyenine mutlaka dikkat etmeliyiz.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.  

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU