Okullar zamanında; çocuklar aşılanmadan açılmalıdır

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Reuters

Bugünlerde üzerinde en çok konuşulan mevzulardan biri okulların zamanında açılıp açılmayacağı, diğeri büyük çocuk ve gençlerin aşılanmaları.

Salgının ilk döneminde henüz yeni koronavirüs, bulaşma yolları, hastalık tabloları, tedavisi hakkında çok sınırlı bilgilere sahipken, aşıların adı bile geçmezken sıkı sokağa çıkma yasağı; okul, ev ve işyerlerinin kapanması gibi sıkı tedbirler alınması doğru idi.

Bugün ise sosyal hayatı, ekonomiyi, toplum psikolojisini ciddi şekilde bozan bu olağanüstü tedbirlere gerek olmadığı, aksine bunların zararının çok daha fazla olduğu birçok araştırma ile gösterildi.

BMJ'de yayımlanan ve klinik ve moleküler epidemiyoloji, çocuk enfeksiyon hastalıkları ve halk sağlığı mütehassıslarının kaleme aldığı "Okulları kapatmanın bir delili yoktur ve çocuklara zarar verir" başlıklı makalede şu görüşler yer alıyor: 1

Bazı çocuklar için eğitim, yoksulluktan kurtulmanın tek yoludur; diğerleri için okul, tehlikeli veya kaotik bir ev hayatından uzakta güvenli bir sığınak sunar.

Öğrenme kaybı, sosyal etkileşimde azalma, tecrit, fiziksel aktivitede azalma, zihinsel sağlık meselelerinde artma ve suiistimal, sömürü ve ihmalde artış potansiyeli okulların kapanmasıyla ilişkilendirilmiştir.

Gelecekte gelir ve yaşam beklentisi azalması daha az eğitimle ilişkilidir.

Özel eğitim ihtiyacı olan veya hâlihazırda dezavantajlı durumda olan çocuklar daha fazla zarar görme riski altındadır.


Akademisyen Dr. Tomris Cesuroğlu da şunları söylüyor (2):

"Dünya Sağlık Örgütü, Avrupa Hastalık Kontrol Dairesi ECDC, Amerikan Hastalık Kontrol Dairesi CDC, hiçbiri vaka sayıları yükselince okullar kapanır ya da açılmaz demiyor. Hepsinin dediği şu: Vakalar yükselince en yüksek bulaştırıcı yerden en düşüğe kapatmaya başlarsınız.

Her yer kapandıktan sonra en ama en son çare okul kapanmasıdır. Dünyada bu konuda fikir birliği var. Türkiye'de ise tam tersi. 'Vaka sayıları düşmezse okullar açılamaz' diyor bazı hocalar. Yani mantığı tersten kuruyorlar. Ama bu tüm uluslararası önerilere aykırı.

Bu ters ve yanlış mantığındaki bedelini 18 milyon çocuk ve genç 1,5 sene eğitimden mahrum kalarak ödedi. Sadece çok ayrıcalıklı ve çok küçük bir kesim özel dersler veya annelerinin çabasıyla öğrenime, site bahçelerinde fiziksel aktiviteye ve sosyalleşmeye devam etti.

Bu küçük kaymak tabaka dışında kalanlar eğitimden koptu, zekâ gelişimleri durakladı ve geriledi, kasları eridi, obez oldu, evlendirildi, ev içinde temizlikçi oldu, sanayide çırak oldu. Milyonlarca çocuk ve gencin geleceğe dair umutları ellerinden alındı."


Çocuk ve gençlerin aşılanmasına gerek yok

Hastalığı çoğu zaman hiçbir belirti göstermeden atlatan, ağır tablo ve ölümlerin neredeyse hiç görülmediği, bulaşmadaki rolleri son derecede sınırlı olan 18 yaşından küçük çocuklara rutin Kovid-19 aşısı yapılmasına gerek olmadığı kanaatindeyim.

Amerikalı profesör Marty Makarty de Wall Street Journal'de yayınlanan "CDC'nin çocukları aşılamaya zorlamasının arkasındaki çürük kanıt" başlıklı makalesinde şunları yazıyor: 3

"Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC), Kovid hastaneye yatış ve ölümlerini fazla sayıyor ve tek aşının yeterli olup olmadığını dikkate almıyor. Çocukları ilgilendiren çok sayıda hükümet ve özel politika tek bir sayıya dayanmaktadır: 335! Bu, CDC kayıtlarında Kovid teşhisi ile ölen 18 yaş altı çocukların sayısıdır.

21.000 çalışanı olan CDC, Kovid'in sebep olup olmadığını veya önceden var olan bir hastalıkları olup olmadığını ortaya koymak için her ölümü araştırmadı. Bu veriler olmadan, CDC Bağışıklama Uygulamaları Danışma Komitesi (ACIP), Mayıs ayında, iki doz aşılamanın faydalarının, 12 ila 15 yaş arasındaki tüm çocuklar için risklerden daha ağır bastığına karar verdi.

Hakemli dergilerde yüzlerce tıbbi çalışma yazdım ve virüsün tesadüfi mi yoksa nedensel mi olduğunu gösteren veriler olmadan ve obezite gibi ilgili risk faktörlerinin analizi olmadan 335 ölümün bir virüsten kaynaklandığı iddiasını kabul edecek hiçbir dergi editörü olabileceğini düşünemiyorum.

Johns Hopkins'teki araştırma ekibim, Nisan-Ağustos 2020 arasında sağlık sigortası verilerinde Kovid teşhisi konan 18 yaşın altındaki yaklaşık 48.000 çocuğu analiz etmek için FAIR Health ile beraber çalıştı. Raporumuz, lösemi gibi önceden var olan bir hastalığı bulunmayan çocuklar arasında sıfır ölüm oranını buldu."


Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), çocukların okula gitmek için aşı olmalarına gerek olmadığını söylerken, çocukların etrafındaki yetişkinlerin tam olarak aşılanmasının daha önemli olduğunu vurguluyor. 4

DSÖ Covid-uzman komitesi üyesi Dr. Katherine O'Brien, "Gençlerin veya çocukların okula devam edebilmeleri için aşı olmalarına gerek yoktur" diyor.

DSÖ, şimdiye kadarki verilere dayanarak, 18 yaşın altındaki çocukların bugüne kadar bildirilen vakaların yüzde 8,5’ini oluşturduğunu bildirmişti.


Gelelim neticeye

BİR: Eldeki verilere göre okulların gerekli tedbirler alınarak yüz yüze eğitime başlamalarında bir sakınca yoktur; okullar mutlaka zamanında açılmalıdır.

İKİ: 18 yaşından küçüklere rutin olarak Kovid-19 aşısı yapılmasının faydalı ve risksiz olduğunu gösteren yeterli bilimsel delik mevcut değildir. Aşılar, altta yatan ciddi hastalıkları olan çocuklar için düşünülebilir.

ÜÇ: Ağır bağışıklık problemleri (immün yetersizlik, tip 1 diyabet, morbit obez, ağır kronik böbrek hastalığı…) olan çocuklar için özel tedbirler alınması ve özel sınıflar açılması düşünülebilir.

 

 

Kaynaklar:

  1. https://www.bmj.com/content/372/bmj.n521
  2. https://ahmetrasimkucukusta.com/2021/07/24/misafir-yazar/okulllar-en-son-kapatilan-ve-ilk-acilan-yerker-olmali/
  3. https://www.wsj.com/articles/cdc-covid-19-coronavirus-vaccine-side-effects-hospitalization-kids-11626706868
  4. https://www.ntv.com.tr/saglik/dsoden-ogrencilerin-asi-olmasi-ile-ilgili-aciklama,aO-eH82NV0u6JwFJxeSXnA

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU