Yeni veriler, uçsuz bucaksız Amazon yağmur ormanlarındaki (genellikle Dünya'nın "akciğerleri" diye anılır) hava kirliliğinin dünyanın en büyük şehirlerinin bazılarından daha kötü olduğunu gösteriyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Bağımsız kampanya ağı Greenpeace International, Amazon'un 50 milyon sakininin, PM2.5 diye bilinen toksik partikül maddeye São Paulo, Pekin veya Londra'da yaşayanlardan daha yüksek seviyede maruz kaldığını ortaya koydu.
Hakem değerlendirmesinden geçen bulgulara göre, kirliliğin nedeni büyük ölçüde insanların ormanları sığır ve otlak alanları için temizlemek amacıyla çıkardığı yangınlar.
Greenpeace International'dan kampanya yürütücüsü Lis Cunha yaptığı açıklamada, "Bu yangınlar endüstriyel tarımın gerçek maliyetini ortaya koyuyor. Bu sadece ormansızlaşma değil, aynı zamanda hastane yataklarındaki çocuklar, nefes almakta zorlanan yaşlılar ve küresel et ticaretini beslemek için ormanların dumana dönüşmesi demek" ifadelerini kullandı.
Gaz, petrol, odun, çöp sahaları, inşaat, tarım endüstrisi, orman yangınları ve volkanlardan yayılan birçok kimyasalın karışımı olan PM2.5'e maruz kalmanın bunamayla da bağlantılı olduğu ortaya çıktı.
Çapı insan saçından yaklaşık 30 kat daha küçük olan parçacıklar yüz binlerce kilometre yol kat edebiliyor.
PM2.5 solunduğunda akciğerlere ve kan dolaşımına karışarak erken ölüme, akut bronşite ve kardiyovasküler rahatsızlıklara yol açabiliyor.
Bu tehditler çocukları, bebekleri, astımlı kişileri ve kronik kalp veya akciğer hastalığı olan yaşlı yetişkinleri orantısız bir şekilde etkiliyor.
Greenpeace, kirleticinin Amazon bölgesinde hem akciğer hem de kalp rahatsızlıklarına, onbinlerce hastaneye yatışa ve erken ölüme yol açtığını, Porto Velho ve Lábrea'daki seviyelerinse Dünya Sağlık Örgütü'nün halk sağlığı kılavuzundaki 24 saatlik değeri 20 kattan fazla aştığını belirtiyor.
Bu durum, daha iyi hava koşulları ve Brezilya hükümetinin artan önleyici çalışmaları sayesinde bu yıl yangın sayısının azalmasına rağmen gerçekleşti.
Orada çıkan duman sadece Amazon topluluklarını tehdit etmekle kalmıyor, aynı zamanda yaban hayatında da benzer sorunlara yol açabiliyor. 2021'de yayımlanan bir araştırmaya göre yangınlar sadece üç yılda yüzlerce jaguarı öldürdü. Aynı yıl yayımlanan ayrı bir çalışma ise, Amazon'da yaşayan türlerin yüzde 93-95'inin oradaki yangınların sonuçlarından birinden muzdarip olduğunu ortaya koydu.
Amazon'un sağlıklı kalması, Dünya ikliminin dengesini korumak için hayati önem taşıyor çünkü orman, kritik bir karbon yutağı görevi görüyor. Bu karbon yutağı kısmen bozulmuş durumda ve gezegeni ısıtan karbondioksitten emdiğinden daha fazla salıyor.
Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi'ne göre ormansızlaşma, Brezilya'nın doğu ve güneydoğusunda da etkili oluyor. Kurak mevsimde yağışlarda uzun vadeli düşüşe ve sıcaklıklarda artışa yol açıyor.
Greenpeace, Brezilya'nın Belém kentinde düzenlenen yıllık Birleşmiş Milletler iklim konferansında, ormansızlaşma ve bozulmayı 2030'a kadar tersine çevirmek için bir plan benimsenmesi çağrısında bulundu.
Bu, yıkıma neden olan et ve yem üreticileriyle bağların kesilmesini de içeriyor.
Cunha, "Amazon, gezegenimizdeki yaşamın korunmasında hayati bir rol oynuyor ancak hayvancılık endüstrisi tarafından kasıtlı olarak çıkarılan yangınların dumanında boğuluyor" dedi.
Bu olaylar doğal değil: Sığırlara arazi açmak amacıyla çıkarılan her yangın, orada yaşayan herkesi tehlikeye atıyor.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
independent.co.uk/climate-change
Independent Türkçe için çeviren: Çağatay Koparal
© The Independent