Kakatürk değil Atatürk!

Yazar, düşünür Lütfü Oflaz Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Twitter

Atatürk’e kin duyan kindar nesil yetiştirmek istediler.

Bu amaçla minicik çocuklara Atatürk’ü şeytan gibi göstermenin, onu "tu kaka" etmenin gayreti içine girdiler. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Minicik çocukları “O kaka, onu sevme” diye büyüttüler.

Atatürk’ü Kakatürk olarak tanıtma seferberliğine giriştiler.

Ona “Din düşmanı” dediler.

Ona hiç saygı göstermediler.

Görüşlerime başvuran İslamcı basın yayın organları da dahil her mecrada, Atatürk’e yapılan bu saygısızlığa itiraz ettim.

“Atatürk emperyalizme karşı verdiğimiz Kurtuluş Savaşı'nın başkomutanı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideridir. Sırf bu yönüyle dahi saygıyı hak etmektedir; ona saygısızlık edilmemelidir” dedim.

Kaldı ki Atatürk başka yönleriyle de saygıyı hak etmektedir.

Atatürk, “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir. İlimden başka yol gösterici aramak cehalettir” diyen bir liderdir.

Bu düşüncedeki bir lider, benim için fevkalade saygıya değerdir.

Peygamberler de dahil her insanın hata yapabileceği, hiçbir insanın hatasız olmadığı var sayıldığına göre, Atatürk de hatasız değildir.

Ancak onun hatasını eleştirmek başka bir şey, ona saygısızlık etmek başka bir şeydir.

Dedim ya, “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir. İlimden başka yol gösterici aramak cehalettir” diyen bir lider, benim için fevkalade saygıya değerdir. 

Benim için de hayatta en hakiki mürşit ilimdir, bilimdir.

Bilimi rehber edinmiş toplumlar gelişmişler, bilimi rehber edinmemiş toplumlar gelişememişlerdir.

İnandıkları din, mensubu oldukları milliyet, yaşadıkları coğrafya ne olursa olsun, bilimi rehber edinmiş toplumlar gelişmişler; bilimi rehber edinmeyen toplumlar gelişememişlerdir.

Bilimi rehber edinen ABD, Avrupa gibi Batılılar gelişmişlerdir.

Bilimi rehber edinen Japonya, Çin gibi Doğulular gelişmişlerdir.

Bilimi rehber edinen Rusya gibi Avrasyalılar gelişmişlerdir.

Bilimi rehber edinen İsrailliler gibi Ortadoğulular gelişmişlerdir.

Bilimi rehber edinen Hıristiyan ABD’liler, Avrupalılar, Ruslar, Şintoist Japonlar, Budist Çinliler, Yahudi İsrailliler gelişmişlerdir.

Önemli olan şu dinden, şu milliyetten, şu coğrafyadan olmak değil, bilimi rehber edinmektir.

Bilimi rehber edinirsen gelişirsin.

Bilimi rehber edinirsen insanlığa hizmet edersin.

Bilimi rehber edinirsen, insanların hayatını kolaylaştıran bilimsel, teknolojik araç gereçleri, hastalıkları teşhis ve tedavi eden tıbbi araç gereçleri bulup insanlığın hizmetine sunabilirsin.

Bakın bilimi rehber edinen, okuyup araştırmaya önem veren ülkeler, dünyanın en gelişmiş ülkeleri.

Kitapların en çok okunduğu, kütüphanelerin ve de sanat eserlerinin sergilendiği yerlerin en çok ziyaret edildiği ülkeler, dünyanın en gelişmiş ülkeleri.

Günde beş vakit ibadethaneye gidip de yılda bir vakit bile kütüphaneye gitmezsen gelişemezsin.

Ömür boyu dua okuyup da ömür boyu bir kitap bile okumazsan gelişemezsin.

Bilim, teknoloji üretip insanlığa hizmet edemezsin.

Biliyoruz ki bilim, teknoloji üretmemek konusunda hiçbir mazeret geçerli değildir.

Ülkenin savaşta olması, ülkenin yakılıp yıkılması bile bilim, teknoloji üretmemek için mazeret değildir.

Almanya bunun güzel bir örneğidir.

2. Dünya Savaşı’nda Almanya taş taş üstünde kalmayacak şekilde yakılıp yıkılmıştır.

2. Dünya Savaşı’nı kazanan ülkeler, Almanya’yı bölüp ikiye ayırmıştır.

Ama o şartlarda bile Almanya bilim üretmekten geri kalmamıştır.

Kısa zamanda dünyanın en gelişmiş ülkeleri arasındaki yerini almıştır.

Bugün bırakınız bilim üretme konusunu, ekonomik üretim konusunda bile 1 milyar 700 milyon nüfustan ve 63 ülkeden oluşan Müslüman aleminin toplam üretimi, 80 milyon nüfusa sahip Almanya’nın üretimini bulmamaktadır.

Japonya’da 2.Dünya Savaşı’ndan yenik çıkmıştır.

Ordusu ortadan kaldırılmış, tam teslim alınmıştır.

Ancak böylesine zor şartlar altında bile Japonya bilim, teknoloji üretmekten geri kalmamıştır.

Ve sonuçta dünyadaki bilim, teknoloji üretimi yarışında en başlarda yer almıştır.

İsrail deseniz, yetmiş yıl önce çölde kurulmuş bir ülkedir.

Ne var ki bilimsel, teknolojik çalışmanın sonucunda çölü bile yeşertmiştir.

Çölde pek çok çeşit meyve sebze yetiştirip rekor ölçüde ihraç etmeyi becermiştir.

Gönül isterdi ki İsraillilerin bu gerçekleştirdiklerini, yüzyıllardır çölde yaşayan Arap toplumlar da gerçekleştirsin.

Ama bilimi rehber edinirsen bunu gerçekleştirirsin.

Bilimi rehber edinmek ya da edinmemek, işte bütün mesele bu.

Gelişmek isteyen her toplumun anlaması gereken işte bu.

 

 

* Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU