'Hoş gel' yeni yıl! Adalet için, halkların ortak yaşam ideali için, 'hoş gel'…

Celalettin Can Independent Türkçe için yazdı

Kolaj: Independent Türkçe

Yeni yıldan ne istiyoruz,

Hakla haksızlık arasında ayırımcılığın yapılmadığı,

Demokratik hakların yasaksız, kaygısız ve korkusuz kullanıldığı,

Yurttaşların yasa önünde eşit olduğu,

Mahkeme kararıyla suçu sabit olmayan yurttaşların masum olduğu,

Devlet gücünün anayasa ile dengelendiği,

Yurttaşlık haklarının güvence altına alındığı,

Ekonomik, sosyal ve kültürel değerlerin dağılımında ayrıcalıkların eşitlikten doğduğu bir toplumsallığın yaşandığı, çağdaş, demokratik bir Türkiye istiyoruz.


Çağdaş, demokratik Türkiye için…

12 Eylül darbesiyle ve bütün darbelerle, 

15 Temmuz ve sürekli OHAL darbeciliğiyle,

Yüzyıllık tarihimizden doğru, ‘unutturulan’ ve ‘yok’ sayılan katliamlarla,

Yargısız infazlarla, gözaltında kayıplarla yüzleşen ve “Geçiş Dönemi Adaleti” üzerinden demokratikleşen bir Türkiye istiyoruz!

2000 yılında “Hayata Dönüş” operasyonu adı altında katledilen 28 ve yaralanan 55 siyasi tutukluya, devamla süren açlık grevinde hayatını kaybeden 122 siyasi tutukluya ve uzun ölüm oruçları nedeniyle sakat kalan 600’ün üzerinde siyasi tutukluya adalet istiyoruz!

Lice, Roboski, Sur, Cizre’de dünyadan gizlenen katliamların bütün boyutlarıyla açığa çıkması ve katledilen, evleri yıkılan, göçe zorlanan yüz binler için, Kürt halkı için adalet istiyoruz!


Bir daha aynı şeylerin yaşanmaması için…

“Tetikçiyi” katliama azmettirenler, dönemin adalet ve içişleri bakanları, hükümet yetkilileri, cumhurbaşkanı, Mili Güvenlik Kurulu ve katliamı bizzat gerçekleştirenler gerçekle yüzleşsinler istiyoruz!

Yüzleşsinler ki,

Bir daha insanlık suçu işlenmesin!

Ölenlerin ailelerinin ve tesadüfen sağ kalanların yaraları sağaltılsın!

Toplumsal yaralar adalet duygusuyla sarılsın!

İnsanın insan olmaktan gelen, dokunulmaz ve devredilmez hakları gasp edilmesin!

 
Tekçi, operasyonel adaletsizlikten kurtulmak için…

Bunun için öcelikle;

Tutuklu gazeteciler ve bütün seçilmişler salıverilsin!

Kayyumlar üzerinden yerel yönetimlerin işgali kaldırılsın!

OHAL, Kanun Hükmünde Kararname rejiminin yarattığı adeta toplumsallaşmış ‘beyaz ölümlere ve mağduriyetlere’ son verilsin!

Yüksek Seçim Kurulu, meşru ve bağımsız bir kurum haline getirilsin!

Adil bir seçimin asgari koşulları yaratılsın!


Halkların ortak yaşam idealine ulaşmak için…

Bilelim ki, 

Cehaletten ve sefaletten dolayı gerçeği bilmeyen ya da bilmezlikten gelen;

Zulme karşı çıkmayan, zulme boyun eğen bir toplum, adaletsizliğin başlıca nedenidir!

Bilelim ki zalimden korkulursa, zulüm ‘normalleşir.’

Barışa, adalete, özgürlüğe ve demokrasiye ulaşabiliriz, ancak…

Zalimden korkmadan, zulüm ve zorbalık düzeneğine karşı direnerek;

Adaletsizliğin, insan ve toplum vicdanını kirletmesini ve yok etmesini engelleyerek;

Adalete ve halkların ortak yaşam idealine ulaşabiliriz.


Bir olmak, birlik olmak, zalimlere karşı çıkmak için…

Zaman kaybetmeden hemen…

Baskıcı ve tahakkümcü düzeneğe karşı;

Kanal İstanbul’dan, Munzur Dağları'na kadar doğa düşmanı tekçi düzeneğe karşı;

Temel yurttaşlık hakları için, birleşik bir demokratik/toplumsal hareketin örülmeye başlanması zorunludur.

Gerçek ve adalet, çoğulcu, katılımcı, özgürlükçü ve uygulanabilir bir program üzerinden, toplum ve halkla konuşulması da elzemdir.

Bilelim ki;

Dünyamız sadece zalimler yüzünden yaşanmaz hale gelmedi;

Zalimlere karşı çıkmayanlar;

Türlü bedel ödemekten kaçınanlar;

‘Kendine adalet’, ‘kendine demokrat’ diyen çapsız muhterisler nedeniyle de yaşanmaz hale geldi dünyamız…


Hatırlayalım! 1930’ların Almanya'sını hatırlayalım… 

Sol, sosyal demokratların faşizme karşı ittifak kuramamasının, Nazilerin önünün açılmasında önemli bir unsur olduğunu hatırlayalım! 


Önce vicdan!..

'İyi olmak daha kolaydır, zor olan adil olmaktır, en mükemmel adalet vicdandır' da ondan…

Zulüm düzeneğinin çözülme süreci, baskı koşullanması altında ‘kararan ruhların’ öncelikle vicdanlardan sökülüp atılması ve aydınlanması sürecini getirir de ondan!

Yeni yılda, soğuyan vicdanların ısındığı ve kardeşleşmeyi yaşayan bir memleket dileğiyle…

Hoşgörüsüzlüğe karşı hoşgörü, vesayete karşı özgürlük, fanatizme karşı hümanizm, mekanikleştirmeye karşı bireysellik ya da zorbalığa karşı vicdan…

 

 

* Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.  

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU