G7'nin vergi anlaşması fazlaca geciken iyileşme sürecinin başlangıcı olabilir

Yüksek kazançlı devasa şirketlerin makul düzeyde kurumlar vergisi ödemekten kaçınması kabul edilemez

Birleşik Krallık Maliye Bakanı Rishi Sunak küresel vergi için "tarihi anlaşma" derken, Almanya Maliye Bakanı Olaf Scholz "adalet ve mali dayanışma adına iyi bir gelişme" ifadelerini kullandı (AFP)

G7'nin geçen hafta vardığı küresel vergi anlaşması üç kez alkışlanmayı hak ediyor ama bir uyarı işareti de taşıması gerek.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Birinci alkış, en azından bir anlaşma olduğu için. Bir zamanlar dünyanın en büyük 7 ekonomisi olan ülkelerden oluşan G7, bu konuya pek karışmadan izlemekle yetiniyordu. Şu an dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin'le en büyük beşinci ekonomisi Hindistan, G7 üyesi değil. Puan tablosunda geri düşen İtalya ve Kanada ise hâlâ üye.

Şu an küresel ticaretteki büyük kapışmalar ABD'yle Çin ve daha küçük bir ölçekte de ABD'yle AB arasında dönüyor. Fakat G7'nin hâlâ faydaları var, hele bu durumda son derece faydası var çünkü kurumlar vergisinde adalet, ekonominin "eski" liderlerinin ortak hedefi olan bir alan. Bu hedefe ulaşmak için Amerika'nın liderliği gerekiyordu ve Başkan Biden'ın bu liderliği sergilemesi gerçekten hoş karşılandı.

Bu bizi ikinci alkışa götürüyor. ABD, uluslararası politika oluşturma oyununa geri döndü. Trump yönetimi Amerika'nın destekçileri için zor olmuştu çünkü o dönemde ABD genelde doğal müttefikleriyle konuşmaktan ziyade Çin ve Rusya'yla ikili anlaşmalar yapmaya çalışmakla ilgilenir görünüyordu. Uluslararası ticarette hâlâ, özellikle de ABD ve Avrupa arasında gerilimler mevcut fakat en sonunda ortalığı yatıştıracak bir yol da var.

Üçüncü alkış, küresel çapta kurumsal davranış üzerinde iz bırakmış en büyük yaralardan birinin iyileşmeye başlayabileceği ihtimaline geliyor. Yüksek kazançlı devasa şirketlerin vergi cennetlerinde paravan şirketler kurarak makul düzeyde kurumlar vergisi ödemekten kaçınması kabul edilemez. Bunu yapmalarına izin verildiği takdirde piyasa kapitalizmi hayatta kalamaz.
 


Yasal olarak kazançlarını aktarma hakkına sahipler. Ahlaki olarak değiller. G7 anlaşmasında, özellikle de iklim raporlamasını zorunlu kılmak ve çevre suçlarına karşı sert önlemler almak gibi memnuniyetle karşılanan başka unsurlar da var. Fakat adil bir asgari vergi oranı belirlemek büyük bir şeyin başlangıcı olacaktır. Daha önce küresel vergilendirme üzerine hiçbir anlaşma yapılmamıştı. Şimdi bir anlaşma var.

Peki ya uyarı?

Hepimiz bekleyip bu anlaşmanın pratikte nasıl işlediğini görmeliyiz. Beklentileri karşılayamayan büyük uluslararası anlaşmaların uzun bir geçmişi var. Bazen ülkeler taahhütlerini yerine getirmekten bir şekilde kurtulmak için yasal boşluklardan yararlanıyor. Şirketler hem vergiden hem de düzenlemeden kaçınmalarını sağlayan yeni "teşvikler" keşfediyor. Hükümetler onları cesaretlendiriyor.

Dahası dünya ekonomisinin en hızlı büyüyen kısımları, yani Çin, Hindistan, Brezilya vb. bu anlaşmada taraf değil. Yedi maliye bakanı bir şey imzaladı diye dünyanın işleyişi değişmiyor.

Dünya ekonomisi tamamen eşit bir oyun alanına hiçbir zaman izin vermeyecektir. Bunu yapma çabasının peşine kapılıp gitmemeliyiz. Fakat aynı şekilde fazla kuşkucu da olmamalıyız. Dünya devasa şirketlerin sağladığı ürün ve hizmetlerden çok büyük fayda görüyor. Ve şayet bu, onların bunu sağlama şeklini geliştirmeyi amaçlayan daha büyük bir hareketin başlangıcıysa hoş karşılanmayı hak ediyor.



https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: İrem Oral

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU