Bugün, Ukrayna-Rusya savaşının uluslararası düzende yarattığı etkilerden birini ele alalım istiyorum.
Bu savaş esnasında güneydeki emniyetli coğrafyasında sessiz sedasız duran İtalya bile yeni bir strateji ile kendisine geniş alanlar açmayı başardı.
Hem de Avrupa’da Fransa ve İspanya’yı rahatsız edecek biçimde ve onların hatalarından kaynaklanan boşluğu doldurarak.
Şimdi konumuza geçelim.
Biliyorsunuz, Rusya’nın Ukrayna'yı işgali, başlangıçta en çok Avrupa'yı tedirgin etti.
Enerji bağımlılıkları sebebiyle Rusya’ya yeteri kadar seslerini yükseltemediler.
2014’te Kırım’ın işgaline göz yummaları da benzer sebeplerdendi.
İtalya gibi Rus gazına yüksek oranda bağımlı olan ülkeler, bu jeopolitik şokun ardından kendilerini stratejik olarak yeniden konumlandırmaya ihtiyaç duydu.
Roma hükümeti, bu zorunlu tercihten başlayan süreci, Başbakan Giorgia Meloni döneminde kurumsallaştırdı ve bunu sadece bir enerji krizi yönetimi değil, Avrupa'nın enerji politikalarında merkezi rol oynama amacıyla dönüştürdü.
İtalya'nın Kuzey Afrika'ya açılımı, bugün "Mattei Planı" adıyla anılan ve çok boyutlu bir jeopolitik stratejisinin merkezinde yer alıyor.
Rusya bağımlılığı ve acil zorunluluk
2020'li yılların başında İtalya, gaz ithalatının yüzde 43'ünü Rusya'dan sağlıyor ve Avrupa'nın Rus enerjisine en bağımlı ülkeleri arasında yer alıyordu.
Ukrayna Savaşı'nın patlak vermesi, İtalya’nın bu yapısal bağımlılığını bir ulusal güvenlik açığına dönüştürdü.
Batı'nın Rusya'ya karşı uyguladığı yaptırımlar ve enerji kaynağının kesintisiz olmasını sağlama gerekliliği, Roma'yı hızla alternatif kaynaklar aramaya itti.
Bu bağlamda, Akdeniz coğrafyası önemli bir avantaj sunuyordu.
İtalyan enerji şirketi Eni'nin tarihsel varlığı, mevcut TransMed boru hattı altyapısı ve Kuzey Afrika'nın petrol-gaz yönünden zengin rezervleri, stratejik bir çözüm sunmaktaydı.
Savaşın yarattığı acil durum, İtalya'nın bölgesel jeopolitik hedeflerini gerçekleştirmek için meşru bir gerekçe sağladı.
Cezayir ekseni: Yeni enerji mimarisi
Mattei Planı ile birlikte kurumsallaştırılan İtalya'nın Afrika stratejisinin merkezinde Cezayir yer alıyor.
Eni ve Cezayir ulusal şirketi Sonatrach arasında imzalanan anlaşmalar, TransMed boru hattı üzerinden gaz sevkiyatını önemli ölçüde artırdı.
2024 yılında Cezayir, İtalya'nın gaz ithalatının yüzde 36'sını karşılayarak ana tedarikçi konumuna yükseldi.
Daha da önemlisi, bu yaklaşım sadece mevcut altyapının kullanımıyla sınırlı değil.
Sonatrach ve Eni, Zemul el-Kibar sahasını geliştirmek amacıyla yaklaşık 1 milyar 350 milyon dolarlık ve 30 yıl sürecek bir yatırım anlaşması imzaladı.
Bu tür büyük ölçekli ve uzun vadeli taahhütler, İtalya'nın Cezayir ile kurmak istediği ilişkinin stratejik derinliğini gösteriyor.
Gelecek için ise GALSI projesi yeniden canlandırıldı.
2000'li yıllarda tasarlanan ancak unutulan bu proje, Tunus'u bypass ederek Cezayir gazını doğrudan İtalya'ya taşıyacak.
Bu hamle, İtalya'nın Avrupa için enerji hub'ı olma iddiasını önemli ölçüde güçlendirecektir.
Mattei Planı: Enerjinin ötesinde strateji
Ocak 2024'te Roma'da düzenlenen İtalya-Afrika zirvesinde açıklanan Mattei Planı, adını Eni'nin kurucusu Enrico Mattei'den alıyor.
Mattei, 1950'lerde üretici ülkelerin menfaatlerini koruyan ve bağımsız Cezayir'e destek veren efsanevi bir figürdür.
Bu tarihi referans, İtalya'yı Fransa gibi sömürgeci geçmiş yükü taşıyan güçlerden ayırıyor.
Plan, "eşitler arası ortaklık" felsefesi üzerine kurulu olup, sadece enerji tedarikini değil, kalkınma ortaklığını hedefliyor.
6 temel sektör -enerji, su, altyapı, gıda güvenliği, eğitim ve sağlık- üzerine odaklanıyor.
Temmuz 2024'te Bonifiche Ferraresi grubu ile imzalanan 420 milyon euroluk tarım sözleşmesi, Cezayir'in Timimoun vilayetinde tahıl ve bakliyat üretimini geliştirmeyi hedefliyor.
Aynı ayda Fiat'ın Oran yakınlarında fabrika açması ise endüstriyel iş birliğinin somut göstergesidir.
Strateji, Kuzey Afrika'yı sadece enerji kaynağı değil, kıtanın geri kalanına açılış kapısı olarak görüyor.
Angola'daki demiryolu yatırımları ve Kenya'daki biyoyakıt projeleri bu vizyon kapsamında yer alıyor.
Avrupa içi rekabetten avantaj
İtalya'nın Kuzey Afrika'daki hızlı ilerlemesi, Fransa ve İspanya'nın aleyhine işliyor.
Fransa, Sahel'de gerileyip Cezayir ve Tunus ile krizde iken, İtalya boşluğu doldurdu.
Temmuz 2024'te Fransa'nın Fas'ın Batı Sahra üzerindeki egemenliğini tanımasıyla başlayan diplomatik gerginlik, İtalya'ya avantaj sağladı.
İspanya da benzer sorunlarla karşı karşıya. Fas'ın Batı Sahra planına verdiği destek, Cezayir'i Maghreb-Avrupa gaz boru hattını kapatmaya itti.
İtalya ise ilişkilerini güçlendirerek TransMed kapasitesini artırdı.
Göçle mücadele ve pragmatik diplomasi
Mattei Planı'nın bir diğer kritik yönü göçle mücadelesi.
Meloni hükümeti, Cezayir ve Tunus'u "kalkan" olarak nitelendiriyor -yani Avrupa'ya yönelik yasadışı göçe karşı koruyucu alan.
Bu pragmatik yaklaşım, Fransa'nın geleneksel insan hakları ve yönetişim koşullarına bağlı ilişkilerinden radikal bir fark.
2024 başında Cezayir ile imzalanan güvenlik iş birliği anlaşması, bu stratejinin somutlaştırılmış hali.
Meloni hükümeti, otoriterlikleri nedeniyle eleştirilen rejimleri yargılamaktan ziyade pratik çıkarlar üzerine ilişkiler kuruyor.
Enerji geçişi ve yenilenebililer
İtalya'nın stratejisi, sadece fosil yakıtlarla sınırlı değil.
MedLink Projesi, Cezayir, Tunus ve İtalya'yı kapsayan yaklaşık 7 milyar euroluk bir girişim.
Kuzey Afrika'da kurulacak 10 GW kapasiteli güneş ve rüzgâr santrallerinden üretilen elektrik, 2 GW gücünde denizaltı kablolarla Avrupa'ya taşınacaktır.
AB Komisyonu'nun bunu öncelikli proje olarak kabul etmesi, İtalya'nın Avrupa enerji haritasında merkezi rolünü pekiştiriyor.
Sonuç
İtalya'nın Afrika açılımı, zorunluluktan kaynaklanan kriz yönetimi hamlesini, derinlikli jeopolitik stratejiye dönüştürmesinin başarılı bir örneği.
Rusya'ya olan gaz bağımlılığı azaltılırken, Avrupa'da yeni bir enerji merkezi konumu inşa ederek, Kuzey Afrika rejimleriyle ayrıcalıklı ilişkiler kurdular.
Fakat stratejinin uzun vadeli başarısı, vadedilen yatırımların yerine getirilmesine, bölgedeki siyasi istikrarsızlıkların yönetilmesine ve Mattei'nin "eşitler arası ortaklık" söyleminin somut sonuçlara dönüştürülmesine bağlı.
*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish