Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında konuştu.
Özel konuşmasında şunları kaydetti:
Madrid ve Brüksel'de programlarımız yurt içinden ve yurt dışından büyük ilgi gördü. Tabii ilgi gösterenlerin başında da Sayın Erdoğan var. Çünkü Sayın Erdoğan öyle bir anlayışa sahip ki, geçmişte kendine helal olan şimdi onun yönettiği ülkede muhalefete haramdır. Onun sevabı bizim günahımız olacak. O ne yapmışsa geçmişte yapmış olacak ama bugüne gelince o her şeyi yapacak, muhalefet susacak. O bir çerçeve çizecek. Muhalefet onun içinde yapılacak. Çizdiği sınırların dışına çıkılmayacak. Ayrıca Türkiye'de üniversitelerde başörtüsü sorunu varken Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gideceksin, dava açacaksın. Dava kazanacaksın. Devletten tazminat alacaksın. Bu Avrupa'ya şikayet etmek olmayacak. O gün de yapılanın yanlış olduğunu, hak aramanın meşru olduğunu söylüyordum. AK Parti'ye kapatma davası açılacak. Üçerli dörderli heyetler yapacaksın. Dünya başkentlerine gideceksin. Kendi ülkendeki bir yargı sürecini dünya başkentlerine anlatacaksın, bu meşru olacak. 15 Temmuz akşamı ne istediyse verdiklerin, etle tırnak oldukların, altına F16 çektiğin, tank verdiklerin demokrasiye karşı darbe girişimine girişecek.
Biz senin bize yaptığın husumetleri, haksızlıkları her şeyi bir kenara bırakıp demokrasinin yanında darbenin karşısında bulunacağız. Sabah ilk teşekkür telefonunu bize açacaksın. Sonra diyeceksin ki CHP'nin uluslararası bağlantıları çok güçlü. Yardım edin bu darbeyi dünyaya birlikte anlatalım. O zaman bunların hepsi olacak. Yani darbenin mağduruyken yurt dışına gidip anlatacaksın. Sonra yıllar önce ya bu demokrasi bizim anlayışımıza ne kadar uygun diyene bir trendir, tramvaydır. İşimize girdi geldi, bindik işimize gelmediğinde ineriz dediğin yaklaşımla uyumlu olarak yıllarca seçim kazanınca milli irade bir kere kaybedince kirli irade. Bahçeli, kol kırılsın yen içinde kalsın diyor. Sayın Bahçeli, sayın Erdoğan kırılan kol bizim, kırılan kalp bizim, aileleriyle tehdit edilenler bizim arkadaşlarımız. Sayın Bahçeli, kızılcık şerbetini Erdoğan'ın etrafındakiler içsin, biz kan kusalım istiyorsunuz. Kusura bakmayın hiçbir yerde o yoğurdun bolluğu kalmamıştır, CHP milleti ile birlikte ayaktadır, hakkını aramaktadır, sonuna kadar da arayacaktır. Türkiye'nin 6.5 milyon oy almış siyasi partisiyle tokalaşıyoruz diye bizi terörist ilan ediyordunuz. Yıllarca bebek katili dediğiniz kişiye kurucu önder diyorsunuz. Bunların hepsi milletin gözü önünde oluyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Erdoğan'ın "Avrupa'ya şikayet" sözlerine yanıt
Biz bir kelime eksik söylersek siz bu milleti susturacaksınız, biz bir adım geri gidersek siz bu ülkeyi 50 yıl geri götüreceksiniz. Ne bir kelime eksik konuşacağız ne de bir santim eğileceğiz. Biz içeride de dışarıda da Türkiye'nin kazancını gözetiriz. İktidarda kalabilmek için her tavizi veren kendini düşünen bir iktidar anlayışı var. Erdoğan ortaya çıkan görüntüden çok rahatsız olmuş. Diyor ki siyasi hayatımın hiçbir yerinde eğilmedim, bükülmedim. Sayın Erdoğan'ın omurgalı duruşundan birkaç tanesini hatırlayalım. Rus uçağı düşürülünce cumhurbaşkanı ve başbakan yarışa girdi. Erdoğan çok kızdı, ben düşürdüm dedi. Putin, senin ailenin zenginleşmesini ve taşıdığı petrolleri AB'ye sunacağım dediğinde özür mektubu yazdı. Çok omurgalı bir duruş gösterdi.
Trump'tan bir telefon geldi. Rahip Brunson akşamüstü kendini Beyaz Saray'da buldu. Trump her aklına geldiğinde nasıl verdi ama papazımı diye konuşuyor. Çok omurgalı bir duruşu var Erdoğan'ın. İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği söz konusu oldu. Biz dedik ki NATO'da açık kapı politikası var. NATO'nun o kanadının da güçlenmesi lazım. Vay Finlandiya İsveç vaktiyle PKK'lılar iki tur döndüler orada eylem yaptılar. Siz nasıl PKK'nın hamisi ülkeyi NATO'ya sokarsınız dedi. 4 ay sonra günü geldi. İlk imzayı kendi attı. Kalemi Avrupalıların elinden kaptık. İlk imzayı kendi attı. Ama omurgalı bir duruş sergiledi Erdoğan Batı'ya karşı. Birleşik Arap Emirlikleri’ne 15 Temmuz'dan sonra darbenin finansörü dediler. Yeni Şafak gazetesinden Emiri'in fotoğrafını basıp darbenin finansörü altına kocaman puntolarla şerefsizler diye manşet attılar. Daha sonra gidip Birleşik Arap Emirlikleri’nde kardeşine sarılmaz insan o kadar. Emire öyle sarıldı. Para istedi yaklaşan seçimler için. Cemal Kaşıkçı cinayeti bu ülkenin topraklarında işlenen bir cinayetten Suudi Arabistan'ı doğrudan sorumlu tutup katil ilan edip daha sonra doların yeşilinin ucunu gösterdiklerinde dosyayı iadeli taahhütlü bile değil, tek taraflı karşı tarafa ön ödemeli olarak Erdoğan aldı yolladı yetiştirdi.
Trump Erdoğan'a aptal olma diye mektup yazdı. O mektubu katlarım cebime koyarım dedi. Hala orada duruyor. Dışişleri Bakanı bizden randevu dileniyorlar dedi. Bunu dedikten iki gün sonra randevuya gitti. ABD elçisi Trump akıllı adam. Erdoğan'da olmayanı verecek. Kendisine meşruiyet verecek her şeyi alacak. Çok da güzel olacak sonu dedi. Tam da dediği gibi gitti. Boeingleri satın aldı. Pahallı gazı satın aldı. Nadir toprak elementlerini peşkeş çekti. Ne varsa verdi. Karşılığında hileli seçimleri en iyi bu bilir ama seçim yapılırsa bu kazanır diye Türkiye'de olmayan meşruiyeti güya Trump'tan aldı. Omurgalı duruş diyorsun ya. Omurga dediğin 33 omurdan oluşur. 6 tanesini bir nefeste saydım. 33 tanesini iki nefesle saymazsam namerdim. Eğer sen omurgalıysan şimdi bir omurgalı duruşu daha hep birlikte yaşıyoruz. Milletin önünde bir konuşalım. Gazze'de 2 yıldır İsrail'in soykırımı var katliamı var. Mısır'da bir ateşkes mutabakatı imzalandı. Biz ilk baştan beri bu sürece hep şöyle yaklaşıyoruz. Bu adil bir barış değil. Ama Aliye İzzetbegoviç'in söylediği gibi kötü bir barış süren bir savaştan iyidir. Hiç olmazsa 67.000 Filistinli ölmüş. Yarısı kadın ve çocuk. Bundan sonra ölümler durdurulamıyordu. Gazze tamamen sürülüp gidiyordu ve Trump'ın oradaki hayalleri ortadaydı. Kan akmamasına, çocukların açlıktan ölmemesine, kadınların ölmemesine, ekmek kuyruktakilerin taranmamasına bir umut varsa peki dedi bütün dünya.
"Gazze İsrail işgalinden kurtarılıp Trump'ın ilhakına açma hevesine de uyanık ve temkinli bir şekilde yaklaşıyoruz"
Mahmut Abbas bile peki dedi. Biz de peki dedik takip ediyoruz. Beklentimiz katliamların tamamen durması, insani yardımların ve sağlık hizmetlerinin eksiksiz sağlanması, bağımsız bir Filistin devletinin tanınması ve Gazze'nin Filistin toprağı olarak muhafaza edilmesi. Bunun dışında bir şey istemek zaten Filistin davasını terk etmek, Filistin'i yalnızlaştırmak ve İsrail'in kayığına binmektir. 2 yıldır kararlı bir şekilde savunduğumuz bu meselede Erdoğan iktidarının ikircikli tutumunu her seferinde eleştirdik. Gazze İsrail işgalinden kurtarılıp Trump'ın ilhakına açma hevesine de uyanık ve temkinli bir şekilde yaklaşıyoruz. İçinde bulunduğumuz tüm uluslararası örgütlerde de bu tehlikeye dikkat çekiyoruz. Dün Mısır'da Trump'ın şımarık ve alaycı bir şovunu bütün dünya ibretle izledi. Trump bu şovdan saatler önce İsrail parlamentosunda bir konuşma yaptı. Netanyahu'ya sen bir savaş kahramanısın dedi. Ve dedi ki herkesin içinde ona kullanması için en iyi silahlarımızı verdik. O da iyi bir iş çıkardı dedi. Tek tek İsrail parlamentosunun başkanı savaş suçlularını anons etti. O katliamları yapanları. O komutanlar tek tek ayağa kalktılar. Bütün salondan alkış aldılar. Çoğunda Trump da ayağa kalktı. Ayakta alkışladı onları. 67 bin kişinin katillerini. En şahin bakanlar anons edildi. En çok onlar alkış aldı.
"Dün iki yerde sevinç vardı birisi İsrail Parlamentosu biri de AKP'nin yandaş basını"
Trump da onları ayakta alkışladı. Sumud Filosu'na saldıranları ayakta alkışladılar. Ve Trump döndü dedi ki 'sevinebilirsin mutlu olabilirsin. Savaşı sen kazandın' dedi Netanyahu'ya. Başardın dedi. En iyi silahlarımı sana verdim. İyi iş çıkardın dedi dakikalarca alkışlandı. Sonra oradan Mısır'a geçti ve herhalde Türkiye'yi yurt dışındaki birçok konuda Erdoğan'ı takip ediyoruz. İzliyoruz. Zaman zaman doğru tutum aldığında destekliyoruz diyoruz. Hiç çekinmeden bu kürsüden söyledim. Rusya Ukrayna arasında taraf olmamak, barışa alaycılık etmek, tahıl koridoruna çalışmak doğru iş. Biz de olsak aynısını yaparız dedik. Çoğu zaman yanlışlarını eleştirdik. Ama hiç dünkü kadar utanmamıştım. Hiç dünkü kadar midem bulanmamıştı. İsrail parlamentosundaki o şov yetmezmiş gibi bir de güya Netanyahu da gelecekmiş de Erdoğan karşı çıkmış. Ya Netanyahu nereye geliyor? Nereye geliyor Netanyahu? Eli kanlı adam. Katliamların faili soykırımcı Netanyahu. Bizim onu Lahey'de yargılatmamız lazımken 67 bin kişinin kanının hesabını sormamız lazımken neredeyse bir araya geleceklermiş de karşı çıkılmış marşı çıkılmış. En büyük utancım şu. Dün iki yerde sevinç vardı. Birisi İsrail parlamentosunda İsrail basınında bile bu kadar değil. İkincisi AK Parti'nin yandaş basınında. Buradan dün yaşananları bir başarı, bir zafer, Hamas direndi, Erdoğan kazandı.
Ya ne Erdoğan kazandı? Erdoğan yıllarca Trump'a sustu. Trump Netanyahu'yu övdü, önünü açtı. Ekmek kuyruğunda kadınlar tarandı. Gık demediniz. Gık demediniz. Parmağınızı oynatamadınız. Ne zamanki oradaki bölüşüm meselesinde anlaştılar, hidrokarbonlar Amerika'nın, Gazze'de Amerika'nın ilhakı olacak bütün 150 ülke Filistin'i tanımışken kendilerince manevra yaptılar. Bizim yandaş basın utanmadan, sıkılmadan İsrail parlamentosundaki o havayı görmeden bunu Erdoğan'a bir yurt içinde acaba iç siyasette faydası olur mu diye bir başarı gibi göstermeye çalışıyor. Beyler buradan hepinizin gözünün içine baka baka söylüyorum. Hey biz yas eviyiz. 67 bin tane cenaze var orada. Siz İsrail'in düğün evinin defçisi gibi davranıyorsunuz. Yazıklar olsun hepinize. Yazıklar olsun. Yarısı kadın, çocuk 67 bin Filistinli katledilmişken İsrail'in davuluyla zurnasıyla halaya duran yandaş basına diyorum ki sizde ne yerlilik var, ne millilik var. Şu kadar vicdan yok. Sadece yalakalık var. Sadece yalakalık var. İmzalanan şey barış anlaşması değil ateşkes mutabakatı.
Erdoğan'ın imzasıyla poz verdiği belge bir niyet beyanı. İçinde bağımsız Filistin devleti yok. İki devletli çözüme atıf yok. Gazze'nin Filistin toprağı olduğu yok. Filistin'in seçilmiş Filistinliler tarafından yönetilmesine ilişkin irade yok. 70 bin kişiyi öldürenlere karşı bu insanlık suçuna karşı bir uluslararası hukuk hatırlatması yok. Ne var? İsrail'de düğün dernek var. Bizim utanmazlar da Türkiye'de konvoy yapıyorlar İsrail'in peşinden. Yazıklar olsun. Bu konuda bu konuda biraz önce söyledim. Nasıl efendim bizim çizdiğimiz alanda siyaset yapacaksınız. Biz lokomotif olduk. Katar gibi peşimize takılacaksınız vagon yapacaksınız çuf çuf ben başı çekeceğim. Muhalefet arkama dizileceksiniz. Geç onları Erdoğan, geç onları. Çok geride kaldı onlar. Doğru bildiğimizi söyleriz, savunuruz. Erdoğan'ın ne arkasına diziliriz, ne yanına diziliriz. Ne zamanki bu zulüm sürer bunun için içeride mücadele eder, dışarıda anlatırız. Filistin'in dostuyuz. Zalimlerin karşısındayız. Trump'tan medet umanlara söylüyoruz. Mübarek olsun Trump'ınız. Onun da karşısındayız. Sizin de karşınızdayız. Amerika'nın başkanından çekilseydik Kıbrıs Barış Harekatı yapılamazdı. Dünyanın dünyanın devletlerinden, krallarından, liderlerinden çekinseydik Milli Mücadele başarılı olamazdı. O yüzden Cumhuriyet Halk Partisi kuruluşun, kurtuluşun kurucu iradenin çelik gibi bir iradenin partisidir. Buradadır. Kimse korkmasın. Türkiye'nin çıkarları Cumhuriyet Halk Partisi'ne emanettir. Kimse Trump'a Trump'la Trump'a yapılacak bir iktidar hevesine kapılmasın. Cumhuriyet Halk Partisi geliyor. Tam bağımsız Türkiye geliyor. Trump'tan da bağımsız, Netanyahu'dan da bağımsız.
"19 Mart darbesinin maliyeti 160 milyar dolar"
19 Mart darbesinin maliyeti 160 milyar dolar. Bunu ben söylemiyorum. Bunu devletin kayıtları söylüyor. Sattıkları rezerv, faize binen yük, faiz artışının getirdiği dış borç yükü ve her şey. Her şey. 19 Mart darbesinde harcanan bu para bu milyar ama yeni milyar yani bunun üstüne 6 tane daha 0 ekleyeceksin eski parayla. Eski milyar gibi değil. Yeni paranın milyarı bu. Emekliye yapılan zammın 150 katını 19 Mart darbesi için harcadılar. Asgari ücretliye verilmeyen zammı yani 22.000 liraya biz 30.000 lira yapın dedik. O paranın yok dedikleri paranın 120 katını harcadılar. Çiftçiye destek veriyorlar. Biz diyoruz ki kanuna göre alması gereken gayrisafi milli hasılanın yüzde 1'i sizin verdiğiniz yüzde 0.2 binde 2 5 katını vermelisiniz. Vermeyiz diyorlar. 100 katını bu darbeye harcıyorlar. Bakın Türkiye'deki bütün çiftçilerin aldığının 5 katını verseler kanuna uygun şekilde nefes alacak oraya vermeyen buraya veriyor.
Ama Plan Bütçe Komisyonu'nda şimdi başlıyor Plan Bütçe Komisyonu yine bütçe görüşmeleri. Geçen sene vazgeçilen gelir vergileri için ayrılan kalem firma çalışmış, üretmiş, satmış, ihraç etmiş, kar etmiş, vergisi çıkmış. 700 milyar liralık vergiyi silmek için bütçeye kalem koyuyorlar. Kur korumalı mevduata 2,5 trilyon lira veriyorlar. Yani param var ama dolara mı koysam koyma dolar yükselir. Faize mi koysam? Sen gel bunu kur korumalı mevduata koy. Faiz neyse veririz. Dolar ondan çok yükselirse aradaki farkı aramızda toplar onu da sana biz öderiz. Kim kim toplandık biliyor musunuz? Asgari ücretliler işçiler, memurlar, çiftçiler, esnaflar. Yani fakirler fakir bıraktıkları aramızda toplayıp 2,5 trilyon lira kur korumalı mevduata para harcadık. Daha bu yıl daha bu yıl 8 ayda faize 1,5 trilyon lira vergi harcadık. Ve burası burası zurnanın zırt dediği yer.
"Yoksulun cebine atılan eli çekeceğiz"
Yoksulun cebine atılan o eli oradan çekeceğiz. Kırıp atacağız. O eli o şefkatli eli milletin sırtına dayayacağız sırtına. Tabii gerçek gündemimiz geçim derdi. Vatandaş tarihin en büyük borç batağında. Rakamlar açıklanıyor. Duymuşsunuzdur. İcra takibine alınan batık kredi 500 milyar lirayı geçmiş. Ama esas mevzu ne biliyor musunuz? Bireysel kredi borcu 5.3 trilyon lirayla kendi rekorunu kırdı geçen ay ve bu yılın ilk 8 ayında ocaktan ağustosa kadar 2 milyon yeni kişi icra takibine alındı. Ve icradaki dosya sayısı 24.645.000'e çıktı. Yani 22 milyonmuş 24 milyona çıkmış. 2 milyon yeni hacze uğramak üzere olan icra dairelerine dosyası düşmüş olan vatandaş var sadece 8 ayda. Ve nüfusa oranlandığında 10 kişiden üçünün icra dosyası var memlekette. Her 10 kişiden üçünün icraya düştüğü bir noktadayız.
Merkez Bankası'nın faizi yüksek düşecekti ne güzel. Araya 19 Mart'ı yaptılar. O yüzden faizleri tekrar arttırdılar. Milleti zarara soktular. Ama faiz 40.5. Ama öyle bir geçen hafta söyledim çok büyük dikkat uyandırdı. İnsanlar bazen de veriyorlar da verdiklerinin farkına varmıyorlar. O rakamı geçen ay söylemiştim. Bunu bir kez daha gösterelim istedik. Bunu unutturmayacağız. Geçen hafta demiştim. Hem grubumuz bunun mücadelesini verecek. Plan Bütçe Komisyonu'nda Meclis Genel Kurulunda hem sokaklarda. Bakın memlekette faiz yüzde 40 ama kredi kartına ve kredili mevduat hesabına uygulanan faiz yüzde 4,5. Üstüne de yüzde 30 vergi alıyor. BSMV banka, sigorta, muamele vergisi ve kaynak kullanımı destekleme fonu yüzde 5.85'e geliyor aylık. Bunun her ay 5,85 yıllık bileşeni yüzde 95. Merkez Bankası politika faizi 40 ama kredi kartını borcu borçla çevirmeye çalışan bu vatandaş 40,5'in üzerine yüzde 50 gariban olma bedeli. Gariban olma bedeli ödüyor ve yüzde 95 faiz alıyor. Şu yüzde 40'a göre parası olana verilen ve sonra geri alınan kredilerde bu rakamlar bunun biraz üstü uygulanıyor. Ama bu amcama yüzde 95 faiz uygulanıyor. Öyle bir noktadayız ki bakın zenginseniz örneğin 5 milyon lira faiz geliriniz var. Sizden alınan vergi sadece yüzde 17,5 stopaj. Parayı bankaya koyuyorsun. Milyonlarca lira faiz alıyorsun. yüzde 17,5'unu stopaj diye kesiyorlar. Bu amcamın kredi kartı borcunu öderken sırf yüzde 30, sırf yüzde 30 vergi alıyorlar. Faiz de alınan vergi 17,5 batmış adamın bankaya ödediği kredi kartına işlenen faizde yüzde 30 vergi var. Ve katlanıyor yüzde 95'e geliyor.
“Bu iş 80 yaş üzeri birkaç kişinin akran dayanışmasına kurban edilemez”
Bir yandan bir gün sabah kalkıp da yıllardır yüzüne bakmadıklarının elini sıkanlar bir yanda biz durduğumuz yerdeyiz. Gelinen aşamada bazı uyarıları yapmamız gerekiyor. Komisyon orada dinliyor, dinliyor. Biz komisyona girerken de söyledik. Yeni anayasa konuşulmasında biz yokuz. Vize sorunundan kurtulmak, dünyanın en pahalı internetinden kurtulmak lazım. Bunun için var. Bu iş 80 yaş üzeri birkaç kişinin akran dayanışmasına kurban edilemez.
Independent Türkçe