Karamollaoğlu: Tayyip Bey'in bundan 20 sene önceki yaklaşımı bugünkünden çok farklı

"Erdoğan'ın uluslararası kurumlarla ilgili söylediklerini bir defa daha okumaya ihtiyacı var"

Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu ile Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu görüşmelerinin ardından basın açıklamasında bulundu / Fotoğraf:  Saadet Partisi

Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu'nu ziyaret etti. Ziyaretin ardından iki lider gazetecilere basın açıklamasında bulundu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Osman Kavala kararı hakkında yaptığı, "Bizim mahkeme kararlarımızı tanımayanı biz de tanımayız" açıklamasının sorulması üzerine, Erdoğan'ın geçmişte AİHM'de açtığı davaları hatırlattı.

"Vatandaşlarımız faturalarla ikinci bir kira ödüyor"

Ahmet Davutoğlu, koronavirüs atlatan Karamollaoğlu'na geçmiş olsun dileklerini iletti.

Türkiye'nin çok kritik bir eşikte ve tarihi bir dönemeç noktasında olduğunu belirten Davutoğlu,  son açıklanan enflasyon rakamlarının 2001'den bu yana ulaşılan en yüksek rakamlar olduğunu söyledi.

dedeahmet.jpg
Ahmet Davutoğlu, Temel Karamollaoğlu'nun SP Genel Merkezi'nde ziyaret etti / Fotoğraf: Gelecek Partisi

 

"Bu tablo ile Türkiye'nin kendini gelecek nesillere hazırlaması zor görünüyor. Sorumluluk iktidar partilerinin omuzlarındadır" diyen Gelecek Partisi lideri sözlerini şöyle sürdürdü:

Kış günü her yerden mesajlar geliyor. Gelen elektrik ve doğal gaz zamları ile ikinci bir kira ödüyor vatandaşlarımız. Böyle bir tablo karşısında siyasi partilerin varoluş gerekçesi olan milletin huzuru ve refahı için çaba sarf etme prensibi muhalefete de bir sorumluluk yüklüyor. İktidar yaptıklarıyla sorumludur. Muhalefet de yapmadıkları ve yapamadıkları ile sorumludur

"Türkiye'nin darboğazdan çıkışı için elimizden geleni yapacağız"

Görüşmede  Karamollaoğlu ve ekibiyle çok güzel bir istişare gerçekleştirdiklerini ve muhalefet olarak üzerlerine düşen sorumlulukların bilincinde olduklarını kaydeden Davutoğlu, "Saadet Partisi ve Gelecek Partisi arasındaki ilişki bu dönemlerde hep sürdü. Bir mekanizma içerisinde genel başkan yardımcılarımız görüşmelerini sürdürüyorlar. Bugün ele aldığımız konular arasında parlamenter sistem üzerine genel başkan yardımcılarımızın 6 partinin yürüttüğü çalışmalar vardı. Bundan sonra bu konular ve bu partiler arasındaki iş birliği bağlamında nasıl adımlar atılması gerektiği konusunda istişarelerde bulundu. Türkiye'nin bu dar boğazdan çıkışı için elimizden geleni yapacağız. Bu konuları detaylı bir şekilde ele aldık" diye konuştu.

"Erdoğan'ın uluslararası kurumlarla ilgili söylediklerini bir defa daha okumaya ihtiyacı var"

Davutoğlu'nun açıklamalarının ardından iki lider gazetecilerin sorularını cevapladı.

Bir gazetecinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Osman Kavala kararı hakkında yaptığı yorumla ilgili sorduğu soruya Karamollaoğlu şöyle cevap verdi:

Bundan 20 sene önce Erdoğan'ın uluslararası kurumlarla ilgili söylediklerini bir defa daha okumaya ihtiyacı var. Bizim partilerimiz geçmişte kapatıldı. Tavırlarını biliyoruz. Tayyip Bey'in bundan 20 sene önceki yaklaşımı bugünkünden çok farklı. Meseleleri ele alışı, kararları ve kurallara uymayı bir görev olarak kabul ediyordu. Bu mahkemelerin kararlarını yorumlama noktasına gitmeyeceğim. Onlarında yeri geldiği zaman çok yanlış tavırlar sergilediğini biliyorum. Biz Saadet Partisi ve milli görüşçüler olarak uluslararası mahkemelerin kararlarına çok itibar etmeyebiliriz. Gerekçelerimiz var çünkü. Ben güvenmiyorum. Herhangi bir şey benim yakınımın veya başka birisinin başına bir şey gelirse oradan adil bir karar çıkacağına itimadım yok. Bunu hakimleri tenzih ederek söylüyorum. 10 binlerce insan var, Türk mahkemeleri karar vermiş, o mahkemelerin kararları hiçe sayılmış. Ben Kavala ile ilgili bir şey söylemeyi doğru bulmam. Ben Kavala'yı da tanımam bilmem. Ama mahkeme bir insanı belli bir suçtan dolayı beraat ettiriyor, ama ben onu illa içeride tutacağım diyerek onu tutuyorsanız orada çok ciddi sorunlar var manasına gelir

"Türkiye'nin dışında uluslararası bir mahkeme değil"

Davutoğlu da aynı soruya ilişkin şu açıklamalarda bulundu:

Bu bahsedilen karar merci olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Avrupa Konseyi, Türkiye'nin dışında uluslararası bir mahkeme değildir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, içinde Türk hakimenin de bulunduğu ve Türkiye'nin de içinde olduğu bir süreçtir. Birisi bize bir şey empoze ediyor değil biz içindeyiz. Avrupa Konseyi ise Türkiye'nin kurucu üye olduğu bir yapıdır. Sayın Cumhurbaşkanı öyle bir anlatıyor ki sanki Türkiye'nin üye olmadığı, söz hakkının olmadığı bir konsey ya da Türkiye'nin hiç muhatap olmadığı bir mahkeme, Türkiye'ye baskı yapıyor. Hayır

Kavala dosyası nedeniyle Avrupa Konseyinin Türkiye aleyhinde başlattığı ihlal sürecine ilişkin Davutoğlu, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine geri gönderecekler dosyayı ve Türkiye ihlal etti mi diye bir daha soracaklar. Yazdan itibaren de Türkiye'nin üyeliği askıya alınabilir veya başka müeyyideler uygulanabilir" diye konuştu.

"Objektif olmayan alımlar, bir yolsuzluk türüdür"

"AK Partili iki ismin, müftülük alımı için Van İl Müftülüğüne gönderdiği torpil belgesine ilişkin değerlendirmeniz nedir?" sorusuna Karamollaoğlu, "Şu ana kadar torpil olmayan bir atamanın, değerlendirmenin yapılmadığı kanaatindeyim. Yani belgesi var mı, yok mu bilmiyorum. Ama bu dediğiniz, maalesef geçmişten beri Türkiye'de zaman zaman uygulanan, 'falanca benim yakınımdır' denen ifadeler herhalde. Yani onun burada bir kere gündeme getirilmiş olmasını sanki çok mühim bir hadiseymiş gibi takdim etmeyi de abartılı buluyorum" yanıtını verdi.

Davutoğlu da aynı soruyu, "Bu tür objektif olmayan, belli kriterlere dayanmayan alımlar, kamu istihdamı, bir yolsuzluk türüdür. Geçmişte bunlar münferit olurdu. Referans gibi veya başka şekillerde olurdu, o da yanlış. Eskiden münferit olan olaylar, şimdi sistemin kendisi halini aldı" şeklinde yanıtladı.

Erdoğan daha önce AİHM'e 3 kez başvurmuştu

"Biz kendi mahkemelerimize saygı duyulmasını bekliyoruz" diyen Erdoğan, geçmişte 3 kez AİHM'e başvurmuştu.

Erdoğan ilk kez AİHM'e 1999 yılında "adil yargılanma" talebi ile başvurdu. 1998 yılında Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) tarafından kendisine verilen ceza üzerine dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, AİHM'e ilk kez başvuruda bulundu.

2001 yılında bu kez adli sicil kaydının silinmesi için yaptığı başvurunun reddedilmesi üzerine Erdoğan siyasi bir kararla halkın iradesinin önüne geçildiği gerekçesiyle AİHM'e başvurdu.

Erdoğan 2002 yılında ise Yüksek Seçim Kurulu'nun milletvekili olamayacağı yönündeki kararını da AİHM'e taşıdı.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU