Çin, Tayvan’a karşı “kalem ve silah” stratejisini devreye soktu

Pekin-Tokyo hattında diplomatik kriz tırmanıyor

Şi Cinping liderliğindeki Pekin yönetimi, Tayvan'la "birleşme" politikasından geri adım atılmayacağını vurgulamıştı (Reuters)

Çin'le Japonya arasındaki diplomatik gerginlik artarken Pekin yönetimi, Tayvan'a karşı "kalem ve silah" stratejisini güçlendiriyor. 

Wall Street Journal'ın (WSJ) analizinde, Çin'in Tayvan'a yönelik baskıyı artırmak için propaganda faaliyetlerini yoğunlaştırdığı yazılıyor.

Bu yıl yayımlanmaya başlanan Chénmò Dě Róngyào (Sessiz Onur) adlı diziye televizyonda prime time aralığının ayrıldığı, yapımın büyük ilgi gördüğü belirtiliyor. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

II. Dünya Savaşı sonrasında Çin'de Milliyetçi Parti ve Komünist Parti arasındaki iç savaş Komünist Parti'nin zaferiyle sonuçlanmıştı. Mağlubiyetin ardından Milliyetçi Parti liderleri Tayvan'a sığınmıştı.

Dizi, bu dönemde Tayvan'da görev yapan Çin Komünist Partisi'ne (ÇKP) bağlı casusları konu ediniyor. 

Kimliklerinin açıklanmaması şartıyla WSJ'ye konuşan kaynaklar, çoğunlukla savaş temalı yapımların onaylandığına, diğer konuları işleyen dizi ve filmlerin geri çevrildiğine dikkat çekiyor. 

Diğer yandan Tayvan meselesi, Japonya ve Çin arasında diplomatik kriz de yarattı. 

Japonya Başbakanı Sanae Takaiçi, Parlamento'da 7 Kasım'da düzenlenen oturumda, Tayvan Boğazı'na yönelik muhtemel müdahaleyi "ülkesini tehdit eden bir hareket" olarak göreceğini, böyle bir durumda askeri güç kullanılabileceğini söylemişti. 

Böylelikle ilk kez bir Japon başbakanı, Tayvan'ın işgali halinde ülkenin askeri müdahalede bulunacağını açıkça söylemişti. 

Pekin yönetimiyse Takaiçi'den sözlerini geri almasını istemiş, başbakan bunu reddedince Japonya'nın Pekin Büyükelçisi Kenji Kanasugi'yi çağırarak Tokyo'ya protesto notası vermişti.

Çin Dışişleri Bakanlığı, güvenlik koşullarının uygun olmadığı gerekçesiyle Japonya'ya seyahat uyarısı da yayımlamıştı. Çin Eğitim Bakanlığı da öğrencilere, güvenlik riskleri nedeniyle Japonya'da "eğitim koşullarının uygun olmadığı" uyarısında bulunmuştu.

Pekin'in Japon deniz ürünlerine ithalat yasağını yeniden uygulayacağı da gündeme gelmişti. 

Çin'in Osaka Başkonsolosu Şüe Cien'in "kendilerine saldıran kirli bir boynu tereddüt etmeden kesmeleri gerekeceğini" yazdığı sosyal medya gönderisi de krizi körüklemişti. Japonya, diplomatın "gönüllü olarak ülkesine dönmesini" talep etmişti. 
 


WSJ'nin analizinde, son gelişmelerle Pekin yönetiminin Mao'nun kültürel propaganda ve askeri baskıyı önceleyen "kalem ve silah" stratejisini yoğunlaştırdığı yorumu yapılıyor. 

Bu kapsamda Çin halkının Tayvan'ın işgaline hazırlandığı, aynı zamanda da Taipei yönetimini destekleyen devletlere baskının artırılmasıyla ada ülkesinin izole edilmesinin amaçlandığı yazılıyor.

ABD merkezli düşünce kuruluşu Hudson Enstitüsü'nden Tayvanlı eski parlamenter Jason Hsu şu değerlendirmeleri paylaşıyor: 

Artık yeni normal bu. Kamuoyunu hazırlıyorlar, dünyaya kararlılık mesajı veriyorlar ve herhangi bir askeri harekattan önce psikolojik savaş alanını şekillendiriyorlar.

Pekin, "tek Çin" politikası kapsamında Tayvan'ı kendi toprağı olarak görüyor. Son yıllarda askeri baskıyı artıran Çin, adanın anakarayla yeniden birleşmesi için gerekirse güç kullanabileceğini vurguluyor.

Taipei yönetimiyse buna karşı ABD'nin askeri ve siyasi desteğine güveniyor. ABD'de 1979'da yürürlüğe konan Tayvan İlişkileri Yasası kapsamında Washington, olası bir Çin saldırısına karşı Tayvan'a kendini koruyacak askeri teçhizatı sağlamak zorunda. 


Independent Türkçe, Wall Street Journal, AA

Derleyen: Yasin Sofuoğlu

DAHA FAZLA HABER OKU